حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ ( اتَّقُوا اللَّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنْتُمْ مُسْلِمُونَ ) قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : "لَوْ أَنَّ قَطْرَةً مِنَ الزَّقُّومِ قُطِرَتْ فِى دَارِ الدُّنْيَا لأَفْسَدَتْ عَلَى أَهْلِ الدُّنْيَا مَعَايِشَهُمْ فَكَيْفَ بِمَنْ يَكُونُ طَعَامَهُ " . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Açıklama: فَكَيْفَ بِمَنْ يَكُونُ طَعَامَهُ "Yiyeceği zakkum olan kişi ne yapacak" şeklinde de çevrilebilir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14908, T002585
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ ( اتَّقُوا اللَّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنْتُمْ مُسْلِمُونَ ) قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : "لَوْ أَنَّ قَطْرَةً مِنَ الزَّقُّومِ قُطِرَتْ فِى دَارِ الدُّنْيَا لأَفْسَدَتْ عَلَى أَهْلِ الدُّنْيَا مَعَايِشَهُمْ فَكَيْفَ بِمَنْ يَكُونُ طَعَامَهُ " . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylan, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona el-'Ameş, ona Mücahid, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav), 'Ey iman edenler Allah'tan sakınılması gerektiği gibi sakının ve herhalde müslüman olarak can veriniz' (Âli İmrân, 3/102) ayetini okuyup şöyle buyurdu: "Eğer zakkumdan bir damla yere damlatılmış olsaydı, o damla dünyadaki canlıların geçim vesilesi (olan tüm gıda maddeleri)ni bozardı. Yiyeceği zakkum olan (cehennem halkının) hali nasıl (elem verici)dir?"
Ebu İsa (et-Tirmizî): 'Bu, hasen sahih bir hadistir', dedi.
Açıklama:
فَكَيْفَ بِمَنْ يَكُونُ طَعَامَهُ "Yiyeceği zakkum olan kişi ne yapacak" şeklinde de çevrilebilir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü cehennem 4, 4/707
Senetler:
()
Konular:
CEHENNEM TASVİRLERİ
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, sıfatları
Cehennem, toplanma yeri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32572, B003258
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُهَاجِرٍ أَبِى الْحَسَنِ قَالَ سَمِعْتُ زَيْدَ بْنَ وَهْبٍ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا ذَرٍّ - رضى الله عنه - يَقُولُ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَقَالَ « أَبْرِدْ » . ثُمَّ قَالَ « أَبْرِدْ » . حَتَّى فَاءَ الْفَىْءُ ، يَعْنِى لِلتُّلُولِ ، ثُمَّ قَالَ « أَبْرِدُوا بِالصَّلاَةِ ، فَإِنَّ شِدَّةَ الْحَرِّ مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Muhâcir, ona Ebu Hasan, ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zerr şöyle demiştir:
"Peygamber (sav) bir seferdeydi. (Müezzine ezanı) 'Serin bir vakte bırak' buyurdu. Sonra yine: "Serinliği bekle, tepelerin gölgeleri arka taraflarına dönünceye kadar' buyurdu. Bundan sonra Peygamber: 'Namazı serinliğe bırakmış. Şüphesiz sıcağın şiddeti cehennemin kaynamasındandır.' Buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Bedü'l-Halk 10, 1/850
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Hasan Muhacir et-Teymi (Muhacir)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Cehennem, sıfatları
Namaz, aşırı sıcakta
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32579, B003265
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِى أُوَيْسٍ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « نَارُكُمْ جُزْءٌ مِنْ سَبْعِينَ جُزْءًا مِنْ نَارِ جَهَنَّمَ » . قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، إِنْ كَانَتْ لَكَافِيَةً . قَالَ « فُضِّلَتْ عَلَيْهِنَّ بِتِسْعَةٍ وَسِتِّينَ جُزْءًا ، كُلُّهُنَّ مِثْلُ حَرِّهَا » .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Ebu Üveys, ona Mâlik, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Sizin ateşiniz cehennem ateşinin yetmişte biri kadardır.' Sahabiler tarafından: 'Ey Allah'ın Rasulü! Dünyâ ateşi azâb için yeterlidir, denildi. Rasulullah: 'Cehennem ateşi dünya ateşleri üzerine altmış dokuz derece daha fazla kılındı. Bunlardan her birinin sıcaklığı bütün dünya ateşinin sıcaklığı gibidir.' Buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Bedü'l-Halk 10, 1/850
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
CEHENNEM TASVİRLERİ
Cehennem, Dereceleri
Cehennem, sıfatları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32994, B004849
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُوسَى الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا أَبُو سُفْيَانَ الْحِمْيَرِىُّ سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا عَوْفٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رَفَعَهُ وَأَكْثَرُ مَا كَانَ يُوقِفُهُ أَبُو سُفْيَانَ « يُقَالُ لِجَهَنَّمَ هَلِ امْتَلأْتِ وَتَقُولُ هَلْ مِنْ مَزِيدٍ فَيَضَعُ الرَّبُّ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَدَمَهُ عَلَيْهَا فَتَقُولُ قَطِ قَطِ » .
Tercemesi:
Bize Musa b.Muhammed el-Kattân, ona Ebu Süfyan el-Himyerî Saîd b. Yahya b. Mehdi, ona Avf, ona Muhammed, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir. Ebu Süfyan bu hadisi ref ederek Hz. Peygamber'e ref etti. O, hadisi mevkuf olarak rivayet eden nadiren ref yapardı.
"Cehenneme Doldun mu denilecek, o da dahayok mu diye yokmu diye cevap verecektir. Sonra da Allah ayağını cehennemin üzerine koyacak. Bu sefer cehennem: Yetişir, yetişir! diyecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/267
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Sehl Avf b. Ebu Cemîle el-A'râbî (Avf b. Bendûye)
4. Ebu Süfyan Said b. Yahya el-Vasitî (Said b. Yahya b. Mehdî b. Abdurrahman)
5. Muhammed b. Musa el-Kattan (Muhammed b. Musa b. İmran)
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, Dereceleri
Cehennem, sıfatları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14910, T002586
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَخْبَرَنَا عَاصِمُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا قُطْبَةُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شِمْرِ بْنِ عَطِيَّةَ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « يُلْقَى عَلَى أَهْلِ النَّارِ الْجُوعُ فَيَعْدِلُ مَا هُمْ فِيهِ مِنَ الْعَذَابِ فَيَسْتَغِيثُونَ فَيُغَاثُونَ بِطَعَامٍ مِنْ ضَرِيعٍ لاَ يُسْمِنُ وَلاَ يُغْنِى مِنْ جُوعٍ فَيَسْتَغِيثُونَ بِالطَّعَامِ فَيُغَاثُونَ بِطَعَامٍ ذِى غُصَّةٍ فَيَذْكُرُونَ أَنَّهُمْ كَانُوا يُجِيزُونَ الْغُصَصَ فِى الدُّنْيَا بِالشَّرَابِ فَيَسْتَغِيثُونَ بِالشَّرَابِ فَيُرْفَعُ إِلَيْهِمُ الْحَمِيمُ بِكَلاَلِيبِ الْحَدِيدِ فَإِذَا دَنَتْ مِنْ وُجُوهِهِمْ شَوَتْ وُجُوهَهُمْ فَإِذَا دَخَلَتْ بُطُونَهُمْ قَطَّعَتْ مَا فِى بُطُونِهِمْ فَيَقُولُونَ: ادْعُوا خَزَنَةَ جَهَنَّمَ فَيَقُولُونَ: أَلَمْ تَكُ تَأْتِيكُمْ رُسُلُكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ قَالُوا بَلَى . قَالُوا فَادْعُوا وَمَا دُعَاءُ الْكَافِرِينَ إِلاَّ فِى ضَلاَلٍ . قَالَ :فَيَقُولُونَ: ادْعُوا مَالِكًا فَيَقُولُونَ ( يَا مَالِكُ لِيَقْضِ عَلَيْنَا رَبُّكَ ) قَالَ : فَيُجِيبُهُمْ ( إِنَّكُمْ مَاكِثُونَ ) » . قَالَ الأَعْمَشُ : نُبِّئْتُ أَنَّ بَيْنَ دُعَائِهِمْ وَبَيْنَ إِجَابَةِ مَالِكٍ إِيَّاهُمْ أَلْفَ عَامٍ . قَالَ : « فَيَقُولُونَ : ادْعُوا رَبَّكُمْ فَلاَ أَحَدَ خَيْرٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَيَقُولُونَ ( رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَالِّينَ * رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْهَا فَإِنْ عُدْنَا فَإِنَّا ظَالِمُونَ ) قَالَ فَيُجِيبُهُمْ ( اخْسَئُوا فِيهَا وَلاَ تُكَلِّمُونِ ) قَالَ : فَعِنْدَ ذَلِكَ يَئِسُوا مِنْ كُلِّ خَيْرٍ وَعِنْدَ ذَلِكَ يَأْخُذُونَ فِى الزَّفِيرِ وَالْحَسْرَةِ وَالْوَيْلِ » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَالنَّاسُ لاَ يَرْفَعُونَ هَذَا الْحَدِيثَ . قَالَ أَبُو عِيسَى إِنَّمَا نَعْرِفُ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شِمْرِ بْنِ عَطِيَّةَ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ قَوْلَهُ وَلَيْسَ بِمَرْفُوعٍ . وَقُطْبَةُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ هُوَ ثِقَةٌ عِنْدَ أَهْلِ الْحَدِيثِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Asım b. Yusuf, Kutbe b. Abdülaziz, ona A‘meş, ona Şemr b. Atıyye, ona Şehr b. Havşeb, ona Ümmü Derdâ, ona da Ebu Derdâ’nın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cehennem ehline, içinde bulundukları azaba denk bir açlık verilir. Bunun üzerine (kurtulmak için) yardım isterler. Onlara, 'ne besleyci ne de açlığı gideren' (el-Ğâşiye, 7) bir yiyecek olan darî‘ (dikeni bol, yenmeyen kuru ot) verilir. (Yine) yiyecek isterler, bu sefer boğazlarına düğümlenen bir yiyecek verilir. (O zaman) dünyada boğaza takılan şeyleri suyla geçirdiklerini hatırlarlar ve su isterler. Bunun üzerine kendilerine, demir kancalarla yukarıdan çekilerek getirilen kaynar su (hamîm) sunulur. Kaynar su yüzlerine yaklaştığında, onların yüzlerini yakar; karınlarına ulaştığında, iç organlarını parçalar. Bunun üzerine 'Cehennem bekçilerini (meleklerini) çağırın' derler. Melekler onlara 'size Rabbinizin peygamberleri açık delillerle gelmedi mi?' derler. Onlar 'evet, geldi' derler. Cehennem bekçileri 'Yalvarın bakalım! Allah’tan gelen gerçekleri inkar edenlerin yalvarması boşunadır' (40 Mü’min 50) derler. Sonra kafirler Mâlik’i çağırın deyip 'Ey Mâlik, Rabbin hükmünü verip işimizi bitiriversin böyle yapmaktansa ölüp kül ve kömür olmak iyidir' diyecekler. Mâlik de 'hayır siz burada ölmeden bu şekilde ebedi kalacaksınız' (43 Zuhruf: 77) der."
A’meş der ki: Bize bildirdiğine göre kafirlerin çağırması ile Mâlik’in onlara cevap vermesi arasında bin yıl geçecektir. Rasûlullah (sav) sözünü şöyle sürdürdü: Sonra kafirler, “Rabbinize dua edin çünkü Rabbinizden başka rahmeti bol bir kimse yoktur der” ve “ey Rabbimiz biz kötülüklerimize mağlup olduk ve bu yüzden yoldan çıkan kimseler olduk. Ey Rabbimiz bizi bu Cehennemden çıkar eğer tekrar işlediğimiz günahlara dönersek o zaman gerçekten zâlimlerden olmuş oluruz.” (23 Müminûn 106-109) “Allah ta onlara Alçaldıkça alçalın yıkılıp kalın orada susun konuşmayın benimle” (23/108) diyecektir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etti: Her kurtuluş çaresinden ümidlerini kesecekler işte o zaman bağrışıp çağrışmaya pişmanlığa ve yazıklar olsun bize demeye başlayacaklardır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)Abdullah b. Abdurrahman diyor ki: Hadisçiler bu hadisi merfu olarak rivâyet etmiyorlar.Tirmizî: Bu hadis A’meş’den, Şimr b. Atıyye’den, Şehr b. Havşeb’den, Ümmü Derdâ’dan ve Ebû’d Derdâ’dan kendi sözü olarak rivâyet edildiğini bilmekteyiz dolayısıyla merfu değildir.Kutbe b. Abdulaziz hadisçiler yanında güvenilir bir kişidir.
A‘meş (râvi) şöyle demiştir:
“(Bana) haber verildiğine göre, onların duası ile Mâlik’in cevabı arasında bin yıl geçer.”
Sonra (yine umutsuzca şöyle derler):
“Rabbinize dua edin. O, Rabler içinde en hayırlısıdır.”
Ve şöyle yakarırlar:
‘Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki üzerimize bedbahtlığımız galip geldi. Biz gerçekten sapık bir toplumduk. Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer tekrar dönersek, şüphesiz zalimlerden oluruz!’ (Mü’minûn, 106–107)
Bunun üzerine Allah Teâlâ onlara şöyle cevap verir:
‘Alçalmış olarak orada kalın ve benimle konuşmayın!’ (Mü’minûn, 108)
İşte o zaman bütün hayırdan ümitlerini keserler, ardından feryat, pişmanlık ve ah vah içinde kalırlar.”
Râvîlerden Abdullah b. Abdurrahman bu hadisin isnadına işaret ederek şöyle der:
“İnsanlar bu hadisi merfû (yani doğrudan Peygamber’e ait) olarak kabul etmezler.”
Tirmizî şöyle der:
“Biz bu hadisi sadece A‘meş’in, Şemr b. Atiyye kanalıyla, Şehr b. Havşeb, Ümmü’d-Derdâ ve Ebû’d-Derdâ isnadıyla mevkuf (sahabeye ait söz) olarak biliyoruz. Merfû değildir.”
Ancak:
“Kutbe b. Abdülaziz hadis ehli katında sika (güvenilir) bir râvîdir.”
Dilersen bu rivayetin analizini veya hadis usûlü açısından değerlendirmesini de yapabilirim. Yardımcı olayım mı?
Ebû’d Derdâ (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Cehennemlik olanlara azâblarına eşit biçimde açlık verilir de doyurulmaları için yardım isterler, kendilerine “Dari`” denilen acı ve kuru dikenler ikram edilecektir o dikenler ne besler ne de açlığı giderir. (88 Gaşiye sûresi 6-7) sonra yine doyurulmalarını isterler de kendilerine boğazdan geçmeyen dikenli yemekler ikram edilir (73 Müzzemmil: 13) Dünyada boğaza duran yiyecekleri içecekle geçirdiklerini hatırlayarak kendilerine içecek yardımı yapılmasını isterlerde kendilerine demir çengelli kaynar sular ikram edilir onlar yüzlerine yaklaştığında yüzlerini yakar ve kavurur. Karınlarına girdiği zaman karınlarında bulunan her şeyi parçalar bu arada Cehennem bekçilerini çağırın derler. Cehennem bekçileri şöyle derler: Elçilerimiz size apaçık delillerle gelmiş değiller miydi? Onlar da evet diyecekler ve
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü cehennem 5, 4/707
Senetler:
()
Konular:
CEHENNEM TASVİRLERİ
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, Dereceleri
Cehennem, sıfatları
Cehennem, toplanma yeri