Öneri Formu
Hadis Id, No:
66634, HM019068
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ أَخْبَرَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ وَائِلٍ عَنْ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ قَالَ
كُنْتُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَأَتَاهُ رَجُلَانِ يَخْتَصِمَانِ فِي أَرْضٍ فَقَالَ أَحَدُهُمَا إِنَّ هَذَا انْتَزَى عَلَى أَرْضِي يَا رَسُولَ اللَّهِ فِي الْجَاهِلِيَّةِ وَهُوَ امْرُؤُ الْقَيْسِ بْنُ عَابِسٍ الْكِنْدِيُّ وَخَصْمُهُ رَبِيعَةُ بْنُ عَبْدَانَ فَقَالَ لَهُ بَيِّنَتُكَ قَالَ لَيْسَ لِي بَيِّنَةٌ قَالَ يَمِينُهُ قَالَ إِذًا يَذْهَبُ قَالَ لَيْسَ لَكَ إِلَّا ذَلِكَ قَالَ فَلَمَّا قَامَ لِيَحْلِفَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ اقْتَطَعَ أَرْضًا ظَالِمًا لَقِيَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَهُوَ عَلَيْهِ غَضْبَانُ
Tercemesi:
Bize Hişam b. Abdülmelik, onlara Ebu Avâne, ona Abdülmelik, ona Alkame b. Vâil ona da Vâil b. Cuhr rivayet etti ki:
Rasulullah'ın (s.a.v.) yanındayken O'na, bir arazi hususunda anlaşmazlığa düşen iki adam geldi. Adamlardan biri ( Rebîa b. Abdân) 'Ey Allah'ın Resûlü! Bu adam, Câhiliye döneminde benim arazimi zorla almıştı', dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.), “Delilin nedir?” diye sordu. Rebîa b. Abdân, 'Delilim yok!' cevabını verdi. Hz. Peygamber (s.a.v.), "O halde onun (İmru'l-Kays b. Âbis el-Kindî) yemin etmesi gerekir" buyurdu. Bunun üzerine Rebîa b. Abdân, [muhatabının dinî hassasiyetinin olmadığını ima ederek], 'Öyle ise o hemen yemin ediverir!' deyince Rasulullah (s.a.v.), "Senin (delilin olmadığı için) bundan başka çaren yoktur!" buyurdu. İmru'l-Kays b. Âbis el-Kindî yemin etmek için ayağa kalktığı sırada Rasulullah (s.a.v.), "Kim bir araziyi haksız bir şekilde edinirse, o kişi kıyamet gününde Allah (a.c.) ile karşılaştığında Allah'ı kendisine öfkelenmiş halde bulur", buyurdu.
Açıklama:
Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Vail b. Hucr el-Hadramî 19068, 6/400
Senetler:
1. Ebu Hüneyde Vail b. Hucr el-Hadrami (Vail b. Hucr b. Sa'd b. Mesruk b. Vail)
2. Alkame b. Vail el-Hadrami (Alkame b. Vail b. Hucr)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Allah İnancı, kızması / gazabı/ buğzetmesi ve sebepleri
Arazi, mülkiyet hukuku
Arazi, toprak anlaşmazlıkları
Yargı, Davayı ispat, iki şahid, beyyine, yemin vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37265, MU001439
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ الدِّيلِىِّ أَنَّهُ قَالَ بَلَغَنِى أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَيُّمَا دَارٍ أَوْ أَرْضٍ قُسِمَتْ فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَهِىَ عَلَى قَسْمِ الْجَاهِلِيَّةِ وَأَيُّمَا دَارٍ أَوْ أَرْضٍ أَدْرَكَهَا الإِسْلاَمُ وَلَمْ تُقْسَمْ فَهِىَ عَلَى قَسْمِ الإِسْلاَمِ. قَالَ يَحْيَى سَمِعْتُ مَالِكًا يَقُولُ فِيمَنْ هَلَكَ وَتَرَكَ أَمْوَالاً بِالْعَالِيَةِ وَالسَّافِلَةِ إِنَّ الْبَعْلَ لاَ يُقْسَمُ مَعَ النَّضْحِ إِلاَّ أَنْ يَرْضَى أَهْلُهُ بِذَلِكَ وَإِنَّ الْبَعْلَ يُقْسَمُ مَعَ الْعَيْنِ إِذَا كَانَ يُشْبِهُهَا وَأَنَّ الأَمْوَالَ إِذَا كَانَتْ بِأَرْضٍ وَاحِدَةٍ الَّذِى بَيْنَهُمَا مُتَقَارِبٌ أَنَّهُ يُقَامُ كُلُّ مَالٍ مِنْهَا ثُمَّ يُقْسَمُ بَيْنَهُمْ وَالْمَسَاكِنُ وَالدُّورُ بِهَذِهِ الْمَنْزِلَةِ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Malik ona da Sevr b. Zeyd ed-Dîlî'nin akardığına göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cahiliye döneminde taksim edilmiş olan herhangi bir ev veya arazi, Cahiliye döneminde taksim edildiği hal üzere kalır. Ancak herhangi bir ev veya arazi taksim edilmeden İslâm gelmiş ise artık onun taksimi İslâm'a göredir." Yahya, Mâlik'in ölen ve Aliye [şehrin üst tarafı] veya Sâfile'den [şehrin alt tarafı] bir arazi bırakan hakkında şöyle dediğini aktarır:
Arazi sahipleri razı olmadıkça sulamaya ihtiyaç duymayan arazi, sulamaya ihtiyaç duyan arazi ile birlikte taksim edilmez. Sulamaya ihtiyaç duymayan arazi eğer benziyorsa pınar bulunan arazi ile birlikte taksim edilir. Aralarında yakınlık bulunan mallar aynı arazi üzerindeyse bunlar birbirine eklendikten sonra mirasçılar arasında taksim edilir, evlerin ve binaların taksimi de aynı usul üzeredir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Akdiye 1439, 1/287
Senetler:
()
Konular:
Arazi, mülkiyet hukuku
Arazi, toprak anlaşmazlıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148778, BS011937
Hadis:
وَأَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ الْمُقْرِئُ أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ غِيَاثٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ فَذَكَرَهُ بِمِثْلِ حَدِيثِ أَبِى مُعَاوِيَةَ عَنْ هِشَامٍ زَادَ يَعْنِى الطَّيْرَ وَالسِّبْاعَ.
Tercemesi:
Bize Ebu el-Hasan el-Mukrî, ona el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub, ona Abdülvahid b. Ğıyâs, ona Hammâd b. Seleme, ona Ebu ez-Zübeyr ona da Câbir rivayet etti:
Rasulullah (sav) buyurdu, dedikten sonra Ebu Mu'âviye'nin Hişam'dan naklettiği hadisin aynısını zikretti ve 'yani kuşlar ve yırtıcılar' eklemesini yaptı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, İhyâu'l Mevât 11937, 12/220
Senetler:
()
Konular:
Arazi, boş olanı ihya edenin durumu
Arazi, mülkiyet hukuku
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148783, BS011942
Hadis:
وَأَخْبَرَنَا أَبُو زَكَرِيَّا بْنُ أَبِى إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ هُوَ الأَصَمُّ أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ قَالَ الشَّافِعِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ حَسَنِ بْنِ الْقَاسِمِ الأَزْرَقِىُّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ نَضْلَةَ : أَنَّ أَبَا سُفْيَانَ بْنَ حَرْبٍ قَامَ بِفِنَاءِ دَارِهِ فَضَرَبَ بِرِجْلِهِ وَقَالَ سَنَامُ الأَرْضِ إِنَّ لَهَا سَنَامًا زَعَمَ ابْنُ فَرْقَدٍ الأَسْلَمِىُّ أَنِّى لاَ أَعْرِفُ حَقِّى مِنْ حَقِّهِ لِى بَيَاضُ الْمَرْوَةِ وَلَهُ سَوَادُهَا وَلِى مَا بَيْنَ كَذَا إِلَى كَذَا فَبَلَغَ ذَلِكَ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فَقَالَ : لَيْسَ لأَحَدٍ إِلاَّ مَا أَحَاطَتْ عَلَيْهِ جُدْرَاتُهُ إِنَّ إِحْيَاءَ الْمَوَاتِ مَا يَكُونُ زَرْعًا أَوْ حَفْرًا أَوْ يُحَاطُ بِالْجُدْرَانِ. قَالَ الشَّيْخُ : قَوْلُهُ إِنَّ إِحْيَاءَ الْمَوَاتِ إِلَى آخِرِهِ أَظُنُّهُ مِنْ قَوْلِ الشَّافِعِىِّ فَقَدْ رَوَاهُ الْحُمَيْدِىُّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَسَنِ دُونَهُ وَاللَّهُ أَعْلَمُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Zekeriyya b. Ebu İshak, ona Ebu el-Abbas el-Esam, ona er-Rabî b. Süleyman, ona eş-Şâfi'î, ona Abdurrahman b. Hasan b. el-Kâsım el-Ezrakî, ona babası ona da Alkame b. Nadle şöyle rivayet etti:
Ebu Süfyan b. Harb, evinine avlu yaptı ve ayağıyla işaret koydu. Ravi, (bu işaret hakkında) yerde bir tümsek, orada bir tümsek bulunuyordu, dedi. İbn Ferkad el-Eslemî, onun (Ebu Süfyan b. Harb) payını kendi payımdan ayırt edemediğini, kendisine ait beyaz ona ait siyah çakıl taşı bulunduğunu ve kendisine ait taşın şurdan şuraya kadar olduğunu, iddia etti. Bu olay Ömer b. el-Hattâb'a (ra) intikal edince şöyle dedi: Hiç kimse etrafını duvarla çevirmediği bir yer için sahip iddia edemez ve çorak bir araziyi ihya etmek sadece ziraat yapmak, kazı yapmak ya da etrafını duvarla çevirmekle mümkün olur. Beyhakî, Ömer'in (ra) arazi ihya etmek hakkındaki bu sözünün eş-Şâfi'î'ye ait olduğunu zannettiğini belirtmiştir. Çünkü bu sözü el-Humeydî sadece Abdurrahman b. el-Hasan'dan naklen rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, İhyâu'l Mevât 11942, 12/222
Senetler:
()
Konular:
Arazi, boş olanı ihya edenin durumu
Arazi, mülkiyet hukuku
حدثني أبي نا عبد الله بن محمد بن ناجية نا محمد بن يحيى بن أبي عمر نا فرج بن سعيد بن علقمة بن أبيض بن حمال حدثني عمي ثابت بن سعيد بن أبيض بن حمال أن سعيد بن أبيض بن حمال حدثه عن أبيه أبيض بن حمال أنه : استقطع من رسول الله صلى الله عليه و سلم الملح الذي يقال له ملح شذا بمأرب فقطعه له ثم إن الأقرع بن حابس التميمي قال يا رسول الله إني قد وردت الملح في الجاهلية وهو بأرض ليس بها ماء ومن ورده أخذه وهو مثل الماء العد فاستقال النبي صلى الله عليه و سلم أبيض بن حمال في قطيعته منه قال أبيض قد أقلتك منه على أن تجعله مني صدقة فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم هو منك صدقة وهو مثل الماء العد ومن ورده أخذه قال الفرج وهو اليوم على ذلك من ورده أخذه وقطع له رسول الله صلى الله عليه و سلم أرضا ونخيلا بالجرف جرف مراد حين أقاله منه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
187753, DK004520
Hadis:
حدثني أبي نا عبد الله بن محمد بن ناجية نا محمد بن يحيى بن أبي عمر نا فرج بن سعيد بن علقمة بن أبيض بن حمال حدثني عمي ثابت بن سعيد بن أبيض بن حمال أن سعيد بن أبيض بن حمال حدثه عن أبيه أبيض بن حمال أنه : استقطع من رسول الله صلى الله عليه و سلم الملح الذي يقال له ملح شذا بمأرب فقطعه له ثم إن الأقرع بن حابس التميمي قال يا رسول الله إني قد وردت الملح في الجاهلية وهو بأرض ليس بها ماء ومن ورده أخذه وهو مثل الماء العد فاستقال النبي صلى الله عليه و سلم أبيض بن حمال في قطيعته منه قال أبيض قد أقلتك منه على أن تجعله مني صدقة فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم هو منك صدقة وهو مثل الماء العد ومن ورده أخذه قال الفرج وهو اليوم على ذلك من ورده أخذه وقطع له رسول الله صلى الله عليه و سلم أرضا ونخيلا بالجرف جرف مراد حين أقاله منه
Tercemesi:
Bana babam, ona Abdullah b. Muhammed b. Nâciye, ona Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer, ona Ferac b. Said b. Alkame b. Ebyad b. Hammâl, ona amcası Sabit b. Said b. Ebyad b. Hammâl, ona Said b. Abyad b. Hammâl ona da babası Ebyad b. Hammâl rivayet etti:
Ebyad b. Hammâl, Rasulullah'tan (sav) Me'rib'deki Şezâ tuzlası adlı tuzlayı kendisine tahsis etmesini istemişti ve Hz. Peygamber de tahsis etmişti. Sonra el-Akra' b. Hâbis et-Temimi şöyle dedi: Ya Rasulallah! Cahiliye döneminde, su bulunmayan bu tuzlaya gitmiştim, orası hiç kesilmeyen pınar suyu gibidir, dileyen oradan alırdı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) el-Ebyad'dan tuzlanın kendisine tahsisi hakkındaki sözleşmeyi bozmasını istedi. Ebyad da 'orayı benden sadaka kabul buyurman şartıyla bu sözleşmeyi bozdum' dedi. Rasulullah (sav) da "Orası senden bir sadakadır ve hiç kesilmeyen pınar suyu gibidir. Kim giderse oradan alır" buyurdu. el-Ferac'in dediğine göre tuzlanın durumu hala bu şekildedir, dileyen oradan almaktadır ve Rasulullah (sav) tuzla sözleşmesini bozduğunda Ebyad b. Hammâl'a bir arazi ve Cürf-i Murad'da bir hurma bahçesi tahsis etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Akdiye ve'l-Ahkâm 4520, 5/395
Senetler:
()
Konular:
Arazi, boş olanı ihya edenin durumu
Arazi, mülkiyet hukuku
Bağış, verilen bağışı geri almak
Hz. Peygamber, cömertliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
45173, DM002653
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الزُّبَيْرِ حَدَّثَنَا الْفَرَجُ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمِّى ثَابِتُ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ أَبِيهِ سَعِيدٍ عَنْ جَدِّهِ أَبْيَضَ بْنِ حَمَّالٍ : أَنَّهُ سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَنْ حِمَى الأَرَاكِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« لاَ حِمَى فِى الأَرَاكِ ». فَقَالَ : أَرَاكَةٌ فِى حِظَارِى. فَقَالَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- :« لاَ حِمَى فِى الأَرَاكِ ». قَالَ فَرَجٌ : يَعْنِى أَبْيَضُ بِحِظَارِى الأَرْضَ الَّتِى فِيهَا الزَّرْعُ الْمُحَاطُ عَلَيْهَا.
Tercemesi:
Bize Abdullah b. ez-Zübeyr, ona el-Ferec b. Saîd, ona amcası Sabit b.Sâid, ona babası Saîd ona da dedesi Ebyad b. Hammâl'ın haber verdiğine göre:
Ebyad, Rasulullah'a (s.a.v.) misvak ağacından koruluk yapmanın hükmünü sormuş, Rasulullah(s.a.v.) da "Misvak ağacından koruluk olmaz" buyurmuştur. Bunun üzerine Ebyad "Ya kendi çevrili arazimdeki misvak ağacı?" deyince Nebi (sav) yine "Misvak ağacından koruluk olmaz" buyurmuştur. Ferec, Ebyad'ın 'kendi çevrili arazim' sözüyle etrafı çevrili, içinde ekinler bulunan araziyi kasdettiğini söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Buyû' 68, 3/1704
Senetler:
1. Ebyad b. Hammal el-Me'ribi (Ebyad b. Hammal)
2. Ebu Hâni Said b. Ebyad el-Me'ribî (Said b. Ebyad b. Hammal)
3. Sabit b. Said el-Me'ribî (Sabit b. Said b. Ebyad b. Hammal)
4. Ebu Ravh Ferec b. Said el-Me'ribî (Ferec b. Said b. Alkame b. Said b. Ebyad)
5. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Arazi, boş olanı ihya edenin durumu
Arazi, mülkiyet hukuku
Kamu hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
45158, DM002650
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الزُّبَيْرِ الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا الْفَرَجُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ عَلْقَمَةَ بْنِ سَعِيدِ بْنِ أَبْيَضَ بْنِ حَمَّالٍ السَّبَائِىُّ الْمَأْرِبِىُّ حَدَّثَنِى عَمِّى ثَابِتُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ أَبْيَضَ أَنَّ أَبَاهُ سَعِيدَ بْنَ أَبْيَضَ حَدَّثَهُ عَنْ أَبْيَضَ بْنِ حَمَّالٍ حَدَّثَه أَنَّهُ اسْتَقْطَعَ الْمِلْحَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- الَّذِى يُقَالُ لَهُ مِلْحُ شَذَّا بِمَأْرِبَ فَأَقْطَعَهُ ، ثُمَّ إِنَّ الأَقْرَعَ بْنَ حَابِسٍ التَّمِيمِىَّ قَالَ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنِّى قَدْ وَرَدْتُ الْمِلْحَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ وَهُوَ بِأَرْضٍ لَيْسَ بِهَا مَاءٌ ، وَمَنْ وَرَدَهُ أَخَذَهُ وَهُوَ مِثْلُ مَاءِ الْعِدِّ. فَاسْتَقَالَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- الأَبْيَضَ فِى قَطِيعَتِهِ فِى الْمِلْحِ فَقُلْتُ : قَدْ أَقَلْتُهُ عَلَى أَنْ تَجْعَلَهُ مِنِّى صَدَقَةً. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« هُوَ مِنْكَ صَدَقَةٌ وَهُوَ مِثْلُ مَاءِ الْعِدِّ مَنَ وَرَدَهُ أَخَذَهُ ». قَالَ : وَقَطَعَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَرْضاً وَكَذَا بِالْجَوْفِ جَوْفِ مُرَادٍ مَكَانَهُ حِينَ أَقَالَهُ مِنْهُ. قَالَ الْفَرَجُ : فَهُوَ عَلَى ذَلِكَ مَنْ وَرَدَهُ أَخَذَهُ.
Tercemesi:
Bize Abdullah ibn ez-Zübeyr el-Humeydi, ona Ferac b. Saşd b. Alkame b. Said b. Ebyad b. Hammâl es-Sebâî el-Me'ribEi, ona amcası Sabit b. Said b. Ebyad, ona babası Said b. Ebyad ona da Ebyad b. Hammâl rivayet etti:
Ebyad b. Hammâl, Rasulullah'tan (sav) Me'rib'deki Şezâ tuzlası adlı tuzlayı kendisine tahsis etmesini istemişti ve Hz. Peygamber de tahsis etmişti. Sonra el-Akra' b. Hâbis et-Temimi şöyle dedi: Ey Allah'ın Peygamberi! Cahiliye döneminde, su bulunmayan bu tuzlaya gitmiştim, orası hiç kesilmeyen pınar suyu gibidir, dileyen oradan alırdı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) el-Ebyad'dan tuzlanın kendisine tahsisi hakkındaki sözleşmeyi bozmasını istedi. Ebyad da 'orayı benden sadaka kabul buyurman şartıyla bu sözleşmeyi bozdum' dedi. Rasulullah (sav) da "Orası senden bir sadakadır ve hiç kesilmeyen pınar suyu gibidir. Kim giderse oradan alır" buyurdu. Ebyad şöyle dedi: Rasulullah (sav) da tuzla sözleşmesini bozduğunda onun yerine bir arazi ve el-Cevf'i, yani Cevf-i Murad'ı tahsis etti. el-Ferac dedi: Bu tuzla hala böyledir, kim giderse aradan alır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Buyû' 66, 3/1700
Senetler:
1. Ebyad b. Hammal el-Me'ribi (Ebyad b. Hammal)
2. Ebu Hâni Said b. Ebyad el-Me'ribî (Said b. Ebyad b. Hammal)
3. Sabit b. Said el-Me'ribî (Sabit b. Said b. Ebyad b. Hammal)
4. Ebu Ravh Ferec b. Said el-Me'ribî (Ferec b. Said b. Alkame b. Said b. Ebyad)
5. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Arazi, boş olanı ihya edenin durumu
Arazi, mülkiyet hukuku
Bağış, verilen bağışı geri almak
Hz. Peygamber, cömertliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148785, BS011944
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ صَالِحِ بْنِ هَانِئٍ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ حَدَّثَنَا نُعَيْمُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ بِلاَلِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَخَذَ مِنَ الْمَعَادِنِ الْقَبَلِيَّةِ الصَّدَقَةَ وَأَنَّهُ أَقْطَعَ بِلاَلَ بْنَ الْحَارِثِ الْعَقِيقَ أَجْمَعَ فَلَمَّا كَانَ عُمَرُ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ لِبِلاَلٍ : إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- لَمْ يُقْطِعْكَ لِتَحْجُرَهُ عَنِ النَّاسِ لَمْ يُقْطِعْكَ إِلاَّ لِتَعْمَلَ قَالَ فَأَقْطَعَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ لِلنَّاسِ الْعَقِيقَ.
Tercemesi:
Bize Ebu Abdullah el-Hâfız, ona Muhammed b. Salih b. Hânî, ona el-Fadl b. Muhammed b. el-Müseyyeb, ona Nu'aym b. Hammâd, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Rabî'a b. Ebu Abdurrahman, ona el-Hâris b. Bilal ona da babası şöyle rivayet etti:
Rasulullah (sav) el-Kabeliyye [el-Kabeliyye Mekke ve Medine arasında kalan bir yer] madenlerinden zekat aldı ve akika (bir tür değerli taş) madenlerinin hepsini Bilal b. el-Hâris'e tahsis etti. Ömer (ra) halife olduğunda Bilal'e Rasulullah (sav) o madeni sana insanları mahrum bırakman için değil, işletmek üzere sana tahsis etti, dedi. Ravi, Ömer b. Hattâb'ın akika madenlerini insanların kullanımı için tahsis ettiğini söyledi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, İhyâu'l Mevât 11944, 12/223
Senetler:
()
Konular:
Arazi, boş olanı ihya edenin durumu
Arazi, mülkiyet hukuku
Yönetim, arazi politikası / vergisi
Zekat, yeraltından çıkarılan şeylerde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148786, BS011945
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو سَعِيدِ بْنُ أَبِى عَمْرٍو حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ الأَصَمُّ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ قَالَ : جَاءَ بِلاَلُ بْنُ الْحَارِثِ الْمُزَنِىُّ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَاسْتَقْطَعَهُ أَرْضًا فَقَطَعَهَا لَهُ طَوِيلَةً عَرِيضَةً فَلَمَّا وَلِىَ عُمَرُ قَالَ لَهُ : يَا بِلاَلُ إِنَّكَ اسْتَقْطَعْتَ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَرْضًا َرِيضَةً طَوِيلَةً َطَعَهَا لَكَ وَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- لَمْ يَكُنْ يَمْنَعُ شَيْئًا يُسْأَلُهُ وَإِنَّكَ لاَ تُطِيقُ مَا فِى يَدَيْكَ فَقَالَ : أَجَلْ قَالَ : فَانْظُرْ مَا قَوِيتَ عَلَيْهِ مِنْهَا فَأَمْسِكْهُ وَمَا لَمْ تُطِقْ فَادْفَعْهُ إِلَيْنَا نَقْسِمُهُ بَيْنَ الْمُسْلِمِينَ فَقَالَ : لاَ أَفْعَلُ وَاللَّهِ شَىْءٌ أَقْطَعَنِيهِ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ عُمَرُ : وَاللَّهِ لَتَفْعَلَنَّ فَأَخَذَ مِنْهُ مَا عَجَزَ عَنْ عِمَارَتِهِ فَقَسَمَهُ بَيْنَ الْمُسْلِمِينَ.
Tercemesi:
Bize Ebu Said b. Ebu Amr, ona Ebu el-Abbâs el-Esam, ona el-Hasan b. Ali, ona Yahya b. Adem, ona Yunus, ona Muhammed b. İshak ona da Abdullah b. Ebubekir rivayet ederek dedi:
Bilal b. el-Hâris el-Müzenî, Rasulullah'a (sav) gelerek kendisine bir arazi tahsis etmesini talep etti, Rasulullah (sav) da ona uzun ve geniş bir arazi tahsis etti. Ömer halife olunca ona, ey Bilal sen Rasulullah'dan (sav) kendine geniş ve uzun bir arazi tahsis etmesini istedin, o da tahsis etti, zira Rasulullah (sav) kendisinden bir şey istendiğinde onu reddetmezdi. Halbuki sen (işlemeye) takat getiremeyeceğin araziye sahipsin. Bilal de evet, dedi. Ömer, öyleyse şuna ne dersin, o arazilerden güç yetirebildiklerini elinde tut, güç yetiremediklerini bize ver ki biz de onu Müslümanlar arasında paylaştıralım, dedi. Bunu üzerine Bilal, yemin olsun ki böyle bir şey yapmayacağım, onlar Rasulullah'ın (sav) bana tahsis ettiği şeylerdir, dedi. Ömer, elbette yapacaksın, dedi. Bunun üzerine Ömer, Bilal'in güç yetiremediği arazileri aldı ve Müslümanlar arasında pay etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, İhyâu'l Mevât 11945, 12/223
Senetler:
()
Konular:
Arazi, boş olanı ihya edenin durumu
Arazi, mülkiyet hukuku
Yönetim, arazi politikası / vergisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
184511, MK14074
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بن إِبْرَاهِيمَ، عَنْ عَبْدِ الرَّازِقِ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، قَالَ: أَخْبَرَنِي عَامِرُ بن عَبْدِ الرَّحْمَنِ بن نِسْطَاسٍ عَنْ خَيْبَرَ، قَالَ: فَتَحَهَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَكَانَتْ جَمْعًا لَهُ حَرْثُهَا وَنَخْلُهَا، وَلَمْ يَكُنْ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَصْحَابِهِ رَقِيقٌ، فَصَالَحَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَهُودَ عَلَى أَنَّهُمْ يَكْفُونَا الْعَمَلَ وَلَكُمْ شَطْرُ الثَّمَرِ، عَلَى أَنْ أُقِرُّكُمْ مَا بَدَا لِلَّهِ وَلِرَسُولِهِ، فَذَلِكَ حِينَ بَعَثَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ابْنَ رَوَاحَةَ يَخْرِصُهَا بَيْنَهُمْ، فَلَمَّا خَيَّرَهُمْ أَخَذَتْ يَهُودُ الثَّمَرَ، فَلَمْ تَزَلْ خَيْبَرُ بِيَدِ الْيَهُودِ عَلَى صُلْحِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، حَتَّى كَانَ عُمَرُ، فَأَخَرَجَهُمْ، فَقَالَتِ الْيَهُودُ: أَلَمْ يُصَالِحْنَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى كَذَا وَكَذَا؟ قَالَ: بَلَى، عَلَى أَنَّهُ يُقِرُّكُمْ مَا بَدَا لِلَّهِ وَرَسُولِهِ، فَهَذَا حِينَ بَدَا لِي أَنْ أُخْرِجَكُمْ، فَأَخْرَجَهُمْ ثُمَّ قَسَّمَهَا بَيْنَ الْمُسْلِمِينَ الَّذِينَ افَتَتَحُوهَا مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَلَمْ يُعْطِ مِنْهَا أَحَدًا لَمْ يَحْضَرِ افْتِتَاحَهَا، قَالَ: فَأَهْلُهَا الآنَ الْمُسْلِمُونَ لَيْسَ فِيهَا يَهُودٌ، وَإِنَّمَا كَانَ أَمْرُ رَسُولِ اللَّهِ بِالْخَرَصِ لِكَيْ يُحْصِي الزَّكَاةَ قَبْلَ أَنْ تُؤْكَلَ الثِّمَارُ، وَتُفَرَّقَ وَكَانُوا عَلَى ذَلِكَ".
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdurrezzak, ona İbn Cureyh ona da Âmir b. Abdurrahman b. Nistân Hayber hakkında şöyle rivayet etti:
Hz. Peygamber (sav), Hayber'i bütün ekinler ve bahçeler kendisine ait olarak fethetti. Hz. Peygamber (sav) ve ashabı hiç kimseyi esir almadı. Hz. Peygamber (sav), Yahudilerle iş gücü onlardan olmak kaydıyla meyvelerin yarısını vermeleri ve Allah ve Resul'ünün izhar ettiğini kabul etmeleri şartıyla sulh yaptı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), İbn Ravâha'yı hasat edilen meyveleri miktarını Yahudilerin yanında tespit etmesi için gönderdiğinde ve onları muhayyer bıraktığında [seçme imkanı verdiğinde] Yahudiler meyveleri aldılar. Hz. Peygamber'in (sav) sulh antlaşmasından itibaren, Ömer Yahudileri Hayber'den çıkartına kadar Hayber, Yahudilerinde elinde kalmaya devam etti. Ömer onları çıkartınca Yahudiler şöyle dedi: Hz. Peygamber (sav), bizimle şu ve şu şartlar üzerine antlaşma yapmadı mı? Ömer: Evet, sizin Allah'ın ve Resulünün izhar ettiğini kabul etmeniz üzerine antlaşma yaptı. İşte bu antlaşma benim için aşikar olduğu anda sizi çıkartıyorum, dedi. Ömer onları Hayber'den çıkarttı ve Hz. Peygamber'le (sav) birlikte Hayber'in fethine katılan Müslümanlar arasında taksim etti ve Hayber'in fethine katılmayanlara her hangi bir şey vermedi. Sonra Ömer şöyle dedi: Şu andan itibaren Hayber'in sahipleri Müslümanlardır, orada hiç bir Yahudi kalmamıştır. Çünkü Rasulullah'ın emri, meyveler yenilmeden ve ayrıştırılmadan zekat [cizye] miktarının hesaplanması konusuyla ilgiliydi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Arazi, mülkiyet hukuku
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Hz. Peygamber, Hayber yahudileriyle arazide çalışma akdi yapması
Siyer, Hayber arazisi, ilgili uygulama, Hz. Peygamber ve Ömer'in