261 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Saîd, ona Süfyân, ona Musa b. Ebu Âişe, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Hz. Aişe ve İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Ebubekir (ra) Hz. Peygamber'i (sav) vefatından sonra öptü.
Bana Übeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve Abdullah b. Abbas (r.anhum) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), hastalığı şiddetlendiğinde, kendisine ait yumuşak bir kumaşla yüzünü örtüyor, sonra da nefesi daraldığında yüzünü açıyordu. İşte bu halde iken "Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun, Onlar peygamberlerinin kabirlerini kendilerine mescit edindiler" buyurarak, onların yaptıklarından ümmeti sakındırıyordu.
Ebu Bekir Allah'a hamd ve sena etti ve şöyle dedi: Dikkat edin! Kim Muhammed'e tapıyorsa, bilsin ki Muhammed ölmüştür. Kim Allah'a ibadet ediyorsa, bilsin ki Allah, ölmeyecek olan diridir. Yüce Allah "Muhakkak sen de öleceksin, onlar da elbet ölecekler" buyurmuştur. (Zümer, 30) Yine Allah "Muhammed ancak bir rasuldür. Ondan evvel de nice rasuller gelip geçmiştir. Şimdi O, ölür yahut öldürülürse ökçelerinizin üstünde geriye mi döneceksiniz? Kim iki ökçesi üzerinde geri dönerse, elbette Allah'a hiçbir şeyle zarar vermiş olmaz. Allah şükredenlere mükâfat verecektir" buyurmuştur. (Âl-i imrân, 144). Râvî der ki: Bunun üzerine insanlar sessizce ağlamağa başladılar. Bu sırada Ensâr, "bizden bir yönetici, sizden bir yönetici olsun" diyerek Sâide oğulları gölgeliğinde, Sa'd b. Ubâde'nin yanında toplanmışlardı. Bunu haber alan Ebu Bekir, Ömer b. Hattâb ve Ebu Ubeyde b. Cerrâh onların yanına gitti. Ömer konuşmaya davrandı ancak Ebu Bekir onu susturdu. Ömer der ki: "Vallahi ben bu davranışımla, benim hoşuma giden ama Ebu Bekir'in söylemeyeceğinden korktuğum bir konuşma hazırlamak istemiştim." Sonra Ebu Bekir konuştu, insanların sözü en tesirli kişisi olarak konuştu ve "Bizler yönetici, sizler ise yardımcılarsınız" dedi. Bunun üzerine Habbâb b. Munzir "hayır vallahi bunu yapmayız. Bizden bir yönetici, sizden bir yönetici olsun" dedi. Ebu Bekir "hayır. biz yöneticileriz sizler yardımcılarsınız. Kureyş yurt bakımından Arapların ortası, soy bakımından en hâlis Arap olanıdır. Bu sebeple Ömer'e yahut Ebu Ubeyde'ye biat ediniz" dedi. Ömer "hayır, biz sana biat ediyoruz. Çünkü sen bizim efendimiz, hayırlımız ve Rasulullah'a en sevgili olanımızsın" dedi ve ardından Ebu Bekir'in elini tutup ona biat etti, sonra da insanlar da ona biat ettiler. Bu sırada Ensâr'dan biri "siz Sa'd b. Ubâde'yi kahrettiniz" dedi. Ömer de "Onu Allah kahretsin" diye beddua etti.
Zuhrî der ki: Bana Ebu Seleme, ona da Abdullah b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: Ebu Bekir dışarıya çıktı ve o sırada insanlarla bir şeyler konuşan, Ömer'e "otur ey Ömer" dedi, ancak Ömer oturmaktan kaçındı. Bu arada insanlar Hz. Ömer'i bırakıp Ebu Bekir'e yöneldiler. Ebu Bekir de onlara hitap ederek şöyle dedi: Bundan sonra biliniz ki sizden her kim Muhammed'e tapıyorsa, Muhammed ölmüştür. Her kim de Allah'a tapıyorsa, bilsin ki, Allah hiç ölmeyecek olan diridir. Yüce Allah "Muhammed ancak bir rasuldür. Ondan evvel daha nice rasuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür, yahut öldürülürse ökçelerinizin üstünde geriye mi döneceksiniz? Kim iki ökçesi üzerinde geriye dönerse, elbette Allah 'a hiçbir şeyle zarar vermiş olmaz. Allah şükredenlere mükâfat verecektir" buyurmuştur. (Âli İmran, 144) İbn Abbas der ki: Vallahi Ebu Bekir bu ayeti okuyana kadar, insanlar sanki Allah'ın bu ayeti indirdiğini bilmiyorlarmış gibi Ebu Bekir'den yeniden öğrenmişti. Artık işittiğim her bir insan bu ayeti okuyordu. (Zuhrî der ki:) Bana Saîd b. Museyyeb'in verdiği habere göre Ömer o günkü halini şöyle anlatmıştır: Vallahi Ebu Bekir'in okuduğu bu ayeti duyuncaya kadar ben Hz. Peygamber'in (sav) öldüğüne kanaat getirmemiştim. Ebu Bekir Hz. Peygamber'in vefat ettiğini bildiren ayeti okuyunca bütün umutlarım tükendi, öyle ki ayaklarım beni taşımaz oldu, şaşkınlık içinde bir yere çöküverdim.
Bana Übeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve Abdullah b. Abbas(r.anhum) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), hastalığı şiddetlendiğinde, kendisine ait yumuşak bir kumaşla yüzünü örtüyor, sonra da nefesi daraldığında yüzünü açıyordu. İşte bu halde iken "Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun, Onlar peygamberlerinin kabirlerini kendilerine mescit edindiler" buyurarak, onların yaptıklarından ümmeti sakındırıyordu.
Zuhrî der ki: Bana Ebu Seleme, ona da Abdullah b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: Ebu Bekir dışarıya çıktı ve o sırada insanlarla bir şeyler konuşan, Ömer'e "otur ey Ömer" dedi, ancak Ömer oturmaktan kaçındı. Bu arada insanlar Hz. Ömer'i bırakıp Ebu Bekir'e yöneldiler. Ebu Bekir de onlara hitap ederek şöyle dedi: Bundan sonra biliniz ki sizden her kim Muhammed'e tapıyorsa, Muhammed ölmüştür. Her kim de Allah'a tapıyorsa, bilsin ki, Allah hiç ölmeyecek olan diridir. Yüce Allah "Muhammed ancak bir rasuldür. Ondan evvel daha nice rasuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür, yahut öldürülürse ökçelerinizin üstünde geriye mi döneceksiniz? Kim iki ökçesi üzerinde geriye dönerse, elbette Allah 'a hiçbir şeyle zarar vermiş olmaz. Allah şükredenlere mükâfat verecektir" buyurmuştur. (Âli İmran, 144) İbn Abbas der ki: Vallahi Ebu Bekir bu ayeti okuyana kadar, insanlar sanki Allah'ın bu ayeti indirdiğini bilmiyorlarmış gibi Ebu Bekir'den yeniden öğrenmişti. Artık işittiğim her bir insan bu ayeti okuyordu. (Zuhrî der ki:) Bana Saîd b. Museyyeb'in verdiği habere göre Ömer o günkü halini şöyle anlatmıştır: Vallahi Ebu Bekir'in okuduğu bu ayeti duyuncaya kadar ben Hz. Peygamber'in (sav) öldüğüne kanaat getirmemiştim. Ebu Bekir Hz. Peygamber'in vefat ettiğini bildiren ayeti okuyunca bütün umutlarım tükendi, öyle ki ayaklarım beni taşımaz oldu, şaşkınlık içinde bir yere çöküverdim.