636 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne -Amr hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesenâ Süfyan b. Uyeyne (Bize Süfyan b. Uyeyne rivayet etti' demiştir-, ona Zührî, ona da Urve, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mümin hanımlar sabah namazını Nebi (sav) ile kılarlardı. Sonra örtülerine bürünmüş olarak (evlerine) dönerlerdi. (Karanlıktan dolayı) Onları kimse tanıyamazdı."
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Urve b. ez-Zübeyr, Nebi'nin (sav) hanımı Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mümin kadınlardan bazıları sabah namazını Rasulullah (sav) ile kılmak üzere örtülerine bürünmüş olarak gelirler, sonra da (namaz bitince) evlerine geri dönerlerdi. Rasulullah (sav) namazı karanlıkta kıldığından dolayı kimse onları tanımazdı."
Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî ve İshak b. Musa el-Ensarî, o ikisine Ma'n, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) sabah namazını kıldırdığında, kadınlar örtülerine bürünmüş halde geri dönerlerdi. Hava hâlâ alacakaranlık (aydınlanmamış) olduğu için kimse onları tanımazdı." Ensarî rivayetinde: ('Müteleffiât (Örtülerine bürünmüş oldukları halde) lafzı yerine) "müteleffifât (sarılıp sarmalanmış)" kelimesini kullanmıştır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdula'lâ, ona Mamer, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Cemaatle kılınan bir namaz kişinin tek başına kıldığı namaza göre yirmi beş kat daha faziletlidir." Hz. Peygamber şöyle de buyurmuştur: "Gece ve gündüzün (görevli) melekleri, sabah namazında bir araya gelirler." Ebu Hureyre (hadisi rivayet ettikten sonra) şöyle dedi: 'İsterseniz şu ayeti okuyun: "... Bir de sabah namazını kıl, çünkü sabah namazı şahitlidir." [İsra, 17/78]
Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî, ona Bişr –b. Mufaddal-, ona Halid, ona Enes b. Sirin, ona da Cündeb b. Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Kim sabah namazını kılarsa, Allah’ın himayesi altına girmiş olur. O hâlde Allah, sizi himayesinden çıkmış olarak yakalamasın. Eğer Allah peşinize düşerse mutlaka yakalar ve cehennem ateşine yüzüstü atar.”
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail, ona Halid, ona Enes b. Sirin, ona da Cündeb es-Kasrî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim sabah namazını kılarsa, Allah’ın himayesi altına girmiş olur. O hâlde Allah, sizi himayesinden çıkmış olarak yakalamasın. Eğer Allah peşinize düşerse mutlaka yakalar ve cehennem ateşine yüzüstü atar.”
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İbn Harun, ona Davud b. Ebu Hind, ona el-Hasen, ona da Cündeb b. Süfyan, Peygamber'den (sav) bu hadisin aynısını rivayet etti. Ancak "Onu cehennem ateşine yüzüstü atar" cümlesini zikretmedi. [Hadisin metni şöyledir: “Kim sabah namazını kılarsa, Allah’ın himayesi altına girmiş olur. O hâlde Allah, sizi himayesinden çıkmış olarak yakalamasın. Eğer Allah peşinize düşerse mutlaka yakalar.”]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona Süfyan; (T) Bize Ebu Bekir, ona Muhammed b. Bişr, ona Zekeriyya, o ikisine de Simak, Cabir b. Semure'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi (sav) sabah namazını kıldıktan sonra, güneş iyice doğuncaya kadar namaz kıldığı yerde otururdu."
Bize İbn Nümeyr, ona A'meş (T); Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre şöyle demişitir: "Münafıklar için sabah ve yatsı namazından daha ağır hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi. İçimden öyle geçti ki emredeyim de namaza kalkılsın sonra da birine emredeyim insanlara namaz kıldırsın, ben de yanımda odun taşıyan adamlarla, namaza gelmeyenlerin yanına gideyim ve onlar içinde iken evlerini ateşe vereyim."