501 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona da Abdullah b. Sercis dedi ki: Rasulullah (sav) sabah namazını kılarken bir adam geldi, (mescidin kenarına) iki rekât namaz kıldı, sonra Hz. Peygamber'le (sav) cemaate katıldı. Rasûl-i Ekrem (sav) namazını bitirince; "Ey falanca! Sen bu iki namazdan hangisini geçerli sayıyorsun; yalnız başına kıldığın namazı mı, yoksa bizimle beraber kıldığın namazı mı?" dedi.
Açıklama: Hz. Peygamber'in mûtadı, sünnetleri evde, farzı mescidde kılmak idi. Bu itibarla farza durulduğu halde sünnet kılmaya devam eden insanın tutumunu yadırgamıştır. Buna dayanarak bazı âlimler, farz kılınırken câmide sünnet kılmayı mekruh addederler.
Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Nafi', ona Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: "Bir gece, Rasulullah (sav), meşgul olduğu için (yatsı namazını) geciktirdi. O kadar ki, biz mescitte uyuduk. Sonra uyandık, tekrar uyuduk. Uyandık, tekrar uyuduk. Nihayet Rasulullah yanımıza geldi ve 'sizden başka namazı bekleyen kimse yok' buyurdu."
Açıklama: Rivayet, İbn Hacer'e göre merfudur. Ayrıca, Kirmanî'nin ifade ettiği gibi rivayet, muallak değildir; önceki hadise atfolunmakla mevsuldür (Fethü'l-bari, Darü'l-Marife, II, 137).