501 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Buhara’da Ebû Nasr Ahmed b. Sehl el-Fakîh, ona Ebû Ismet Sehl b. el-Mütevekkil el-Buhârî, ona Abdullah b. Mesleme el-Ka’nebî rivayet etmiştir. (T) Yine bize Ebû Ali er-Rûzbârî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Bekir, ona Ebû Davud, ona Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Muhammed b. Tahlâ’, ona Mıhsan b. Ali, ona Avf b. el-Hâris, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kim güzelce abdest alır, sonra camiye gider ve insanların namazlarını kılmış olduklarını görürse, Cenâb-ı Hak ona, namazı kılanların ve orada hazır bulunanların alacağı mükâfat kadar ecir verir, o insanların alacakları mükâfattan da hiçbir şey eksilmez.”
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr, ona Küreyb, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) horlayacak derecede derin bir uykuya daldı, sonra da kalkıp namaz kıldı. -İbn Abbas hadisin bu kısmını 'Rasulullah uzanıp horlayarak uyudu. Sonra kalktı ve namaz kıldı.' şeklinde de ifade etmiş olabilir. Ayrıca bu hadisi bize Süfyan birkaç defa Amr'dan, o Küreyb'den, o da İbn Abbas'tan rivayet etmiştir. Buna göre İbn Abbas şöyle demiştir: 'Bir gece teyzem Meymune'nin yanında kalmıştım. O gece Rasulullah (sav) uykusundan uyanmıştı. Şöyle ki gece vakit biraz ilerleyince kalktı ve duvarda asılı duran bir tulumdan hafif bir abdest aldı. -Amr bu abdestin az bir suyla alındığını söylemiştir.- Sonra namaz kılmaya başladı. Ben de onun aldığı gibi abdest aldım ve gidip sol tarafında namaza durdum. -Süfyan yesar (sol) kelimesi yerine (aynı anlama gelen) şimal (sol) kelimesini kullanmıştır.- Rasulullah (sav) beni sağ yanına aldı ve Allah'ın dilediği kadar namaz kıldı. Ardından yatağına girip horlayarak uyudu. Sonra müezzin gelip ona namaz vaktinin girdiğini bildirdi. Rasulullah müezzinle birlikte namaza gitti ve yeniden abdest almaksızın namazı kıldırdı. Süfyan b. Uyeyne biz Amr'a 'İnsanlar Rasulullah'ın (sav) gözlerinin uyuduğunu ancak kalbinin uyumadığını söylüyorlar." demiş, bunun üzerine Amr, Ubeyd b. Umeyr'in 'Peygamberlerin rüyası vahiydir.' dediğini ve ardından 'Rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum.' (Saffat 37/102) âyetini okurken işittiğini söylemiştir."
Açıklama: Hadisten anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber'in (sav) gözleri uyur, kalbi uyumazdı. Bu nedenle şayet abdestini bozmuş olsa bunu bilir ve abdest alırdı. Nitekim Hz. Peygamber'in (sav) bazen uykudan kalkınca abdest alıp, bazen ise almadığı nakledilmiştir (bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, Beyrut: Darü'l-Marife, 1379, I, 239).
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bir erkeğin (mescidde) cemaatla kıldığı namaz (ın sevabı, tek başına) evinde kıldığı ve çarşısında kıldığı namaz (ın sevabın) dan yirmi küsur derece fazladır."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İçimden öyle geçti ki emredeyim de namaza kalkılsın sonra da birine emredeyim insanlara namaz kıldırsın, ben de yanımda odun taşıyan adamlarla, namaza gelmeyenlerin yanına gideyim ve onlar içinde iken evlerini ateşe vereyim."
Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımeşkî, ona Velid b. Müslim, ona Evzâî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Muhammed b. İbrahim et-Teymî, ona İsa b. Talha, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şayet insanlar yatsı ve sabah namazlarındaki sevabı bilselerdi emekleyerek de olsa namaza gelirlerdi."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Şüphesiz biriniz mescide girdiği zaman, namaz onu alıkoyduğu müddetçe namazda (ymış gibi sevap kazanmış) olur. Ve sizden birisi namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, abdesti bozulmadığı ve kimseye eziyet etmediği müddetçe melekler: "Allah'ım! Onu bağışla. Allah'ım! Ona merhamet et. Allah'ım! Onun tevbesini kabul eyle' diyerek dua ve istiğfarda bulunurlar."
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Namaza gelirken, koşmayın; sakin bir şekilde yürüyün. Yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın; yetişemediğiniz kısmını tamamlayın."
Bize Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “İnsanın cemâatle kıldığı namazın sevâbı, evinde ve dükkânında tek başına kıldığı namazın sevâbından yirmi küsür derece daha fazladır. Çünkü insan, abdestini güzelce alır, sonra namazdan başka bir şey düşünmeden sadece namaz gâyesiyle evinden çıkıp câmiye giderse, camiye girinceye kadar attığı her adımdan dolayı bir derecesi yükseltilir ve bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman namazı beklediği müddetçe namazda sayılır. Namazgâhta bulunduğu, kimseye eziyet etmediği ve abdesti de bozulmadığı müddetçe melekler; ‘Allah’ım, onu bağışla! Allah’ım, ona merhamet eyle eyle! Allah'ım onun tövbesini kabul buyur!’ diye duâ ederler.