Öneri Formu
Hadis Id, No:
32729, İM003548
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنِى عُيَيْنَةُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ عُثْمَانَ بْنِ أَبِى الْعَاصِ قَالَ لَمَّا اسْتَعْمَلَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الطَّائِفِ جَعَلَ يَعْرِضُ لِى شَىْءٌ فِى صَلاَتِى حَتَّى مَا أَدْرِى مَا أُصَلِّى فَلَمَّا رَأَيْتُ ذَلِكَ رَحَلْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « ابْنُ أَبِى الْعَاصِ » . قُلْتُ نَعَمْ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « مَا جَاءَ بِكَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ عَرَضَ لِى شَىْءٌ فِى صَلَوَاتِي حَتَّى مَا أَدْرِى مَا أُصَلِّى . قَالَ « ذَاكَ الشَّيْطَانُ ادْنُهْ » . فَدَنَوْتُ مِنْهُ فَجَلَسْتُ عَلَى صُدُورِ قَدَمَىَّ . قَالَ فَضَرَبَ صَدْرِى بِيَدِهِ وَتَفَلَ فِى فَمِى وَقَالَ « اخْرُجْ عَدُوَّ اللَّهِ » . فَفَعَلَ ذَلِكَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ثُمَّ قَالَ « الْحَقْ بِعَمَلِكَ » . قَالَ فَقَالَ عُثْمَانُ فَلَعَمْرِى مَا أَحْسِبُهُ خَالَطَنِى بَعْدُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensarî, ona Uyeyne b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Cevşen el-Ğatafânî), ona da Osman b. Ebu Âs rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) beni Tâif üzerine görevlendirince namazlarımı kılarken bana bir hal oldu. Öyle ki ne kıldığımı bilemez oluyordum. Bu durumu görünce Rasulullah'ın (sav) yanına gitmek üzere yola koyuldum. 'Ebu Âs'ın oğlu!' diye seslendi. 'Evet, ya Rasulallah!' diye karşılık verdim. 'Seni buraya getiren şey nedir?' diye sordu. 'Ya Rasulallah! Namazlarımı kılarken bana bir hal oluyor. Öyle ki ne kıldığımı bilemez oluyorum.' dedim. 'O, Şeytan'dır, yaklaş.' buyurdu. Kendisine yaklaştım, diz çöküp ayaklarımın üzerine oturdum. Eliyle göğsüme vurdu, ağzımın içine doğru tükürdü ve 'Çık, ey Allah'ın düşmanı!' dedi. Bunu üç kez tekrarladı. Sonra da; 'İşine gidebilirsin.' buyurdu." Ravi Osman (b. Ebu Âs) şöyle dedi: "Hayatıma yemin ederim ki ondan sonra Şeytan'ın bir daha bana sokulduğunu zannetmiyorum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Tıb 46, /574
Senetler:
1. Ebu Abdullah Osman b. Ebu Âs es-Sekafî (Osman b. Ebu As b. Bişr b. Abdüdühman b. Abdullah)
2. Abdurrahman b. Cevşen el-Ğatafani (Abdurrahman b. Cevşen)
3. Uyeyne b. Abdurrahman el-Ğatafani (Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Ensari (Muhammed b. Abdullah b. Müsenna b. Abdullah b. Enes b. Malik)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Şeytan, insana yaklaşma biçimleri
Tedavi, Rukye, tedavi şekilleri
Tedavi, Tıbb-ı Nebevi
Vesvese, vesvese karşısında yapılacaklar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38544, MU001621
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ نَوْفَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ خَرَجَ إِلَى الشَّامِ حَتَّى إِذَا كَانَ بِسَرْغَ لَقِيَهُ أُمَرَاءُ الأَجْنَادِ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ وَأَصْحَابُهُ فَأَخْبَرُوهُ أَنَّ الْوَبَأَ قَدْ وَقَعَ بِأَرْضِ الشَّامِ قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ ادْعُ لِى الْمُهَاجِرِينَ الأَوَّلِينَ . فَدَعَاهُمْ فَاسْتَشَارَهُمْ وَأَخْبَرَهُمْ أَنَّ الْوَبَأَ قَدْ وَقَعَ بِالشَّامِ فَاخْتَلَفُوا فَقَالَ بَعْضُهُمْ قَدْ خَرَجْتَ لأَمْرٍ وَلاَ نَرَى أَنْ تَرْجِعَ عَنْهُ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ مَعَكَ بَقِيَّةُ النَّاسِ وَأَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ نَرَى أَنْ تُقْدِمَهُمْ عَلَى هَذَا الْوَبَإِ . فَقَالَ عُمَرُ ارْتَفِعُوا عَنِّى . ثُمَّ قَالَ ادْعُ لِى الأَنْصَارَ فَدَعَوْتُهُمْ فَاسْتَشَارَهُمْ فَسَلَكُوا سَبِيلَ الْمُهَاجِرِينَ وَاخْتَلَفُوا كَاخْتِلاَفِهِمْ فَقَالَ ارْتَفِعُوا عَنِّى . ثُمَّ قَالَ ادْعُ لِى مَنْ كَانَ هَا هُنَا مِنْ مَشْيَخَةِ قُرَيْشٍ مِنْ مُهَاجِرَةِ الْفَتْحِ . فَدَعَوْتُهُمْ فَلَمْ يَخْتَلِفْ عَلَيْهِ مِنْهُمُ اثْنَانِ فَقَالُوا نَرَى أَنْ تَرْجِعَ بِالنَّاسِ وَلاَ تُقْدِمَهُمْ عَلَى هَذَا الْوَبَإِ فَنَادَى عُمَرُ فِى النَّاسِ إِنِّى مُصْبِحٌ عَلَى ظَهْرٍ فَأَصْبِحُوا عَلَيْهِ . فَقَالَ أَبُو عُبَيْدَةَ أَفِرَارًا مِنْ قَدَرِ اللَّهِ فَقَالَ عُمَرُ لَوْ غَيْرُكَ قَالَهَا يَا أَبَا عُبَيْدَةَ نَعَمْ نَفِرُّ مِنْ قَدَرِ اللَّهِ إِلَى قَدَرِ اللَّهِ أَرَأَيْتَ لَوْ كَانَ لَكَ إِبِلٌ فَهَبَطَتْ وَادِيًا لَهُ عُدْوَتَانِ إِحْدَاهُمَا مُخْصِبَةٌ وَالأُخْرَى جَدْبَةٌ أَلَيْسَ إِنْ رَعَيْتَ الْخَصِبَةَ رَعَيْتَهَا بِقَدَرِ اللَّهِ وَإِنْ رَعَيْتَ الْجَدْبَةَ رَعَيْتَهَا بِقَدَرِ اللَّهِ فَجَاءَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ وَكَانَ غَائِبًا فِى بَعْضِ حَاجَتِهِ فَقَالَ إِنَّ عِنْدِى مِنْ هَذَا عِلْمًا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ إِذَا سَمِعْتُمْ بِهِ بِأَرْضٍ فَلاَ تَقْدَمُوا عَلَيْهِ وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا فِرَارًا مِنْهُ. قَالَ فَحَمِدَ اللَّهَ عُمَرُ ثُمَّ انْصَرَفَ .
Tercemesi:
Bize Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Abdülhamîd b. Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattâb, ona Abdullah b. Abdullah b. el-Hâris b. Nevfel, ona da Abdullah b. Abbas (ra.) şöyle rivâyet etti:
“Ömer b. el-Hattâb, Şam’a gitmek üzere yola çıkmıştı. Serğ mevkiine varınca, ordu komutanları Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh ve arkadaşlarına rastladı. Kendisine Şam’da veba salgını başladığını haber verdiler.”
İbn Abbas, devâmla der ki: Hz. Ömer;
“- Bana ilk muhacirleri çağır!” dedi. Hz. Ömer onlarla istişare etti. Onlara, Şam’da veba salgını baş gösterdiğini haber verdi (ne yapmak gerektiğini sordu). Onlar da konuyu tartıştılar. Bazıları;
“- Sen bir iş için yola çıktın, bundan geri dönmeni doğru bulmayız” derken, bazıları da;
“- Yanında insanların bakıyyesi ve Rasûlullah’ın (as.) ashâbı var; onları vebânın kucağına atmanı doğru bulmayız” dediler. Hz. Ömer;
“- Gidebilirsiniz!” dedi. Sonra da;
“- Bana Ensârı çağır!” dedi. Gidip onları çağırdım. Onlarla da istişare etti. Onlar da Muhâcirler gibi davrandılar ve onlar gibi tartıştılar. Hz. Ömer onlara da;
“- Gidebilirsiniz!” dedi. Sonra;
“- Bana, fetih muhacirlerinden burada bulunan Kureyş’in yaşlılarını çağır!” dedi. Onları da çağırdım. Onlardan iki kişi bile ihtilafa düşmeden dediler ki:
“- İnsanları geri çevirmeni, onları bu vebanın içine atmamanı uygun buluyoruz.” Bunun üzerine Hz. Ömer, halka;
“- Ben, sabahleyin hayvanıma binip (dönüyorum); siz de binin!” dedi. Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh;
“- Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?” der. Hz. Ömer de;
“- Bunu, senden başka biri söylemeliydi, ya Ebû Ubeyde! Evet, Allah’ın kaderinden, Allah’ın kaderine kaçıyorum. Senin develerin, iki yakası bulunan bir vâdiye inseler, vâdinin bir yakası yeşil otlak, diğeri kıraç olsa; sürünü yeşil otlakta otlatınca da, kıraç yakada otlatınca da Allah’ın kaderiyle otlatmış olmaz mısın?”
Sonra Abdurrahman b. Avf geldi. Bir ihtiyacı sebebiyle o zamana kadar gelememişti. Abdurrahman şöyle dedi:
“- Bu konuda bende bir bilgi var; Rasûlullah’ın (as.) şöyle söylediğini işittim:
“Bir yerde veba olduğunu işitirseniz, oraya girmeyin. Bulunduğunuz yerde veba çıkınca da, kaçmak amacıyla oradan çıkmayın!”
Bunu üzerine Hz. Ömer, Allah’a hamd etti ve döndü.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Câmi' 1621, 1/353
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Yahya Abdullah b. Haris el-Haşimi (Abdullah b. Abdullah b. Haris b. Nevfel b. Haris b. Abdulmuttalib)
4. Ebu Ömer Abdülhamid b. Abdurrahman el-Adevi (Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab)
5. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Hastalık, hastalığın bulaşması
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, İMAN
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Tedavi, koruyucu hekimlik
Tedavi, Tıbb-ı Nebevi
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ خَالِدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عُثْمَانَ أَنَّ طَبِيبًا ذَكَرَ ضِفْدَعًا فِى دَوَاءٍ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَنَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ قَتْلِهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29074, N004360
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ خَالِدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عُثْمَانَ أَنَّ طَبِيبًا ذَكَرَ ضِفْدَعًا فِى دَوَاءٍ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَنَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ قَتْلِهِ .
Tercemesi:
Abdurrahman b. Osman (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’in huzurunda bir doktor kurbağanın ilaç olarak kullanılmasından bahsedince Rasûlullah (s.a.v) onun öldürülmesini yasakladı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sayd ve'z-zebâih 36, /2372
Senetler:
1. Abdurrahman b. Osman el-Kuraşî (Abdurrahman b. Osman b. Ubeydullah b. Osman b. Amr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Said b. Halid el-Kârizî (Said b. Halid b. Abdullah b. Kâriz)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Ebu İsmail Muhammed b. Ebu Füdeyk ed-Dîlî (Muhammed b. İsmail b. Müslim b. Ebu Füdeyk)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, TIBB-I NEBEVİ
Tedavi, ilaç yapmak için bir canlının öldürülmesi
Tedavi, Tıbb-ı Nebevi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38545, MU001622
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ وَعَنْ سَالِمٍ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ سَمِعَهُ يَسْأَلُ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ مَا سَمِعْتَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الطَّاعُونِ فَقَالَ أُسَامَةُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الطَّاعُونُ رِجْزٌ أُرْسِلَ عَلَى طَائِفَةٍ مِنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ أَوْ عَلَى مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ فَإِذَا سَمِعْتُمْ بِهِ بِأَرْضٍ فَلاَ تَدْخُلُوا عَلَيْهِ وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا فِرَارًا مِنْهُ. قَالَ مَالِكٌ قَالَ أَبُو النَّضْرِ لاَ يُخْرِجُكُمْ إِلاَّ فِرَارٌ مِنْهُ .
Tercemesi:
Amirin babası Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a.) anlattı: Üsame b. Zeyd (r.a.)'a:
"Vaba hastalığı hakkında Resûlullah (s.a.v.)'den ne işittin?" diye sorduğumda:
"Resûlullah (s.a.v.): "Veba, yahudilerden bir gruba veya sizden önce yaşayan bir ümmete gönderilmiş bir azabdır. Siz bir yerde bu hastalığın çıktığını duyarsanız oraya girmeyiniz. Sizin bulunduğunuz bir yerde de bu hastalık çıkarsa hastalıktan kaçarak oradan çıkmayınız" buyurdu" dedi.
Malik der ki: Ebu'n-Nadr "Sizi oradan sadece kaçış çıkarır" demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Câmi' 1622, 1/353
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, hastalığın bulaşması
Tedavi, koruyucu hekimlik
Tedavi, Tıbb-ı Nebevi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38546, MU001623
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ خَرَجَ إِلَى الشَّامِ فَلَمَّا جَاءَ سَرْغَ بَلَغَهُ أَنَّ الْوَبَأَ قَدْ وَقَعَ بِالشَّامِ فَأَخْبَرَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ إِذَا سَمِعْتُمْ بِهِ بِأَرْضٍ فَلاَ تَقْدَمُوا عَلَيْهِ وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا فِرَارًا مِنْهُ. فَرَجَعَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ مِنْ سَرْغَ .
Tercemesi:
Rabia oğlu Amir oğlu Abdullah'dan: Ömer b. Hattab (r.a.) Şam'a gitti. Serg'e varınca Şam'da veba salgını çıktığı kendisine haber verildi. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf (r.a), Hz. Ömer (r.a.)'a Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu haber verdi;
"Bir yerde veba salgını çıktığını duyarsanız oraya gitmeyiniz. Bulunduğunuz bir yerde de veba çıkarsa bundan kaçarak oradan çıkmayımz." Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.), Serg'den geri döndü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Câmi' 1623, 1/353
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, hastalığın bulaşması
Tedavi, koruyucu hekimlik
Tedavi, Tıbb-ı Nebevi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38548, MU001625
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ بَلَغَنِى أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ لَبَيْتٌ بِرُكْبَةَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ عَشَرَةِ أَبْيَاتٍ بِالشَّامِ . قَالَ مَالِكٌ يُرِيدُ لِطُولِ الأَعْمَارِ وَالْبَقَاءِ وَلِشِدَّةِ الْوَبَإِ بِالشَّامِ .
Tercemesi:
İmam Malik'e Ömer b. Hattab (r.a.)'ın şöyle dediği rivayet edildi:
"Şüphesiz ki Rukbe'deki bir ev bana göre Şam'daki on evden daha hayırlıdır."
İmam Malik der ki: Hz. Ömer (r.a.) bu sözüyle Şam'da şiddetli vebaya yakalanmaktansa vadide sağlıklı yaşamak daha hayırlıdır demek istiyor.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Câmi' 1625, 1/354
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, hastalığın bulaşması
Tedavi, koruyucu hekimlik
Tedavi, Tıbb-ı Nebevi