Giriş

Bize Yahya b. Ğaylân, ona Rişdîn, ona Musa b. Ali, ona babası (Ali b. Rabah), ona da Amr. b. el-Âs şöyle rivayet etmiştir: Bir adam "Ey Allah'ın Rasulü, hangi amel daha faziletlidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Allah'a iman ve onu tasdik etemk, Allah yolunda cihad, kabul olunmuş hac" buyurdu. Adam "çok şey söyledin ey Allah'ın Rasulü" dedi. Allah Rasulü (sav) "yumuşak söz, yemek ikramı, müsamaha gösterme, ve güzel ahlak" buyurdu. Adam "sadece bir kelime(lik cevap) istiyorum" dedi. Hz. Peygamber (sav) ona "hadi git, (söylediğim şeyler) nefsine hoş gelmedi diye Allah'ı suçlama" dedi.


Açıklama: muhakkik bu isnadın şevahidle muhtemelen hasen olduğunu belirtmiştir.

    Öneri Formu
66675 HM017967 İbn Hanbel, IV, 204

Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz.


    Öneri Formu
53937 KK8/45 Enfâl, 8, 45

Bize İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyân, ona da Medine'de bir şeyh şöyle demiştir: Abdullah b. Ebu Evfâ Haruriler ile savaşma iradesinde olan Übeydullah'a bir mektup yazdırdı. Arkadaşım olan katibe "mektuptan bir kopya da bana yap" dedim o da yaptı. (mektupta yazdığına göre) Hz. Peygamber (sav) "düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz. Allah'tan (ac) afiyet isteyiniz. Düşmanla karşılaş­tığınız zaman da sabrediniz ve biliniz ki cennet muhakkak kılıçların gölgeleri altındadır." buyurmuştur. Ravi der ki: Hz. Peygamber (sav), güneş batı tarafına doğru meyledene kadar bekler öyle düşmana hücum eder sonra da şu duayı ederdi: "Ey Kitabı indiren, bulutları yürüten, orduları bozguna uğratan Allah'ım! Sen onları hezimete uğrat ve bizi muzaffer eyle."


Açıklama: Sahih hadistir. Bu isnad hatalı olduğu için zayıftır. "لم يقمه أبو حيان". Ebu Hayyan'ın kendisinden naklettiği şeyhi mübhemdir.

    Öneri Formu
67686 HM019324 İbn Hanbel, IV, 354

Sonra Rasulullah (sav) ordu içinde ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar, düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz. Allah'tan afiyet isteyiniz. Fakat sizler düşmanla karşılaş­tığınız zaman da sabrediniz ve biliniz ki cennet muhakkak kılıçların gölgeleri altındadır." Ardından Rasulullah (sav) şu duayı yaptı: "Ey Kitabı indiren, bulutları yürüten, orduları bozguna uğratan Allah'ım! Sen onları hezimete uğrat ve bizi muzaffer eyle." Musa b. Ukbe'nin naklettiğine göre Salim Ebu Nasr şöyle demiştir: 'Ben Ömer b. Ubeydullah'ın katibiydim. Ona Abdullah b. Ebu Evfâ'dan (ra) gelen mektupta Rasulullah'ın (sav): "Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz." buyurduğu yazıyordu.'


    Öneri Formu
30309 B003025 Buhari, Cihad, 156

Bize Müsedded, ona Halid, ona Beyân, ona Kays, ona da Cerîr şöyle demiştir: Cahiliye döneminde Yemen'de Zu'l-Halasa, Ka'betu'l-Yemâniye ve Ka'betu'ş-Şâmiye denilen bir Puthane vardı. Pey­gamber (sav) bana "beni şu Zu'l-Halasa'dan kurtaramaz mısınız?" buyurdu. Bunun üzerine yüz elli süvari ile birlikte gidip o Puthaneyi yıktık, orada bulduklarımızı da öldürdük. Ardından ben gelip Peygamber'e (sav) durumu bildirdim, O da bize ve Ahmes Kabilesi'ne dua etti.


    Öneri Formu
34482 B004355 Buhari, Megâzî, 62

Bize Mekkî b. İbrahim, ona Yezid b. Ebu Ubeyd, ona da Seleme şöyle rivayet etmiştir: Ğâbe tarafına gitmek üzere Medine'den çıktım. Ğâbe Tepesine geldiğimde Abdurrahman b. Avf'ın hizmetlisi benimle karşılaştı. Ben, “hele dur, neyin var?” dedim. O, “Rasulullah'ın (sav) develeri çalındı” dedi. Ben, “onları kim çaldı?” dedim. O, “Gatafân ve Fezâre” dedi. Ben de iki siyahlık arasındaki (Medineliler'e) sesimi işittirmek için üç kere “baskın var! Baskın var!” diye bağırdım. Sonra yaya olarak takibe başladım. Nihayet onlara yetiştim. Gerçekten develeri çalmışlardı. “Ben Ekva'nın oğluyum, Bugün hüsran günüdür” diyerek onları oklamaya başladım. Suya varmalarından önce develeri onlardan kurtardım. Onları sürüyerek Hz. Peygamber'e geldim. Nebî (sav) de beni karşıladı. Ben, “Yâ Rasulullah, Düşman susuzdur. Ben onları acele ettirerek su tedarik etmelerine mani oldum, onların peşinden adam yolla” dedim. Hz. Peygamber (sav), "ey Ekva'nın oğlu, alacağını aldın, artık itidalli ol, onlar, kendi kabilelerine misafir olmuşlardır" buyurdu.


    Öneri Formu
30348 B003041 Buhari, Cihad, 166

Bize Ubeydullah b. Musa, ona İsrâîl, ona Mansûr, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Mekke'nin fethi gününde Hz. Peygamber (sav), "Fetihten sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda orduya katılın!" buyurdu.


    Öneri Formu
44393 DM002554 Darimi, Siyer, 69

Sonra Rasulullah (sav) ordu içinde ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar, düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz. Allah'tan afiyet isteyiniz. Fakat sizler düşmanla karşılaş­tığınız zaman da sabrediniz ve biliniz ki cennet muhakkak kılıçların gölgeleri altındadır." Ardından Rasulullah (sav) şu duayı yaptı: "Ey Kitabı indiren, bulutları yürüten, orduları bozguna uğratan Allah'ım! Sen onları hezimete uğrat ve bizi muzaffer eyle." Musa b. Ukbe'nin naklettiğine göre Salim Ebu Nasr şöyle demiştir: 'Ben Ömer b. Ubeydullah'ın katibiydim. Ona Abdullah b. Ebu Evfâ'dan (ra) gelen mektupta Rasulullah'ın (sav): "Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz." buyurduğu yazıyordu.'


    Öneri Formu
280458 B003025-2 Buhari, Cihad, 156


    Öneri Formu
153981 BS16850 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,299


    Öneri Formu
198669 BMS001541 Beyhaki ,Ma’rifetu’s- Sunen Ve’l- Âsâr, II, 399