194 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Osman b. Said b. Kesîr b. Dînâr el-Hımsî, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Irk, ona da Abdullah b. Büsr şöyle dedi: Hz. Peygamber’e (sav) bir koyun (kesip) ikram ettim. Rasulullah (sav) dizlerinin üzerine çöküp ondan yedi. Oradaki bir bedevi (bu oturuş tarzını yadırgayarak) “Bu nasıl oturuş?” diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Şüphesiz Allah beni cömert bir kul kıldı, zorba ve inatçı birisi kılmadı." buyurdu.
Bize Saîd b. ‘mir, ona Humeyd b. Esved ona da İbn Avn'ın şöyle dediğini rivayet etti: (Basra’da meşhur bir mahalle olan) Kellâ’da yapmayı istediğim bir bina için Muhammed'e (İbn Sîrîn) danıştım. O da bana bir yer gösterdi ve "binanın temelini atmak istediğin zaman bana haber ver, seninle beraber geleyim" dedi. Ben de (temel atacağım zaman) ona geldim. Yürüdüğümüz esnada bir adam çıkageldi ve onunla birlikte yürümeye başladı. Bunun üzerine Muhammed dikilip durdu ve "bir ihtiyacın mı var?" dedi. (Adam); "hayır" dedi. (Muhammed); "eğer yoksa çekil git!" dedi. Sonra bana döndü ve "sen de (temelini atacağımız binaya farklı bir yoldan önden) git!" dedi. Ben de farklı bir yola sapıncaya kadar gittim.
Bize Muhammed b. Humeyd, ona Cerîr, ona Muğire, ona Saîd b. Cübeyr şöyle rivayet etti: (İnsanın peşinden yürümek), ardına düşülen kimse için bir fitne (azdırma vesilesi), arkadan gelen kimse için ise bir zillettir.
Bize Muhammed b. Hâtim el-Müktib, ona Kasım - İbn Mâlik-, ona Leys, Tâvus’un şöyle dediğini rivayet etti: O (Tâvus), yanına bir ya da iki kişi oturduğu zaman ayağa kalkar ve uzaklaşırdı.
Bana Mâlik, Ebu’z-Zinâd’dan, o el-A‘rec’den, o Ebu Hureyre’den rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Küfrün başı doğu tarafındadır. Büyüklenme ve kibirlenme deve ve at sahiplerinin, çadırlarda yaşayan kaba insanların özelliğidir. Sükûnet ise koyun sahiplerinin özelliğidir."
Bize Hişam b. Ammar, ona Süveyd b. Abdulaziz, ona Zeyd b. Vâkid, ona Busr b. Ubeydullah, ona Ebu İdris el-Havlânî, ona Muâz bin Cebel’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): "Sana cennetin hükümdarlarını (üstün derece sahiplerini) haber vereyim mi?" dedi. Evet, dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) buyurdu: "Zayıf olup (insanlar tarafından) zayıf görülen, iki parçalı eski elbiseye sahip, kendisine hiç değer ve iltifat gösterilmeyen kimsedir. Böyle olan kimse herhangi bir şey için Allah'a yemin etse Allah onun yeminini yerine getirir, buyurdu."
Açıklama: Bu hadis te zühdden ziyade ahlakî boyutu ön plana çıkan bir hadistir. İnsanların cennetlik veya cehennemlik olmaları ve Allah katındaki değerleri hususunda bizlere bazı ölçüleri sunmaktadır.
Bize Muhammed b. Tarîf ve İshak b. İbrahim b. Habib, onlara Muhammed b. Fudayl, ona Mücalid, ona Amir, ona el-Hâris, ona Ali’nin (bin Ebi Tâlib) şöyle dediğini rivayet etti: “Rasulullah'ın (sav) kızı (Fatma gerdek gecesi) bana getirildi. Zifaf gecesi yatağımız, koç derisinden başka bir şey değildi.”
Bana Malik, ona İbn Şihâb, ona Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf’in şöyle dediğini rivayet etti: Yoksul bir kadın hastalandı, hastalığı Rasulullah'a (sav) haber verildi. Rasulullah (sav) düşkünlere hasta ziyaretine gider; onları arayıp sorardı. Rasulullah (sav): "Ruhunu teslim edince bana haber verin." buyurdu. Cenazeyi gece –cenaze namazı ve defin için- çıkardılar. O saatte Rasulullah'ı (sav) rahatsız etmeyi uygun bulmadılar. Rasulullah (sav) sabahladığında onunla –vefat eden bayanla- ilgili haber verildi. O (sav) : " Onun- durumunu- bana haber verin diye emretmedim mi?" buyurunca Ashab: 'Ey Allah’ın Rasulü! Seni uyandırıp geceleyin çıkarmayı uygun bulmadık.' diye karşılık verdiler. Rasulullah (sav) onun kabri üzerine gelip cemaatle saf tuttu ve dört tekbirle cenaze namazı kıldırdı.
İmâm Mâlik'in, Alâ b. Abdurrahman'dan duyduğuna göre o şöyle dedi: “Sadaka hiçbir zaman malı azaltmaz. Kişi affettiğinde Allah ancak onun izzet ve şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterdiğinde Allah onun derecesini yükseltir.” İmâm Mâlik şöyle dedi: Bu hadisin Hz. Peygamber'den (sav) merfû olarak rivayet edilip edilmediğini bilmiyorum.
Bize Ebu'r-Rebî' ez-Zehrânî, ona İsmail b. Cafer, el-Alâ'dan, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Sadaka hiçbir zaman malı azaltmaz. Kişi affettiğinde Allah ancak onun izzet ve şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterdiğinde Allah onun derecesini yükseltir."