[Bize Hakem b. Nâfi', ona Şuayb b. Dinar, ona Abdullah b. Zekvan, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:]
Bu isnadda "Allah (cc), şöyle buyurur: Sen infak et ki ben de sana infak edeyim.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30486, B007496
Hadis:
وَبِهَذَا الإِسْنَادِ « قَالَ اللَّهُ أَنْفِقْ أُنْفِقْ عَلَيْكَ » .
Tercemesi:
[Bize Hakem b. Nâfi', ona Şuayb b. Dinar, ona Abdullah b. Zekvan, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:]
Bu isnadda "Allah (cc), şöyle buyurur: Sen infak et ki ben de sana infak edeyim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tevhid 35, 2/767
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
İnfak, infak edersen Allah da sana infak eder
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah alîmdir, hakîmdir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58025, KK49/8
Hadis:
فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَنِعْمَةً وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Tercemesi:
Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah alîmdir, hakîmdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Hucurât 49/8, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58596, KK55/1
Hadis:
الرَّحْمَنُ
Tercemesi:
Çok merhametli(Allah)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Rahmân 55/1, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32738, B004772
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ لَمَّا حَضَرَتْ أَبَا طَالِبٍ الْوَفَاةُ جَاءَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدَ عِنْدَهِ أَبَا جَهْلٍ وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ أَبِى أُمَيَّةَ بْنِ الْمُغِيرَةِ ، فَقَالَ « أَىْ عَمِّ قُلْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، كَلِمَةً أُحَاجُّ لَكَ بِهَا عِنْدَ اللَّهِ » . فَقَالَ أَبُو جَهْلٍ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى أُمَيَّةَ أَتَرْغَبُ عَنْ مِلَّةِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ فَلَمْ يَزَلْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَعْرِضُهَا عَلَيْهِ ، وَيُعِيدَانِهِ بِتِلْكَ الْمَقَالَةِ حَتَّى قَالَ أَبُو طَالِبٍ آخِرَ مَا كَلَّمَهُمْ عَلَى مِلَّةِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ ، وَأَبَى أَنْ يَقُولُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَاللَّهِ لأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ مَا لَمْ أُنْهَ عَنْكَ » . فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( مَا كَانَ لِلنَّبِىِّ وَالَّذِينَ آمَنُوا أَنْ يَسْتَغْفِرُوا لِلْمُشْرِكِينَ ) وَأَنْزَلَ اللَّهُ فِى أَبِى طَالِبٍ ، فَقَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ( إِنَّكَ لاَ تَهْدِى مَنْ أَحْبَبْتَ وَلَكِنَّ اللَّهَ يَهْدِى مَنْ يَشَاءُ ) . قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ ( أُولِى الْقُوَّةِ ) لاَ يَرْفَعُهَا الْعُصْبَةُ مِنَ الرِّجَالِ . ( لَتَنُوءُ ) لَتُثْقِلُ . ( فَارِغًا ) إِلاَّ مِنْ ذِكْرِ مُوسَى . ( الْفَرِحِينَ ) الْمَرِحِينَ . ( قُصِّيهِ ) اتَّبِعِى أَثَرَهُ ، وَقَدْ يَكُونُ أَنْ يَقُصَّ الْكَلاَمَ ( نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ ) . ( عَنْ جُنُبٍ ) عَنْ بُعْدٍ عَنْ جَنَابَةٍ وَاحِدٌ ، وَعَنِ اجْتِنَابٍ أَيْضًا ، يَبْطِشُ وَيَبْطُشُ . ( يَأْتَمِرُونَ ) يَتَشَاوَرُونَ . الْعُدْوَانُ وَالْعَدَاءُ وَالتَّعَدِّى وَاحِدٌ . ( آنَسَ ) أَبْصَرَ . الْجِذْوَةُ قِطْعَةٌ غَلِيظَةٌ مِنَ الْخَشَبِ ، لَيْسَ فِيهَا لَهَبٌ ، وَالشِّهَابُ فِيهِ لَهَبٌ . وَالْحَيَّاتُ أَجْنَاسٌ الْجَانُّ وَالأَفَاعِى وَالأَسَاوِدُ . ( رِدْءًا ) مُعِينًا . قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ ( يُصَدِّقُنِى ) وَقَالَ غَيْرُهُ ( سَنَشُدُّ ) سَنُعِينُكَ كُلَّمَا عَزَّزْتَ شَيْئًا فَقَدْ جَعَلْتَ لَهُ عَضُدًا . مَقْبُوحِينَ مُهْلَكِينَ . ( وَصَّلْنَا ) بَيَّنَّاهُ وَأَتْمَمْنَاهُ . ( يُجْبَى ) يُجْلَبُ . ( بَطِرَتْ ) أَشِرَتْ . ( فِى أُمِّهَا رَسُولاً ) أُمُّ الْقُرَى مَكَّةُ وَمَا حَوْلَهَا . ( تُكِنُّ ) تُخْفِى . أَكْنَنْتُ الشَّىْءَ أَخْفَيْتُهُ ، وَكَنَنْتُهُ أَخْفَيْتُهُ وَأَظْهَرْتُهُ . ( وَيْكَأَنَّ اللَّهَ ) مِثْلُ أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ ( يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ ) يُوَسِّعُ عَلَيْهِ وَيُضَيِّقُ عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Bize Ebu’l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Bana Saîd b. el-Müseyyeb babasının şöyle dediğini haber verdi: Ebu Talib’in vefatı yaklaşınca Rasulullah (sav), yanına geldi, yanında Ebu Cehil ve Abdullah b. Ebu Umeyye b. el-Muğire vardı. “Amcacığım, Allah nezdinde onu senin lehine delil olarak göstereceğim bir söz olan Lâ ilâhe illallah de” buyurdu. Ebu Cehil ile Abdullah b. Ebu Umeyye. Abdülmuttalib’in dininden yüz mü çevireceksin? dediler. Rasulullah (sav) bu sözü ona teklif etmeyi sürdürdükçe onlar da söyledikleri sözlerini ona tekrar edip durdular. Sonunda Ebu Talib’in onlara son olarak söylediği. Abdulmuttalib’in dini üzere (ölüyorum) demesi oldu ve Lâ ilâhe illallah demeyi kabul etmedi. (Saîd’in babası el-Müseyyeb) dedi ki: Bunun üzerine yüce Allah: “Müşriklere, Nebi’nin de müminlerin de mağfiret dilemeleri olur şey değildir” (Tevbe, 9/13) buyruğunu indirdi. Ebu Talib hakkında da Rasulullah’a (sav) hitaben: “Muhakkak ki sen sevdiğini hidayete erdiremezsin ama Allah, dilediğini hidâyete erdirir” (Kasas, 28/56) buyurdu.
İbn Abbas dedi ki: “Uli’l-kuvve” (Kasas, 28/76): Güçlü kuvvetli bir grup erkeğin kaldıramayacağı, “Letenûu” (Kasas, 28/76) ağır gelirdi; “Fâriğa” (Kasas, 28/10) Musa’nın annesinin kalbinde yalnızca onu düşünmekten başka bir şey yoktu; “El-ferihîn” (Kasas, 28/76) şımarıklar; “Kussîhi” (Kasas, 28/11): onun arkasından git, demektir. Bazen bu lafız bir sözü anlatmak anlamına da gelebilir. “Nahnu nekussu aleyke ahsene’l-kasas” (Yusuf, 12/3): Sana en güzel kıssaları anlatıyoruz, buyruğunda olduğu gibi, “An cunubin” (Kasas, 28/11) uzaktan; “An cenâbetin” ve “An ictinâbin” ibareleri de aynıdır, (uzaktan anlamını ifade eder). “Betaşa ve yebtışu”: yakaladı, yakalar demektir. “Ye’temirûne” (Kasas, 28/20) birbirleriyle danışıyorlar, demektir. “El-udvân” (Kasas, 28/28) düşmanlık etmek, haksızlık etmek demek olup, el-‘adâ ve et-tea’ddi ile aynı anlamdadır. “Ânese” (Kasas, 28/29) gördü, anlamındadır.
“El Cezve” (Kasas, 28/31) alevi olmayan kalın odun parçası, “eş-Şihâb” ise alevi olan odun parçası demektir. Yılanlar çeşit çeşittir, el-Cânn el-Efâî, el-Esâvid bunlar arasındandır. “Rid’en” (Kasas, 28/34) yardımcı olmak üzere, demektir. İbn Abbas “Yusaddikunî” (Kasas, 28/34) beni doğrulaması (için) anlamındadır, demiştir. Başkası da “Seneşuddu” (Kasas, 28/35): sana yardım edeceğiz, demektir. Nitekim biz bir şeye yardım edip onu güçlendirecek olursak, ona “Adud” vermiş (yani pazusunu güçlendirmiş oluruz) anlamına gelir. “Makbûhîn” (Kasas, 28/42) helâk edilmişler, anlamındadır.
“Ve’ssalnâ” (Kasas, 28/51) onu açıkladık, onu tamamladık anlamındadır. “Yucbâ” (Kasas, 28/57) getirilir, celb edilir, demektir. “Batırat” (Kasas, 28/58) şımardı, anlamındadır. “Fi ummihâ Rasulâ” (Kasas, 28/59) şehirlerin anası Mekke ve onun çevresi kast edilir. “Tukinnu” (Kasas, 28/69) gizlersin, saklarsın, demektir. “Eknentu’ş-şey’e” den gelmektedir ki o şeyi gizledim, anlamına gelir. “kenentuhû” anlamı ise hem onu saklayıp gizledim, hem onu açığa çıkardım, anlamına gelir.
“Veykeennellâhe” (Kasas, 28/82) ibaresi elem tera ennellâhe. Allah’ın… görmedin mi anlamındadır. “Yebsutu’r-rızka limen yeşâu ve yakdir” (Kasas, 28/82) dilediği kimsenin rızkını genişletir, dilediğininkini ise daraltır, demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/239
Senetler:
1. Müseyyeb b. Hazn el-Kuraşi (Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb b. Amr b. Aiz)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Helak, geçmiş ümmetlerin helak sebepleri
İstiğfar, Af Dilemek, müşrikler için af dilemek,
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Peygamberler, Görevi, İşlevi, Misyonu
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Siyer, Hz. Peygamber'in Ebu Talib'i İslam'a daveti
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Talib
Tarihsel Şahsiyetler, Karun
Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetlerimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size vâdettiklerimi vereyim. Yalnızca benden korkun.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53070, KK2/40
Hadis:
يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اذْكُرُوا نِعْمَتِيَ الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَأَوْفُوا بِعَهْدِي أُوفِ بِعَهْدِكُمْ وَإِيَّايَ فَارْهَبُونِ
Tercemesi:
Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetlerimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size vâdettiklerimi vereyim. Yalnızca benden korkun.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Bakara 2/40, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Günah, İsrailoğullarının günahları
İsrailoğulları, onlara verilen emirler
Önceki Ümmetler, İsrailoğulları
Önceki ümmetler, İsrailoğullarına verilen nimetler ve yasaklar
Söz, sözde durmak, ahde vefa
İşte böylece Rabbin seni seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce iki atan İbrahim ve İshak'a nimetini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Çünkü Rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
54550, KK12/6
Hadis:
وَكَذَلِكَ يَجْتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلَى آلِ يَعْقُوبَ كَمَا أَتَمَّهَا عَلَى أَبَوَيْكَ مِن قَبْلُ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Tercemesi:
İşte böylece Rabbin seni seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce iki atan İbrahim ve İshak'a nimetini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Çünkü Rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Yûsuf 12/6, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Peygamberler, Hz. Yakub ve ailesi
Peygamberler, Hz. Yusuf
Rüya, rüyanın tabiri
Bize Yahya b. Said, ona Hişâm, ona Katâde, ona Mutarrif, ona İyaz b. Hımâr'ın söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) bir gün hutbede şöyle hitap etti:
"Muhakkak ki Rabbim (cc) bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. Kullarıma verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini Hanif/Müslüman olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip onları dinlerinden saptırarak hakkında delil indirmediğim ve benim helal kıldığım şeyi haram kıldılar ve bana ortak koşmalarını onlara emrettiler. Sonra Allah (cc) yeryüzü ehline baktı, onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetti. Yalnız Ehl-i kitaptan bir takım kişiler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye gönderdim. Sana suyun silip yıkayamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i yakmamı emretti. Ben: Ya Rabbi! O zaman benim başımı ezip onu bir ekmeğe çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları yurtlarından çıkar. Onlara savaş aç ki, savaşta senle savaşarak sana yardım edelim. Onlara karşı harcama yap ki, biz de sana lütuf ve ihsanda bulunalım! Sen bir ordu gönder ki, biz de onun beş katını gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır :
1- Güç ve kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve başarılı olanlar,
2- Tüm Müslümanlara ve akrabalara karşı ince kalpli, merhametli kişi,
3- İffetli, infakı seven fakir kişi.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Mal ve aile edinmeyen, size tabi olarak içinizde bulunan, haram işlemeye zaafı olan kişiler,
2- Tamahkarlığı gizli olmayan, kapısını çalana hainlik eden kişi,
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan kişi,
4- Cimri ve yalancı kişi,
5- Çok ahlaksız kişi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
65638, HM017623
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا هِشَامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ
أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَطَبَ ذَاتَ يَوْمٍ فَقَالَ فِي خُطْبَتِهِ" إِنَّ رَبِّي عَزَّ وَجَلَّ أَمَرَنِي أَنْ أُعَلِّمَكُمْ مَا جَهِلْتُمْ مِمَّا عَلَّمَنِي فِي يَوْمِي هَذَا كُلُّ مَالٍ نَحَلْتُهُ عِبَادِي حَلَالٌ وَإِنِّي خَلَقْتُ عِبَادِي حُنَفَاءَ كُلَّهُمْ وَإِنَّهُمْ أَتَتْهُمْ الشَّيَاطِينُ فَأَضَلَّتْهُمْ عَنْ دِينِهِمْ وَحَرَّمَتْ عَلَيْهِمْ مَا أَحْلَلْتُ لَهُمْ وَأَمَرَتْهُمْ أَنْ يُشْرِكُوا بِي مَا لَمْ أُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا ثُمَّ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ نَظَرَ إِلَى أَهْلِ الْأَرْضِ فَمَقَتَهُمْ عَجَمِيَّهُمْ وَعَرَبِيَّهُمْ إِلَّا بَقَايَا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَقَالَ إِنَّمَا بَعَثْتُكَ لِأَبْتَلِيَكَ وَأَبْتَلِيَ بِكَ وَأَنْزَلْتُ عَلَيْكَ كِتَابًا لَا يَغْسِلُهُ الْمَاءُ تَقْرَؤُهُ نَائِمًا وَيَقْظَانًا ثُمَّ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ أَمَرَنِي أَنْ أُحَرِّقَ قُرَيْشًا فَقُلْتُ يَا رَبِّ إِذَنْ يَثْلَغُوا رَأْسِي فَيَدَعُوهُ خُبْزَةً فَقَالَ اسْتَخْرِجْهُمْ كَمَا اسْتَخْرَجُوكَ فَاغْزُهُمْ نُغْزِكَ وَأَنْفِقْ عَلَيْهِمْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ وَابْعَثْ جُنْدًا نَبْعَثْ خَمْسَةً مِثْلَهُ وَقَاتِلْ بِمَنْ أَطَاعَكَ مَنْ عَصَاكَ وَأَهْلُ الْجَنَّةِ ثَلَاثَةٌ ذُو سُلْطَانٍ مُقْسِطٌ مُتَصَدِّقٌ مُوَفَّقٌ وَرَجُلٌ رَحِيمٌ رَقِيقُ الْقَلْبِ لِكُلِّ ذِي قُرْبَى وَمُسْلِمٍ وَرَجُلٌ فَقِيرٌ عَفِيفٌ مُتَصَدِّقٌ وَأَهْلُ النَّارِ خَمْسَةٌ الضَّعِيفُ الَّذِي لَا زَبْرَ لَهُ الَّذِينَ هُمْ فِيكُمْ تَبَعًا أَوْ تُبَعَاءَ شَكَّ يَحْيَى لَا يَبْتَغُونَ أَهْلًا وَلَا مَالًا وَالْخَائِنُ الَّذِي لَا يَخْفَى عَلَيْهِ طَمَعٌ وَإِنْ دَقَّ إِلَّا خَانَهُ وَرَجُلٌ لَا يُصْبِحُ وَلَا يُمْسِي إِلَّا وَهُوَ يُخَادِعُكَ عَنْ أَهْلِكَ وَمَالِكَ وَذَكَرَ الْبُخْلَ أوالْكَذِبَ وَالشِّنْظِيرَ الْفَاحِشَ"
Tercemesi:
Bize Yahya b. Said, ona Hişâm, ona Katâde, ona Mutarrif, ona İyaz b. Hımâr'ın söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) bir gün hutbede şöyle hitap etti:
"Muhakkak ki Rabbim (cc) bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. Kullarıma verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini Hanif/Müslüman olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip onları dinlerinden saptırarak hakkında delil indirmediğim ve benim helal kıldığım şeyi haram kıldılar ve bana ortak koşmalarını onlara emrettiler. Sonra Allah (cc) yeryüzü ehline baktı, onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetti. Yalnız Ehl-i kitaptan bir takım kişiler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye gönderdim. Sana suyun silip yıkayamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i yakmamı emretti. Ben: Ya Rabbi! O zaman benim başımı ezip onu bir ekmeğe çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları yurtlarından çıkar. Onlara savaş aç ki, savaşta senle savaşarak sana yardım edelim. Onlara karşı harcama yap ki, biz de sana lütuf ve ihsanda bulunalım! Sen bir ordu gönder ki, biz de onun beş katını gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır :
1- Güç ve kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve başarılı olanlar,
2- Tüm Müslümanlara ve akrabalara karşı ince kalpli, merhametli kişi,
3- İffetli, infakı seven fakir kişi.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Mal ve aile edinmeyen, size tabi olarak içinizde bulunan, haram işlemeye zaafı olan kişiler,
2- Tamahkarlığı gizli olmayan, kapısını çalana hainlik eden kişi,
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan kişi,
4- Cimri ve yalancı kişi,
5- Çok ahlaksız kişi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, İyaz b. Himar el-Mücaşi'i 17623, 6/8
Senetler:
1. Iyaz b. Himar el-Mücaşi'i (Iyaz b. Himar b. Ebu Himar)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Allah İnancı, kalplere tasarrufu
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hainlik, hiyanet, ihanet
Hz. Peygamber, Allah ile ilişkisi
Hz. Peygamber, öğreticiliği
İmtihan, Allah'ın imtihan etmesi
Müslüman, akıllı davranır
Müslüman, kanaatkâr/haris/tamahkâr olmak
Peygamberler, Allah'ın elçileri (vefdullah), sayıları vs.
Şeytan, aldatıcılığı
Yardım, Müslümanlara nasip olan ilahi yardımlar
Yönetim, adaletle hükmeden, iş görenlerin Allah katındaki derecesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30685, B007533
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى سَالِمٌ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّمَا بَقَاؤُكُمْ فِيمَنْ سَلَفَ مِنَ الأُمَمِ كَمَا بَيْنَ صَلاَةِ الْعَصْرِ إِلَى غُرُوبِ الشَّمْسِ ، أُوتِىَ أَهْلُ التَّوْرَاةِ التَّوْرَاةَ فَعَمِلُوا بِهَا حَتَّى انْتَصَفَ النَّهَارُ ، ثُمَّ عَجَزُوا فَأُعْطُوا قِيرَاطًا قِيرَاطًا ، ثُمَّ أُوتِىَ أَهْلُ الإِنْجِيلِ الإِنْجِيلَ فَعَمِلُوا بِهِ حَتَّى صُلِّيَتِ الْعَصْرُ ، ثُمَّ عَجَزُوا فَأُعْطُوا قِيرَاطًا قِيرَاطًا ، ثُمَّ أُوتِيتُمُ الْقُرْآنَ فَعَمِلْتُمْ بِهِ حَتَّى غَرَبَتِ الشَّمْسُ ، فَأُعْطِيتُمْ قِيرَاطَيْنِ قِيرَاطَيْنِ ، فَقَالَ أَهْلُ الْكِتَابِ هَؤُلاَءِ أَقَلُّ مِنَّا عَمَلاً وَأَكْثَرُ أَجْرًا . قَالَ اللَّهُ هَلْ ظَلَمْتُكُمْ مِنْ حَقِّكُمْ شَيْئًا قَالُوا لاَ . قَالَ فَهْوَ فَضْلِى أُوتِيهِ مَنْ أَشَاءُ » .
Tercemesi:
Bize Abdan (Abdullah b. Osman), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Yunus (b. Yezid), ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona Salim (b. Abdullah), ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Sizden önceki ümmetlere göre sizin dünyada kalışınız ikindi namazı ile güneşin batışı arasındaki vakit kadardır. Tevrat ehline Tevrat verildi. Günün yarısına kadar onunla amel ettiler. Sonra amel etme konusunda acziyete düştüler. Onlara da kîrat kîrat karşılık verildi. Sonra İncil ehline İncil verildi. Onlar da ikindi vaktine kadar onunla amel ettiler. Sonra amel etme konusunda acziyete düştüler. Onlara da kîrat kîrat karşılık verildi. Sonra size Kur'an verildi. Siz de onunla güneşin batışına kadar amel ettiniz. Size de karşılık olarak iki kîrat iki kîrat karşılık verildi. Ehl-i Kitab, Müslümanlar amel olarak bizden az, ama karşılık olarak fazla aldılar, dediler. Allah (cc), şöyle buyurdu: Size hakkınız konusunda herhangi bir haksızlık yapıldı mı? Hayır, dediler. Allah (cc), bu benim fazlımdır. onu dilediğime veririm, buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tevhid 47, 2/778
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Osman el-Ateki (Abdullah b. Osman b. Cebele b. Meymun)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Hitabet, Mesel, hadislerde
Müslüman, Müslümanların diğer ümmetlerden üstünlüğü
Önceki ümmetler, İncil
Önceki ümmetler, Tevrat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
59900, KK79/33
Hadis:
مَتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ
Tercemesi:
Hepsi sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Nâziât 79/33, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Doğa Tasavvuru, dağlar, denizler, ırmaklar vb.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32136, B004699
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى عَلْقَمَةُ بْنُ مَرْثَدٍ قَالَ سَمِعْتُ سَعْدَ بْنَ عُبَيْدَةَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْمُسْلِمُ إِذَا سُئِلَ فِى الْقَبْرِ يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ ، فَذَلِكَ قَوْلُهُ ( يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِى الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِى الآخِرَةِ ) .
Tercemesi:
Bize Ebu Velid, ona Şube, ona Alkame b. Mersed, ona Sa'd b. Ubeyde, ona da Berâ b. Âzib, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Müslüman kabirde sorguya çekilip "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna şehadet ederim" [derse işte] bu, "Allah, iman edenleri dünya hayatında ve ahirette sağlam sözle sebatkâr kılar" ayetinin [manasıdır].
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 2, 2/206
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Sa'd b. Ubeyde es-Sülemi (Sa'd b. Ubeyde)
3. Alkame b. Mersed el-Hadramî (Alkame b. Mersed)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Kabir hayatı, münker-nekir adlı meleklerin sorgusu
Kabir, soruları ve suali