Giriş

Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Mansur, ona Rib'î b. Hirâş, ona da Huzeyfe'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Melekler, sizden önceki milletlerden bir adamın ruhunu karşıladı ve '(Dünya'dayken) hayır türü bir şey işledin mi?' diye sordular. Adam 'Hizmetçilerime eli darda olan borçlularıma süre vermelerini, ödeme imkanı olan borçlularıma da müsamahakâr davranmalarını emrederdim.' dedi. Bunun üzerine melekler de ona karşı müsamahakâr davrandılar." Ebu Malik'in söylediğine göre Rib'î'nin nakli şöyledir: "Ödeme imkanı olanlara esnek davranır, eli darda olanlara ise süre verirdim." Şu'be, ona Abdülmelik, ona da Rib'î bu rivayet ile aynı içerikte başka bir rivayette bulunmuştur. Ebu Avâne'nin rivayet ettiğine göre de Rib'î şöyle demiştir: "Ödeme imkanı olanlara esnek davranıyor, eli darda olanlara ise süre veriyorum." Nuaym b. Ebu Hind el-Eşca'î'nin rivayet ettiğine göre de Rib'î şöyle demiştir: "Ödeme imkanı olandan kabul ediyor, ödeme imkanı olmayana ise esnek davranıyorum."


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Nuaym b. Ebu Hind arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
279119 B002077-5 Buhari, Büyu', 17

Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Rib'î b. Hiraş, ona da Huzeyfe, Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir adam öldü ve cennete girdi. Ona; ne amelin vardı diye sordular. O da -ya kendisi hatırlamış yahut hatırlatılmış olduğu üzere- ben insanlarla alışveriş yapardım. Maddi zorluk içinde olana mühlet verir, altın gümüş ve nakit para hususunda da müsamaha gösterirdim cevabını verdi. Bu sayede adamın günahları bağışlandı." [Ebu Mesud der ki: Bu hadisi Rasulullah'tan (sav) ben de işittim.]


    Öneri Formu
568 M003995 Müslim, Müsakat, 28

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona Ma’mer, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Üsame b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir: Birgün Hz. Peygamber bir merkebe bindi. Merkebin üzerinde bir palan, palanın altında Fedek dokuması saçaklı bir örtü vardı. Efendimiz (sav) terkisine de Üsame b. Zeyd’i bindirip hasta olan Sa'd b. Ubade’yi ziyaret amacıyla Hâris b. Hazrec oğulları mahallesine gitti. Bu Bedir Gazvesi önceydi. Yolda giderken, beraberce oturan bir gruba rast geldi. Bunların kimisi Müslüman, kimisi puta tapan müşrik, kimisi de Yahudi'ydi. İçlerinde Abdullah b. Übey b. Selûl ile Abdullah b. Revâhâ da vardı. Hz. Peygamber’in bindiği merkebin kaldırdığı toz bulutu ortalığı kaplayınca Abdullah b. Übey ridası ile burnunu kapadı ve “öf! Ne diye ortalığı toza buladınız” diye homurdandı. Sonra Hz. Peygamber (sav) onlara selam verdi ve merkebini durdurup indi. Kendilerini Allah’a davet etti ve bir miktar Kuran okudu. Bunun üzerine Abdullah b. Übey “Ey kişi! Eğer bu söylemekte olduğun sözler hak ise, bunlardan daha güzeli olamaz. Ama sen yine de bizi şu meclisimizde rahatsız etme. Git kendi oturduğun yere, içimizden sana gelenlere ne anlatacaksan orada anlat!” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Revaha “Evet ya Rasulallah! Sen bununla (Kur’an’la) meclislerimizi doldur. Çünkü biz bunu seviyoruz” dedi. Bunun üzerine Müslümanlarla müşrikler ve Yahudiler birbirlerine hakaretamiz sözler söylemeye başladılar. Hatta neredeyse birbirlerine gireceklerdi. Rasul-i Ekrem de onları yatıştırmaya çalışıyordu. (Ortaklık yatışınca) Hz. Peygamber tekrar merkebine binip yola çıkıp Sa’d b. Ubade’nin evine gitti. Eve varınca "Ey Sa’d! Duydun mu Ebu Hubâb neler söyledi neler?" dedi ve olup biteni anlattı. Allah Rasulü, Ebu Hubab künyesi ile Abdullah b. Ubeyy’i kast ediyordu. Sa’d b. Ubade de “Yâ Rasulullah! Sen onu affet ve kusurunu mazur gör! Yemin ederim ki, Allah sana verdiğini vermiştir. Halbuki bundan önce şu şehirdeki (Medine) herkes onu başlarına reis tayin edip kendisine taç giydirmek üzere anlaşmışlardı. Allah, sana ihsan eylediği hak (peygamberlik) ile onların bu anlaşmaları geçersiz kalınca, İbn Ubeyy hasetten deliye döndü. İşte bu yüzden gördüğün o çirkin harekette bulunmuştur!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber Abdullah b. Übeyy’i affetti.


    Öneri Formu
22174 B006254 Buhari, İsti'zan, 20

Bize Ebu Said el-Eşec, ona Ebu Halid Ahmar, ona Sa'd b. Tarık, ona Rib'î b. Hıraş, ona da Huzeyfe şöyle demiştir: "Allah'ın huzuruna, kendisine mal verdiği kullarından bir kul getirilmiş ve ona dünyada ne yaptın diye sormuş. -Zaten kullar Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler ya- O kul; ya Rabbi, bana malını verdin. Bu sebepten insanlarla alış veriş yapıyordum. Âdetim müsamaha göstermek idi. Bundan dolayı zengine kolaylık gösterir, fakire de mühlet verirdim demiş. Bunun üze­rine Allah; Ben buna senden daha layığım. Kulumu affedin buyurdu." [Ukbe b. Âmir el-Cühenî ve Ebu Mesud el-Ensârî; biz bunu Rasulullah'ın (sav) ağzından işittik demişlerdir.]


    Öneri Formu
569 M003996 Müslim, Müsakat, 29

Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Âmir, ona Muhammed b. Hilal ona da babasının (Hilal b. Ebu Hilal) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Meclislerde Hz. Peygamber (sav) bizimle oturur ve sohbet ederdi. O kalktığında biz de kalkardık; hatta bazı eşlerinin odasına girdiğini görürdük. Bir gün sohbet ettik, kalktığında biz de kalktık. O esnada bir bedevînin (arkasından) O'na yaklaştığını ve ridasını çektiğini gördük. (Öyle ki) elbise Hz. Peygamber'in (sav) boğazını kızarttı. Ebu Hureyre şöyle devam etti: Ridası sert bir kumaştandı. Hz. Peygamber (geriye) döndüğünde bedevî şu iki deveme (mal) yükle! Bunlar ne senin ne de babanın malı dedi. Hz. Peygamber de (sav) ona "hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah" dedi. Sonra, "benim boğazımı çektiğin şekilde, senin boğazını çekmeme izin vermediğin sürece yüklemem." dedi. O'nun bu sözlerine karşılık bedevî hayır, bunu sana yaptırmam dedi. (Ebu Hureyre) rivayeti sonuna kadar aktardı. Sonra Hz. Peygamber yanına bir adamı çağırdı ve "bunları onun develerine yükle; birisine arpa, diğerine de hurma (yükle)" dedi. Hz. Peygamber (sav) sonra bize döndü ve "Allah'ın bereketiyle haydi gidiniz" buyurdu.


    Öneri Formu
33768 D004775 Ebu Davud, Edeb, 1


    Öneri Formu
566 M003993 Müslim, Müsakat, 26


    Öneri Formu
567 M003994 Müslim, Müsakat, 27

Bize Müsedded, ona Süfyan, ona İbn Münkedir, ona Urve, ona da Aişe (r.anh) şöyle demiştir: Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) yanına girmek için izin istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber de (sav) "aşiretin bu oğlu ne kötüdür" yahut da "aşiretin bu adamı ne kötüdür" dedi ve "ona girmesi için izin verin" buyurdu. (Adam içeriye) girince ona hoş görülü davrandı. Şaşkınlıkla ben, Ey Allah'ın Rasulü (yanına girmeden önce) onun hakkında söyleyeceğini söylediğin halde onunla yumuşak bir dille konuştun dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey Aişe! Kıyamet gününde Allah katında insanların en şerlisi, insanların kötülüğünden korkarak kendisinden uzaklaştığı ya da kendisini terk ettiği kimsedir."


    Öneri Formu
33784 D004791 Ebu Davud, Edeb, 5

Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah'ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.


    Öneri Formu
53995 KK9/6 Tevbe, 9, 6


    Öneri Formu
16284 D002686 Ebu Davud, Cihad, 118