99 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ömer b. Harmele, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Ben (teyzem) Meymune'nin evindeydim. Rasulullah (sav) Halid b. Velid ile içeri girdi. İki ince çöp üzerinde kızartılmış iki keler getirdiler. Rasulullah (sav) (tiksinerek) tükürdü. Bunun üzerine Halid b. Velid, Ey Allah'ın Rasulü! Sanırım kelerden tiksindin, dedi. "Evet" dedi. Daha sonra Rasulullah'a (sav) süt getirildi, onu içti. Akabinde, biriniz yemek yediğinde; "Allah'ım bunu, bize bereketlendir ve bunda daha iyisini yedir; süt ikram edildiğinde ise Allah'ım bunu, bize bereketlendir ve daha fazlasını ver desin. Zira sütten başka bir şey hem yemeğin hem de içeceğin yerini tutmaz," buyurdu. [Ebû Davud, bu hadisin lafzı Müsedded'e aittir, dedi.]
Açıklama: Tükürme ile kastedilen, Rasulullah (sav)'in Halid b. Velid ve Abdullah b. Abbas'ın yanında gerçek anlamda tükürmeyip keleri yemekten tiksindiğini ifade etmek için tükürmüş gibi yapmış olması muhtemeldir. İbn Raslân, Şerh Süneni Ebî Dâvud, XV, 270.
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ömer b. Harmele, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Ben (teyzem) Meymune'nin evindeydim. Rasulullah (sav) Halid b. Velid ile içeri girdi. İki ince çöp üzerinde kızartılmış iki keler getirdiler. Rasulullah (sav) (tiksinerek) tükürdü. Bunun üzerine Halid b. Velid, Ey Allah'ın Rasulü! Sanırım kelerden tiksindin, dedi. "Evet" dedi. Daha sonra Rasulullah'a (sav) süt getirildi, onu içti. Akabinde, biriniz yemek yediğinde; "Allah'ım bunu, bize bereketlendir ve bunda daha iyisini yedir; süt ikram edildiğinde ise Allah'ım bunu, bize bereketlendir ve daha fazlasını ver desin. Zira sütten başka bir şey hem yemeğin hem de içeceğin yerini tutmaz," buyurdu. [Ebû Davud, bu hadisin lafzı Müsedded'e aittir, dedi.]
Açıklama: Tükürme ile kastedilen, Rasulullah (sav)'in Halid b. Velid ve Abdullah b. Abbas'ın yanında gerçek anlamda tükürmeyip keleri yemekten tiksindiğini ifade etmek için tükürmüş gibi yapmış olması muhtemeldir. İbn Raslân, Şerh Süneni Ebî Dâvud, XV, 270.
Bize Affân, ona Şu'be, ona Adiy b. Sâbit, ona Zeyd b. Vehb, ona Sabit b. Vedîa şöyle rivayet etmiştir: Fezâre oğullarından bir adam Hz. Peygamber'e (sav) bir keler getirdi. Ravi der ki: Hz. Peygamber (sav) keler etinin altını üstünü çevirmeye başladı ve "şekli dönüştürülmüş ümmet" dedi. Râvi der ki: bilgimde en fazla kaldığına göre Hz. Peygamber şöyle devam etti: Bilmiyorum belki de bu keler o dönüşen ümmettendir."
Bize Abdurrezzâk, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyir, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) keler eti getirildi fakat O, bunu yemekten kaçındı ve "bilemiyorum, belki de daha önceki asırlarda şekil değiştirmiş, dönüşmüş bir şeydir" buyurdu.
Bize Affân, ona Şu'be, ona Adiy b. Sâbit, ona Zeyd b. Vehb, ona Sabit b. Vedîa şöyle rivayet etmiştir: Fezâre oğullarından bir adam Hz. Peygamber'e (sav) avladığı bir keler getirdi. Ravi der ki: Hz. Peygamber (sav) keler etinin altını üstünü çevirmeye başladı ve "şekli dönüştürülmüş ümmet" dedi. Râvi der ki: bilgimde en fazla kaldığına göre Hz. Peygamber şöyle devam etti: "o ümmet ne yaptı bilmiyorum. Bilmiyorum belki de bu keler o dönüşen ümmettendir." Şu'be der ki: ben bu rivayeti işittim. Husayn, bu hadisi Zeyd b. Vehb'den, o da Huzeyfe'den buna benzer bir şekilde rivayet etmiştir. Râvi der ki: Hz. Peygamber (sav) hiç bir kimseye keler etini yemeyi ne emretti, ne de yasakladı.
Bize Yezîd, ona Hammâd b. Seleme, ona Hammâd, ona İbrahim, ona Esved, ona ona da Âişe şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) keler eti getirildi, ama O yemedi. Ben de “bunu neden yoksullara yedirmiyoruz” dedim. Hz. Peygamber (sav) "kendi yemediklerinizi yoksullara yedirmeyin" buyurdu.