441 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Ali, ona Ebu Asım, ona Eymen b. Nâbil, ona da Kasım b. Muhammed şöyle rivayet etmiştir: Aişe (r.anha) "Ey Allah'ın Rasulü! Siz umre yaptınız fakat ben yapmadım" dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Abdurrahman, kız kardeşin Aişe'yi götür, Ten'im (mikat sınırından giriş yaparak) bir umre yaptır." buyurdu. Abdurrahman da Aişe'yi devesinin arkasına bindirerek umre yaptırdı.
Açıklama: Ten'im: Mekke’nin kuzeybatısında Kâbe’ye en yakın Harem sınırı.
Bize Abdüla'la b. Hammad, ona Davud b. Abdurrahman, ona Abdullah b. Osman b. Huseym, ona Yusuf b. Mâhek, ona Hafsa bt. Abdurrahman b. Ebu Bekir, ona da babasının rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) Abdurrahman'a şöyle demiş: "Ya Abdurrahman! Kız kardeşin Aişe'yi terkine al, ona Ten'îm'den (ihrama sokarak) umre yaptır. Aişe'yi tepeden aşağıya indirdiğinde orada ihrama girsin. Çünkü bu makbul bir umredir."
Açıklama: Ten’im; Mekke’ye 6 km. mesafede ve Harem sınırları içinde olmakla birlikte Harem’den sayılmayan bir yerdir. Mekkelilerin mîkat mahallidir. Hanefî fukahası, Hz. Aişe'nin yaptığı bu umrenin, hayızlı olması sebebiyle daha önce yapamadığı umrenin kazası olduğunu söyler. Diğer üç mezheb ise, bu umrenin kaza olmadığını ifade ederler.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Hemmâm, ona Ata, ona Safvan b. Ya'la b. Ümeyye, ona da babası rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Cirâne'de iken üzerinde halûk-yahut safran- denilen bir tür parfüm eseri bulunan cübbeli bir adam gelmiş ve Ey Allah'ın Rasulü, umremi yaparken ne şekilde hareket etmemi tavsiye edersin? diye sormuş. Bunun Allah Tebâreke ve Teâlâ hemen Hz. Peygamber'e ayet indirdi. Hz. Peygamber vahyin etkisinden çıkınca "umreyi soran zât nerede?" diye sormuş ve ona hitaben, "vücudundaki halûk'un -yahut da safranın- izlerini yıka, cübbeni çıkar, haccında ne yaptın ise, umrende de onu yap!" buyurmuştur.
Bize Yezid b. Halid b. Abdullah b. Mevheb el-Hemdanî er-Remlî, ona el-Leys, ona Ata b. Ebu Rabah, ona İbn Ya'la b. Meniyye, ona da babası bir önceki haberi rivayet etti, bu haberde şunu da ekledi: "Rasulullah (sav) adama cübbesini çıkarmasını ve vücudunu iki veya üç kere yıkamasını emretti." Sonra hadisin kalan kısmını da nakletti."
Bize Ukbe b. Mükrem, ona Vehb b. Cerir, ona babası, ona Kays b. Sa'd, ona Ata, ona Safvan b. Ya'la b. Ümeyye, ona da babasının rivayet ettiğine göre; "Ci'râne'de bulunduğu sırada Hz. Peygamber'e (sav) sakalını ve başını safranla boyamış, üzerinde cübbe bulunan ve umre için ihrama girmiş olan bir adam gelmiş..." Sonra Ya'la hadisin tamamını zikretti.
Bize Müsedded, ona Halid b. Abdullah, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ (ra) rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) umre yapıp Kâbe'yi tavaf etmiş ve Makam-ı İbrahim'in arkasında iki rekât namaz kılmıştı. O sırada da yanında, kendisini insanlardan koruyan adamlar vardı. Abdullah'a (ra) Rasulullah (sav) Kâbe'nin içine girdi mi? diye sorulmuş, o da hayır! diye cevap vermiş."
Bize Vehb b. Bakıyye, ona Halid, ona Eflah, ona el-Kasım, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir: "Umre için Ten'im'den ihrama girdim ve Mekke'ye gelip umremi eda ettim. O sırada Rasûlullah (sav) beni el-Ebtah mevkiinde beklemekte idi. Nihayet ben umremi bitirince yola çıkmak için halka emir verdi." [Hz. Âişe, Hz. Peygamber Kâbe'ye geldi, onu tavaf etti, sonra yola çıktı dedi.]