441 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan Hülvânî, ona Yakub, ona babası, ona Salih, ona da İbn Şihab, bu hadisi, Yunus'un ez-Zührî'den rivayet ettiği hadis gibi, sonuna kadar rivayet etti.
Açıklama: Hadisin Metni için M003157 numaralı rivayete bakınız.
Bize Abd b. Humeyd, ona Muhammed b. Bekir; (T) Bize Said b. Yahya el-Emevî, ona babası, ona da İbn Cüreyc bu hadisi, bu isnadla rivayet etmiştir. Muhammed b. Bekir'in rivayeti "(لِهَؤُلاَءِ الثَّلاَثِ)" sözü hariç, İsa'nın rivayeti gibidir. O rivayetinde buna (لِهَؤُلاَءِ الثَّلاَثِ ifadesine) yer vermemiştir. Yahya el-Emevî'ye gelince, onun rivayetinde Kurban kesmeden tıraş oldum, taş atmadan kurban kestim ve benzeri cümleler vardır.
Açıklama: Hadisin Metni için M003160 numaralı rivayete bakınız.
Bize İbn Ebu Ömer ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdurrezzak, ona Mamer, ona da ez-Zührî'den bu isnadla “Rasulullah'ı (sav) Mina'da dişi bir deve üzerinde gördüm ona bir adam geldi” diyerek hadisi İbn Uyeyne'nin hadisi ile aynı manada rivayette etti.
Açıklama: Hadisin Metni için M003161 numaralı rivayete bakınız.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys b. Sa'd, ona Abdullah b. Ömer b. Hattâb'ın mevlası Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam mescitte kalktı ve 'yâ Rasulullah, bize nereden itibaren telbiye getirmemizi (ihrama girmemizi) emredersin' dedi. Rasulullah (sav) de 'Medineliler Zü'l-Huleyfe'den; Şamlılar Cuhfe'den; Necdliler de Karn'dan (itibaren) telbiye getirip (ihrama girsinler)' buyurdu. İbn Ömer der ki: Rasulullah'ın (sav) 'Yemenliler de Yelemlem'den (itibaren) ihrama girsinler' buyurduğunu iddia ediyorlar. İbn Ömer, 'ben Rasulullah'ın (sav) bu sözünü anlamış değilim' derdi."
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, İbn Şihab, ona İsa b. Talha b. Ubeydullah, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav), Veda haccında, Minâ'da durdu, insanlar da ona soru soruyordu. Bir adam gelerek 'ey Allah'ın Rasulü, dalgınlıkla, kurban kesmeden tıraş oluverdim' dedi. Rasulullah (sav) 'Kurbanını kes, bunda bir sakınca yoktur' dedi. Sonra başka bir adam daha geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, dalgınlıkla, taş atmadan kurban kesiverdim' dedi. Rasulullah (sav) ona da 'at, bunda bir sakınca yoktur' buyurdular. Abdullah (ra) der ki: O gün Rasulullah'a (sav), hac ibadetlerinden bir şeyin öne alınması ya da geciktirilmesiyle ilgili ne sorulduysa, her birine 'Yap, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu."
Bize Ahmed b. İshâk, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona Abdullah b. Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Sa'd b. Muâz umre yapmak için Mekke'ye gitmişti ve Ebu Safvân Ümeyye b. Halef'in evinde konuk oldu. Ümeyye de Şam'a giderken Medine'ye uğradı, O da Sa'd'ın evinde kaldı [Yani ikisinin arasında bir dostluk vardı]. Ümeyye, Sa'd'a "Gün yarılandığında ve insanlar kuşluk uykusuna dalıncaya kadar bekle, daha sonr git Kabe'yi tavaf et!" dedi. Ben de o saatte gidip tavaf ettim. [Ümeyye ve] Sa'd, Kabe'yi tavaf ederken Ebu Cehil "Kabe'yi tavaf eden bu kişi de kim?" diye sordu. Sa'd, "Ben Sa'd!" diye cevap verdi. Ebu Cehil, "Ey Sa'd, sen Ka'be'yi emniyetle tavaf ediyorsun. Hâlbuki siz (Medîneliler) Muhammed ile ashâbına yardım ediyorsunuz!" Sa'd da "Evet öyledir!" diye cevap verip çekişmeye başladılar. Bunun üzerinde Ümeyye, Sa'd!a "Ebu'l-Hakem'e [yani Ebu Cehil'e] sesini yükseltme. Çünkü o, Mekke vadisinin reisidir" dedi. Sa'd, Ebu Cehil'e dönerek "Vallahi, benim Kabe'yi tavaf etmemi engellersen ben de senin [Medine'deki] Şam ticaret yolunu keserim!" dedi. Ümeyye, Sa'd'ı tutup "Sesini yükseltme" dedi. Sa'd ona kızdı ve "Yeter, bırak beni. Hz. Muhammed'in (sav) söylediğine göre bu adam (yani Ebu Cehil) seni öldürecek" dedi. Ümeyye "Beni mi öldürecek?" diye sordu. Sa'd "Evet!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Ümeyye, "Muhammed (sav), konuştuğu zaman asla yalan söylemez" dedi ve [korku-endişe içinde] eşinin yanına dönüp "Medineli kardeşimin bana ne dediğini biliyor musun?" diye sordu. Karısı ne dediğini sorunca, "Muhammed'in söylediğine göre Ebu'l-Hakem (Ebu Cehil) beni öldürecekmiş" diye cevap verdi. Kadın "Vallahi, Muhammed (sav) asla yalan söylemez!" dedi. [Bir müddet sonra Bedir günü gelince] Bir tellal gelip seslenip Bedir'e çıktıkları vakit Ümeyye'nin karısı geldi ve "Yesribli kardeşinin [Sa'd'ın] sana söylediğini hatırlıyor musun?" diye sordu. [Sa'd'ın daha öce söylediklerini hatırlayan] Ümeyye, Kureyş ile Bedir'e çıkmak istemedi. Ebu Cehil, ona "Sen Mekke’nin eşrafındansın. En azından sefere katılıp bir iki gün yürü" dedi. O da onlarla gitti ve neticede Allah onu öldürdü.
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, İbn Şihab, ona İsa b. Talha et-Teymî, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) devesinin üzerinde durdu, insanlar da, kendisine soru sormaya başladılar. Bir tanesi 'ey Allah'ın Rasulü! Ben şeytan taşlamanın, kurban kesmeden önce yapıldığını bilmiyordum. Bu yüzden kurbanımı önce kestim' dedi. Rasulullah da (sav) '(Şimdi) şeytan taşla, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu. Bir diğeri 'ben kurban kesmenin, tıraş olmadan önce olduğunu bilmiyordum, onun için kurban kesmeden tıraş oldum' dedi. Rasulullah da (sav) '(Şimdi) kes, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu. O gün insanın unuttuğu veya bilmediği şeylerden birini diğerinden evvel yapmak gibi bir şey sorulup da Rasulullah'ın (sav); "bunu yapın, zararı yok" sözünden başka bir şey söylediğini işitmedim. O gün, kişinin unutarak veya bilmeden, hac ibadetlerinden bir şeyin öne alması ya da geciktirmesiyle ilgili, Rasulullah'a (sav) ne sorulduysa, O, her birine '(Şimdi) Yapın, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu."
Bize Ali b. Haşrem, ona İsa, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihab, ona İsa b. Talha, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), Kurban Bayramı günü hutbe okurken bir adam kalkarak yanına geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü! Ben, falanca ve filânca işin, filân ve filân işten önce yapılacağını sanmıyordum' dedi. Sonra bir başkası gelerek 'ey Allah'ın Rasulü! falanca ve filânca işin, filân ve filân işten önce yapılacağını sanıyordum' dedi. Rasulullah (sav) bu üç kişinin (sıralamadaki hataları) için 'yap, bunda bir sakınca yok' buyurmuştur."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr, o ikisine İbn Uyeyne, ona Zührî, ona İsa b. Talha, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) bir adam gelerek 'kurbanımı kesmeden tıraş oldum' dedi. Allah Rasulü 'şimdi kes bir sakıncası yoktur' buyurdu. (Bir diğeri) gelerek 'şeytan taşlamadan kurbanımı kestim' dedi. Allah Rasulü '(şimdi) şeytan taşla, zararı yok' buyurdu."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Kuhzâz, ona Ali b. Abdullah b. Mübarek, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona ez-Zührî, ona İsa b. Talha, ona da Abdullah b. Amr b. As şöyle demiştir: "Rasulullah'tan (sav) dinledim, kendisi bayram günü cemrede vakfede iken yanına bir adam geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, Ben, şeytan taşlamadan tıraş oldum' dedi. Rasulullah (sav) '(şimdi) taşla, zararı yok' buyurdu. Bir başkası gelerek 'ben şeytan taşlamadan kurbanı kestim' dedi. Rasulullah (sav) '(şimdi) taşla, zararı yok' buyurdu. Bir başkası daha gelerek 'ben, şeytan taşlamadan, beyt-i şerife giderek ifaza tavafını yaptım' dedi. Rasulullah (sav) '(şimdi) taşla, zararı yok' buyurdu. Hâsılı o gün kendisine ne sorulduysa '(şimdi) yapın, zararı yok' buyurduğunu gördüm."