Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsâme (Hammad b. Usame), ona Avf (b. Ebû Cemile), ona Hilâs (b. Amr), ona Ebu Hüreyre Hz. Peygamber’in (sav) şöyle dediğini rivayet etti. “Verdiği hibeyi geri alan kişinin durumu, köpeğin durumu gibidir. Köpek yer, nihayet doyunca kusar. Sonra kustuğuna dönüş yapıp onu yer.”
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25189, İM002384
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ عَوْفٍ عَنْ خِلاَسٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ مَثَلَ الَّذِى يَعُودُ فِى عَطِيَّتِهِ كَمَثَلِ الْكَلْبِ أَكَلَ حَتَّى إِذَا شَبِعَ قَاءَ ثُمَّ عَادَ فِى قَيْئِهِ فَأَكَلَهُ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsâme (Hammad b. Usame), ona Avf (b. Ebû Cemile), ona Hilâs (b. Amr), ona Ebu Hüreyre Hz. Peygamber’in (sav) şöyle dediğini rivayet etti. “Verdiği hibeyi geri alan kişinin durumu, köpeğin durumu gibidir. Köpek yer, nihayet doyunca kusar. Sonra kustuğuna dönüş yapıp onu yer.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Hibât 5, /381
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Hilas b. Amr el-Heceri (Hilas b. Amr)
3. Ebu Sehl Avf b. Ebu Cemîle el-A'râbî (Avf b. Ebu Cemîle)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Bağış, Hibe
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Seçki, İlişkiler ağı
Bize Ali b. Muhammed ve Muhammed b. İsmail, onlara Veki’ (b. Cerrah), ona İbrahim b. İsmail b. Mücemmi’ b. Câriye el-Ensârî, ona Amr b. Dînâr, ona Ebu Hüreyre Hz. Peygamber’in (sav): “Bir kimse karşılığı verilmedikçe verdiği hibeyi geri alma hakkına sahiptir” buyurduğunu rivayet etti.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25192, İM002387
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ مُجَمِّعِ بْنِ جَارِيَةَ الأَنْصَارِىُّ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الرَّجُلُ أَحَقُّ بِهِبَتِهِ مَا لَمْ يُثَبْ مِنْهَا » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed ve Muhammed b. İsmail, onlara Veki’ (b. Cerrah), ona İbrahim b. İsmail b. Mücemmi’ b. Câriye el-Ensârî, ona Amr b. Dînâr, ona Ebu Hüreyre Hz. Peygamber’in (sav): “Bir kimse karşılığı verilmedikçe verdiği hibeyi geri alma hakkına sahiptir” buyurduğunu rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Hibât 6, /381
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. İbrahim b. İsmail el-Ensari (İbrahim b. İsmail b. Mücemmi' b. Yezid)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Bağış, Hibe
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Mahled b. Cafer el-Bâkarhî, ona Muhammed b. Yahya, ona Asım b. Ali, ona İbn Ebî Zi’b, ona Saîd el-Makburî, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
“Ey Müslüman kadınlar! Bir koyun paçası dahi olsa komşu kadının ikramını hor görmeyin!”
Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Asım b. Ali’den, Müslim de başka bir vecihten Saîd’den rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148902, BS012062
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا مَخْلَدُ بْنُ جَعْفَرٍ الْبَاقَرْحِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« يَا نِسَاءَ الْمُسْلِمَاتِ لاَ تَحْقِرَنَّ جَارَةٌ لِجَارَتِهَا وَلَوْ فِرْسِنَ شَاةٍ ». رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عَلِىٍّ وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ وَجْهٍ آخَرَ عَنْ سَعِيدٍ.
Tercemesi:
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Mahled b. Cafer el-Bâkarhî, ona Muhammed b. Yahya, ona Asım b. Ali, ona İbn Ebî Zi’b, ona Saîd el-Makburî, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
“Ey Müslüman kadınlar! Bir koyun paçası dahi olsa komşu kadının ikramını hor görmeyin!”
Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Asım b. Ali’den, Müslim de başka bir vecihten Saîd’den rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Hibât 12062, 12/293
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Keysan el-Makburî (Keysan Ebu Said)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Asım b. Ali el-Vasitî (Asım b. Ali b. Asım)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
7. Ebu Ali Mahled b. Cafer el-Bâkarhî (Mahled b. Cafer b. Mahled b. Süheyl)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Haklar, komşu hakları
Hediye, hediye vermede öncelik
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Bize Ebû’l-Hasan b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd, ona İbn Milhân, ona Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys rivayet etti. (T) Yine bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû’l-Fadl b. İbrahim, ona Ahmed b. Seleme, ona Kuteybe b. Saîd, ona el-Leys, ona Saîd b. Ebî Saîd, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlllah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Ey Müslüman kadınlar! Bir koyun paçası dahi olsa komşu kadının ikramını hor görmeyin!”
Bunu Müslim es-Sahîh’de Kuteybe’den, el-Buhârî de Abdullah b. Yusuf vasıtasıyla el-Leys’den rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148255, BS011441
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ بْنُ عَبْدَانَ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ مِلْحَانَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ ح وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَبُو الْفَضْلِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- كَانَ يَقُولُ :« يَا نِسَاءَ الْمُسْلِمَاتِ لاَ تَحْقِرَنَّ جَارَةٌ لِجَارَتِهَا وَلَوْ فِرْسِنَ شَاةٍ ». رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ قُتَيْبَةَ وَرَوَاهُ الْبُخَارِىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُوسُفَ عَنِ اللَّيْثِ.
Tercemesi:
Bize Ebû’l-Hasan b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd, ona İbn Milhân, ona Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys rivayet etti. (T) Yine bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû’l-Fadl b. İbrahim, ona Ahmed b. Seleme, ona Kuteybe b. Saîd, ona el-Leys, ona Saîd b. Ebî Saîd, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlllah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Ey Müslüman kadınlar! Bir koyun paçası dahi olsa komşu kadının ikramını hor görmeyin!”
Bunu Müslim es-Sahîh’de Kuteybe’den, el-Buhârî de Abdullah b. Yusuf vasıtasıyla el-Leys’den rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Hacr 11441, 11/509
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Keysan el-Makburî (Keysan Ebu Said)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
6. Ebu Abdullah Ahmed b. İbrahim el-Belhi (Ahmed b. İbrahim b. Milhan)
7. Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr (Ahmed b. Ubeyd b. İsmail)
8. Ali b. Ahmed eş-Şîrâzî (Ali b. Ahmed b. Abdân b. Muhammed b. el-Ferec b. Said)
Konular:
Haklar, komşu hakları
Hediye, hediye vermede öncelik
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Bize Ali b. Muhammed ve Muhammed b. İsmail, onlara Veki’, ona İbrahim b. İsmail b. Mücemmi’ b. Câriye el-Ensârî, ona Amr b. Dînâr, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in “Bir kimse karşılığı verilmedikçe verdiği hibeyi geri alma hakkına sahiptir” buyurduğunu rivayet etti.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271364, İM002387-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ مُجَمِّعِ بْنِ جَارِيَةَ الأَنْصَارِىُّ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الرَّجُلُ أَحَقُّ بِهِبَتِهِ مَا لَمْ يُثَبْ مِنْهَا » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed ve Muhammed b. İsmail, onlara Veki’, ona İbrahim b. İsmail b. Mücemmi’ b. Câriye el-Ensârî, ona Amr b. Dînâr, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in “Bir kimse karşılığı verilmedikçe verdiği hibeyi geri alma hakkına sahiptir” buyurduğunu rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Hibât 6, /381
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. İbrahim b. İsmail el-Ensari (İbrahim b. İsmail b. Mücemmi' b. Yezid)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Muhammed b. İsmail el-Ahmesi (Muhammed b. İsmail b. Semure)
Konular:
Bağış, Hibe
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Bize Hennâd, ona Yunus b. Bükeyr, ona Ömer b. Zerr, ona Mücahid, Ebu Hureyre’nin şöyle anlattığın rivayet etti: (Peygamberimizin kurduğu) Suffa Okulunun öğrencileri, Müslümanların konuk severliği sayesinde geçimlerini sürdürüyorlardı. Onların ne bir aileleri ne de servetleri vardı. Tek olan Allah’a and olsun ki bazı zamanlar, açlıktan baygınlık geçirir ve karnıma taş bağlardım. Bir gün, insanların geçtikleri yol üzerine oturdum. Ebu Bekir yoldan geçiyordu. Ona Allah’ın kitabından bir ayetin manasını sordum. (Aslında asıl) maksadım beni doyurmasıydı. Ancak yoluna devam etti. İçimden geçirdiğim şeyi yapmamıştı. Sonra Ömer çıkageldi. Ona da, Allah’ın kitabından bir ayet sordum. Amacım belliydi, karnımı doyursun istiyordum. O da biraz sonra ayrılıp gitmişti. Beni anlamamıştı. Sonra Efendimiz Ebü’l-Kâsım Muhammed (sav) çıkageldi. Karşıdan beni görünce gülümsedi ve “Ey Ebu Hureyre” dedi. “Buyurun, Ey Allah’ın Rasulü!” dedim. Efendimiz (sav) “Haydi, benimle gel!” diye söyledi. Yürümeye başladı, takıldım peşine. Evine girdi. (Ben de gireyim mi?) diye izin istedim. (Durma gir) diyerek izin verdi. Evde bir tas süt buldu ve ‘Bu sütü size kim getirdi?’ diye sordu. “Falan kimse bize hediye olarak getirmişti” dediler. Bunun üzerine Allah’ın Resulü, “Ebu Hureyre !” dedi. Ben de “Buyur, Ey Allah’ın elçisi!” dedim. “Suffa öğrencilerine git ve onları buraya çağır” dedi. Suffa öğrencileri Müslümanların misafirleriydi. Onların ne servetleri, ne de aileleri vardı. Allah’ın Resulü, kendisine sadaka geldiğinde ondan hiçbir şey yemez, onu doğruca Suffa öğrencilerine yönlendirirdi. Hediye geldiğinde ise Suffa öğrencilerine haber gönderir, kendisi bu hediyeden alır, Suffa’dakileri de hediyeye ortak ederdi. Bu sefer Suffa öğrencilerinin çağrılması hoşuma gitmemişti. Peygamber’in elçisi olarak Suffa’dakileri çağırmaya giderken, bir taraftan da kendi kendime söyleniyordum: “Bir tas süt Suffadakilerin hangisine yetecek! Allah'ın Resulü, bir tas sütü onlar arasında dolaştırmamı emredecek ki, benim payıma bundan ne düşebilir? Ben açlığımı giderecek kadar ondan içmek isterdim, Ne yapalım, Allah’a ve Resulüne itaatten başka çare yok.” (Az sonra) Suffa’ya vardım. Suffa’da kalan öğrencilere Efendimiz’in (sav) davetini ilettim. Hz. Peygamber’in yanına girince herkes yerini aldı. Efendimiz (sav), “Ebu Hureyre! Süt tasını al, onlara ikram et” buyurdu. Ben tası alıp tek tek herkese vermeye başladım. Tası her eline alan doyasıya içiyor, sonra tası tekrar bana veriyor, bende bir başkasına veriyordum. Sonunda bardağı Efendimize verdim. Orada bulunan herkes doyuncaya kadar içmişti. Allah'ın Resulü, süt tasını aldı ellerinin arasına koydu, sonra başını kaldırarak gülümsedi ve “Ebu Hureyre iç!” dedi. İçtim. Sonra tekrar “İç!” buyurdu. Efendimiz “iç” dedikçe, içip durdum. Sonunda şöyle dedim: “Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, artık içecek halim kalmadı.” Nihayet, Hz. Peygamber tası eline aldı, Allah’a hamd etti, besmele çekti ve O da sütten içti.
[Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14345, T002477
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ ذَرٍّ حَدَّثَنَا مُجَاهِدٌ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ أَهْلُ الصُّفَّةِ أَضْيَافَ أَهْلِ الإِسْلاَمِ لاَ يَأْوُونَ عَلَى أَهْلٍ وَلاَ مَالٍ وَاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ إِنْ كُنْتُ لأَعْتَمِدُ بِكَبِدِى عَلَى الأَرْضِ مِنَ الْجُوعِ وَأَشُدُّ الْحَجَرَ عَلَى بَطْنِى مِنَ الْجُوعِ وَلَقَدْ قَعَدْتُ يَوْمًا عَلَى طَرِيقِهِمُ الَّذِى يَخْرُجُونَ فِيهِ فَمَرَّ بِى أَبُو بَكْرٍ فَسَأَلْتُهُ عَنْ آيَةٍ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ مَا سَأَلْتُهُ إِلاَّ لِيشبعَنِى فَمَرَّ وَلَمْ يَفْعَلْ ثُمَّ مَرَّ بِى عُمَرُ فَسَأَلْتُهُ عَنْ آيَةٍ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ مَا أَسْأَلُهُ إِلاَّ لِيَشبِعَنِى فَمَرَّ وَلَمْ يَفْعَلْ ثُمَّ مَرَّ بِى أَبُو الْقَاسِمِ صلى الله عليه وسلم فَتَبَسَّمَ حِينَ رَآنِى وَقَالَ « أَبَا هُرَيْرَةَ » . قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « الْحَقْ » . وَمَضَى فَاتَّبَعْتُهُ وَدَخَلَ مَنْزِلَهُ فَاسْتَأْذَنْتُ فَأَذِنَ لِى فَوَجَدَ قَدَحًا مِنْ لَبَنٍ فَقَالَ « مِنْ أَيْنَ هَذَا اللَّبَنُ لَكُمْ ؟ » . قِيلَ أَهْدَاهُ لَنَا فُلاَنٌ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَبَا هُرَيْرَةَ » . قُلْتُ لَبَّيْكَ . فَقَالَ « الْحَقْ إِلَى أَهْلِ الصُّفَّةِ فَادْعُهُمْ » . وَهُمْ أَضْيَافُ أَهْلِ الإِسْلاَمِ لاَ يَأْوُونَ عَلَى أَهْلٍ وَلاَ مَالٍ إِذَا أَتَتْهُ صَدَقَةٌ بَعَثَ بِهَا إِلَيْهِمْ وَلَمْ يَتَنَاوَلْ مِنْهَا شَيْئًا وَإِذَا أَتَتْهُ هَدِيَّةٌ أَرْسَلَ إِلَيْهِمْ فَأَصَابَ مِنْهَا وَأَشْرَكَهُمْ فِيهَا فَسَاءَنِى ذَلِكَ وَقُلْتُ مَا هَذَا الْقَدَحُ بَيْنَ أَهْلِ الصُّفَّةِ وَأَنَا رَسُولُهُ إِلَيْهِمْ فَسَيَأْمُرُنِى أَنْ أُدِيرَهُ عَلَيْهِمْ فَمَا عَسَى أَنْ يُصِيبَنِى مِنْهُ وَقَدْ كُنْتُ أَرْجُو أَنْ أُصِيبَ مِنْهُ مَا يُغْنِينِى وَلَمْ يَكُنْ بُدٌّ مِنْ طَاعَةِ اللَّهِ وَطَاعَةِ رَسُولِهِ فَأَتَيْتُهُمْ فَدَعَوْتُهُمْ فَلَمَّا دَخَلُوا عَلَيْهِ فَأَخَذُوا مَجَالِسَهُمْ فَقَالَ « أَبَا هُرَيْرَةَ خُذِ الْقَدَحَ وَأَعْطِهِمْ » . فَأَخَذْتُ الْقَدَحَ فَجَعَلْتُ أُنَاوِلُهُ الرَّجُلَ فَيَشْرَبُ حَتَّى يُرْوَى ثُمَّ يَرُدُّهُ فَأُنَاوِلُهُ الآخَرَ حَتَّى انْتَهَيْتُ بِهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ رَوِىَ الْقَوْمُ كُلُّهُمْ فَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْقَدَحَ فَوَضَعَهُ عَلَى يَدَيْهِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَتَبَسَّمَ فَقَالَ « أَبَا هُرَيْرَةَ اشْرَبْ » . فَشَرِبْتُ ثُمَّ قَالَ « اشْرَبْ » . فَلَمْ أَزَلْ أَشْرَبُ وَيَقُولُ « اشْرَبْ » . حَتَّى قُلْتُ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ مَا أَجِدُ لَهُ مَسْلَكًا فَأَخَذَ الْقَدَحَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَسَمَّى ثُمَّ شَرِبَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Yunus b. Bükeyr, ona Ömer b. Zerr, ona Mücahid, Ebu Hureyre’nin şöyle anlattığın rivayet etti: (Peygamberimizin kurduğu) Suffa Okulunun öğrencileri, Müslümanların konuk severliği sayesinde geçimlerini sürdürüyorlardı. Onların ne bir aileleri ne de servetleri vardı. Tek olan Allah’a and olsun ki bazı zamanlar, açlıktan baygınlık geçirir ve karnıma taş bağlardım. Bir gün, insanların geçtikleri yol üzerine oturdum. Ebu Bekir yoldan geçiyordu. Ona Allah’ın kitabından bir ayetin manasını sordum. (Aslında asıl) maksadım beni doyurmasıydı. Ancak yoluna devam etti. İçimden geçirdiğim şeyi yapmamıştı. Sonra Ömer çıkageldi. Ona da, Allah’ın kitabından bir ayet sordum. Amacım belliydi, karnımı doyursun istiyordum. O da biraz sonra ayrılıp gitmişti. Beni anlamamıştı. Sonra Efendimiz Ebü’l-Kâsım Muhammed (sav) çıkageldi. Karşıdan beni görünce gülümsedi ve “Ey Ebu Hureyre” dedi. “Buyurun, Ey Allah’ın Rasulü!” dedim. Efendimiz (sav) “Haydi, benimle gel!” diye söyledi. Yürümeye başladı, takıldım peşine. Evine girdi. (Ben de gireyim mi?) diye izin istedim. (Durma gir) diyerek izin verdi. Evde bir tas süt buldu ve ‘Bu sütü size kim getirdi?’ diye sordu. “Falan kimse bize hediye olarak getirmişti” dediler. Bunun üzerine Allah’ın Resulü, “Ebu Hureyre !” dedi. Ben de “Buyur, Ey Allah’ın elçisi!” dedim. “Suffa öğrencilerine git ve onları buraya çağır” dedi. Suffa öğrencileri Müslümanların misafirleriydi. Onların ne servetleri, ne de aileleri vardı. Allah’ın Resulü, kendisine sadaka geldiğinde ondan hiçbir şey yemez, onu doğruca Suffa öğrencilerine yönlendirirdi. Hediye geldiğinde ise Suffa öğrencilerine haber gönderir, kendisi bu hediyeden alır, Suffa’dakileri de hediyeye ortak ederdi. Bu sefer Suffa öğrencilerinin çağrılması hoşuma gitmemişti. Peygamber’in elçisi olarak Suffa’dakileri çağırmaya giderken, bir taraftan da kendi kendime söyleniyordum: “Bir tas süt Suffadakilerin hangisine yetecek! Allah'ın Resulü, bir tas sütü onlar arasında dolaştırmamı emredecek ki, benim payıma bundan ne düşebilir? Ben açlığımı giderecek kadar ondan içmek isterdim, Ne yapalım, Allah’a ve Resulüne itaatten başka çare yok.” (Az sonra) Suffa’ya vardım. Suffa’da kalan öğrencilere Efendimiz’in (sav) davetini ilettim. Hz. Peygamber’in yanına girince herkes yerini aldı. Efendimiz (sav), “Ebu Hureyre! Süt tasını al, onlara ikram et” buyurdu. Ben tası alıp tek tek herkese vermeye başladım. Tası her eline alan doyasıya içiyor, sonra tası tekrar bana veriyor, bende bir başkasına veriyordum. Sonunda bardağı Efendimize verdim. Orada bulunan herkes doyuncaya kadar içmişti. Allah'ın Resulü, süt tasını aldı ellerinin arasına koydu, sonra başını kaldırarak gülümsedi ve “Ebu Hureyre iç!” dedi. İçtim. Sonra tekrar “İç!” buyurdu. Efendimiz “iç” dedikçe, içip durdum. Sonunda şöyle dedim: “Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, artık içecek halim kalmadı.” Nihayet, Hz. Peygamber tası eline aldı, Allah’a hamd etti, besmele çekti ve O da sütten içti.
[Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 36, 4/648
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Ebu Zer Ömer b. Zer el-Hemdani (Ömer b. Zer b. Abdullah b. Zürare)
4. Ebu Bükeyr Yunus b. Bükeyr eş-Şeybanî (Yunus b. Bükeyr b. Vasıl)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Hz. Peygamber, mucizeleri
Hz. Peygamber, tebessüm etmesi
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
KTB, HEDİYELEŞMEK
Sadaka, Peygamber (a.s.) ve Ehli Beytin yememesi
Sahabe, Ashab-ı Suffa
Sahabe, çektikleri sıkıntılar
Sahabe, çektikleri sıkıntılar, yiyecek sıkıntısı
Tebessüm, kardeşinin yüzüne tebessüm etmek
Bize Ebû’l-Hasan b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd, ona İbn Milhân, ona Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys rivayet etti. (T) Yine bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû’l-Fadl b. İbrahim, ona Ahmed b. Seleme, ona Kuteybe b. Saîd, ona el-Leys, ona Saîd b. Ebî Saîd, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlllah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Ey Müslüman kadınlar! Bir koyun paçası dahi olsa komşu kadının ikramını hor görmeyin!"
[Bunu Müslim es-Sahîh’de Kuteybe’den, el-Buhârî de Abdullah b. Yusuf vasıtasıyla el-Leys’den rivayet etmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
285940, BS011441-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ بْنُ عَبْدَانَ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ مِلْحَانَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ ح
وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَبُو الْفَضْلِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- كَانَ يَقُولُ:
"يَا نِسَاءَ الْمُسْلِمَاتِ لاَ تَحْقِرَنَّ جَارَةٌ لِجَارَتِهَا وَلَوْ فِرْسِنَ شَاةٍ ".
[رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ قُتَيْبَةَ وَرَوَاهُ الْبُخَارِىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُوسُفَ عَنِ اللَّيْثِ.]
Tercemesi:
Bize Ebû’l-Hasan b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd, ona İbn Milhân, ona Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys rivayet etti. (T) Yine bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû’l-Fadl b. İbrahim, ona Ahmed b. Seleme, ona Kuteybe b. Saîd, ona el-Leys, ona Saîd b. Ebî Saîd, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlllah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Ey Müslüman kadınlar! Bir koyun paçası dahi olsa komşu kadının ikramını hor görmeyin!"
[Bunu Müslim es-Sahîh’de Kuteybe’den, el-Buhârî de Abdullah b. Yusuf vasıtasıyla el-Leys’den rivayet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Hacr 11441, 11/509
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Keysan el-Makburî (Keysan Ebu Said)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
6. Ahmed b. Seleme el-Bezzâz (Ahmed b. Seleme b. Abdullah)
7. Muhammed b. İbrahim el-Müzekkî (Muhammed b. İbrahim b. Fadl)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Haklar, komşu hakları
Hediye, hediye vermede öncelik
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Komşuluk, komşuluk ilişkileri