Giriş

(Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَمَن يُطِعْ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمًا

    Öneri Formu
56762 KK33/71 Ahzâb, 33, 71

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin.


    Öneri Formu
56760 KK33/70 Ahzâb, 33, 70

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Mervân b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir: Hevâzin kabilesi heyeti Müslüman olarak Rasulullah'a gelip mallarının ve esirlerinin geri verilmesini istedikleri zaman, Rasulullah (sav) onlara "Bana sözün en sevimli geleni doğru olanıdır. Şimdi siz iki şıktan birini; ya esirleri ya da malları tercih ediniz. Ben (sizin gelmenizi gözeterek) bunları taksim etmeden bekletmiştim" buyurdu. Gerçekten de Hz. Peygamber (sav) Tâif'ten döndüğü vakit yaklaşık on gece onların Tâif'den gelmelerini beklemişti. Rasulullah'ın kendilerine ancak iki şıktan birini geri vereceği kesin olarak belli olunca Rasûlullah'a “Biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı ve Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla sena etikten sonra şöyle hitap etti: "Şimdi bu (Hevâzin'li) kardeşleriniz, kusurlarından tövbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermeyi düşündüm. Sizden her kim esirlerini bu suretle (karşılıksız vererek) kardeşlerinizin gönüllerini hoş etmeyi severse bunu yapsın. Sizden her kim kendi hissesinin karşılığını arzu ederse, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından payını ona vermek üzere bunu yapsın." Bunun üzerine insanlar “Biz Hevâzin esirlerini gönül hoşluğu ile serbest bırakıyoruz ey Allah'ın Rasulü” dediler. Rasulullah (sav) onlara "şimdi biz, esirini gönül rızasıyla verenlerle karşılıksız vermeye razı olmayanları ayırt edemeyiz. Onun için siz gidiniz, bize durumunuzu, işlerinizi bilip yürüten kişileriniz, gelsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine çekildiler ve kabilelerin bilirkişileri onlarla konuştu. Sonra bu bilirkişilerin her biri Rasulullah'a geri gelip, kavminin esirlerini vermekten memnun olduklarını ve Rasulullah'a bu konuda izin verdiklerini bildirdiler. İbn Şihâb der ki: Hevâzin esirlerinden bize ulaşan haber budur.


    Öneri Formu
30118 B003131 Buhari, Farzu'l-Humus, 15

Bize Ebu Bekir ve Ali b. Muhammed, onlara Ubeyd b. Said el-Ümevi, ona Şube, ona Yezid b. Humeyr, ona Süleym b. Amir, ona Evsat b. İsmail el-Becelî, Hz. Peygamber (sav) vefat ettiğinde, Hz. Ebu Bekir'in “Rasulullah (sav) geçen yıl benim şu yerimde ayağa kalktı [dedikten sonra ağladığını sonra da] ve şöyle buyurdu” dediğini rivayet etmiştir: "Doğruluktan ayrılmayınız. Çünkü doğruluk hayır ile birliktedir ve her ikisi de cennettedir. Yalancılıktan da sakınınız. Çünkü yalancılık günah ve kötülük ile beraberdir ve her ikisi de cehennemdedir. Allah'tan sağlık ve afiyet dileyin. Çünkü gönülden ve sağlam bir imandan sonra kişiye afiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir. Birbirinize haset etmeyiniz. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinizle iyi ilişkileri kesmeyiniz. Birbirinizden yüz çevirip küsmeyiniz ve ey Allah'ın kulları kardeşler olunuz."


    Öneri Formu
31826 İM003849 İbn Mâce, Duâ, 5

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Hişam b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona Esma bt. Ebu Bekir şöyle söylemiştir: "Bir kadın kumasını kast ederek “Ey Allah'ın Rasulü, benim bir komşum var. Acaba kocamın bana vermediği bir şeyi kocam vermiş gibi göstersem, bana günah olur mu?” diye sordu. Rasulullah (sav) de “Kendisine verilmemiş bir şeyle verilmiş gibi gösteriş yapan kim­se, yalandan iki elbise giyen kimse gibidir” buyurdu"


    Öneri Formu
34077 D004997 Ebu Davud, Edeb, 83

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Mervân b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir: Hevâzin kabilesi heyeti Müslüman olarak Rasulullah'a gelip mallarının ve esirlerinin geri verilmesini istedikleri zaman, Rasulullah (sav) onlara "Bana sözün en sevimli geleni doğru olanıdır. Şimdi siz iki şıktan birini; ya esirleri ya da malları tercih ediniz. Ben (sizin gelmenizi gözeterek) bunları taksim etmeden bekletmiştim" buyurdu. Gerçekten de Hz. Peygamber (sav) Tâif'ten döndüğü vakit yaklaşık on gece onların Tâif'den gelmelerini beklemişti. Rasulullah'ın kendilerine ancak iki şıktan birini geri vereceği kesin olarak belli olunca Rasûlullah'a “Biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı ve Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla sena etikten sonra şöyle hitap etti: "Şimdi bu (Hevâzin'li) kardeşleriniz, kusurlarından tövbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermeyi düşündüm. Sizden her kim esirlerini bu suretle (karşılıksız vererek) kardeşlerinizin gönüllerini hoş etmeyi severse bunu yapsın. Sizden her kim kendi hissesinin karşılığını arzu ederse, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından payını ona vermek üzere bunu yapsın." Bunun üzerine insanlar “Biz Hevâzin esirlerini gönül hoşluğu ile serbest bırakıyoruz ey Allah'ın Rasulü” dediler. Rasulullah (sav) onlara "şimdi biz, esirini gönül rızasıyla verenlerle karşılıksız vermeye razı olmayanları ayırt edemeyiz. Onun için siz gidiniz, bize durumunuzu, işlerinizi bilip yürüten kişileriniz, gelsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine çekildiler ve kabilelerin bilirkişileri onlarla konuştu. Sonra bu bilirkişilerin her biri Rasulullah'a geri gelip, kavminin esirlerini vermekten memnun olduklarını ve Rasulullah'a bu konuda izin verdiklerini bildirdiler. İbn Şihâb der ki: Hevâzin esirlerinden bize ulaşan haber budur.


    Öneri Formu
30124 B003132 Buhari, Farzu'l-Humus, 15


    Öneri Formu
32285 İM004216 İbn Mâce, Zühd, 24


    Öneri Formu
34069 D004989 Ebu Davud, Edeb, 80


    Öneri Formu
273669 D004989-2 Ebu Davud, Edeb, 80


    Öneri Formu