85 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya, ona Hüşeym, ona Seyyar, ona Şa'bî, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Bir gazada Rasulullah (sav) ile birlikteydik. Dönüşte, ben yavaş giden bir deveye binmiş acele ile gitmeye çabalıyordum. Derken arkamdan bana bir süvari yetişerek elindeki sopa ile dürttü. Bunun üzerine hayvanım görmüş olduğun en iyi develer gibi koşmağa başladı. Bir de baktım Rasulullah (sav) bana yetişmiş. "neye acele ediyorsun ya Cabir" dedi. “Ya Rasulullah, ben yeni evliyim” dedim. "Bakire ile mi evlendin, dul ile mi?" diye sordu. “Dul aldım” dedim. "Bakire alsaydın ya! Sen onunla, o seninle oynaşırdınız" buyurdu. Medine'ye geldiğimizde şehre girmeye hazırlandık. Rasulullah (sav) "acele etmeyin, şehre geceleyin yâni yatsı zamanı girelim ki, (eşlerinizden) saçları dağınık olan taransın, kasıklarını tıraş edecek olan etsin" buyurdu ve bana "Medine'ye vardığın zaman eşinle ilişkiye girmeye bak, eşinle ilişkiye girmeye" dedi.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sekafî, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ile bir gazaya çıktım. Devem beni geri bıraktı. Derken yanıma Rasulullah (sav) gelerek bana "ya Cabir" diye seslendi. “buyur” dedim. "Ne haldesin" dedi. “Devem beni geri bıraktı ve bitap düştü de arkada kaldım” cevabını verdim. Bunun üzerine hayvanından inerek bastonu ile devemi çekti. Sonra "bin" dedi. Ben de bindim. Yemin olsun hayvanım Rasulullah'ın (sav) devesini geçmesin diye onu durdurmağa çalıştığımı bilirim. Rasulullah (sav) "evlendin mi" diye sordu. “Evet” cevabını verdim. "Bakire mi aldın, dul mu" dedi. “dul adım” dedim. "Bakire alsaydın ya! Sen onunla, o seninle oynaşırdınız" buyurdu. “Benim kız kardeşlerim vardır. Bu sebeple onları toplayıp başlarını tarayacak, kendilerine bakacak bir kadınla evlenmek istedim” dedim. "Dikkat et! İşte geliyorsun! Evine vardığında cima' etmeye bak, cima' etmeye" buyurdu. Sonra "deveni satıyor musun" diye sordu. “Evet” dedim. Onu bir ukıyye mukabilinde benden satın aldı. Sonra Rasulullah (sav) Medine'ye geldi. Ben ertesi gün geldim. Az sonra mescide geldim ve onu mescidin kapısında buldum. Bana "şimdi mi geldin?" diye sordu. “Evet” dedim. "Öyle ise deveni bırak da gir iki rekât namaz kıl" buyurdu. Hemen içeri girerek namaz kıldım. Sonra döndüm. Rasulullah (sav) Bilal'e benim için bir okıyye tartmasını emir buyurdu. Bilal de dolu dolu tarttı. Ben oradan çekildim. uzaklaştığım vakit "bana Cabir'i çağır" emrini vermiş. Beni çağırdılar. İçimden 'şimdi deveyi bana iade edecek' dedim. Bu hayvan kadar kendisinden hoşlanmadığım hiçbir şey yoktu. "Al deveni! Parası da senin olsun" buyurdu.
Bize Abdullah b. Muti, ona Hüşeym, ona Seyyar, ona Şa'bi, ona Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Biz Rasulullah (sav) ile bir yolculukta beraberdik. Dönüş yolunda ben acele ettim. Derken bir süvari bana kavuştu. Dönüp baktım, bir de gördüm ki, Rasulullah (sav) karşımda. Bana "Seni acele ettiren nedir, ya Cabir?" buyurdu. “Ya Rasulullah, ben yeni evliyim” dedim. "Bakire ile mi evlendin, dul ile mi?" diye sordu. “Dul aldım” dedim. "Bakire alsaydın ya! Sen onunla, o seninle oynaşırdınız" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber bana "Medine'ye vardığın zaman eşinle ilişkiye girmeye bak, eşinle ilişkiye girmeye" dedi. Medine'ye geldiğimizde şehre girmeye hazırlandık. Rasulullah (sav) "acele etmeyin, şehre geceleyin yâni yatsı zamanı girelim ki, (eşlerinizden) saçları dağınık olan taransın, kasıklarını tıraş edecek olan etsin" buyurdu
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmi, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Alâ' eI-Hemdanî, onlara Ebu Muaviye, ona A’meş, ona İbrahim, ona da Alkame şöyle demiştir: "Abdullah ile birlikte Mina'da yürürken Osman’la karşılaştık. Osman kalkıp onunla konuşmaya başladı ve “Ey Ebu Abdurrahman! Seni genç bir hanımla evlendirsek ya! Belki sana eski günlerindeki (canlılığının ve gençlik gücünün) bir kısmını hatırlatır” dedi. Abdullah da ona şu cevabı verdi: Sen böyle diyorsun ama ben Rasulullah’ı (sav) işittim bize “Ey gençler topluluğu! İçinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama (bakmaktan) daha iyi saklar, iffeti de daha iyi korur. Sizden (evlenmeye) gücü yetmeyen de oruç tutsun. Çünkü oruç, şehveti kırar” buyuruyordu."
Açıklama: Bu rivayette, Abdullah b. Mesud'un (ra) yaşı ilerlediği için Hz. Osman'ın evlendirme teklifini kabul etmediği anlaşılmaktadır. (es-Suyûṭî, Şerḥu Süneni İbn Mâce, s. 132.) Nitekim onun “Reyta” ve “Zeyneb” adlarındaki iki hanımından Abdurrahman, Utbe ve Ebu Ubeyde adlarında üç çocuğunun olması (DİA, 1/135) ve Hz. Osman'a cevap verirken Hz. Peygamber'in evlilik tavsiyesini gençlere yaptığına özellikle vurgu yapması bu yorumu desteklemektedir.