حدثنا المكى قال حدثنا الجعيد بن عبد الرحمن عن عائشة بنت سعد أن أباها قال : اشتكيت بمكة شكوى شديدة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى فقلت يا رسول الله انى أترك مالا وانى لم اترك إلا ابنة واحدة أفأوصى بثلثى مالي وأترك الثلث قال لا قال أوصى بالنصف وأترك لها النصف قال لا قلت فأوصى بالثلث وأترك لها الثلثين قال الثلث والثلث كثير ثم وضع يده على جبهتى ثم مسح وجهي وبطنى ثم قال اللهم اشف سعدا وأتم له هجرته فما زلت أجد برد يده على كبدى فيما يخال إلى حتى الساعة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164700, EM000499
Hadis:
حدثنا المكى قال حدثنا الجعيد بن عبد الرحمن عن عائشة بنت سعد أن أباها قال : اشتكيت بمكة شكوى شديدة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى فقلت يا رسول الله انى أترك مالا وانى لم اترك إلا ابنة واحدة أفأوصى بثلثى مالي وأترك الثلث قال لا قال أوصى بالنصف وأترك لها النصف قال لا قلت فأوصى بالثلث وأترك لها الثلثين قال الثلث والثلث كثير ثم وضع يده على جبهتى ثم مسح وجهي وبطنى ثم قال اللهم اشف سعدا وأتم له هجرته فما زلت أجد برد يده على كبدى فيما يخال إلى حتى الساعة
Tercemesi:
— Sa'd'ın kızı Âişe, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir:
— Mekke'de şiddetli bir hastalığa tutuldum. Peygamber (SallallahÜ Aleyhi ve Sellem) beni ziyarete geldi. Ben dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Ben geriye mal bırakıyorum; bir kızdan başka da geriye (varis) bırakmıyorum. Malımın üçte ikisini (bir hayır yoluna) vasıyyet edeyim de üçte birini (varise) bırakayım mı?
Hazreti Peygamber:
«— Hayır!» buyurdu.
— Yarısını vasiyyet edeyim ve yansını kızıma bırakayım?
Hazreti Peygamber:
«— Hayır!» buyurdu. Ben :
— Üçte bir vasiyyet edeyim ve ona üçte ikiyi bırakayım, dedim. Hazreti Peygamber:
«— Üçte biri vasiyyet et; üçte bir çoktur.» buyurdu. Sonra elini alnıma koydu; sonra yüzümü ve karnımı sıvadı, sonra şöyle buyurdu:
«— Allah'ım! Sa'd'a şifa ver ve onun hicretini tamamla, (hicret sevabını noksan etme).»
Ben, Peygamberin elinin soğukluğunu, bu ana kadar ciğerimde duyuyorum zannındayım.[972]
Bu hadîs-i şerif hasta ziyareti ile ilgili olmakla beraber, İslâm hukukunda vasiyyet miktarını da tayin etmektedir. Bir kimse, malının üçte birinden fazlasını hayır yollarına vasiyyet edemez, üçte bir veya daha az yapılan vasiyyetler muteberdir, varisler bu miktar üzerinde hiç bir hak iddia edemezler. Vasiyyet üçte birden fazla olduğu zaman, üçte birden fazlası varislerin müsaadesine bağlıdır. Muvafakat ederlerse, üçte birden fazla vasiyyet yerine getirilir; muvafakat etmezlerse, üçte birini öderler ve geri kalan mal varisler arasında bölünür. Vasiyyetlerde malın tamamı şöyle hesap edilir: ölünün teçhiz ve tekfin masrafları İle varsa ölünün borçlan çıktıktan sonra geri kalan malın bütünü vasiyyet İçin esastır. Cenaze masrafları İle ölünün borçlan çıktıktan sonra geriye kalan mafın tümünden üçte bire kadar olan vasiyyetler yerine getirilir. Bir de hisse sahibi olan varislere mal verilmesine dair yapılacak vasiyyetler geçerli olmazlar. Varisler ancak kendi meşru haklarını alabilirler.
Hastalığı ölüm derecesine varan Sa'd ibni Ebi Vakkas, daha önce hicret etmiş olduğu Mekke'de vefat etmeyi sevmemiş ve Hz. Peygamberin arkadaşları ile Medine'ye dönmelerine katılamayandan müteessir olmuştu. Bu teessürlerini gidermek için Hz. Peygamber ona dua etmişler ve İslâm'a daha çok yararlı hizmetlerde bulunacağını ve müşriklerin kendinden zarar göreceğini müjdelemişlerdi.
Sa'd İbni Ebi Vakkas'in hal tercemesi hakkında bilgi edinmek için 24 sayılı hadîsin açıklamasına müracaat edilsin.[973]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 499, /398
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, mucizeleri
Vasiyet, malın ne kadarı?
حدثنا معلى قال حدثنا عبد العزيز بن المختار قال حدثنا خالد عن عكرمة عن بن عباس : أن النبي صلى الله عليه وسلم دخل على أعرابى يعوده قال وكان النبي صلى الله عليه وسلم إذا دخل على مريض يعوده قال لا بأس طهور إن شاء الله قال ذاك طهور كلا بل هي حمى تفور أو تثور على شيخ كبير تزيره القبور قال النبي صلى الله عليه وسلم فنعم إذا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164766, EM000526
Hadis:
حدثنا معلى قال حدثنا عبد العزيز بن المختار قال حدثنا خالد عن عكرمة عن بن عباس : أن النبي صلى الله عليه وسلم دخل على أعرابى يعوده قال وكان النبي صلى الله عليه وسلم إذا دخل على مريض يعوده قال لا بأس طهور إن شاء الله قال ذاك طهور كلا بل هي حمى تفور أو تثور على شيخ كبير تزيره القبور قال النبي صلى الله عليه وسلم فنعم إذا
Tercemesi:
— İbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) , hasta bir Bedevi'nin ziyaretine girdi. İbni Abbas demiştir ki:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir hastayı ziyaret için yanma vardığı zaman:
«— Beis yoktur; (günahları) temizleyici olur İnşa Allah!» derdi, Be-devî (Buna cevap olarak) şunu söyledi:
— (Bu hastalık) temizleyici! Hayır aksine yaşlı bir ihtiyar üzerinde kaynayan (yahut alevlenen) bir Hummadır; onu mezarlar ziyaret ediyor... Peygamber:
«— (Benim öğüdümü kabul etmeyince, senin için temizleyici değildir.) Bu takdirde evet.» buyurdu.[1024]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 526, /423
Senetler:
()
Konular:
Bedevi, bedevilik
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140243, BS003472
Hadis:
.قَالَ الشَّيْخُ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ وَقَدْ قَالَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ : مَا رَأَيْتُ أَحَدًا كَانَ أَرْحَمَ بِالْعِيَالِ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-. أَخْبَرَنَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ جَعْفَرٍ الْقَطِيعِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ حَنْبَلٍ حَدَّثَنِى أَبِى حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ عَمْرِو بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ وَهُوَ مُخَرَّجٌ فِى كِتَابِ مُسْلِمٍ مَعَ سَائِرِ مَا ثَبَتَ عَنْهُ -صلى الله عليه وسلم- مِنْ أَخْلاَقِهِ الْحَسَنَةِ وَأَوْصَافِهِ الْجَمِيلَةِ الَّتِى مَنْ عَرَفَهَا لَمْ يَسْتَبْعِدْ مَا رُوِّينَا فِى هَذَيْنِ الْبَابَيْنِ مِنْ رَأْفَتِهِ وَرَحْمَتِهِ مَعَ قَوْلِ اللَّهِ تَعَالَى (بِالْمُؤْمِنِينَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ)
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3472, 4/309
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Said Amr b. Saîd el-Kuraşî (Amr b. Saîd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî (Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal b. Esed)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Ahmed eş-Şeybanî (Abdullah b. Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal)
7. Ebu Bekir Ahmed b. Cafer el-Katî'î (Ahmed b. Cafer b. Hemdân b. Malik b. Abdullah)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Çocuk, küçüklere şefkat göstermek
Hz. Peygamber, hasaisi
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
147232, BS010450
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ : مُحَمَّدُ بْنُ الْحُسَيْنِ الْعَلَوِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الْحَسَنِ النَّصْرَابَاذِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ بِشْرِ بْنِ الْحَكَمِ حَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ حَدَّثَنِى أَبِى حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى بُرَيْدَةَ يَقُولُ : بَيْنَمَا رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَمْشِى إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ مَعَهُ حِمَارٌ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ارْكَبْ وَأَتَأَخَّرُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« لاَ أَنْتَ أَحَقُّ بِصَدْرِ دَابَّتِكَ مِنِّى تَرَى أَنْ تَجْعَلَهُ لِى ». قَالَ : فَإِنِّى قَدْ جَعَلْتُهُ لَكْ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Hac 10450, 10/547
Senetler:
1. Ebu Abdullah Büreyde b. Husayb el-Eslemî (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)
2. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
3. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
4. Ali b. Hüseyin el-Kuraşî (Ali b. Hüseyin b. Vakıd)
5. Abdurrahman b. Bişr el-Abdî (Abdurrahman b. Bişr b. Hakem)
6. Abdullah b. Muhammed en-Nasrabazi (Abdullah b. Muhammed b. Hasan)
7. Ebu Hasan Muhammed b. Hüseyin el-Alevî (Muhammed b. Hüseyin b. Davud b. Ali)
Konular:
Adab, hayvana binme adabı
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Müslüman, peygamber sevgisi
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا سفيان عن بن المنكدر سمع جابر بن عبد الله يقول : مرضت مرضا فأتاني النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى وأبو بكر وهما ماشيان فوجداني أغمى علي فتوضأ النبي صلى الله عليه وسلم ثم صب وضوءه على فأفقت فإذا النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله كيف أصنع في مالي اقض في مالي فلم يجبنى بشيء حتى نزلت آية الميراث
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164732, EM000511
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا سفيان عن بن المنكدر سمع جابر بن عبد الله يقول : مرضت مرضا فأتاني النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى وأبو بكر وهما ماشيان فوجداني أغمى علي فتوضأ النبي صلى الله عليه وسلم ثم صب وضوءه على فأفقت فإذا النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله كيف أصنع في مالي اقض في مالي فلم يجبنى بشيء حتى نزلت آية الميراث
Tercemesi:
— Cabir İbni Abdullah'ın şöyle anlattığı işitilmiştir: «— Bir hastalığa yakalandım da Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Seîîem) Ebû Bekir ile—ikisi de yaya olarak— beni ziyarete geldi. Beni baygın halde buldular. Peygamber (Saliallahü A leyhi ve Seîlem) abdest aldı; sonra abdest suyunu üzerime döktü, ben de ayıldım. Baktım ki, Peygamber (Saliallahü A leyhi ve Seüem). Dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü, malım hakkında nasıl hareket edeyim, malım hakkında hüküm ver? Peygamber bana cevap vermedi, tâ ki, miras âyeti nazil oldu.[993]
Baygın halde olan hastalar, şuurlarını kaybetmiş oldukları halde onları ziyaret etmek, diğer aklı başındaki hastaları ziyaret etmek gibi sünnettir ve sevabdır. Baygın hastanın gönlünü memnun etmek, bahis konusu olmamakla beraber, hasta için bazı tavsiyelerde bulunmak ve yakınlarını teselli edip, gönüllerini almak bakımından faydalıdır. Böyle hastalar için istişare edilir, tabip tavsiye edilir, duada bulunulur. Soğuk suyun baygınları uyardığı da bir gerçektir. Buna Peygamber'in duası da katılarak hasta üzerine dökülünce, Allah hastaya şifa vermişti.[994]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 511, /408
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148208, BS011394
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحُسَيْنِ بْنُ الْفَضْلِ الْقَطَّانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ دُرُسْتُوَيْهِ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ سُفْيَانَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى السَّرِىِّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَمْزَةَ بْنِ يُوسُفَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَلاَمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَلاَمٍ : إِنَّ اللَّهَ لَمَّا أَرَادَ هُدَى زَيْدِ بْنِ سُعْنَةَ قَالَ زَيْدٌ مَا مِنْ عَلاَمَاتِ النُّبُوَّةِ شَىْءٌ إِلاَّ وَقَدْ عَرَفْتُهَا فِى وَجْهِ مُحَمَّدٍ -صلى الله عليه وسلم- حِينَ نَظَرْتُ إِلَيْهِ إِلاَّ اثْنَتَانِ لَمْ أَخْبُرْهُمَا مِنْهُ : يَسْبِقُ حِلْمُهُ جَهْلَهُ وَلاَ تَزِيدُهُ شِدَّةُ الْجَهْلِ عَلَيْهِ إِلاَّ حِلْمًا فَذَكَرَ الْحَدِيثَ فِى مُبَايَعَتِهِ.
قَالَ زَيْدُ بْنُ سُعْنَةَ : فَلَمَّا كَانَ قَبْلَ مَحَلِّ الأَجَلِ بِيَوْمَيْنِ أَوْ ثَلاَثَةٍ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى جَنَازَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَمَعَهُ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ فِى نَفَرٍ مِنْ أَصْحَابِهِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمْ فَلَمَّا صَلَّى عَلَى الْجَنَازَةِ وَدَنَا مِنْ جِدَارٍ لِيَجْلِسَ إِلَيْهِ أَتَيْتُهُ فَنَظَرْتُ إِلَيْهِ بِوَجْهٍ غَلِيظٍ ثُمَّ أَخَذْتُ بِمَجَامِعِ قَمِيصِهِ وَرِدَائِهِ فَقُلْتُ : اقْضِنِى يَا مُحَمَّدُ حَقِّى فَوَاللَّهِ مَا عَلِمْتُكُمْ بَنِى عَبْدِ الْمُطَّلِبِ لَمِطَالٌ لَقَدْ كَانَ لِى بِمُخَالَطَتِكُمْ عِلْمٌ فَنَظَرْتُ إِلَى عُمَرَ وَعَيْنَاهُ تَدُورَانِ فِى وَجْهِهِ كَالْفَلَكِ الْمُسْتَدِيرِ ثُمَّ رَمَانِى بِبَصَرِهِ فَقَالَ : يَا يَهُودِىُّ أَتَفْعَلُ هَذَا بِرَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَوَالَّذِى بَعَثَهُ بِالْحَقِّ لَوْلاَ مَا أُحَاذِرُ فَوْتَهُ لَضَرَبْتُ بِسَيْفِى رَأْسَكَ قَالَ وَرَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَنْظُرُ إِلَى عُمَرَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فِى سُكُونٍ وَتُؤَدَةٍ وَتَبَسُّمٍ ثُمَّ قَالَ :« يَا عُمَرُ أَنَا وَهُوَ كُنَّا إِلَى غَيْرِ هَذَا مِنْكَ أَحْوَجَ أَنْ تَأْمُرَنِى بِحُسْنِ الأَدَاءِ وَتَأْمُرَهُ بِحُسْنِ التِّبَاعَةِ اذْهَبْ بِهِ يَا عُمَرُ فَاقْضِهِ حَقَّهُ وَزِدْهُ عِشْرِينَ صَاعًا مِنْ تَمْرٍ مَكَانَ مَا رُعْتَهُ ». وَذَكَرَ الْحَدِيثَ فِى إِسْلاَمِهِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Teflîs 11394, 11/485
Senetler:
1. Ebu Yusuf Abdullah b. Selam (Abdullah b. Selam b. el- Hâris)
2. Muhammed b. Yusuf el-Kindi (Muhammed b. Yusuf b. Abdullah b. Selam)
3. Hamza b. Muhammed b. Yusuf (Hamza b. Muhammed b. Yusuf b. Abdullah b. Selam)
4. Muhammed b. Hamza el-Hazreci (Muhammed b. Hamza b. Muhammed b. Yusuf b. Abdullah b. Selam)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. ibn Ebu Seriy Ebu Abdullah Muhammed b. Mütevekkil el-Kuraşi (Muhammed b. Mütevekkil b. Abdurrahman b. Hassan)
7. Ebu Yusuf Yakub b. Süfyan el-Fesevî (Yakub b. Süfyan b. Cüvan)
8. Ebu Muhammed Abdullah b. Cafer en-Nahvî (Abdullah b. Cafer b. Dürüstuye)
9. ُُEbu Hüseyin Muhammed b. Hüseyin el-Mettusî (Muhammed b. Hüseyin b. Muhammed Fadl b. Yakub)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, borcu öderken gönülden fazla vermenin meşru olması
Borç, ödemek, en güzel şekilde
Borç, vadesinde ödenmeyen
Cenaze, törenine katılmak
Ehl-i Kitap, Hz. Peygamber ve yahudiler
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Peygamberler, Peygamberlik Nasıl bilinir
Sahabe, İslama girişleri
Ticaret, müşrik/kafir/ehl-i kitab'la
حدثنا خالد بن مخلد قال حدثنا سليمان بن بلال قال حدثني أبو حازم عن سهل بن سعد : أن كانت أحب أسماء علي رضي الله عنه إليه لأبو تراب وأن كان ليفرح أن يدعى بها وما سماه أبا تراب إلا النبي صلى الله عليه وسلم عاضب يوما فاطمة فخرج فاضطجع إلى الجدار إلى المسجد وجاءه النبي صلى الله عليه وسلم يتبعه فقيل هو ذا مضطجع في الجدار فجاءه النبي صلى الله عليه وسلم وقد امتلأ ظهره ترابا فجعل النبي صلى الله عليه وسلم يمسح التراب عن ظهره ويقول اجلس أبا تراب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165546, EM000852
Hadis:
حدثنا خالد بن مخلد قال حدثنا سليمان بن بلال قال حدثني أبو حازم عن سهل بن سعد : أن كانت أحب أسماء علي رضي الله عنه إليه لأبو تراب وأن كان ليفرح أن يدعى بها وما سماه أبا تراب إلا النبي صلى الله عليه وسلم عاضب يوما فاطمة فخرج فاضطجع إلى الجدار إلى المسجد وجاءه النبي صلى الله عليه وسلم يتبعه فقيل هو ذا مضطجع في الجدار فجاءه النبي صلى الله عليه وسلم وقد امتلأ ظهره ترابا فجعل النبي صلى الله عليه وسلم يمسح التراب عن ظهره ويقول اجلس أبا تراب
Tercemesi:
— Sehl ibni Sa'd'dan şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Ali'ye —Allah ondan razı olsun— isimlerinin en sevgilisi, gerçekten Ebû Türab idi ve hakîkaten bu isimle çağrılmaktan sevinirdi. Ona bu ismi Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (şu sebepten) vermişti:
Hz. Ali, bir gün Hz. Fatıma'ya —Allah her ikisinden razı olsun — kızdı. Bu kızgınlık üzerine (evden çıkıp) Mescid'de duvara yaslanarak uzandı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Settem) (evine) gelip (onu bulamayınca) arkasını takibe koyuldu. Peygambere haber verildi ki, o burada duvara yaslanmış yatıyor. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun yanına vardı. Hz. Ali'nin arkası toprak dolmuş haldeydi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem t onun arkasından toprakları silmeye başladı ve ona:
«— Otur, Ebû Türab!. Diyordu.[426]
Ebû Türab = Toprak babası, toprak sahibi manasını taşır. Hz. Âli topraklara bulaştığından/ Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem) onu, kendisinde bulunan bu vasıflarla isimlendirdi. Hz. Peygamberin vermiş bulunduğu bu isimden şeref duyan Hz. Ali için Ebû Türab isimlerinin en iyisi ve sevgilisi olmuştu. Bununla çağrılmaktan da hoşlanır ve sevinirdi.
Buhârî hazretleri burada hadîs-i şerîfi kısaltmıştır. Hâdisenin tamamını İmam Müslim şöyle tesbit etmiştir:
«Sehl ibni Sa'd hazretlerinden rivayet edilmiştir: Mervân ailesinden bir adam Medine'ye vali tayin edildi. Vati Sehl ibni Sa'd hazretlerini çağırıp Hz. Al i'ye sövmesini ona emretti. Sehl sövmek ten çekindi.
Vali dedi ki :
— Madem sövmüyorsun, Allah Ebû Türab'a lanet etsin, söyle. Bunun üzerine Sehl:
— Hazreti Ali için, Ebû Türab'dan daha sevimli bîr isim yoktu ve bununla çağrılmaktan hoşlanırdı. Bunun üzerine vali dedi kİ :
— O halde bunun hikâyesini bize anlat, niçin Ebû Türab diye isimlendirildi? Sehl de anlattı :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Fatıma'nın evine geldi de evde AI i 'yî bulamadı. F a 11 m a 'ya :
«Amcamın oğlu nerede?»
Diye sordu. O da :
— Aramızda bir hâdise oldu da benden kızıp çıktı ve kuşluk uykusunu evimde uyumadı, dedi. Peygamber (SaUoUaM Aleyhi ve Sellem) bîr adama :
Bak, bu (adam) nerede?»
Buyurdu. Adam (aradıktan sonra) gelip dedi ki :
— Ey Allah'ın Resulü! O (Hz. Ati) Mescid'de uyuyor. Peygamber (SalUtllahü Aleyhi ve Setlem) yanına vardı ki, o yaslanmış yatıyor; yan tarafından hırkası düşmüş, üzerine de toprak isabet etmiş. Peygamber (SatlaüâhU Aleyhi ve Sellem) de ondan topraktan silmeye başlayarak şöyle buyurdu :
«Kalk Ebû Tttrab, kalk Ebû Tttrab!..»[427]
Böylece Ebû Türab isminin Hz. AI i'ye verilme sebebi tafsilâtı ile bildirilmiş oluyor.[428]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 852, /666
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, kızması
Künye, künye kültürü
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا بقية قال حدثني محمد بن عبد الرحمن اليحصبي قال حدثني عبد الله بن بسر صاحب النبي صلى الله عليه وسلم : أن النبي صلى الله عليه وسلم إذا أتى بابا يريد أن يستأذن لم يستقبله جاء يمينا وشمالا فإن أذن له وإلا انصرف
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165780, EM001078
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا بقية قال حدثني محمد بن عبد الرحمن اليحصبي قال حدثني عبد الله بن بسر صاحب النبي صلى الله عليه وسلم : أن النبي صلى الله عليه وسلم إذا أتى بابا يريد أن يستأذن لم يستقبله جاء يمينا وشمالا فإن أذن له وإلا انصرف
Tercemesi:
Peygamber (Saîlalİahü Aleyhi ve Sellem) 'in arkadaşı olan Abdullah ibni Büsr'ün anlattığına göre, Peygamber (Sallatlahü Aleyhi ve Sellem) bir (kimseye ait) kapıya gelip de (içeri girmek için) izin istediği zaman kapıya karşı durmazdı. Sağa ve sola gelirdi. Eğer kendisine izin verilir ise (içeri girerdi). Değilse dönerdi.[883]
Bir kimsenin evine veya odasına girmek için tam kapı karşısında durmak edebe aykırıdır. Kapı açılır açılmaz içeriyi gözetlemek ve görmek halleri taşınıldığî fikrini verir. 6u da nezaketsizlik olur. Onun için Hz. Peygamber bize öğrettiği şekilde kapının yan taraflarına çekilmek suretiyle içeri girme izni istenmelidir, üç defa istendikten sonra da, İzin verilmezse dönüp gitmelidir.
Abdullah ibni B ü s r kimdir? :
Eb Û B ü s r künyesini taşıyan A b d u I I a h 'in Medîne'Ii ashab* dan ve Mazin kabilesinden olduğu söylenir. Ebeveyni ile iki kardeşi de as-habdandır. Daha genç yaşta iken Peygamber (Sattalkthü Aleyhi ve Sellem) eüni. bunun başına koyup :
«— Bu oğlan bir asır yaşayacaktır.» buyurmuş ve rivayet edildiğine göre de 96 veya 100 yaşında Şam'da vefat etmiştir. Şam'da en son vefat eden şahabı budur. Abdest alırken ansızın vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.[884]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1078, /831
Senetler:
1. Ebu Safvân Abdullah b. Büsr en-Nasrî (Abdullah b. Büsr b. Ebu Büsr)
2. Ebu Velid Muhammed b. Abdurrahman el-Yahsubî (Muhammed b. Abdurrahman b. Irk)
3. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
4. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
İzin, başkasının evine girerken izin istemek,
1715 - أخبرنا المقرىء نا سعيد بن أبي أيوب عن عقيل عن بن شهاب عن عروة عن عائشة قالت : قبض رسول الله صلى الله عليه و سلم في بيتي وفي يومي وعلى صدري ومضغت له السواك فجمع الله بين ريقي وريقه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
230118, İRM1715
Hadis:
1715 - أخبرنا المقرىء نا سعيد بن أبي أيوب عن عقيل عن بن شهاب عن عروة عن عائشة قالت : قبض رسول الله صلى الله عليه و سلم في بيتي وفي يومي وعلى صدري ومضغت له السواك فجمع الله بين ريقي وريقه
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İshak b. Rahuye, Müsned-i İshak b. Rahuye, Müsned-i Aişe 1715, 3/989
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
Konular:
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Misvak, diş ve ağız bakımında misvak kullanmaya teşvik