Giriş

Bize Harun b. Ma'rûf, ona Süfyan b. Uyeyne ona da Hişâm'ın rivayet ettiğine göre babası (Urve) şöyle demiştir: (Bir gün) Aişe namaz kılarken Ebu Hüreyre hadis rivayet ediyor ve "Ey odanın sahibi, bana kulak ver! Ey odanın sahibi, bana kulak ver!" diyordu. Aişe namazını bitirince Urve'ye "Sen şunu ve biraz önce söylediğini duydun mu? Hz. Peygamber (sav) konuştuğunda saymak isteyen kimse (kelimelerini) sayabilirdi." dedi.


Açıklama: Hz. Aişe'nin (r.anha) ifadeleri, Ebu Hüreyre'nin (r.a.) hadis rivayetine ehliyetine yönelik bir tenkit değildir. Fakat Hz. Aişe, üzerinde düşünülmeden, hızlıca ve peş peşe hadis rivayet edilmesini hoş karşılamamış, Hz. Peygamber’in tane tane ve teenni ile konuşmasını hadis rivayetinde takip edilecek bir örnek olarak hatırlatmıştır.

    Öneri Formu
156 M007509 Müslim, Zühd ve Rekâik, 71

Bize Ebû Yusuf es-Saydalânî Muhammed b. Ahmed er-Rakkî, ona Muhammed b. Seleme, ona İbn İshak, ona muhammed b. İbrahim, ona Ebû Seleme, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “İnsan bazen hiç önemsemediği öyle bir söz söyler ki, bu söz sebebiyle cehennemin yetmiş yıllık mesafedeki dibine düşer”


Açıklama: Bu ve benzeri hadislerdeki tehdit ifadeleri, muhtemelen sakındırmakta mübalağa anlamındadır. Hadîste verilmek istenen mesaj, insanın diline sahip olması gerektiğidir. Çünkü insanın işlediği bütün günahların, yaptığı bütün kötülüklerin, başına gelen bütün belaların başlangıcında dil ana unsurdur. İnsan, yaptığı her hareketin öncesinde mutlaka dilini kullanır. Bundan dolayı ahirette maruz kalacağı cezaların hepsinde dil ana faktör olarak öne çıkmaktadır.

    Öneri Formu
30724 İM003970 İbn Mâce, Fiten, 12

Bize Ahmed b. Manî', ona Yezîd b. Harun, ona Ebû Gassân Muhammed b. Mutarrif, ona Hassân b. Atıyye ona da Ebû Ümâme'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Haya ve az söz, imanın iki şubedir. Sözde ölçüsüzlük ve fazla konuşmak ise nifakın iki şubesidir." Ebû İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen-garîb bir hadistir. Bunu sadece Ebû Gassân Muhammed b. Mutarrif'in rivayeti ile bilmekteyiz. Yine Tirmizî şöyle demiştir: Hadiste geçen "iy" kelimesi az konuşmak, "bezâ" kelimesi ağzını bozmak, "beyân" kelimesi de lüzumundan fazla konuşmak demektir. Tıpkı insanlara hitap ederken sözü uzatıp yayan ve Allah'ın razı olmayacağı şekilde güzel sözlerle insanları öven hatipler gibi.


Açıklama: "Iyy" kelimesi, az konuşmak demektir. Bundan maksat, düşünerek ve ölçülü konuşmak, mâlâyâniye dalmamak, günaha düşmekten ve edebiyat yaparak güzel sözlerle insanları büyülemekten sakınmaktır. Hayâ ve ölçülü konuşmak, imanın eseridir. Çünkü insanı, Allah’tan hayâ ederek çirkin işleri terk etmeye sevk eden âmil iman olduğu gibi, ölçüsüz konuşmayı terk ettiren de imandır. Hasılı iman, her türlü iyilik ve kötülüğün menşei olduğu gibi, hayânın da, ölçülü olmanın da menşeidir. “Beyân” fesâhat demektir. Maksat ölçüsüzlük, yalana ve harama aldırmamak sadece güzel sözlerle insanları büyülemektir, tekellüftür. İşte hayâsızlık ve süslü, ama yalan-yanlış sözler de nifâkın alâmetidir. Yani bunların menşei, nifaktır

    Öneri Formu
271739 T002027 Tirmizi, Birr ve Sıla, 80

Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona Ka'kâ b. Hakîm, ona Ebu Salih ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) insanların emniyette olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda on(un şerrin)dan emin oldukları kimsedir."


    Öneri Formu
26554 N004998 Nesai, İman ve Şerâiuhû, 8

Bize Said b. Yahya b. Said el-Ümevî, ona babası (Yahya b. Said), ona Ebu Bürde -o, Büreyde b. Abdullah b. Ebu Bürde'dir- ona da Ebu Bürde'nin rivayet ettiğine göre Ebu Musa şöyle demiştir: Biz, "Ey Allah'ın Rasulü, müslümanların en faziletlisi kimdir?" diye sorduk. "Müslümanların, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende oldukları kişidir." buyurdu.


    Öneri Formu
26566 N005002 Nesai, İman ve Şerâiuhû, 11

Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Ebu Yahya et-Tavîl -Kûfelidir- ona da Zeyd el-Ammî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) birisi ile karşılaştığında onunla konuşur, o kişi gidene kadar ondan yüz çevirmezdi. Birisiyle tokalaştığı zaman da karşısındaki elini çekmeden o kişinin elini bırakmazdı. Dizlerinin üzerine oturduğunda dizlerinin yanında oturan kişiden önde olduğu da görülmemiştir.


    Öneri Formu
30648 İM003716 İbn Mâce, Edeb, 21

İmam Malik'in "belağ/bana ulaştı" sîgasıyla naklettiğine göre İsa b. Meryem (as) şöyle diyordu: Allah'ı anmaksızın çok konuşmayın. Yoksa kalpleriniz katılaşır. Katı bir kalp ise Allah'tan uzaktır, fakat siz bilmezsiniz. İnsanların günahlarını -sanki Rab sizmişsiniz gibi- gözetlemeyiniz. (Efendilerinin duyacağından endişe eden) kölelermişsiniz gibi kendi günahlarınıza bakınız. Zira bazı insanlar (günahlara) dûçar olur ve bazıları da onlardan kurtulur. Belâya uğrayanlara acıyın. Afiyetten dolayı da Allah'a hamd edin.


    Öneri Formu
39527 MU001821 Muvatta, Kelâm, 3

Bize İbrahim b. Said el-Cevherî, ona Üsâme, ona Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde ona da dedesi Ebu Bürde'nin rivayet ettiğine göre Ebu Musa el-Eşarî şöyle dedi: Hz. Peygamber'e (sav) "Müslümanların en faziletlisi kimdir?" diye soruldu. "Dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir." buyurdu. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedi: Ebu Musa'nın Hz. Peygamber'den rivayet ettiği bu hadis, sahih-garib-hasendir.


    Öneri Formu
15243 T002628 Tirmizi, İman, 12

Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona el-Ka'ka b. Hakîm, ona Ebu Salih ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda (şerrinden) emin oldukları kimsedir." Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, hasen-sahihtir. Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah'ın Rasulü, müslümanların en faziletlisi hangisidir?" diye soruldu. "Müslümanların, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende oldukları kişidir." buyurdu. Bu konuda Câbir, Ebu Musa ve Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir.


    Öneri Formu
15241 T002627 Tirmizi, İman, 12


    Öneri Formu
164364 EM000359 Buhari, Edebü'l-Müfred, 165