362 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh ona da İbn Vehb'in rivayet ettiğine göre Malik şöyle demiştir: "Bilesin ki, her işittiğini nakleden (hata etmekten) kurtulamaz! Her işittiğini nakledip dururken o kimse ebediyen imâm da olamaz!"
Açıklama: Bir hadis terimi olarak "imâm", hadis ilminde en üst mertebelere ulaşmış hoca anlamına gelmektedir (bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü [İstanbul, 2006], s. 152). (Açıklamayı Düzenleyen: Muhammet Beyler, 2018-11-30)
Bize el-Ka'neb, ona Malik; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih Zekvân), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir adamı artık insanlar helâk oldular derken işittiğinde..." Musa bu cümleyi şöyle rivayet etti: "Bir adam artık insanlar helak oldular dedi mi, insanların en çok helak olanı o adamdır." [Ebû Davud dedi ki: Malik bu konuda şöyle dedi: Bir kişi bu sözü halkın durumunu -yani dinî açıdan hâllerini- görüp de üzüldüğü için söylemişse, bunda bir sakınca görmüyorum. Kendini beğenip de başkalarını küçümseyerek sözü söylüyorsa o zaman bu yasaklanmış olan çirkin bir şeydir.]
Açıklama: "İnsanlar helak oldu" beyanı, insanın kendisini ayrıcalıklı görmesi nedeniyle hadsizliğini gösterir. Ayrıca bu hüküm, Halık-ı Mutlak olan Allah'ın yetkisini kullanmak olarak görüldüğü için çirkin ve yersiz bir davranış olarak değerlendirilmektedir.
Bize Hasan el-Hulvânî ve Abd b. Humeyd, onlara Ebu Âsım, ona Abd, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona Zübeyr, ona da Cabir'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emin oldukları kimsedir."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, Habib b. Şehid ve Hişam, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Kölelerinize hitaben) kölem/kulum demeyiniz. Köleleriniz de (size) rabbim demesin. Kölenin sahibi oğlum, kızım desin. Köle de efendim desin. Zira hepiniz kulsunuz, Rab ise Allah Azze ve Celle'dir."
Bize el-Ka'neb, ona Malik; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih Zekvân), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir adamı artık insanlar helâk oldular derken işittiğinde..." Musa bu cümleyi şöyle rivayet etti: "Bir adam artık insanlar helak oldular dedi mi, insanların en çok helak olanı o adamdır." [Ebû Davud dedi ki: Malik bu konuda şöyle dedi: Bir kişi bu sözü halkın durumunu -yani dinî açıdan hâllerini- görüp de üzüldüğü için söylemişse, bunda bir sakınca görmüyorum. Kendini beğenip de başkalarını küçümseyerek sözü söylüyorsa o zaman bu yasaklanmış olan çirkin bir şeydir.]
Bize Süleyman b. Abdulhamid el-Behrani, ona İsmail b. Ayyâş, ona Süleyman b. Abdulhamid, ona İsmail b. Ayyaş'ın oğlu Muhammed b. İsmail, ona babası (İsmail b. Ayyâş), ona Damdam, ona Şurayh b. Ubeyd ona da Ebu Zabye'nin rivayet ettiğine göre Amr b. As bir gün bir adamın ayakta konuşma yapıp sözü uzatması üzerine şöyle demişti: Eğer konuşmasını fazla uzatmayıp mutedil olsaydı kendisi için daha hayırlı olurdu. (Nitekim) ben Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim: "Ben kısa (ve özlü) konuşmayı uygun görürüm veya -bu şüphe raviye aittir– kısa (özlü) konuşmakla emrolundum. Çünkü kısa (ve özlü) konuşmak daha hayırlıdır."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, Habib b. Şehid ve Hişam, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Kölelerinize hitaben) kölem/kulum demeyiniz. Köleleriniz de (size) rabbim demesin. Kölenin sahibi oğlum, kızım desin. Köle de efendim desin. Zira hepiniz kulsunuz, Rab ise Allah Azze ve Celle'dir."
Bize Süleyman b. Abdulhamid el-Behrani, ona İsmail b. Ayyâş, ona Süleyman b. Abdulhamid, ona İsmail b. Ayyaş'ın oğlu Muhammed b. İsmail, ona babası (İsmail b. Ayyâş), ona Damdam, ona Şurayh b. Ubeyd ona da Ebu Zabye'nin rivayet ettiğine göre Amr b. As bir gün bir adamın ayakta konuşma yapıp sözü uzatması üzerine şöyle demişti: Eğer konuşmasını fazla uzatmayıp mutedil olsaydı kendisi için daha hayırlı olurdu. (Nitekim) ben Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim: "Ben kısa (ve özlü) konuşmayı uygun görürüm veya -bu şüphe raviye aittir– kısa (özlü) konuşmakla emrolundum. Çünkü kısa (ve özlü) konuşmak daha hayırlıdır."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona el-Evzaî, ona Yahya, ona Ebû Kilabe şöyle rivayet etmiştir: Ebu Mesud, Ebu Abdullah'a yahut Ebu Abdullah Ebu Mesud'a şöyle dedi: Rasulullah'ın (sav)"demişler ki" sözü hakkında ne söylediğini duydun mu? diye sordu. O da Rasulullah'ın (sav) "o, insanın ne kötü binitidir!" dediğini işittim diye cevap verdi. [Ebû Davud şöyle dedi ki: Buradaki Ebu Abdullah, Huzeyfe'dir.]
Açıklama: Dediler ki, iddia ettiler ki manasına gelen "zeamû" lafzı, zan ifade eden bir kelimedir. İnsanın bu şekilde söylemiş olduğu şeyde, kesin ve sağlam bir bilgiye sahip olmadığını, tahmine ve rasgele duyduğu sözlere dayalı olarak konuştuğunu gösterir. Ancak bu rivâyet sened açısından munkatıdır, zayıftır.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be; (T) Bize Muhammed b. el-Hüseyin, ona Ali b. Hafs, ona Şube, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, (hadisinde İbn Hüseyin demiştir), ona Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir insana duyduğu her şeyi söylemesi yalan olarak yeter." [Ebû Davud şöyle demiştir: Hafs, rivayetinde Ebu Hureyre'yi zikretmemiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Sadece Ali b. Hafs el-Medaini, Ebu Hureyre'yi zikretmiştir.]