364 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Ma'rûf, ona Süfyan b. Uyeyne ona da Hişâm'ın rivayet ettiğine göre babası (Urve) şöyle demiştir: (Bir gün) Aişe namaz kılarken Ebu Hüreyre hadis rivayet ediyor ve "Ey odanın sahibi, bana kulak ver! Ey odanın sahibi, bana kulak ver!" diyordu. Aişe namazını bitirince Urve'ye "Sen şunu ve biraz önce söylediğini duydun mu? Hz. Peygamber (sav) konuştuğunda saymak isteyen kimse (kelimelerini) sayabilirdi." dedi.
Açıklama: Hz. Aişe'nin (r.anha) ifadeleri, Ebu Hüreyre'nin (r.a.) hadis rivayetine ehliyetine yönelik bir tenkit değildir. Fakat Hz. Aişe, üzerinde düşünülmeden, hızlıca ve peş peşe hadis rivayet edilmesini hoş karşılamamış, Hz. Peygamber’in tane tane ve teenni ile konuşmasını hadis rivayetinde takip edilecek bir örnek olarak hatırlatmıştır.
Bize el-Ka'neb, ona Malik; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih Zekvân), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir adamı artık insanlar helâk oldular derken işittiğinde..." Musa bu cümleyi şöyle rivayet etti: "Bir adam artık insanlar helak oldular dedi mi, insanların en çok helak olanı o adamdır." [Ebû Davud dedi ki: Malik bu konuda şöyle dedi: Bir kişi bu sözü halkın durumunu -yani dinî açıdan hâllerini- görüp de üzüldüğü için söylemişse, bunda bir sakınca görmüyorum. Kendini beğenip de başkalarını küçümseyerek sözü söylüyorsa o zaman bu yasaklanmış olan çirkin bir şeydir.]
Açıklama: "İnsanlar helak oldu" beyanı, insanın kendisini ayrıcalıklı görmesi nedeniyle hadsizliğini gösterir. Ayrıca bu hüküm, Halık-ı Mutlak olan Allah'ın yetkisini kullanmak olarak görüldüğü için çirkin ve yersiz bir davranış olarak değerlendirilmektedir.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, Habib b. Şehid ve Hişam, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Kölelerinize hitaben) kölem/kulum demeyiniz. Köleleriniz de (size) rabbim demesin. Kölenin sahibi oğlum, kızım desin. Köle de efendim desin. Zira hepiniz kulsunuz, Rab ise Allah Azze ve Celle'dir."
Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Âmir, ona Muhammed b. Hilal ona da babasının (Hilal b. Ebu Hilal) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Meclislerde Hz. Peygamber (sav) bizimle oturur ve sohbet ederdi. O kalktığında biz de kalkardık; hatta bazı eşlerinin odasına girdiğini görürdük. Bir gün sohbet ettik, kalktığında biz de kalktık. O esnada bir bedevînin (arkasından) O'na yaklaştığını ve ridasını çektiğini gördük. (Öyle ki) elbise Hz. Peygamber'in (sav) boğazını kızarttı. Ebu Hureyre şöyle devam etti: Ridası sert bir kumaştandı. Hz. Peygamber (geriye) döndüğünde bedevî şu iki deveme (mal) yükle! Bunlar ne senin ne de babanın malı dedi. Hz. Peygamber de (sav) ona "hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah" dedi. Sonra, "benim boğazımı çektiğin şekilde, senin boğazını çekmeme izin vermediğin sürece yüklemem." dedi. O'nun bu sözlerine karşılık bedevî hayır, bunu sana yaptırmam dedi. (Ebu Hureyre) rivayeti sonuna kadar aktardı. Sonra Hz. Peygamber yanına bir adamı çağırdı ve "bunları onun develerine yükle; birisine arpa, diğerine de hurma (yükle)" dedi. Hz. Peygamber (sav) sonra bize döndü ve "Allah'ın bereketiyle haydi gidiniz" buyurdu.
Bize el-Ka'neb, ona Malik; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih Zekvân), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir adamı artık insanlar helâk oldular derken işittiğinde..." Musa bu cümleyi şöyle rivayet etti: "Bir adam artık insanlar helak oldular dedi mi, insanların en çok helak olanı o adamdır." [Ebû Davud dedi ki: Malik bu konuda şöyle dedi: Bir kişi bu sözü halkın durumunu -yani dinî açıdan hâllerini- görüp de üzüldüğü için söylemişse, bunda bir sakınca görmüyorum. Kendini beğenip de başkalarını küçümseyerek sözü söylüyorsa o zaman bu yasaklanmış olan çirkin bir şeydir.]
Bize Abdürrezzak, ona Ma‘mer, ona da Harun b. Riâb'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Size bana en sevimli geleninizi ve bana en yakın olanınızı haber vermeyeyim mi?” Orada bulunanlar “Evet, ey Allah’ın rasulü” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Ahlakı en güzel olanlar, mümin kardeşleriyle iyi geçinenlerdir” buyurdu. Sonra “Size bana en sevimsiz geleninizi ve benden en uzak olanınızı haber vermeyeyim mi?” diye sordu. Orada bulunanlar “Evet, ey Allah’ın resulü!” dediler. “Gereksiz yere çok konuşanlar, konuşurken avurtlarını şişirenler ve konuşurken değirmen gibi çak çak edenler” buyurdu. Oradakiler “Ey Allah’ın resulü! Gereksiz yere konuşanları ve konuşurken avurtlarını şişirenleri anladık, ama bu konuşurken değirmen gibi çak çak edenler kimlerdir?” diye sordular. “Kibirlenenlerdir” buyurdu."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, Habib b. Şehid ve Hişam, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Kölelerinize hitaben) kölem/kulum demeyiniz. Köleleriniz de (size) rabbim demesin. Kölenin sahibi oğlum, kızım desin. Köle de efendim desin. Zira hepiniz kulsunuz, Rab ise Allah Azze ve Celle'dir."
Bize Hasan, İbn Lehîa, ona Zebbân, ona Sehl b. Muâz, ona da babası (Muâz b. Muâz) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) binekleri üzerinde oturmuş (sohbet eden) bir topluluğundan yanından geçti, onlara şöyle buyurdu: Hayvanlarınıza selametle binin ve onları selametle bırakın. Yolda ve çarşıda yaptığınız muhabbetlerde onları koltuk olarak kullanmayın. Üzerine binilen nice hayvan vardır ki binicisinden daha hayırlıdır. Allah’ı ondan daha çok zikreder."
Açıklama: mütabileriyle hasendir.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, Habib b. Şehid ve Hişam, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Kölelerinize hitaben) kölem/kulum demeyiniz. Köleleriniz de (size) rabbim demesin. Kölenin sahibi oğlum, kızım desin. Köle de efendim desin. Zira hepiniz kulsunuz, Rab ise Allah Azze ve Celle'dir."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be; (T) Bize Muhammed b. el-Hüseyin, ona Ali b. Hafs, ona Şube, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, (hadisinde İbn Hüseyin demiştir), ona Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir insana duyduğu her şeyi söylemesi yalan olarak yeter." [Ebû Davud şöyle demiştir: Hafs, rivayetinde Ebu Hureyre'yi zikretmemiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Sadece Ali b. Hafs el-Medaini, Ebu Hureyre'yi zikretmiştir.]