حدثنا سعيد بن أبي مريم قال حدثنا محمد بن جعفر قال أخبرني حميد أنه سمع أنسا يقول خطب رجل عند عمر فأكثر الكلام فقال عمر : إن كثرة الكلام في الخطب من شقاشق الشيطان
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165570, EM000876
Hadis:
حدثنا سعيد بن أبي مريم قال حدثنا محمد بن جعفر قال أخبرني حميد أنه سمع أنسا يقول خطب رجل عند عمر فأكثر الكلام فقال عمر : إن كثرة الكلام في الخطب من شقاشق الشيطان
Tercemesi:
— (200-s.) Enes Hazretlerinin şöyle buyurduğu işitilmiştir:
— Bir adam, Hz. Ömer'in yanında hitabette bulundu da, sözü uzattı (çok söyledi). Bunun üzerine Hz. Ömer:
— Hitabetlerde çok söz söylemek, Seylan'ın (ağzından çıkan şişirilmiş) balonlardan sayılır.» buyurdu.[475]
Şekaşık kelimesi, Şıkşıka'nın çoğuludur. Deve kızdığı zaman içinden çıkarıp ağzında avurtlarını onunla şişirdiği şeydir. Bununla boş şeyler mu-rad edildiğinden, biz bu kelimeyi şişirilmiş balon diye ifade ettik. Muhakkak ki, çok ve uzun hitabelerde artık söz olur, yatan ve riya karışığı bulunur kî, bunlar Şeytan'ın dürtüşünden doğan şeylerdir. Hz. Ömer 'in bu beyanları, bundan önceki hadîs-i şerifin mânâsına tamamen uygun düşmektedir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[476]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 876, /680
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Humeyd b. Ebu Humeyd eş-Şami (Humeyd b. Ebu Humeyd)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى بن سعيد عن عبيد الله قال حدثني نافع عن بن عمر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : أخبرونى بشجرة مثلها مثل المسلم تؤتى أكلها كل حين بإذن ربها لا تحت ورقها فوقع في نفسي النخلة فكرهت أن أتكلم وثم أبو بكر وعمر رضي الله عنهما فلما لم يتكلما قال النبي صلى الله عليه وسلم هي النخلة فلما خرجت مع أبى قلت يا ابت وقع في نفسي النخلة قال ما منعك أن تقولها لو كنت قلتها كان أحب إلى من كذا وكذا قال ما منعنى إلا لم أرك ولا أبا بكر تكلمتما فكرهت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164365, EM000360
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى بن سعيد عن عبيد الله قال حدثني نافع عن بن عمر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : أخبرونى بشجرة مثلها مثل المسلم تؤتى أكلها كل حين بإذن ربها لا تحت ورقها فوقع في نفسي النخلة فكرهت أن أتكلم وثم أبو بكر وعمر رضي الله عنهما فلما لم يتكلما قال النبي صلى الله عليه وسلم هي النخلة فلما خرجت مع أبى قلت يا ابت وقع في نفسي النخلة قال ما منعك أن تقولها لو كنت قلتها كان أحب إلى من كذا وكذا قال ما منعنى إلا لم أرك ولا أبا بكر تكلمتما فكرهت
Tercemesi:
— İbni Ömer'den rivayet edildiğine göre demiştir ki:
— Resûlüllah (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
— Bana bir ağaç gösterin ki, onun hali müslümanm hali gibi olsun. Bu öyle bir ağaçtır ki, her vakit Kabhisinm izin ile meyvasmı verir, yapraklarını da düşürmez.
Benim kalbime hurma ağacı doğdu, (kendi kendime bu hurma ağacıdır, dedim.) Konuşmayı hoş görmedim. Orada Ebu Bekir ve (babam) Ömer vardı, Allah her ikisinden razı olsun. Bu ikisi (yani babam ve Ebu Bekir) konuşmayınca, Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
— Bu, hurma ağacıdır.»
Ben, babamla beraber dışarı çıktığım zaman dedim ki:
— Ey babacığım! Benim kalbime hurma ağacı doğdu. Babam (bana) şöyle dedi:
— Bunu söylemekten seni engelleyen ne oldu? Eğer bunu söylemiş olsaydın, bana şundan ve şundan daha sevgili olurdu. Hazreti Ömer'in oğlu şu cevabı verdi:
— Beni konuşmaktan alıkoyan, seni ve Ebu Bekir'i konuşmuyor görmüş olmamdır. Bunun için konuşmayı hoş görmedim.[708]
Bu hadîs-i şerîfte iki mesele mevcuttur. Biri, müslümanm hurma ağacına benzemesi, diğeri de büyükler konuşmadığı zaman, küçüklerin konuşabilecekleridir.
1— Hurmadaki bazı özellikler bilinmelidir ki, müslümana benzeyiş cihetleri anlaşılsın. Hurma sıcak memleketlerde ve kavurucu güneş altında yetişen ve yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır. Yaprakları ile insanları gölgelendirir ve onları güneş çarpmasından, sıcağın zararından korur.
Yetiştirdiği meyvesi de hem lezzet, hem de gıda bakımından diğer meyvelerden daha faydalı ve devamlıdır. Her mevsimde ve her zamanda bulunması mümkündür, çürümez. Katıksız olarak yendiğinde de yemek yerine geçer. Yapraklan hasır, örgü ve çardak İşlerinde kullanıldığı gibi, diğer bütün cüzlerinden de faydalanılabilir.
Bir de baş tarafı kesilince, artık yaşamaz. Nitekim İnsanın da başsız yaşaması mümkün değildir.
İşte gerçek bir müslüman nasıl kî, çevresine ve bütün insanlığa faydali oluyorsa, hurma ağacı da böyledir. Her bakımdan yaratıklara faydası vardır. Bu çeşitli yönleri itibariyle faydalı olmada birbirlerine benzemektedirler.
2— Hazreti Ömer'in kendi oğluna ifadesinden anlıyoruz kî, bir mecliste herhangi bir sebeple büyükler konuşmayınca, küçük yaşta olanların konuşmalarında bir beis yoktur. Zira oğlu konuşup da Hz. Peygamberin sormuş oldukları ağacın «Hurma ağacı» olduğunu haber verseydi, buna çok sevineceklerdi. Bu gibi hallerde küçüklerin mevzua uygun söz söylemeleri edebe aykırı değildir.[709]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 360, /301
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Saygı, büyüklere karşı saygılı, küçüklere karşı şefkatli olmak
Saygı, insanlara karşı saygılı ve nazik olmak
حدثنا موسى قال حدثنا حماد بن سلمة عن كثير أبي محمد عن عبد الرحمن بن عجلان قال : مر عمر بن الخطاب رضي الله عنه برجلين يرميان فقال أحدهما للآخر أسبت فقال عمر سوء اللحن أشد من سوء الرمي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165575, EM000881
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا حماد بن سلمة عن كثير أبي محمد عن عبد الرحمن بن عجلان قال : مر عمر بن الخطاب رضي الله عنه برجلين يرميان فقال أحدهما للآخر أسبت فقال عمر سوء اللحن أشد من سوء الرمي
Tercemesi:
— (201-s.) Nâfi'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
«İbni Ömer, çocuğunu galat konuşmasından ötürü döverdi.»[483]
Çocuk terbiyesi İçin en iyi öğretim sistemi tatlı sözle ona öğüt vermektir. Böyle bir tutum faydalı netice vermediği zaman, hududu ve ölçüyü taş-mamak şartı ile çocuğu dövmek suretiyle telkin çok kere başarılı olur. Düzgün konuşmak ve maksadı tabii bir hal özere güzel bir şekilde ifade etmek, en önemli işlerin başında gelir. Çocuğa bu terbiyeyi vermek İçin gerektiği takdirde onu dövmenin yerinde bir hareket olduğunu İbni D m e r Hazretlerinin bu uygulamasından anlıyoruz. Bu hareket doğru ve düzgün kounşmanın ne kadar büyük kıymet taşıdığını da bize gösteriyor.[484]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 881, /683
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Abdurrahman b. Aclan el-Burcumi (Abdurrahman b. Aclan)
3. Ebu Yahya Mahled b. Yezid el-Harranî (Mahled b. Yezid)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن مهاجر هو الصائغ قال : كنت أجلس إلى رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم ضخم من الحضرميين فكان إذا قيل له كيف أصبحت قال لا نشرك بالله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165958, EM001134
Hadis:
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن مهاجر هو الصائغ قال : كنت أجلس إلى رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم ضخم من الحضرميين فكان إذا قيل له كيف أصبحت قال لا نشرك بالله
Tercemesi:
Muhacir'den (bu adam kuyumcudur) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (S&lhlkhü Aleyhi ve SeUcm)'in ashabından olan Hadrarnût'lu kaba bir adamla oturuyordum. Ona:
— Nasıl sabahladın? dendiği zaman şöyle derdi;
— Allah'a ortak koşmuyoruz, (Elhamdü Lillâh).[998]
En kötü durum hiç şüphe yok ki, Allah'a ortak koşmak ve küfür üzere bulunmaktır. Bunun dışında iman sahibi olduktan sonra her haide hamd ve şükretmek elbette bir vazifedir. Bazı dünyevî kederler ve çekilen musî-better geçici olduğundan ve bunlara katlanmanın sevabı bulunduğundan bunlara sabrederek hamd ve şükrü eksik etmemelidir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[999]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1134, /861
Senetler:
()
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن نافع عن عبد الله أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إذا كانوا ثلاثة فلا يتناجى اثنان دون الثالث
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166270, EM001168
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن نافع عن عبد الله أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إذا كانوا ثلاثة فلا يتناجى اثنان دون الثالث
Tercemesi:
— AbduIIah'dan rivayet edildiğine göre, Resûîüllah (Sallallahü aleyhi ve selem):
«İnsanlar üç kişi oldukları zaman, iki ikisi aralarında gizli konuşup üçüncüyü ayrı bırakmasınlar.»[1068]
Üç arkadaştan ikisinin aralarında gizli konuşmaya başlayarak üçüncü-, yü dışta bırakmaları,\bİr ayrılık ve nefret belirtisi olur. Bu hareket üçüncüyü hem üzer, hem de ürkütür. Üçüncü şahsın bilmediği bîr dille de aralarında konuşmaları aynryasak içine girer, üçüncü şahıstan izin ve rıza almadıkça böyle davranışlarda bulunmamalıdır. Kalabalık bîr halde, üçten ziyade kimselerin teşkil ettiği gruplar içinde İkİ kişinin gizlice aralarında konuşmasında mahzur yoktur. Bundan sonra gelecek Hadîs-Î Şerifte bu husus belirtilmiş olacaktır.[1069]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1168, /886
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Konuşma, birilerinin yanında gizli konuşmak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا عمر بن حفص قال حدثني أبي قال حدثنا الأعمش قال حدثني شقيق عن عبد الله قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : إذا كنتم ثلاثة فلا يتناجى اثنان دون الثالث فإنه يحزنه ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166271, EM001169
Hadis:
حدثنا عمر بن حفص قال حدثني أبي قال حدثنا الأعمش قال حدثني شقيق عن عبد الله قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : إذا كنتم ثلاثة فلا يتناجى اثنان دون الثالث فإنه يحزنه ذلك
Tercemesi:
— Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Üç kişi olduğunuz zaman, üçüncüyü bırakıp iki kişi liralarında gizli konuşmasın; çünkü böyle hareket onu üzer.»[1070]
Bundan önceki Hadîs-i Şerife ve açıklamasına bakılsın.[1071]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1169, /887
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
Konuşma, birilerinin yanında gizli konuşmak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا أسامة بن زيد قال أخبرني موسى بن مسلم مولى ابنة قارظ عن أبى هريرة أنه ربما حدث عن النبي صلى الله عليه وسلم : فيقول حدثنيه أهدب الشفرين أبيض الكشحين إذا اقبل أقبل جميعا وإذا أدبر أدبر جميعا لم تر عين مثله ولن تراه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164067, EM000255
Hadis:
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا أسامة بن زيد قال أخبرني موسى بن مسلم مولى ابنة قارظ عن أبى هريرة أنه ربما حدث عن النبي صلى الله عليه وسلم : فيقول حدثنيه أهدب الشفرين أبيض الكشحين إذا اقبل أقبل جميعا وإذا أدبر أدبر جميعا لم تر عين مثله ولن تراه
Tercemesi:
Rivayet edildiğine göre, Ebû Hüreyre (Radiyailahuanh) , çok kere Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyden hadîs anlatarak şöyle derdi:
«Bu hadîsi, bana, kirpikleri ince ve uzun, tenleri beyaz olan (peygamber) söyledi. Teveccüh ettiği zaman bütünü ile karşıya çıkardı ve geri döneceği zaman da bütünü ile (vücudu ile) dönerdi. Onun mislini hiç bir göz görmemiştir, hiç bir zaman göremiyecektir de...»[506]
Ebû Hüreyre'nin bu tarifinden iki şey anlamaktayız :
1— Peygamber Efendimizin yaratılışindaki güzellik, hiç bir insanda yoktu ve ofmıyacaktır da. Çünkü âlemlere rahmet olarak gönderilen ve Allah'ın yaratıkları içinde en üstün ve en mükemmel olan bir Peygamberin şanına böyle bir vücud güzelliği uygun düşer. Manâda olan eşsizliği, maddesinde de görülmüştür.
2— Hazretİ Peygamber bir kimseye söz söyliyecekleri zaman veya birine dönmek istedikleri zaman vücudlarının bütünü İle dönerlerdi, ister bu dönüş öne doğru olsun, ister arkaya doğru olsun, aynı şekilde hareket ederîerdi. Bu hareketleri İle bize muaşeret edebi vermektedirler. Bir insana yandan bakmak, yan tarafı çevirmek, kibir ve beğenmemezlik hareketleridir. Adaba aykırı hareketlerdir. İnsan, konuştuğu ve görüştüğü kardeşine ilgi göstermeli ve ona hürmetsizlik etmemelidir.[507]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 255, /233
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Sağîr Ebu İsa Musa b. Müslim el-Hizâmî (Musa b. Müslim)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Bişr b. Muhammed es-Sahtiyani (Bişr b. Muhammed)
Konular:
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا عبد الرزاق قال أخبرنا معمر قال أخبرني محمد بن عبد الله بن عبد الرحمن بن عبد القارىء عن أبيه : أن عمر بن الخطاب ورجلا من الأنصار كانا جالسين فجاء عبد الرحمن بن عبد القارىء فجلس إليهما فقال عمر إنا لا نحب من يرفع حديثنا فقال له عبد الرحمن لست أجالس أولئك يا أمير المؤمنين قال عمر بلى فجالس هذا وهذا ولا ترفع حديثنا ثم قال للأنصارى من ترى الناس يقولون يكون الخليفة بعدي فعدد الأنصاري رجالا من المهاجرين لم يسم عليا فقال عمر فما لهم عن أبى الحسن فوالله إنه لأحراهم إن كان عليهم أن يقيمهم على طريقة من الحق
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164837, EM000582
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا عبد الرزاق قال أخبرنا معمر قال أخبرني محمد بن عبد الله بن عبد الرحمن بن عبد القارىء عن أبيه : أن عمر بن الخطاب ورجلا من الأنصار كانا جالسين فجاء عبد الرحمن بن عبد القارىء فجلس إليهما فقال عمر إنا لا نحب من يرفع حديثنا فقال له عبد الرحمن لست أجالس أولئك يا أمير المؤمنين قال عمر بلى فجالس هذا وهذا ولا ترفع حديثنا ثم قال للأنصارى من ترى الناس يقولون يكون الخليفة بعدي فعدد الأنصاري رجالا من المهاجرين لم يسم عليا فقال عمر فما لهم عن أبى الحسن فوالله إنه لأحراهم إن كان عليهم أن يقيمهم على طريقة من الحق
Tercemesi:
Abdullah îbni Abdurrahman İbni Abdi'1-Karî anlattığına göre, Ömer Îbni'l-Hattab ve Ensar'dan bir adam (beraberce) oturuyorlardı. O esnada (babam) Abdurrahman îbni Abdi'1-Karî gelip onların yanına oturdu. Bunun üzerine Hz. Ömer:
«— Biz, sözümüzü kaldıranı, (buradan alıp öteye beriye götüreni) sevmeyiz.» dedi.
Abdurrahman ona şöyle cevap verdi:
— Ben şunlara haber götürmek için oturmuyorum, ey müminlerin emîri!..
Hz. Ömer:
«— Pekiyi, öyle ise şu ve şu kimselerle otur ve bizim sözümüzü onlara nakletme!» dedi. Sonra Ensar'dan olan arkadaşına şöyle dedi:
— İnsanlar, benden sonra kimin halife olacağını söylüyorlar, kimi uygun görüyorlar?»
Ensar'dan olan bu adam da, Muhacirlerden bir takım erkekler saydı, Ali'nin ismini söylemedi. Hz. Ömer :
«— Ebu'l-Hasan'dan (Ali'den) onlara ne oluyor, (onu istemiyorlar)? Allah'a yemin ederim ki, o, aleyhlerine olsa bile, onları hak yol üzere durdurmakta, onların en elverişlisidir.» dedi.[1131]
Kalpte bulunan bir niyyeti, bir söz veya haberi insanlara açıklamayıp içinde tutmaya «Sır saklamak» denir. Muvaffakiyet sebeplerinin en kuvvetlisi ve düzen halinin sağlanması çaresinin başı sır saklamaktır. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)''den rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuştur:
«— îşte ve ihtiyaçlarınızın başarıya ulaşması için gizlilikten faydalanınız; çünkü her nimete hased edilir.»
Hz. Alî (Radtyaîlahuanh) da şöyle demiştir:
«.-Senin sırrın esirindir; eğer onu söylersen, sen onun esiri olursun.»
İnsan esrarını İçinde sakladıkça, onlara sahip demektir. Fakat bunları dışarıya ifşa ettiği zaman, bu hakimiyeti kaybeder ve onların dış tesirleri altına girerek bir nevi esrarın esiri olur. İnsan kendi esrarını ifşa etmekten kaçınması gereklidir. Bundan daha önemlisi, başkasına ait esrarı yaymaktır; çünkö bunda emanete hİyanet vardır. Bir de kötü niyetle olursa koğu-culuk vasfını taşır. Bu iki yönden haram kısmına girer. O halde insan hem kendine ait olan esrarı, hem de kendine emanet edilen başkasına ait esrarı gizli tutmalı, başkasına yaymamalıdır.
İşte Hz. Ömer de, yanında bulunan dinleyiciye, konuşulan siyasî ve ciddî meseleleri başkalarına gidip anlatmamayı, fakat meclislerinde bulunmayı tavsiye etmişler, bize de bu mevzuda takip edilecek doğru yolu göstermişlerdir.[1132]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 582, /462
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
3. Abdullah b. Abdurrahman el-Kârri (Abdullah b. Abdurrahman b. Abd)
3. Muhammed b. Abdullah el-Kârri (Muhammed b. Abdullah b. Abdurrahman b. Abd)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Koğuculuk, koğuculuk yapmak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Yönetim, Hilafet tartışmaları,Hz. Peygamber'in vefatından sonra
Yönetim, Hz. Ali'nin hilâfet beklentisi
حدثنا أحمد بن إسحاق قال حدثنا يحيى بن حماد قال حدثنا أبو عوانة عن عاصم بن كليب قال حدثني سهيل بن ذراع قال سمعت أبا يزيد أو معن بن يزيد أن النبي صلى الله عليه وسلم قال : اجتمعوا في مساجدكم وكلما اجتمع قوم فليؤذنوني فأتانا أول من أتى فجلس فتكلم متكلم منا ثم قال ان الحمد لله الذي ليس للحمد دونه مقصد ولا وراءه منفذ فغضب فقام فتلاومنا بيننا فقلنا أتانا أول من أتى فذهب إلى مسجد آخر فجلس فيه فأتيناه فكلمناه فجاء معنا فقعد في مجلسه أو قريبا من مجلسه ثم قال الحمد لله الذي ما شاء جعل بين يديه وما شاء جعل خلفه وان من البيان سحرا ثم أمرنا وعلمنا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165571, EM000877
Hadis:
حدثنا أحمد بن إسحاق قال حدثنا يحيى بن حماد قال حدثنا أبو عوانة عن عاصم بن كليب قال حدثني سهيل بن ذراع قال سمعت أبا يزيد أو معن بن يزيد أن النبي صلى الله عليه وسلم قال : اجتمعوا في مساجدكم وكلما اجتمع قوم فليؤذنوني فأتانا أول من أتى فجلس فتكلم متكلم منا ثم قال ان الحمد لله الذي ليس للحمد دونه مقصد ولا وراءه منفذ فغضب فقام فتلاومنا بيننا فقلنا أتانا أول من أتى فذهب إلى مسجد آخر فجلس فيه فأتيناه فكلمناه فجاء معنا فقعد في مجلسه أو قريبا من مجلسه ثم قال الحمد لله الذي ما شاء جعل بين يديه وما شاء جعل خلفه وان من البيان سحرا ثم أمرنا وعلمنا
Tercemesi:
— Ebû Yezîd'den yahut Mu'in ibni Yezîd'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Mescidlerinizde toplanınız; ve her ne zaman bir kavim toplanırsa bana haber versinler.» Sonra bize ilk gelen Peygamber oldu ve oturdu. Bizden bir hatip de konuştu. Sonra şöyle dedi:
— Hamd, Öyle bir Allah'a mahsustur ki, hamd için onun önünde bir maksat yok ve ötesinde de bir çıkış yok. Bunun üzerine Peygamber kızdı ve kalktı. Biz de aramızda birbirimizi (ettiğimiz kusurdan dolayı) ayıpladık. Dedik ki:
— Bize ilk gelen Peygamber oldu da, başka bir mescide gidip orada oturdu. Biz de ona gidip onunla konuştuk. Sonra bizimle gelip oturmuş olduğu yerde veya ona yakın bir yerde oturdu; sonra şöyle buyurdu:
«— Hamd o Allah'a mahsustur ki, dilediğini önüne koydu (yarattı), dilediğini de arkasına bıraktı (yaratmadı). Gerçekten beyandan bir kısmı sihirdir. Sonra Peygamber bize emretti ve bize öğretti.[477]
Hz. Peygamberin huzurunda konuşan hatibin ifadesinde yapmacık gayretler ve karışık beyanlar olması hasebiyle, bunun bu hareketine Peygamber (Satlallahü Aleyhi ve Sellem) kızmış ve ifadeyi düzelterek:
«... beyandan bir ikisini sihirdir.»
Buyurdular. Gerçeği ifadeden uzak aldatıcı mahiyetteki beyanları büyü olarak vasıfladılar. Böylece maksadı, en tabiî ve kolay bir üslûp üzere ifadenin lüzumuna işaret buyurdular.
Mu'in ibni Yezid kimdir?:
Künyesi Ebû Zeyd olup, ashabelana"ir. Babası ve dedesi ile beraber Bedir savaşında bulunmuştur. Bedir savaşına baba ve dedesiyle katılan bundan başka bir kimse bilinmemektedir. Ayrıca Mu'in, Peygamber (Saltaltahü Aleyhi ve Seitem) e «Baba ve dedemle birlikte biat ettim» dediği rivayet ediliyor. Hz. Muaviye'nin savaşlarında Muaviye ile beraber olduğu rivayeti vardır. Mısır'a, Kûfe'ye gitmiş ve Şam'da ikamet etmiştir; ve Şam'ın fethinde de bulunmuştur. Hz. Ömer'in nezdİnde mevkii Vardı. 2 veya 5 hadîs-i şerif rivayet ettiği söylenir. Hicretin 54. yılında vefat etti. Allah ondan razı olsun.[478]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 877, /680
Senetler:
1. Ebu Yezid Ma'n b. Yezid es-Sülemî (Ma'n b. Yezid b. Ahnes b. Habib)
2. Süheyl b. Zirâ' el-Cermi (Süheyl b. Zirâ')
3. Asım b. Küleyb el-Cermî (Asım b. Küleyb b. Şihab b. Mecnun)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Muhammed Yahya b. Hammad eş-Şeybânî (Yahya b. Hammâd b. Ebî Ziyâd)
6. Ebu İshak Ahmed b. İshak es-Sülemî (Ahmed b. İshak b. Husayn b. Cabir)
Konular:
Hitabet, sözün gücü ve etkileyiciliği
Hz. Peygamber, kızması
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Sahabe, birbirlerine karşı kullandıkları üslup
حدثنا موسى قال حدثنا ربعي بن عبد الله بن الجارود الهذلي قال حدثنا سيف بن وهب قال قال لي أبو الطفيل كم أتى عليك قلت أنا بن ثلاث وثلاثين قال أفلا أحدثك بحديث سمعته من حذيفة بن اليمان : أن رجلا من محارب خصفة يقال له عمرو بن صليع وكانت له صحبة وكان بسني يومئذ وأنا بسنك اليوم أتينا حذيفة في مسجد فقعدت في آخر القوم فانطلق عمرو حتى قام بين يديه قال كيف أصبحت أو كيف أمسيت يا عبد الله قال أحمد الله قال ما هذه الأحاديث التي تأتينا عنك قال وما بلغك عني يا عمرو قال أحاديث لم أسمعها قال إني والله لو أحدثكم بما أسمع ما انتظرتم بي جنح هذا الليل ولكن يا عمرو بن صليع إذا رأيت قيسا توالت بالشام فالحذر الحذر فوالله لا تدع قيس عبدا لله مؤمنا إلا أخافته أو قتلته والله ليأتين عليهم زمان لا يمنعون فيه ذنب تلعة قال ما نصرك على قومك يرحمك الله قال ذلك الي ثم قعد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165959, EM001135
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا ربعي بن عبد الله بن الجارود الهذلي قال حدثنا سيف بن وهب قال قال لي أبو الطفيل كم أتى عليك قلت أنا بن ثلاث وثلاثين قال أفلا أحدثك بحديث سمعته من حذيفة بن اليمان : أن رجلا من محارب خصفة يقال له عمرو بن صليع وكانت له صحبة وكان بسني يومئذ وأنا بسنك اليوم أتينا حذيفة في مسجد فقعدت في آخر القوم فانطلق عمرو حتى قام بين يديه قال كيف أصبحت أو كيف أمسيت يا عبد الله قال أحمد الله قال ما هذه الأحاديث التي تأتينا عنك قال وما بلغك عني يا عمرو قال أحاديث لم أسمعها قال إني والله لو أحدثكم بما أسمع ما انتظرتم بي جنح هذا الليل ولكن يا عمرو بن صليع إذا رأيت قيسا توالت بالشام فالحذر الحذر فوالله لا تدع قيس عبدا لله مؤمنا إلا أخافته أو قتلته والله ليأتين عليهم زمان لا يمنعون فيه ذنب تلعة قال ما نصرك على قومك يرحمك الله قال ذلك الي ثم قعد
Tercemesi:
Seyf ibni Vehb anlatıp demiştir ki, Ebu't-Tufeyl bana:
— Kaç Yaşındasın? diye sordu. Ben:
— Otuz üç yaşındayım, dedim. O şöyle dedi:
— Huzeyfe ibıü'l-Yeman'dan işittiğim bir hadîsi sana anlatayım, olmaz mı? Kendisine Amr ibni Suley' denen Muharib Hasafe Oğullarından bir adam — bu adam sahabî idi ve benim bugünkü yaşımda idi. Ben de bugünkü senin yaşında idim —, (onunla beraber) Mescid'de Huzeyfe'ye gittik. Ben insanların en.-arka tarafında oturdum. Amr îse yürüdü, Hu-zeyfe'nin önüne kadar gidip durdu. Dedi kî;
— Ey Abdullah (Huzeyfe)! Nasıl sabahladın? Yahut: Nasıl geceledin? Huzeyfe:
— Allah'a hamd ederim, dedi, Arnr;
— Senden bize gelen bu hadîsler nedir? dedi. Huzeyfe:
— Benden sana ulaşan nedir? Ey AmrS dedi. Amr:
— İşitmediğim hadîsler, dedi. Huzeyfe :
— Ben Allah'a yemin ederim ki, eğer işittiğim her şeyi size anlatsay-dım, beni bu geçenin bir kısmında beklemezdiniz, (benden daha işiteceğiniz şeyler var). Ancak ey Amr îbni Suley' (şunu biî) : «Kays (arab) kabilesini, Şam'ı istilâ etmiş gördüğün zaman, büsbütün sakın, (ihtiyatlı ol). Allah'a yemin ölsün Kays kabilesi, korkutmadık mümin bir Allah kulu bırakmıyacaktır, yahut onu öldürecektir. Yine Allah'a yemin olsun, müminler üzerine Öyle bir zaman gelecek ki, o vakit en küçük bir şeyi engeli ey emiye çeklerdir.» dedi. Amr:
— Allah sana merhamet etsin (ey Huzeyfe), senin -kavmine yardımın nedir? (Ne tavsiye edersin?) diye sordu. Huzeyfe dedi ki:
— Bu bana aittir, sonra da oturdu.[1000]
Nasıl sabahladın? Veya geceyi nasıl geçirdin? ifadesiyle hatır sormanın edebe uygun bir hareket olduğunu belirtmek için bir delil mahiyetinde getirilen buradaki haberin, diğer muhaddisler tarafından Hz. Peygamber (SalldllahüAleyhiveSellemye kadar yükseltildiği görülmektedir.
Müslüman Arablann Şam beldesini istilâ etmeleri zamanında birçok mümin kanlarının döküleceği, KerbeJâ vak'ası gibi korkunç ve üzücü olayların cereyan edeceği önceden haber verilmiş bulunmaktadır. Bu da Hz. Peygamberin birçok mucizeleri gibi, ayrı bîr mucizesi demektir. Bu Hadîs-i Şerifi biraz değişik lâfızla H â k i m 'in rivayet ettiğini Fa d I u ' 1 I a h ha-şİyesİnde kaydetmektedir. Fadlu'llah : C. II, s. 552.
Huzeyfe'nin hal tercemesi için 233 sayılı Hadîs-i Şerife müracaat edilsin. Amr ibni Suley'in sahabî olup olmadığı ihtilaflıdır. Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.[1001]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1135, /862
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Ebu Tufeyl Amir b. Vasile el-Leysi (Amir b. Vasile b. Abdullah b. Umeyr b. Cabir)
3. Seyf b. Vehb et-Teymi (Seyf b. Vehb)
4. Rib'i b. Abdullah el-Hüzeli (Rib'i b. Abdullah b. Carud b. Salim)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Kıyamet, alametleri, Gelecek Tasavvuru
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB