278 Kayıt Bulundu.
Hz. Âişe, Ebu Hureyre'yi tasdik etti ve 'Rasulullah'ı (sav) böyle söylerken duydum' dedi. İbn Ömer (r. anhumâ) da 'Biz pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi. [(Buhari) hadiste geçen (فَرَّطْتُ) fiilinin 'Allah'ın emrini zayi ettim, o konuda ihmalkar davrandım' anlamına geldiğini belirtmiştir.]
Açıklama: Söz konusu rivayet için bkz. B001323 numaralı hadis.
Bize Kabîsa b. Ukbe, ona Süfyan, ona Halid el-Hazzâ, ona Ümmü Hüzeyl, ona da Ümmü Atiyye (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Biz kadınlara cenazenin arkasından gitmek yasaklanmıştı. Ancak haram da kılınmadı."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Zührî, ona Sâlim, ona babası (İbn Ömer), ona da Âmir b. Rabîa, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenazeyi gördüğünüzde, yanınızdan geçip gidinceye dek ayakta bekleyin." [Bu rivayeti Süfyân, ona Zührî, ona Sâlim, ona babası (İbn Ömer), ona da Âmir b. Rabîa, Nebî'den (sav) nakletmiştir. Humeydî 'Cenaze sizi geride bırakana ya da yere konulana dek' ilavesinde bulunmuştur.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Nâfi, ona İbn Ömer (r.anhumâ), ona da Âmir b. Rabîa (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri bir cenaze gördüğünde, eğer onunla beraber yürümüyorsa, cenazeyi geçinceye veya cenaze onu geride bırakıncaya ya da cenaze kabre konulana dek ayakta dursun."
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Leys, ona Said el-Makburî, ona babası (Keysân Ebu Saîd), ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenaze tabuta konup insanlar onu omuzlarına aldıklarında, ölen kişi eğer salih bir kimse ise 'Beni hemen kabre götürün!' der. Eğer salih bir kimse değilse 'Eyvah, yazık bana! Beni nereye götürüyorlar?' diye feryat eder. Onun bu çığlıklarını insanoğlundan başka tüm varlıklar işitir. Eğer o da işitmiş olsaydı (sesin dehşetinden dolayı) bayılıp düşerdi."
Bize Ebu Numan, ona Cerîr b. Hâzim, ona Nâfi şöyle rivayet etmiştir: "İbn Ömer'e Ebu Hureyre'nin 'Kim bir cenazeye katılırsa ona bir kırat sevap vardır' şeklinde söylediği nakledildiğinde, İbn Ömer 'Ebu Hureyre sevap konusunda bize oldukça cömert davranmış' diyerek, o söylediğini yadırgadı."
Bize Kuteybe ona Muhammed b. Musa el-Mahzumi el-Medeni, ona Sa’id b. Ebu Sa’id el-Makburi, ona da Ebu Hureyre Rasulullah'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Mü’minin mü’min üzerindeki hakkı altıdır. Hastalandığında ziyaret etmek, öldüğünde cenazesine katılmak, davetine icabet etmek, karşılaştığında selam vermek, aksırdığında hayır duada bulunmak, gıyabında veya yanında iken iyiliğini İstemek." [Tirmizî bu hadis hakkında şunları söylemiştir. Bu rivayet hasen sahih bir hadistir.Ayrıca Muhammed b. Musa el Mahzûmî el-Medenî'nin sika/güvenilir bir kimse olup, kendisinden Abdulaziz b. Muhammed ve İbn Ebu Füdeyk rivayette bulunmuştur.]
Bize Kuteybe, ona Muhammed b. Musa, ona Sa’id b. Ebu Sa’id, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir mü’minin diğer mü’min üzerindeki hakkı altıdır. Hastalığında onu ziyaret eder, öldüğünde cenazesinde bulunur, davet ettiğinde icabet eder, karşılaştığında selam verir, aksırdığında (yerhamukellah diyerek) onun için hayır dua eder, gıyabında veya yanında onun iyiliğini İster."
Bize Muhammed b. Davud b. Süfyan ve Huşeyş b. Esram, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın, müslüman kardeşi üzerindeki hakkı beştir: Selamı almak, aksırana yerhamukallah diyerek hayır duada bulunmak, davete icabet etmek, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazesine katılmak."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhab, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Âişe'nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Mute Savaşı'nda) Zeyd b. Hârise, Cafer (b. Ebu Talib) ve Abdullah b. Ravâha'nın şehit olduğu haberi gelince, Hz. Peygamber (sav) oturdu. Hüznü yüzünden okunuyordu. Bu esnada ben de kapı deliğinden olanları görüyordum. Hz. Peygamber'in (sav) yanına bir adam geldi ve Cafer'in ailesinin (çokça) ağladığından bahsetti. Hz. Peygamber (sav) adamdan kadınları ağlamaktan men etmesini istedi. Adam gitti, sonra geri geldi ve onları men ettiğini ancak kadınların kendisini dinlemediğini söyledi. Hz. Peygamber (sav) adamdan ikinci kez onları men etmesini istedi. Adam gitti ve tekrar gelip 'Vallahi, kadınlar bana (veya bize) -bu tereddüt Muhammed b. Abdullah b. Havşeb'den kaynaklanmaktadır- baskın çıktılar!' dedi. Hz. Peygamber (sav) adama 'Onların ağzına toprak saç!' buyurdu. Bunun üzerine Âişe adama 'Allah, burnunu yere sürtsün! Bir işi beceremedin. Rasulullah'ı da (sav) sıkıntısından kurtarıp rahatlatmadın' dedi."