310 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Bekir b. Nâfi, ona Bihz, ona Hammâd b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: "Rasûlullah'ın (sav) Farslı bir komşusu vardı, güzel çorba pişirirdi. Bir gün Hz. Peygamber'e geldi. O sırada Rasûlullah'ın (sav) yanında Hz. Âişe de vardı. Adam eliyle Rasûlullah'a (sav) gel diye işaret etti. Hz. Peygamber (sav) de Âişe’yi işaret ederek, o da gelirse olur demek istedi. Adam da iki veya üç defa eliyle işaret ederek olmaz dedi. (Yani sadece seni davet ediyorum, hanımın gelmesin dedi)."
Bana Züheyr b. Harb, ona Yezîd b. Harun, ona Hammâd b. Seleme, ona Sâbit, ona da Enes (ra) şöyle rivâyet etti: "Rasûlullah'ın (sav İranlı bir komşusu vardı, güzel çorba yapardı. Bir gün Rasûlullah (sav) için yemek yapmış, sonra da O'nu davete gitmişti. Rasûlullah (sav) Hz. Âişe'yi işaret ederek, "- Bu da davetli mi?" diye sormuş. Komşusu, "— Hayır!" cevabını vermiş. Bunun üzerine Rasûlullah (sav), "- Öyleyse ben de gelmiyorum" demiş. Sonra tekrar gelip kendisini davet etmiş, Hz. Peygamber (sav) yine, "- Bu da davetli mi?" diyerek Hz. Âişe'yi işaret etmiş. Komşusu yine, "— Hayır!" diye cevap vermiş. Rasûlullah (sav) da tekrar, "- Öyleyse, ben de hayır" demiş. Sonra adam yine gelip davet etmiş, Rasûlullah (sav) yine "- Bu da davetli mi?" diye sormuş. Bu sefer komşusu, " Evet!" demiş. Bunun üzerine kalkıp birlikte gitmişler ve komşunun evine varmışlar.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Muhammed b. Abdullah b. Kureyş, ona Hasan b. Süfyan, ona Feyyaz b. Züheyr, ona Abdurrezzak, ona Ma‘mer ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebû Hureyre (r.a.), Rasûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Beş şey müslümanın kardeşi üzerindeki hakkıdır: Selamı alması, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demesi, hastayı ziyaret etmesi, cenazeye katılması ve davete icabet etmesidir.” Rivayeti Müslim Sahih’inde Abd b. Humeyd, Abdurrezzâk tarikiyle rivayet etmiş, Buhari de ona işaret etmiştir.
Bize Ebû Ali er-Ruzbârî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Mahmuveyh el-Askerî, ona Cafer b. Muhammed el-Kalanisî, ona Adem b. Ebû İyas, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd, Bera b. Âzib'in (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Rasûlullah (s.a.v.), bize yedi şey emretti; (Bunlar) hastayı ziyaret etmek, cenazelere katılmak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) demek, selamı almak, davete icabet etmek, yapılan yemini kabul etmek ve mazluma yardım etmektir.” Buharî bu hadisi Sahih’inde Adem’den rivayet etti. Müslim de bunu Şu‘be’den farklı bir tarikle rivayet etti.
Bize Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî, ona Ebu’l-Abbâs Muhammed b. Yakub, ona Abbâs b. Velid b. Mezyed, ona babası, ona Evzaî, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebû Hüreyre (r.a.), Rasûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti. “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir; Selam almak, hastayı ziyaret etmek, cenazelere katılmak, davete icabet etmek ve aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) demektir.” Buharî bu hadisi Evzaî tarkiyle, Müslim Zührî'den iki farklı tarikle rivayet etti.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşar, onlara Muhmmed b. Cafer (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (T) bize İshak b. İbrahim, ona Ebu Amir el-Akadî (T) Bize Abdurrahman b. Bişr, ona Behz, bunların tümüne (Muhammed b. Ca'fer, Muaz, Ebû Amir ve Behz'e) Şube, ona Eş’as b. Süleym aynı isnadla naklettiler. Bu hadisin manası birdir ancak burada “selamı yaymak” kısmı nakledilmemiştir. “ifşâu’s-selam/selamı yaymak” yerine “reddü’s-selâm/selama karşılık vermek” ifadesini kullandı. ve “Bize altın yüzüğü” veya “altın halkayı” yasak etti dedi.