628 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Haccâc b. Muhammed, ona Yunus b. Ebu İshak, ona da babası, Zeyd b. Erkam’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Gözlerimde bulunan bir ağrıdan dolayı hastayken, Hz. Peygamber (sav) benim ziyaretime gelmişti."
Bize İbn Kesîr, ona Süfyân, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa el-Eş'arî, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Aç olanı doyurunuz, hastayı ziyaret ediniz ve esiri de özgürlüğüne kavuşturunuz." [Süfyan hadiste geçen 'el-ânî' kelimesinin esir anlamına geldiğini söylemiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona da Muhammed b. Münkedir, Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), (ben hastayken) katıra ve beygire binmediği halde (yürüyerek) beni ziyarete gelmişti." [Ebu İsa (et-Tirmizî), bu hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa (ra), Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Esirleri özgürlüklerine kavuşturun, açları doyurun, hastaları da ziyaret edin."
Bize Muhammed, ona Abdulvahhâb es-Sekafî, ona Halid el-Hazzâ, ona da İkrime, İbn Abbas’ın (r.anhuma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), hasta olan bir bedeviyi ziyaret etmek üzere yanına gitmişti. Ona 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' buyurdu. Bedevi 'Kefaret mi? Tam aksine! O yaşlı bir adamın tepesinde kaynayan ve onu mezara götürecek olan humma hastalığıdır' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Peki o zaman, öyle olsun' buyurdu."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Bekir b. Yunus b. Bükeyr, ona Musa b. Ali b. Rebâh, ona babası, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Hastalarınızı yemeğe ve içmeğe zorlamayınız. Çünkü onları şüphesiz Allah yedirip içirmektedir.”
Bize Muallâ b. Esed, ona Abdulaziz b. Muhtar, ona Halid, ona da İkrime, İbn Abbas’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), hasta olan bir bedeviyi ziyarete gitmişti. Nebî (sav) ziyaret için bir hastanın yanına gittiğinde 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' derdi. Bu bedeviye de 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' buyurdu. Bedevi 'Günahlarıma kefarettir öyle mi! Bilakis o, yaşlı bir ihtiyarın tepesinde kaynayan veya fokurdayıp duran ve onu kabre sürükleyecek olan humma hastalığıdır' diyerek itiraz etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) de 'Peki, öyle olsun o zaman' dedi."
Bize Muhammed b. Kesîr, ona İsrail, ona Osman b. Muğîre ona da Salim b. Ebu Ca'd, Abdullah b. Muhammed b. Hanefiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babamla birlikte ensardan dünürlük yoluyla akrabamız olan bir hastayı ziyarete gitmiştik. Biz orada iken namaz vakti geldi. Hasta, aile fertlerinden birine 'Ey cariye! Bana abdest suyu getir (de abdestimi alayım). Belki namazı kılar da biraz rahatlarım' dedi. Biz onun bu sözünü yadırgadığımızda, ben Rasullah'ın (sav) 'Ey Bilal! Kalk (ezan oku da) bizi namazla rahatlat' buyurduğunu işittim dedi."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَرِحْنَا يَا بِلاَلُ
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona İbn Cüreyc, ona da İbn Münkedir, Cabir’in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) ve Ebu Bekir (hastalığım sırasında) yürüyerek Seleme oğulları yurdundaki (evimde) beni ziyarete gelmişlerdi. Hz. Peygamber (sav) (geldiğinde) beni bilincim kapalı olarak bulmuş. Bunun üzerine biraz su isteyip abdest almış, sonra da (bu sudan) üzerime serpmiş. Derken ayılıp kendime geldim ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Malım hususunda ne yapmamı emredersiniz?' diye (mirasımı) sordum. Bu sorum üzerine (Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadın payı kadar vermenizi emreder...) (Nisâ 4/11) diye başlayan ayet-i kerime nâzil oldu."
Bize İsmail b. Musa, ona Şerîk, ona da Ebu İshak, Hârise b. Mudarrib’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hasta olan Habbâb’ı ziyarete gitmiştik. Habbâb 'Hastalığım çok uzadı. Rasulullah’ı (sav) ‘Ölümü temenni etmeyiniz’ buyururken işitmiş olmasaydım, ölmeyi gerçekten arzulardım. Rasulullah (sav) ayrıca 'Kul ailesi için yaptığı harcamaların hepsinden muhakkak sevap kazanır. Yalnız toprk (tarla, arsa...) veya bina için yaptığı harcamalar bundan istisnadır' buyurmuştur."