Giriş

Bana babam, ona da İbn Abbas’ın azatlısı İkrime, İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir Müslüman kafiri hastalandığında ziyaret eder ve ‘Geceyi nasıl geçirdin? Gününü nasıl geçirdin?’ diye onu teselli eder. Yanından çıktığında ise ‘Allah’ım onu helak et, Müslümanları ondan kurtar, onun vereceği sıkıntıya karşı Müslümanlara yardım et’ der.”


Açıklama: İbn Abbas bu rivayetinde muhtemelen, müslümanın kafir de olsa hasta ziyaretinin hakkını yerine getirmesi gerektiğini, o kişiye buğzetse de ziyaretine gittiğinde onu teselli etmesinin uygun olduğunu bildirmek istemiştir.

    Öneri Formu
77953 MA009920 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 35

Bize Abdürrezzâk, ona İbn Cüreyc, ona da Abdullah b. Amr b. Alkame, İbn Ebu Hüseyin’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav), ahlakı fena olmayan genç Yahudi bir komşusu vardı. Bir gün hastalandı. Hz. Peygamber (sav) de ashabıyla birlikte onu ziyaret etti ve 'Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim O’nun elçisi olduğuma şehadet et' diye teklifte bulundu. Çocuk babasına baktı, ancak babası sessiz kaldı, genç de sustu. Hz. Peygamber (sav) bu isteğini ikinci ve üçüncü kez tekrarladı. Üçüncüde babası 'Sana söylediğini tekrar et' dedi. Genç söyleneni yaptı ve akabinde vefat etti. Yahudiler onun defin işlemlerini yapmak istedi. Ancak Hz. Peygamber (sav) 'Biz ona sizden daha yakınız' dedi. Onu kefenledi, güzel kokular sürdü ve cenaze namazını da kıldırdı." [Abdürrezzak 'Bu hadisi Abdullah b. Amr'dan işittim' demiştir.]


Açıklama: Rivayette İnkitâ vardır.

    Öneri Formu
77951 MA009919 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 34

Bize Ebu Muaviye, ona A’meş, ona Şakîk, ona da Ümmü Seleme, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ölmekte olan birisinin veya bir hastanın yanında bulunduğunuzda, ona hayır duada bulunun. Çünkü melekler sizin dediklerinize amin derler. Ebu Seleme vefat edince Nebî'nin (sav) yanına geldim ve 'Ey Allah’ın Rasulü! (Kocam) Ebu Seleme vefat etti' dedim. Hz. Peygamber (sav) bana 'Allah’ım! Beni ve onu bağışla. Bana onun yerine geçecek güzel bir akıbet (eş) ver diye dua et' dedi. Ümmü Seleme 'Yüce Allah bana ondan (Ebu Seleme) daha hayırlısını, Hz. Muhammed’i (sav) eş olarak nasip etti' demiştir."


    Öneri Formu
76179 HM027030 İbn Hanbel, VI, 292

Bize İbn Cüreyc, Süleyman b. Musa’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aramızda herhangi bir akrabalık bağı olmamasına rağmen, Hristiyan çocuklarını hastalandıklarında ziyaret ederdik."


    Öneri Formu
77959 MA009923 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 35

Bize Abdürrezzâk, ona Sevrî, ona A’meş, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ebu Talib hastalanmıştı da Rasulullah (sav) onun ziyaretine gelmişti."


    Öneri Formu
77962 MA009924 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 36

Bize Sevrî, ona A’meş, ona Ebu Vâil, ona da Ümmü Seleme, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ölmekte olan bir kimsenin veya bir hastanın yanına vardığınızda, hayır konuşun. Çünkü melekler ağzınızdan çıkanlara amin derler."


    Öneri Formu
88759 MA006066 Musannef- i Abdurrezzak, III, 393

Bize İbn Cüreyc, ona da İbn Şihâb, Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Medine’nin kenar mahallelerinden birinde bir kadın hastalanmıştı. Rasulullah (sav) ashabına onun durumunu soruyordu. Zira Hz. Peygamber (sav), insanlar arasında hasta ziyaretini en iyi yapan kişiydi. Rasulullah (sav) 'Bu kadın vefat ederse bana haber verin' diye tembihledi. Kadın bir gece ölüverdi. Sabah olunca Rasulullah (sav) yine kadını sordu. Kendisine olup biteni ve onu gece defnettiklerini haber verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), kadının kabrine geldi ve dört tekbir getirerek cenaze namazını kıldı."


    Öneri Formu
95737 MA006542 Musannef-i Abdurrezzak, III, 518

Bize Esved, ona Hammâd b. Zeyd, ona Hişâm, ona da babası, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) hastalanınca, ashabı kendisini ziyaret etmek için huzuruna girdiler ve (namazda olduğunu görünce) ona ayakta dikilerek uydular. Hz. Peygamber (sav) onlara oturun diye işaret etti. Namazını bitirince de 'İmam kendisine uyulan kişi demektir. O tekbir aldığında siz de alınız, rükua eğildiğinde sizde eğiliniz. Namazını oturarak kıldığında sizler de oturarak kılınız. Ayakta namaz kıldığı zaman siz de ayakta kılınız' buyurdu."


    Öneri Formu
75379 HM024900 İbn Hanbel, VI, 68

Bize Abdurrahman b. Ömer, ona da Osman b. Esved, Ümeyye b. Safvan'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babam Safvan’ın kılıcının kınına veya kılıcına bağlanmış bir kağıt parçası buldum. Kağıtta 'Bunlar, İbrahim'in Rabb'ine sorduğu birtakım sorulardır' yazıyordu. İbrahim 'Ey Rabbim! Korkundan dolayı ağlayan kimsenin karşılığı nedir?' diye sormuş, Allah Teâlâ da 'Benim ona salat etmemdir' cevabını vermiştir. İbrahim 'Senin rızan için üzüntüye sabredenin karşılığı nedir?' diye sorduğunda, 'Ona kendisiyle cennete yerleşeceği ve cehennem ateşinden korunacağı iman elbisesini giydiririm' cevabını vermiştir. İbrahim 'Senin rızan için kocası ölen kadını koruyup kollayanın karşılığı nedir?' diye sorduğunda, Yüce Allah 'Nasıl koruyan?' buyurmuş, İbrahim de 'Ona kol kanat gererek' demiştir. Allah Teala da 'Ben onu gölgem altına alır ve cennetime sokarım' buyurmuştur. İbrahim 'Peki senin rızan için cenazeye katılanın karşılığı nedir?' dediğinde, Cenab-ı Allah 'Öldüğünde meleklerim bedeni için cenaze namazını kılar ve dua eder, ruhu için de eşlik ederler' buyurmuştur." Ümeyye b. Safvân, 'Sorular içerisinde hasta ziyaretinin karşılığı sorusu da vardı, ancak ben onu unuttum. Yahya b. Ca'de geldi ve benden o kağıdı aldı' demiştir.


    Öneri Formu
94577 MA006073 Musannef-i Abdurrezzak, III, 395

Bize İbn Cüreyc, kendisine Rasulullah'ın (sav) sahabîsi Ebu Ubeyde b. Cerrâh’a dayanan şöyle bir haber geldiğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Abdullah b. Sâbit Ebu’r-Rebî’yi hastalığında iki kez ziyaret etmişti. Son ziyareti sırasında Abdullah canını teslim etti. Hz. Peygamber (sav) ona bir ya da iki defa seslendi, sonra da 'Artık Ebu’r-Rebî ile aramıza set çekilmiştir. Allah'tan geldik yine Allah'a döneceğiz' dedi. Bunu işiten Abdullah'ın ve kardeşinin kızları ağlamaya başladılar. Cebr b. Atîk 'Ağlayarak Rasulullah'a (sav) eziyet etmeyin' diyerek onları uyardığında, Allah Rasulü (sav) 'Bırak onları Ebu Abdullah! Ebu’r-Rebî henüz defnedilmemişken ağlasınlar. Kabrine konulduktan sonra ise ağlamayı bıraksınlar' buyurdu. Kızlarından biri 'Ben sizin Allah yolunda bir savaşınızdaki ihtiyaçlarınızı gidermiştim' deyince, Hz. Peygamber (sav) 'Ebu’r-Rebî’nin ecri, niyeti doğrultusunda gerçekleşmiştir. Peki siz hangi durumları şehadet olarak sayıyorsunuz?' diye sordu. Oradakiler 'Allah yolunda öldürülmeyi' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Bu durumda ümmetimden şehit olanların sayısı az olur' buyurdu. 'O halde kimler şehittir ey Allah'ın Rasulü?' dediklerinde ise Hz. Peygamber (sav) 'Vebadan ölenler şehittir. Karın ağrısından ölenler şehittir. Yanarak ölenler şehittir. Suda boğularak ölenler şehittir. Zatülcenp’ten (akciğer iltihabı) ölenler şehittir. Kederden ölenler şehittir. Doğum sırasında ölen kadınlar dahil hepsi şehittir' buyurdular. Sonra Hz. Peygamber (sav), Ebu’r-Rebî’yi gömleği ile kefenledi."


    Öneri Formu
95646 MA006695 Musannef-i Abdurrezzak, III, 562