625 Kayıt Bulundu.
Bize Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona da Zührî, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Beş şey müslümanın kardeşi üzerindeki hakkıdır: Selam almak, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demek, davete icabet etmek, hastayı ziyaret etmek ve cenazelere katılmak."
Açıklama: Zührî ile Hz Peygamber arasında irsal vardır
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Cafer ve Abdurrahman b. Mehdi, onlara Şu’be, ona el-Eş’as b. Süleym, ona Muaviye, ona Süveyd b. Mukarrin, ona da Bera b. Azib şöyle rivayet etti: Rasulullah, bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı: Bize emrettikleri şunlardı; cenazeye katılmak, hasta ziyareti yapmak, aksıran kimseye (yerhamukallah diyerek) hayır duada bulunmak, davet edenin davetine icabet etmek, mazluma yardım etmek, yemini bozmamak ve selama karşılık vermek. Bize yasakladıkları ise şunlardı; altın yüzük veya altın halka kullanmak, gümüş kap-kaçak kullanmak, ipek elbise giymek ve (değişik kalınlıkta) ipekli kumaş cinsinden dibac, istebrak ve kıssî giymek. Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: “Bu hadis hasen sahihtir. Eş’as b. Süleym, Eş’as b. Ebü’ş-Şa’sa’ olup adı, Süleym b. Esved’dir.”
Açıklama: Dibac, istebrak ve kıssî içerisinde ipek bulunan elbise çeşitleri olup bunların giyilmesi -altın da olduğu gibi- müslüman erkekler için yasaklanmıştır. Kadınlara ise altın yüzük ve ipek çeşitleri mubahtır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Şakik, ona da Ümmü Seleme'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hasta veya ölünün yanında bulunduğunuz zaman hayır söyleyiniz. Çünkü melekler sizin söylediklerinize amin derler." Ebu Seleme vefat ettiği zaman, Peygamber'e (sav) geldim ve ya Rasulallah! (Kocam) Ebu Seleme öldü dedim. O (Hz. Peygamber) bana; "Allah'ım! Beni ve onu bağışla! Onun arkasından bana güzel bir halef (eş) ver, diye dua et" dedi. Allah (cc) da bana ondan daha hayırlı bir eş verdi, (ki) o, Muhammed'dir (sav).
Bize Yunus b. Abdula'la es-Sadefi ve Amr b. Sevvad el-Âmiri, o ikisine Abdulllah b. Vehb, ona Amr b. Haris, ona da Said b. el-Haris el-Ensari, Abdullah b. Ömer'in şunları anlattığını rivayet etti: Bir defasında Sa'd b. Ubade bir hastalıktan dolayı rahatsız olmuştu. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebu Vakkas ve Abdullah b. Mesud ile birlikte Sa'd'ı ziyarete geldi. Hz. Peygamber, Sa'd'ın yanına geldiğinde onu baygın bir vaziyette gördü ve "Sa'd öldü mü?" diye sordu. Oradakiler; hayır ey Allah'ın elçisi! Ölmedi dediler. Hz. Peygamber (duygulanıp) ağladı. Rasulullah'ın (sav) ağladığını görünce, orada bulunanlar da ağladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "İyi dinleyin! Şüphesiz, Allah gözyaşından ve kalpteki hüzünden dolayı azap etmez. Ancak bundan -diline işaret ederek- dolayı ya azap eder, ya da merhamet eder" buyurdu.
Bize Muhammed b. Davud b. Süfyan ve Huşeyş b. Esram, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın, müslüman kardeşi üzerindeki hakkı beştir: Selamı almak, aksırana yerhamukallah diyerek hayır duada bulunmak, davete icabet etmek, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazesine katılmak."
Bize Muhammed b. el-Müsenna el-Anezî, ona Muhammed b. Cehdam, ona İsmail b. Cafer, ona Umara b. Gaziyye, ona da Said b. el-Haris b. el-Mualla, Abdullah b. Ömer'den şöyle rivayette bulundu: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte otururken Ensar'dan bir adam gelerek O'na (sav) selam verip döndü. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "ey Ensarlı Kardeşim! Sa'd b. Ubade'nin durumu nasıl" diye sordu. O kimse ise iyidir cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "hanginiz onu ziyaret edecek?" diyerek ayağa kalktı. Onunla birlikte biz de kalktık. On küsur kişi olmuştuk. Üstümüzde başımızda ayakkabı, mest, külah ve gömlek filan yoktu. Şu çorak yerlerde yürüyorduk. Sa'd'ın yanına vardığımızda yakınları hemen etrafını boşalttılar. Sonrasında Rasulullah ve beraberindeki ashabı, (ziyaretlerini gerçekleştirmek için) Sa'd'ın yanına geçtiler.
Bize Süleyman b. Mansur el-Belhi, ona Ebü’l-Ahvas (T), Bize Hennad b. es-Serri, ona Ebü’l-Ahvas, ona Eş’as, ona Muaviye b. Süveyd, Bera b. Azib’in şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber bize yedi şeyi emredip yedi şeyi de yasakladı. Hastayı ziyaret etmeyi, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duasında bulunmayı, ettiği yemini bozmamayı, mazluma yardım etmeyi, selamı yaymayı, davet edenin davetine icabet etmeyi, cenaze törenine katılıp namazını kılmayı emretti. Altın yüzük takmayı, gümüş kaplar kullanmayı, ipek eğer yastıklarını, ibrişimli kumaşları (kassi), parlak atlası (istebrak), ipekli elbise ve halis ipek (dibac) giymeyi yasak etti."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona İbn Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Bir hastalığa yakalanmıştım. Hz. Peygamber (sav), Ebu Bekir ile birlikte yürüyerek beni ziyarete gelmişler ve beni baygın halde bulmuşlar. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem abdest almış sonra da abdest suyundan üzerime (biraz) su dökünce kendime geldim. Bir de ne göreyim, Hz. Peygamber (sav) karşımda “Ey Allah’ın elçisi! Malım konusunda nasıl davranayım? Malım konusunda nasıl tasarrufta bulunayım?” diye sordum. Rasul-i Ekrem bana hiçbir cevap vermedi. Nihayet (Nisa suresindeki) miras ayeti indi.
Bize Amr en-Nakıd ve Hasan el-Hulvani ve Abd b. Humeyd, ona Yakub -Adı İbn İbrahim b. Sa'd'dır- ona babası, ona Salih, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik şunu anlatmıştır: "Ebu Bekir (ra), Hz. Peygamber'in (sav) vefatı ile sonuçlanan hastalığında onlara namaz kıldırıyordu. Pazartesi günü olunca cemaat saflar halinde namazda iken Rasulullah (sav) odanın perdesini açarak ayakta bize baktı. Mübarek yüzü mushaf yaprağı gibi pırıl pırıl ve güzeldi. Sonra Rasulullah (sav) gülerek tebessüm etti. Biz namazda iken Rasulullah'ın (sav) çıkmasına sevincimizden şaşırdık. Hz. Ebu Bekir ilk safa ulaşacak şekilde geri çekildi. Zira Rasulullah'ın (sav) namaz için çıktığını zannetmişti. Peygamber (sav) cemaate namazınızı tamamlayın diye işaret etti. Rasulullah (sav) sonra içeri girdi ve perdeyi indirdi. Allah Rasulü (sav) işte o gün vefat etti."
Bize Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, o ikisine Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Enes rivayet etti: "Rasulullah'ı (sav) son görüşüm, Pazartesi günü (vefat ettiği gün) perdeyi açtığı zamandır, diyerek kıssayı anlatmıştır." Salih'in hadisi daha noksansız ve daha kapsamlıdır: [(Ebu Bekir (ra), Hz. Peygamber’in (sav) vefatı ile sonuçlanan hastalığında onlara namaz kıldırıyordu. Pazartesi günü olunca cemaat saflar halinde namazda iken Rasulullah (sav) odanın perdesini açarak ayakta bize baktı. Mübarek yüzü mushaf yaprağı gibi pırıl pırıl ve güzeldi. Sonra Rasulullah (sav) gülerek tebessüm etti. Biz namazda iken Rasulullah'ın (sav) çıkmasına sevincimizden şaşırdık. Hz. Ebu Bekir ilk safa ulaşacak şekilde geri çekildi. Zira Rasulullah'ın (sav) namaz için çıktığını zannetmişti. Peygamber (sav) cemaate namazınızı tamamlayın diye işaret etti. Rasulullah (sav) sonra içeri girdi ve perdeyi indirdi. Allah Rasulü (sav) işte o gün vefat etti.)]