625 Kayıt Bulundu.
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir." Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam almak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demek, davetine katılmak, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazelere katılmaktır." [Abdürrezzak; Mamer bu hadisi Zührî’den, mürsel olarak rivayet ediyordu dedi. Bir rivayette de İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre tarıkiyle müsned olarak rivayet etti.]
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona Alâ, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav); "Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır" buyurdu. Bunlar nedir ey Allah'ın Rasulü diye sorulunca; "karşılaştığında ona selam verir, seni davet ettiğinde davetine katıl, senden nasihat istediğinde ona nasihat et, aksırdığında ve hemen akabinde Allah'a hamdettiğinde يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) de, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde de ona cenazesine katıl" buyurdu.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Bekir b. Yunus b. Bükeyr, ona Musa b. Ali b. Rebâh, ona babası, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Hastalarınızı yemeğe ve içmeğe zorlamayınız. Çünkü onları şüphesiz Allah yedirip içirmektedir.”
Bize Muallâ b. Esed, ona Abdulaziz b. Muhtar, ona Halid, ona da İkrime, İbn Abbas’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), hasta olan bir bedeviyi ziyarete gitmişti. Nebî (sav) ziyaret için bir hastanın yanına gittiğinde 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' derdi. Bu bedeviye de 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' buyurdu. Bedevi 'Günahlarıma kefarettir öyle mi! Bilakis o, yaşlı bir ihtiyarın tepesinde kaynayan veya fokurdayıp duran ve onu kabre sürükleyecek olan humma hastalığıdır' diyerek itiraz etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) de 'Peki, öyle olsun o zaman' dedi."
Bize Behz ve Affân, onlara Hammâd b. Seleme, ona Ya’lâ b. Atâ, ona da Abdullah b. Yesâr, Amr b. Hureys'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Ali ile birlikte, hastalanan oğlu Hasan’ı ziyarete gitmiştik. Ali 'İçinde beslediğin duygulara rağmen Hasan’ı ziyaret mi edeceksin?' dediğinde, Amr 'Evet. Sen benim Rabbim değilsin ki kalbimi dilediğin yöne çeviresin' diye karşılık verdi. Ali 'Ancak bu durum, sana nasihat etmeme mani değildir' dedi ve Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim diyerek şu hadisi nakletti: "Hasta olan bir Müslümanı ziyaret eden her bir Müslümana, Allah yetmiş bin melek gönderir. Bu melekler, ziyaret gündüz vakti hangi saatte gerçekleşmişse, o andan akşama kadar; gecenin hangi saatinde yapılmışsa da o andan sabaha kadar o kişiye dua ve istiğfar ederler."
Bize Abdullah b. Yezid, ona Şu’be, ona da Hakem (b. Uteybe), Abdullah b. Nâfi’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Musa el-Eş’arî, Hz. Ali’nin oğlu Hasan’ın hasta ziyaretine gitmişti. Ali ona 'Hasta ziyareti için mi yoksa normal ziyaret için mi geldin?' diye sorduğunda, Ebu Musa 'Bilakis hasta ziyareti için geldim' diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Ali, Hz. Peygamber’den (sav) duyduğu şu hadisi nakletti: "Kim bir hastayı günün erken vaktinde ziyaret ederse, yetmiş bin melek ona eşlik eder ve bunların tamamı akşama kadar ona dua edip istiğfarda bulunur. Ayrıca o kimse için cennette bir bahçe vardır. Eğer hastayı akşam vakti ziyaret ederse, yine yetmiş bin melek ona eşlik eder ve bunların tamamı da sabaha kadar ona dua edip istiğfarda bulunur. Onun için de cennette bir bahçe vardır."
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona da Hakem (b. Uteybe), Abdulah b. Nâfi’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ebu Musa el-Eş’ari, Hz. Ali’nin oğlu Hasan’ın hasta ziyaretine gitmişti. Ali ona 'Hasta ziyareti için mi yoksa normal ziyaret için mi geldin?' diye sorunca, Ebu Musa 'Hayır, bilakis hasta ziyareti için geldim' diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Ali şöyle dedi: 'Hasta ziyaretinde bulunan her bir Müslümanla birlikte yetmiş bin melek de yola çıkar. Bu meleklerin tamamı, ziyaret sabah yapılmışsa akşama kadar ona dua ve istiğfar ederler. Onun için ayrıca cennette bir bahçe vardır. Ziyareti akşam yapmışsa, onunla birlikte yetmiş bin melek yola çıkar ve bunların tümü sabaha kadar ona dua ve istiğfarda bulunurlar. Onun için de cennette bir bahçe vardır.
Bize Abdullah, ona Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Said b. Seleme b. Ebu Husâm, ona Müslim b. Ebu Meryem, ona Ensar’dan bir adam, ona da Hz. Ali, Nebî'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hasta ziyaretinde bulunan kimse, cennet bahçelerinde yürümüş gibi olur. Hastanın yanında oturursa, rahmete gark olur. Hastanın yanından çıktığında ise onun için yetmiş bin melek görevlendirilir ve bu melekler o gün ona dua ve istiğfar ederler."
Bize Yahya b. Said, ona Ca’d b. Evs, ona da Âişe bnt. Sa’d, Sa’d’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mekke’de hastalanmıştım. Hz. Peygamber (sav) beni ziyaret etmek üzere yanıma gelmişti. Ona 'Ya Rasulullah! Öldükten sonra geriye biraz malım kalacak. Bir tek kızımdan başka da mirasçım yoktur. Malımın üçte ikisini (tasadduk edilmek üzere) vasiyet edip, kızıma üçte birini bırakabilir miyim?' diye sorduğumda, 'Hayır' cevabını verdi. 'Peki yarısını vasiyet edip, yarısını kızıma bıraksam?' dediğimde, yine 'Hayır' dedi. 'Üçte birini vasiyet edip, üçte ikisini kızıma bıraksam olur mu?' dediğimde ise tam üç kez 'Üçte bir mi? Üçte bir de çoktur' dedi. Sonra elini alnıma koydu ve yüzümü, göğsümü ve karnımı sıvazladı. Sonra da 'Allah’ım! Sa’d’a şifa ver ve onun hicretini tamamla' diye dua etti. Ben o günden beri Hz. Peygamber'in (sav) elinin soğukluğunu hala ciğerimde hissederim.”
Bize Muhammed b. Kesîr, ona İsrail, ona Osman b. Muğîre ona da Salim b. Ebu Ca'd, Abdullah b. Muhammed b. Hanefiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babamla birlikte ensardan dünürlük yoluyla akrabamız olan bir hastayı ziyarete gitmiştik. Biz orada iken namaz vakti geldi. Hasta, aile fertlerinden birine 'Ey cariye! Bana abdest suyu getir (de abdestimi alayım). Belki namazı kılar da biraz rahatlarım' dedi. Biz onun bu sözünü yadırgadığımızda, ben Rasullah'ın (sav) 'Ey Bilal! Kalk (ezan oku da) bizi namazla rahatlat' buyurduğunu işittim dedi."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَرِحْنَا يَا بِلاَلُ