Giriş

Bize Abdürrezzâk, ona İbn Cüreyc, ona da Abdullah b. Amr b. Alkame, İbn Ebu Hüseyin’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav), ahlakı fena olmayan genç Yahudi bir komşusu vardı. Bir gün hastalandı. Hz. Peygamber (sav) de ashabıyla birlikte onu ziyaret etti ve 'Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim O’nun elçisi olduğuma şehadet et' diye teklifte bulundu. Çocuk babasına baktı, ancak babası sessiz kaldı, genç de sustu. Hz. Peygamber (sav) bu isteğini ikinci ve üçüncü kez tekrarladı. Üçüncüde babası 'Sana söylediğini tekrar et' dedi. Genç söyleneni yaptı ve akabinde vefat etti. Yahudiler onun defin işlemlerini yapmak istedi. Ancak Hz. Peygamber (sav) 'Biz ona sizden daha yakınız' dedi. Onu kefenledi, güzel kokular sürdü ve cenaze namazını da kıldırdı." [Abdürrezzak 'Bu hadisi Abdullah b. Amr'dan işittim' demiştir.]


Açıklama: Rivayette İnkitâ vardır.

    Öneri Formu
77951 MA009919 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 34

Bize Ma’mer, ona Eyyûb, ona da Ebu Kılâbe, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hasta ziyaretinde bulunan kimse, oradan dönünceye kadar cennet bahçelerinde gibidir."


Açıklama: İbn Hacer hadisin metninde yer alan "hurfe" kelimesini olgun meyve olarak açıklamıştır. Hadiste bu kelime ile kastedilen ise İbn Hacer'e göre hasta ziyaretinde bulunan kişiyi cennete ulaştıracak yoldur. (İbn Hacer, Fethu'l-bari, X, 113). Aliyyü'l-Karî aynı kelimeyi bahçe olarak şerh etmiş yani kişinin ziyareti süresince cennet bahçelerinde olacağını belirtmiştir. (Aliyyü'l-Kari, Mirkatü'l-mefatih, III, 1122)

    Öneri Formu
95789 MA006761 Musannef-i Abdurrezzak, III, 592

Bize Ebu Muaviye, ona A’meş, ona Şakîk, ona da Ümmü Seleme, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ölmekte olan birisinin veya bir hastanın yanında bulunduğunuzda, ona hayır duada bulunun. Çünkü melekler sizin dediklerinize amin derler. Ebu Seleme vefat edince Nebî'nin (sav) yanına geldim ve 'Ey Allah’ın Rasulü! (Kocam) Ebu Seleme vefat etti' dedim. Hz. Peygamber (sav) bana 'Allah’ım! Beni ve onu bağışla. Bana onun yerine geçecek güzel bir akıbet (eş) ver diye dua et' dedi. Ümmü Seleme 'Yüce Allah bana ondan (Ebu Seleme) daha hayırlısını, Hz. Muhammed’i (sav) eş olarak nasip etti' demiştir."


    Öneri Formu
76179 HM027030 İbn Hanbel, VI, 292

Bize İbn Cüreyc, Süleyman b. Musa’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aramızda herhangi bir akrabalık bağı olmamasına rağmen, Hristiyan çocuklarını hastalandıklarında ziyaret ederdik."


    Öneri Formu
77959 MA009923 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 35

Bize Abdürrezzâk, ona Sevrî, ona A’meş, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ebu Talib hastalanmıştı da Rasulullah (sav) onun ziyaretine gelmişti."


    Öneri Formu
77962 MA009924 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 36

Bize Sevrî, ona A’meş, ona Ebu Vâil, ona da Ümmü Seleme, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ölmekte olan bir kimsenin veya bir hastanın yanına vardığınızda, hayır konuşun. Çünkü melekler ağzınızdan çıkanlara amin derler."


    Öneri Formu
88759 MA006066 Musannef- i Abdurrezzak, III, 393

Bize İbn Cüreyc, ona da İbn Şihâb, Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Medine’nin kenar mahallelerinden birinde bir kadın hastalanmıştı. Rasulullah (sav) ashabına onun durumunu soruyordu. Zira Hz. Peygamber (sav), insanlar arasında hasta ziyaretini en iyi yapan kişiydi. Rasulullah (sav) 'Bu kadın vefat ederse bana haber verin' diye tembihledi. Kadın bir gece ölüverdi. Sabah olunca Rasulullah (sav) yine kadını sordu. Kendisine olup biteni ve onu gece defnettiklerini haber verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), kadının kabrine geldi ve dört tekbir getirerek cenaze namazını kıldı."


    Öneri Formu
95737 MA006542 Musannef-i Abdurrezzak, III, 518

Bize Cafer b. Süleyman, ona Bistâm b. Müslim, ona Zinbâ el-Anberî, ona da Bekir b. Abdullah el-Müzenî, Enes b. Malik’in kendisine şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ey Ebu Abdullah! Biz bir hastayı ziyaret eden kimseden şöyle bahsederdik: 'O kimse rahmete gark olmuştur. Şayet hastanın halini hatırını ayaktayken sorarsa, rahmet onu boğazına kadar sarmış, oturarak soracak olursa, rahmet o kimseyi her yandan kuşatmıştır' derdik.


    Öneri Formu
95792 MA006764 Musannef-i Abdurrezzak, III, 593

Bize Abdurrahman b. Ömer, ona da Osman b. Esved, Ümeyye b. Safvan'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babam Safvan’ın kılıcının kınına veya kılıcına bağlanmış bir kağıt parçası buldum. Kağıtta 'Bunlar, İbrahim'in Rabb'ine sorduğu birtakım sorulardır' yazıyordu. İbrahim 'Ey Rabbim! Korkundan dolayı ağlayan kimsenin karşılığı nedir?' diye sormuş, Allah Teâlâ da 'Benim ona salat etmemdir' cevabını vermiştir. İbrahim 'Senin rızan için üzüntüye sabredenin karşılığı nedir?' diye sorduğunda, 'Ona kendisiyle cennete yerleşeceği ve cehennem ateşinden korunacağı iman elbisesini giydiririm' cevabını vermiştir. İbrahim 'Senin rızan için kocası ölen kadını koruyup kollayanın karşılığı nedir?' diye sorduğunda, Yüce Allah 'Nasıl koruyan?' buyurmuş, İbrahim de 'Ona kol kanat gererek' demiştir. Allah Teala da 'Ben onu gölgem altına alır ve cennetime sokarım' buyurmuştur. İbrahim 'Peki senin rızan için cenazeye katılanın karşılığı nedir?' dediğinde, Cenab-ı Allah 'Öldüğünde meleklerim bedeni için cenaze namazını kılar ve dua eder, ruhu için de eşlik ederler' buyurmuştur." Ümeyye b. Safvân, 'Sorular içerisinde hasta ziyaretinin karşılığı sorusu da vardı, ancak ben onu unuttum. Yahya b. Ca'de geldi ve benden o kağıdı aldı' demiştir.


    Öneri Formu
94577 MA006073 Musannef-i Abdurrezzak, III, 395

Bize İbn Cüreyc, kendisine Rasulullah'ın (sav) sahabîsi Ebu Ubeyde b. Cerrâh’a dayanan şöyle bir haber geldiğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Abdullah b. Sâbit Ebu’r-Rebî’yi hastalığında iki kez ziyaret etmişti. Son ziyareti sırasında Abdullah canını teslim etti. Hz. Peygamber (sav) ona bir ya da iki defa seslendi, sonra da 'Artık Ebu’r-Rebî ile aramıza set çekilmiştir. Allah'tan geldik yine Allah'a döneceğiz' dedi. Bunu işiten Abdullah'ın ve kardeşinin kızları ağlamaya başladılar. Cebr b. Atîk 'Ağlayarak Rasulullah'a (sav) eziyet etmeyin' diyerek onları uyardığında, Allah Rasulü (sav) 'Bırak onları Ebu Abdullah! Ebu’r-Rebî henüz defnedilmemişken ağlasınlar. Kabrine konulduktan sonra ise ağlamayı bıraksınlar' buyurdu. Kızlarından biri 'Ben sizin Allah yolunda bir savaşınızdaki ihtiyaçlarınızı gidermiştim' deyince, Hz. Peygamber (sav) 'Ebu’r-Rebî’nin ecri, niyeti doğrultusunda gerçekleşmiştir. Peki siz hangi durumları şehadet olarak sayıyorsunuz?' diye sordu. Oradakiler 'Allah yolunda öldürülmeyi' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Bu durumda ümmetimden şehit olanların sayısı az olur' buyurdu. 'O halde kimler şehittir ey Allah'ın Rasulü?' dediklerinde ise Hz. Peygamber (sav) 'Vebadan ölenler şehittir. Karın ağrısından ölenler şehittir. Yanarak ölenler şehittir. Suda boğularak ölenler şehittir. Zatülcenp’ten (akciğer iltihabı) ölenler şehittir. Kederden ölenler şehittir. Doğum sırasında ölen kadınlar dahil hepsi şehittir' buyurdular. Sonra Hz. Peygamber (sav), Ebu’r-Rebî’yi gömleği ile kefenledi."


    Öneri Formu
95646 MA006695 Musannef-i Abdurrezzak, III, 562