142 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Habib el-Harisi, ona Halid -b. Haris-, ona Şube, ona Süleyman, ona Münzir, ona Muhammed b. Ali rivayet ettiğine göre Hz. Ali şöyle demiştir: Fatıma (hanımım olması) sebebiyle Hz. Peygamber'e (sav) mezi konusunda soru sormaya utandım. Mikdad'a sormasını emrettim. O da Hz. Peygamber'e (sav) sordu. Bunun üzerine Allah Rasulu; "meziden dolayı abdest lazım gelir" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme), ona Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebû Salih (es-Semmân), ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İman yetmiş küsur şubedir. Bunların en faziletlisi Allah'tan başka ilah yoktur, demektir. En aşağısı da (atılmış bir) kemiği (ya da bir engeli) yoldan kaldırmaktır. Haya da imandan bir şubedir."
Açıklama: İmanın şubeleri şeklindeki beyanlar, imanın belirgin bir şekilde görünür olmasına yapılan vurgudur. Mesela kelime-i tevhit imanın varlığını gösteren en açık delildir; dolayısıyla en faziletlisi olmaktadır. Kemik, diken ya da taş gibi yoldan geçenleri rahatsız eden bir engelin yoldan kaldırılması, mümin duyarlılığını gösterir. Haya yani utanma duygusu / edeb, hakların, kuralların ve örfün öngördüğü şekilde kişinin davranışlarının kontrollü olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, altmış- yetmiş küsür şube ifadesi, kesretten kinaye olarak görülmektedir. Dolayısıyla şubelerin toplamının, imanı oluşturduğu söylenememekte, ancak bu eylem ve olguların her biri imanın tezahürü olarak görülmektedir.
Bize Ebu Velîd, ona Zâide, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Abdurrahman ona da Hz. Ali'nin rivayet ettiğine göre Ali o şöyle demiştir: Ben mezisi çok gelen bir adamdım. Kızı eşim olduğu için (bu konuda ne yapmam gerektiğini sormaktan utandım ve) birine bu konuyu Hz. Peygamber'e (sav) sormasını emrettim. O kişi sorunca Hz. Peygamber: "Abdest al ve cinsel organını yıka" buyurdu.
Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası, ona Şube, ona İbrahim b. Muhacir, ona Safiyye bt. Şeybe, ona Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Esma, Hz. Peygamber'e şöyle sordu... (Bir önceki hadiste belirtilen şeyleri sordu). Hz. Peygamber, "misk sürülmüş bir bez alıp kullansın" dedi. Bunun üzerine Esma, 'onunla nasıl temizleneceğim?' diye sordu. Hz. Peygamber "Sübhanallah! O bez parçası ile temizlen ve bir elbise ile örtün!" dedi." Şube rivayetinde şunları ilave etti: "Esma dedi ki: Hz. Peygamber'e cünüplükten dolayı nasıl yıkanacağımı da sordum, o da şöyle dedi: "Suyunu al, güzelce temizlen. Sonra başına su dök, saçlarının dibine su ulaşıncaya kadar başını iyice ovala. Daha sonra bedenine su dök." [Şube şöyle dedi: Hz. Aişe, "Ensarın kadınları ne iyi kadınlardı! Utangaçlığa vurup da dini konuları sormayıp öğrenmemezlik etmezlerdi!" dedi].
Bize Abdullah b. Mesleme, bona Mâlik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) minberde zekâttan, haya edip sadakadan, iffetli davranmaktan ve dilencilikten söz ederken şöyle buyurdu: "Üstteki el, alttaki elden hayırlıdır. Üstteki el, verenin elidir. Alttaki el de dilenenin elidir." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisteki Eyyüb'ün Nafi'den rivayeti konusunda ihtilâf edilmiştir. Abdulvaris: Üstteki el, iffetli davrananın (dilenciliğe tenezzül etmeyenin) elidir" diye rivayet etti. Ancak ravilerin ekserisi, Hammâd b. Zeyd'in Eyyüb'den rivayetindeki, "üstteki el veren eldir" ifadesini benimsemişlerdir. Hammâd'dan rivayet edenlerden biri de "iffetli davranıp almayandır" diye rivayet etmiştir.]