Öneri Formu
Hadis Id, No:
1041, M000417
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ صَعْصَعَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ فَذَكَرَ نَحْوَهُ وَزَادَ فِيهِ
"فَأُتِيتُ بِطَسْتٍ مِنْ ذَهَبٍ مُمْتَلِئٍ حِكْمَةً وَإِيمَانًا فَشُقَّ مِنَ النَّحْرِ إِلَى مَرَاقِّ الْبَطْنِ فَغُسِلَ بِمَاءِ زَمْزَمَ ثُمَّ مُلِئَ حِكْمَةً وَإِيمَانًا."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası Hişam, ona Katade, ona Enes b. Malik, ona Malik b. Sa'sa'a rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdular diyerek hadisi yukarıdaki gibi rivayet etmiş ve şunu eklemiştir:
"Bana içi hikmet ve imanla dolu bir testi getirildi. Göğsümü boğazımdan karnıma kadar yardılar ve zemzem suyu ile yıkayıp içine hikmet ve iman doldurdular."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 417, /90
Senetler:
1. Malik b. Sa'sa'a el-Mâzinî (Malik b. Sa'sa'a b. Vehb)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Hz. Peygamber, göğsünün yarılması
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
KTB, İMAN
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7345, M002664
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعُ بْنُ الْجَرَّاحِ عَنْ حَاجِبِ بْنِ عُمَرَ عَنِ الْحَكَمِ بْنِ الأَعْرَجِ قَالَ انْتَهَيْتُ إِلَى ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - وَهُوَ مُتَوَسِّدٌ رِدَاءَهُ فِى زَمْزَمَ فَقُلْتُ لَهُ أَخْبِرْنِى عَنْ صَوْمِ عَاشُورَاءَ. فَقَالَ إِذَا رَأَيْتَ هِلاَلَ الْمُحَرَّمِ فَاعْدُدْ وَأَصْبِحْ يَوْمَ التَّاسِعِ صَائِمًا. قُلْتُ هَكَذَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصُومُهُ قَالَ نَعَمْ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki' b. Cerrah, ona Hacib b. Ömer, ona da Hakem b. A'rec şöyle rivayet etmiştir:
"İbn Abbas'ın (ra) yanına vardım. Zemzemin yanında cübbesini yastık yapmış yatıyordu. Ona, bana Aşure orucu hakkında bilgi ver dedim. (İbn Abbas) da Muharrem hilalini gördüğünde saymaya başla ve dokuzuncu günü oruçlu olarak sabahla dedi. Ben, Rasulullah da (sav) mı (o günde) böyle oruç tutardı dedim. O, evet dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıyâm 2664, /442
Senetler:
()
Konular:
Aşure, aşure gününde oruç tutmaya teşvik
KTB, ORUÇ
Oruç, Aşure, aşure gününde oruç tutmanın hükmü
Oruç, Aşure, aşure gününde tutulacak orucun zamanı ve şekli
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1022, M000413
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ الْبُنَانِىُّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ
"أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَتَاهُ جِبْرِيلُ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَلْعَبُ مَعَ الْغِلْمَانِ فَأَخَذَهُ فَصَرَعَهُ فَشَقَّ عَنْ قَلْبِهِ فَاسْتَخْرَجَ الْقَلْبَ فَاسْتَخْرَجَ مِنْهُ عَلَقَةً فَقَالَ هَذَا حَظُّ الشَّيْطَانِ مِنْكَ. ثُمَّ غَسَلَهُ فِى طَسْتٍ مِنْ ذَهَبٍ بِمَاءِ زَمْزَمَ ثُمَّ لأَمَهُ ثُمَّ أَعَادَهُ فِى مَكَانِهِ وَجَاءَ الْغِلْمَانُ يَسْعَوْنَ إِلَى أُمِّهِ - يَعْنِى ظِئْرَهُ - فَقَالُوا إِنَّ مُحَمَّدًا قَدْ قُتِلَ. فَاسْتَقْبَلُوهُ وَهُوَ مُنْتَقَعُ اللَّوْنِ. قَالَ أَنَسٌ وَقَدْ كُنْتُ أَرَى أَثَرَ ذَلِكَ الْمِخْيَطِ فِى صَدْرِهِ."
Tercemesi:
Bize Şeyban b Ferruh, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünânî, ona Enes b. Malik (ra) rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav) küçüklüğünde çocuklarla oynarken Cebrail (as) gelip onu tutup yatırmış ve kalbini yarıp oradan kan pıhtısı çıkarmış ve işte şeytanın senden nasibi budur demişti. Ardından altından bir tasa koyup kalbi zemzem suyu ile yıkamış ve onu kapatarak yerine koymuştu. Çocuklar koşarak annelerine yani peygamberimizin süt annesine gitmişler ve Muhammed öldürüldü demişlerdi. Sonra onu rengi atmış bir halde karşılamışlardı. Enes; ben bu iğnenin kesitini Hz. Peygamber'in göğsünde görürdüm demiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 413, /88
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1034, M000415
Hadis:
وَحَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى التُّجِيبِىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ كَانَ أَبُو ذَرٍّ يُحَدِّثُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"فُرِجَ سَقْفُ بَيْتِى وَأَنَا بِمَكَّةَ فَنَزَلَ جِبْرِيلُ صلى الله عليه وسلم فَفَرَجَ صَدْرِى ثُمَّ غَسَلَهُ مِنْ مَاءِ زَمْزَمَ ثُمَّ جَاءَ بِطَسْتٍ مِنْ ذَهَبٍ مُمْتَلِئٍ حِكْمَةً وَإِيمَانًا فَأَفْرَغَهَا فِى صَدْرِى ثُمَّ أَطْبَقَهُ ثُمَّ أَخَذَ بِيَدِى فَعَرَجَ بِى إِلَى السَّمَاءِ فَلَمَّا جِئْنَا السَّمَاءَ الدُّنْيَا قَالَ جِبْرِيلُ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - لِخَازِنِ السَّمَاءِ الدُّنْيَا افْتَحْ. قَالَ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا جِبْرِيلُ. قَالَ هَلْ مَعَكَ أَحَدٌ قَالَ نَعَمْ مَعِىَ مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم. قَالَ فَأُرْسِلَ إِلَيْهِ قَالَ نَعَمْ فَفَتَحَ - قَالَ - فَلَمَّا عَلَوْنَا السَّمَاءَ الدُّنْيَا فَإِذَا رَجُلٌ عَنْ يَمِينِهِ أَسْوِدَةٌ وَعَنْ يَسَارِهِ أَسْوِدَةٌ - قَالَ - فَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ يَمِينِهِ ضَحِكَ وَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ شِمَالِهِ بَكَى - قَالَ - فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالاِبْنِ الصَّالِحِ - قَالَ - قُلْتُ يَا جِبْرِيلُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا آدَمُ صلى الله عليه وسلم وَهَذِهِ الأَسْوِدَةُ عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ نَسَمُ بَنِيهِ فَأَهْلُ الْيَمِينِ أَهْلُ الْجَنَّةِ وَالأَسْوِدَةُ الَّتِى عَنْ شِمَالِهِ أَهْلُ النَّارِ فَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ يَمِينِهِ ضَحِكَ وَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ شِمَالِهِ بَكَى - قَالَ - ثُمَّ عَرَجَ بِى جِبْرِيلُ حَتَّى أَتَى السَّمَاءَ الثَّانِيَةَ. فَقَالَ لِخَازِنِهَا افْتَحْ - قَالَ - فَقَالَ لَهُ خَازِنُهَا مِثْلَ مَا قَالَ خَازِنُ السَّمَاءِ الدُّنْيَا فَفَتَحَ."
فَقَالَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ فَذَكَرَ أَنَّهُ وَجَدَ فِى السَّمَوَاتِ آدَمَ وَإِدْرِيسَ وَعِيسَى وَمُوسَى وَإِبْرَاهِيمَ - صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْهِمْ أَجْمَعِينَ - وَلَمْ يُثْبِتْ كَيْفَ مَنَازِلُهُمْ غَيْرَ أَنَّهُ ذَكَرَ أَنَّهُ قَدْ وَجَدَ آدَمَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فِى السَّمَاءِ الدُّنْيَا وَإِبْرَاهِيمَ فِى السَّمَاءِ السَّادِسَةِ. قَالَ
"فَلَمَّا مَرَّ جِبْرِيلُ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِإِدْرِيسَ - صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْهِ - قَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ - قَالَ - ثُمَّ مَرَّ فَقُلْتُ مَنْ هَذَا فَقَالَ هَذَا إِدْرِيسُ - قَالَ - ثُمَّ مَرَرْتُ بِمُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ - قَالَ - قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا مُوسَى - قَالَ - ثُمَّ مَرَرْتُ بِعِيسَى فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ. قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ - قَالَ - ثُمَّ مَرَرْتُ بِإِبْرَاهِيمَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالاِبْنِ الصَّالِحِ - قَالَ - قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا إِبْرَاهِيمُ."
قَالَ ابْنُ شِهَابٍ وَأَخْبَرَنِى ابْنُ حَزْمٍ أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ وَأَبَا حَبَّةَ الأَنْصَارِىَّ كَانَا يَقُولاَنِ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "ثُمَّ عَرَجَ بِى حَتَّى ظَهَرْتُ لِمُسْتَوًى أَسْمَعُ فِيهِ صَرِيفَ الأَقْلاَمِ."
قَالَ ابْنُ حَزْمٍ وَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "فَفَرَضَ اللَّهُ عَلَى أُمَّتِى خَمْسِينَ صَلاَةً - قَالَ - فَرَجَعْتُ بِذَلِكَ حَتَّى أَمُرَّ بِمُوسَى فَقَالَ مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ مَاذَا فَرَضَ رَبُّكَ عَلَى أُمَّتِكَ - قَالَ - قُلْتُ فَرَضَ عَلَيْهِمْ خَمْسِينَ صَلاَةً . قَالَ لِى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَرَاجِعْ رَبَّكَ فَإِنَّ أُمَّتَكَ لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ - قَالَ - فَرَاجَعْتُ رَبِّى فَوَضَعَ شَطْرَهَا - قَالَ - فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَأَخْبَرْتُهُ قَالَ رَاجِعْ رَبَّكَ فَإِنَّ أُمَّتَكَ لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ - قَالَ - فَرَاجَعْتُ رَبِّى فَقَالَ هِىَ خَمْسٌ وَهْىَ خَمْسُونَ لاَ يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَىَّ - قَالَ - فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى فَقَالَ رَاجِعْ رَبَّكَ . فَقُلْتُ قَدِ اسْتَحْيَيْتُ مِنْ رَبِّى - قَالَ - ثُمَّ انْطَلَقَ بِى جِبْرِيلُ حَتَّى نَأْتِىَ سِدْرَةَ الْمُنْتَهَى فَغَشِيَهَا أَلْوَانٌ لاَ أَدْرِى مَا هِىَ - قَالَ - ثُمَّ أُدْخِلْتُ الْجَنَّةَ فَإِذَا فِيهَا جَنَابِذُ اللُّؤْلُؤِ وَإِذَا تُرَابُهَا الْمِسْكُ."
Tercemesi:
Bize Harmele b. Yahya et-Tücibi, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Enes b. Malik, ona Ebu Zer'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ben Mekke'deyken evimin çatısı açıldı ve Cebrail (as) indi. Göğsümü yardı ve onu zemzem suyu ile yıkadı. Sonra hikmet ve iman dolu altın bir tas getirdi ve onu göğsüme boşalttı. Ardından göğsümü kapattı. Elimden tutup beni semaya çıkardı. Dünya semasına geldiğimizde Cebrail (as) dünya semasının bekçisine kapıyı aç dedi. Bekçi kimdir O? diye sorunca Cebrail! diye cevap verdi. Bekçi yanında kimse var mı? diye sordu. Cebrail (as) evet, yanımda Muhammed (sav) var diye cevap verdi. Bekçi O gönderildi mi? diye sordu. Cebrail evet dedi. Bunun üzerine kapıyı açtı. Dünya semasına çıktığımızda bir adam gördük. Sağında ve sol tarafında birtakım karaltılar vardı. Sağ tarafa baktığında gülüyor, sol tarafa baktığında ağlıyordu. Salih peygamber, salih evlat hoş geldin dedi. Ey Cebrail! Bu kim? diye sordum. Bu Âdem'dir (as). Sağ ve sol tarafındaki bu karaltılar çocuklarının ruhlarıdır. Sağ taraftakiler cennetliklerdir. Sol taraftakiler ise cehennemliklerdir. Sağ tarafına bakınca güler, sol tarafına bakınca ağlar.' Sonra Cebrail beni çıkarmaya devam etti ve ikinci göğe geldik. Oranın bekçisine kapıyı aç dedi. Buranın bekçisi de ona dünya semasının bekçisinin söylediği sözleri söyledi."
Enes b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) semalarda Hz. Âdem, Hz. İdris, Hz. İsa ve Hz. Musa'yı (as) gördüğünü söylemiş ancak onların konumlarının nasıl olduğunu anlatmamıştır. "Hz. Âdem'i (as) dünya semasında, Hz. İbrahim’i (as) ise altıncı semada gördüğünü zikretmiştir. Cebrail ve Rasulullah (sav) Hz. İdris’e (as) uğrayınca Hz. İdris (as) onlara salih peygamber, salih kardeş hoş geldin dedi. Sonrasını Hz. Peygamber (sav) şöyle anlatır: Oradan geçtik. Hz. Peygamber (sav) bu kimdi? diye sordu. Cebrail (as) bu İdris’ti diye cevap verdi. Sonra Musa’ya (as) uğradım. O da bana salih peygambere salih kardeşe selam olsun dedi. Cebrail’e (as) bu kimdi? diye sordum. Bu Musa idi diye cevap verdi. Sonra İsa’nın (as) yanına uğradım. O da bana Salih peygambere Salih kardeşe selam olsun dedi. Cebrail’e (as) bu kimdi? diye sordum. Bana; O Meryem oğlu İsa idi diye cevap verdi. Sonra Hz. İbrahim’in (as) yanına uğradım. O da bana Salih peygambere Salih evlada selam olsun dedi. Cebrail’e (as) bu kimdi? diye sordum. Cebrail (as) İbrahim’di' diye cevap verdi."
İbn Şihâb, İbn Hazm’dan rivayet ettiğine göre İbn Abbas ve İbn Habbe el-Ensârî şöyle derlerdi: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sonra beni yukarı çıkardı ve kalemlerin çıtırtısını duyduğum bir seviyeye geldim."
İbn Hazm ve Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Ben bu emirle döndüm ve Hz. Musa’nın yanına uğradım. Bana; Rabbin ümmetine ne farz kıldı? diye sordu. Elli vakit namaz farz kıldı dedim. Bana; Rabbine dönüp müracaat et, ümmetin buna güç yetiremez dedi. Ben de Rabb'ime döndüm. Elli vakit namazın yarısını affetti. Tekrar Musa’nın yanına döndüm ve ona durumu anlattım. Rabb'ine dönüp tekrar hafifletmesini iste, ümmetin buna güç yetiremez dedi. Ben de Rabb'ime dönüp tekrar niyaz ettim. Rabb'im; O beş vakittir. (Ama) sevap olarak (ellidir). Ben de söz (bir tanedir) değişmez buyurdu. Sonra Musa’ya (as) tekrar döndüm. O; Rabb'ine bir kez daha müracaat et dedi. Artık Rabb'imden haya ediyorum dedim. Cebrail beni götürdü ve sidretü’l-müntehâya geldik. Orayı ne olduğunu bilmediğim renkler kuşatmıştı. Sonra cennete girdik. Orada inciden kubbeler vardı. Toprağı da miskti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 415, /88
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hafs Harmele b. Yahya et-Tücibi (Harmele b. Yahya b. Abdullah)
Konular:
İbadet, Namaz
KTB, NAMAZ,
Mirac,
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1039, M000416
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - لَعَلَّهُ قَالَ - عَنْ مَالِكِ بْنِ صَعْصَعَةَ - رَجُلٌ مِنْ قَوْمِهِ - قَالَ قَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"بَيْنَا أَنَا عِنْدَ الْبَيْتِ بَيْنَ النَّائِمِ وَالْيَقْظَانِ إِذْ سَمِعْتُ قَائِلاً يَقُولُ أَحَدُ الثَّلاَثَةِ بَيْنَ الرَّجُلَيْنِ. فَأُتِيتُ فَانْطُلِقَ بِى فَأُتِيتُ بِطَسْتٍ مِنْ ذَهَبٍ فِيهَا مِنْ مَاءِ زَمْزَمَ فَشُرِحَ صَدْرِى إِلَى كَذَا وَكَذَا."
قَالَ قَتَادَةُ فَقُلْتُ لِلَّذِى مَعِى مَا يَعْنِى قَالَ إِلَى أَسْفَلِ بَطْنِهِ "فَاسْتُخْرِجَ قَلْبِى فَغُسِلَ بِمَاءِ زَمْزَمَ ثُمَّ أُعِيدَ مَكَانَهُ ثُمَّ حُشِىَ إِيمَانًا وَحِكْمَةً ثُمَّ أُتِيتُ بِدَابَّةٍ أَبْيَضَ يُقَالُ لَهُ الْبُرَاقُ فَوْقَ الْحِمَارِ وَدُونَ الْبَغْلِ يَقَعُ خَطْوُهُ عِنْدَ أَقْصَى طَرْفِهِ فَحُمِلْتُ عَلَيْهِ ثُمَّ انْطَلَقْنَا حَتَّى أَتَيْنَا السَّمَاءَ الدُّنْيَا فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ صلى الله عليه وسلم فَقِيلَ مَنْ هَذَا قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم. قِيلَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ نَعَمْ - قَالَ - فَفَتَحَ لَنَا وَقَالَ مَرْحَبًا بِهِ وَلَنِعْمَ الْمَجِىءُ جَاءَ - قَالَ - فَأَتَيْنَا عَلَى آدَمَ صلى الله عليه وسلم." وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِقِصَّتِهِ. وَذَكَرَ أَنَّهُ لَقِىَ فِى السَّمَاءِ الثَّانِيَةِ عِيسَى وَيَحْيَى - عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ - وَفِى الثَّالِثَةِ يُوسُفَ وَفِى الرَّابِعَةِ إِدْرِيسَ وَفِى الْخَامِسَةِ هَارُونَ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَسَلَّمَ - قَالَ
"ثُمَّ انْطَلَقْنَا حَتَّى انْتَهَيْنَا إِلَى السَّمَاءِ السَّادِسَةِ فَأَتَيْتُ عَلَى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَقَالَ مَرْحَبًا بِالأَخِ الصَّالِحِ وَالنَّبِىِّ الصَّالِحِ. فَلَمَّا جَاوَزْتُهُ بَكَى فَنُودِىَ مَا يُبْكِيكَ قَالَ رَبِّ هَذَا غُلاَمٌ بَعَثْتَهُ بَعْدِى يَدْخُلُ مِنْ أُمَّتِهِ الْجَنَّةَ أَكْثَرُ مِمَّا يَدْخُلُ مِنْ أُمَّتِى. - قَالَ - ثُمَّ انْطَلَقْنَا حَتَّى انْتَهَيْنَا إِلَى السَّمَاءِ السَّابِعَةِ فَأَتَيْتُ عَلَى إِبْرَاهِيمَ." وَقَالَ فِى الْحَدِيثِ وَحَدَّثَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ رَأَى أَرْبَعَةَ أَنْهَارٍ يَخْرُجُ مِنْ أَصْلِهَا نَهْرَانِ ظَاهِرَانِ وَنَهْرَانِ بَاطِنَانِ
"فَقُلْتُ يَا جِبْرِيلُ مَا هَذِهِ الأَنْهَارُ قَالَ أَمَّا النَّهْرَانِ الْبَاطِنَانِ فَنَهْرَانِ فِى الْجَنَّةِ وَأَمَّا الظَّاهِرَانِ فَالنِّيلُ وَالْفُرَاتُ. ثُمَّ رُفِعَ لِىَ الْبَيْتُ الْمَعْمُورُ فَقُلْتُ يَا جِبْرِيلُ مَا هَذَا قَالَ هَذَا الْبَيْتُ الْمَعْمُورُ يَدْخُلُهُ كُلَّ يَوْمٍ سَبْعُونَ أَلْفَ مَلَكٍ إِذَا خَرَجُوا مِنْهُ لَمْ يَعُودُوا فِيهِ آخِرُ مَا عَلَيْهِمْ. ثُمَّ أُتِيتُ بِإِنَاءَيْنِ أَحَدُهُمَا خَمْرٌ وَالآخَرُ لَبَنٌ فَعُرِضَا عَلَىَّ فَاخْتَرْتُ اللَّبَنَ فَقِيلَ أَصَبْتَ أَصَابَ اللَّهُ بِكَ أُمَّتُكَ عَلَى الْفِطْرَةِ. ثُمَّ فُرِضَتْ عَلَىَّ كُلَّ يَوْمٍ خَمْسُونَ صَلاَةً." ثُمَّ ذَكَرَ قِصَّتَهَا إِلَى آخِرِ الْحَدِيثِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Said, ona Katade, ona Enes b. Malik rivayet etmiştir. Muhtemelen Enes b. Malik, -kendi kavminden bir adam olan- Malik b. Sa'sa'a'dan nakletmiştir). Enes rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ben Kâbe'de uyku ile uyanıklık arasında dururken bir ses işittim. Üçten birisi iki kişinin arasındadır diyordu. Sonra yanıma geldiler. Beni aldılar. İçinde zemzem suyu olan bir tas getirdiler. Göğsümü şuraya kadar yardılar."
Katade şöyle demiştir: Yanımdakine bunun anlamını sordum. "Karnının altına kadar" diye cevap verdi. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "Kalbimi yerinden çıkarıp zemzem suyu ile yıkadılar. Sonra tekrar yerine koydular. İçi iman ve hikmetle dolmuştu. Derken Burak adında beyaz bir binek hayvanı getirildi. Eşekten irice, katırdan küçük bir hayvandı. Adımı attığı zaman gözünün gördüğü en son noktaya ulaşıyordu. Bu hayvanın üstüne bindim. Oradan ayrıldık ve dünyanın semasına ulaştık. Cebrail orada kapının açılmasını istedi. Ona kimdir O? diye sordular. Cebrail! diye cevap verdi. Yanındaki kimdir? diye sordular. Muhammed (sav) diye cevap verdi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Sonra kapıda bekleyen bize kapıyı açtı ve hoş geldiniz, safa getirdiniz dedi. Bundan sonra Adem'in (as) yanına gittik." Sonra hadisteki olayı anlattı. İkinci sema'da İsa (as) ve Yahya (as) ile, üçüncü semada Yusuf (as) ile, dördüncü semada İdris (as) ile, beşinci semada Harun (as) ile karşılaştığını söyledi. Şöyle devam etti:
"Sonra oradan ayrılıp altıncı semaya geldik. Orada Musa'nın (as) yanına geldim. Ona selam verdim. Her işi güzel olan kardeşim, güzel Peygamber hoş geldin dedi. Onun yanından ayrılınca ağladı. Neden ağladığı sorulunca Rabbim! Onu benden sonra gönderdin. Ama onun ümmetinden cennete gireceklerin sayısı benim ümmetimden gireceklerden daha fazla dedi. Sonra oradan ayrıldık ve yedinci semaya geldik. Orada İbrahim'in (as) yanına gittim."
Hadisi nakleden ravi şöyle demiştir: Hz. Peygamber orada dört nehir gördüğünü anlattı. Bu nehirlerin kaynağında ikisi açık ikisi gizli dört nehir çıkıyordu. "Ey Cebrail! Bu nehirler nedir? diye sordum. Gizli olan iki nehir cennetteki iki nehirdir. Açık olanlar ise Nil ve Fırat'tır. diye cevap verdi. Sonra Beytu'l-Ma'mûr bana gösterildi. Ey Cebrail! Bu nedir? diye sordum. Bu Beytü'l-Ma'mûr'dur. Her gün ona yetmiş bin melek girer. Oradan çıktıklarında bir daha geri gelmezler dedi. Daha sonra bana birisinde şarap diğerinde süt olan iki tas getirdiler. Ben sütü seçtim. Bana doğruyu seçtin. Allah sana doğruyu seçtirdi. Ümmetin de fıtrat üzere olacaklar denildi. Sonra bana elli vakit namaz farz kılındı." Daha sonra olayı hadisin sonuna kadar nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 416, /89
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, göğsünün yarılması
Mirac,
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.