Giriş


    Öneri Formu
39406 HM004296 İbn Hanbel, I, 449

Bize Affân, ona Ebu Avâne, ona Ebu Bişr, ona Sa‘îd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ne cinlere Kur’ân okudu ne de onları gördü. Şöyle ki: Rasulullah (sav) bir grup ashabıyla birlikte Ukâz panayırına gitmek üzere yola çıkmıştı. Bu sırada şeytanların gökten haber almalarına engel konmuş ve üzerlerine şihâb (ateşli toplar) gönderilmişti. Bunun üzerine şeytanlar kendi kavimlerine dönüp geldiler. Kavmi onlara 'Size ne oldu?' diye sordu. Şeytanlar 'Bizim gökten haber almamız engellendi ve üzerimize şihâblar (alev topları) gönderildi' dediler. Kavmi 'Sizin gökten haber almanıza engel olan yeni bir şey olmuştur. Yeryüzünün doğusuna ve batısına gidin, bu engelin ne olduğunu araştırın' dedi. Bunun üzerine şeytanlar, bu engelin sebebini öğrenmek üzere, yeryüzünün doğusunu ve batısını dolaşmaya başladılar. Tihâme tarafına yönelen grup, Rasulullah'a (sav) ulaştı. O sırada, Rasulullah (sav) Ukâz panayırına gitmek üzere Nahlâ’da bulunuyor ve ashabına sabah namazı kıldırıyordu. Cinler Kur’ân tilâvetini duyunca durup dinlediler ve 'Vallahi, işte sizinle gök haberleri arasına engel olan şey budur' dediler. Onlar kendi kavimlerine dönerek 'Ey kavmimiz! Biz gerçekten hayrete düşüren bir Kur’ân dinledik. O, doğru yola iletir; biz de ona iman ettik' dediler. Sonrasında Allah Teâlâ, Rasulüne '(...قُلْ أُوحِيَ إِلَيَّ أَنَّهُ -De ki: Bana vahyolundu ki…) [Cin, 72/1] ayetini indirdi. İşte Rasulullah’a (sav) vahyolunan, cinlerin bu sözleridir."


Açıklama: İsnadı Şeyhân'nın şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
43869 HM002271 İbn Hanbel, I, 251

Bize İshak b. İbrahim, ona Ravh ve Muhammed b. Cafer, onlara Şu'be, ona Muhammed b. Ziyâd, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cinlerden bir ifrit, dün gece namazımda beni meşgul etmek üzere bana musallat oldu", -ya da Peygamber (sav) buna benzer bir kelime söy­ledi.- "ama Allah ona karşı bana fırsat verdi. Ben de sabah olunca hepiniz göresiniz diye onu mescidin direklerinden birine bağlamak istedim ama kardeşim Süleyman'ın (as) “Rabbim, bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat ihsan eyle” demiş olduğu hatırıma geldi (vazgeçtim)."


    Öneri Formu
32921 B004808 Buhari, Tefsir, (Sâd) 2

Bize İsmail ve İbn Ebu Zâide, onlara Davud, ona Şa'bî, ona da Alkame şöyle demiştir: "İbn Mes'ûd’a (ra) 'Cin (olayı) gecesinde, içinizden hiç kimse Nebî'ye (sav) arkadaşlık etti mi?' diye sordum, şöyle dedi: Bizden hiç kimse ona arkadaşlık etmedi. Ancak, bir gece kendisini kaybettik. (Kendi kendimize) 'Acaba suikasta mı uğradı, yoksa (cinler tarafından) uçuruldu mu? Ona ne oldu?' dedik ve bir topluluğun geçirdiği en kötü geceyi geçirerek sabahladık. Sabah olduğunda –yahut sabaha karşı– bir de baktık ki Hz. Peygamber (sav), Hirâ tarafından geliyor. 'Ey Allah'ın Rasulü!' diyerek kendisine içinde bulunduğumuz hâli anlattık. Hz. Peygamber (sav) 'Bana cinlerin davetçisi geldi, ben de onlara gittim ve onlara Kur’ân okudum' buyurdu. Sonra kalktı, bize onların izlerini ve ateşlerinin izlerini gösterdi. [Şa‘bî der ki:] Cinler Rasulullah’tan (sav) azık talebinde bulundu. [İbn Ebu Zâide de Âmir'den rivayetle der ki: O gece ondan azık istediler.] Onlar, Cezîre cinlerindendi. Rasulullah (sav) da 'Üzerinde Allah’ın ismi anılmamış her kemik, sizin elinize geçtiğinde, eskisinden daha çok etli olarak (size yiyecek olur); her dışkı ve tezek de binek hayvanlarınız için yemdir' buyurdu. (Sonra da bize) 'Sizler bunlarla (yani kemik ve tezek ile) taharetlenmeyin. Zira bunlar, cinlerden kardeşlerinizin azığıdır' buyurdu."


    Öneri Formu
38238 HM004149 İbn Hanbel, I, 436

Bize İshak b. İbrahim, ona Ravh ve Muhammed b. Cafer, onlara Şu'be, ona Muhammed b. Ziyâd, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cinlerden bir ifrit, dün gece namazımda beni meşgul etmek üzere bana musallat oldu", -ya da Peygamber (sav) buna benzer bir kelime söy­ledi.- "ama Allah ona karşı bana fırsat verdi. Ben de sabah olunca hepiniz göresiniz diye onu mescidin direklerinden birine bağlamak istedim ama kardeşim Süleyman'ın (as) “Rabbim, bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat ihsan eyle” demiş olduğu hatırıma geldi (vazgeçtim)." Ravh der ki: Peygamber o ifriti yanından kovdu.


    Öneri Formu
287326 B004808-2 Buhari, Tefsir, (Sâd) 2


    Öneri Formu
46363 DM002776 Darimi, Rikak, 25


    Öneri Formu
139996 BS003227 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 280