Açıklama: Aşağıdaki tarik munkatıdır. Tirmizî hadisin değerlendirmesinde Habib b. Ebu Sabit'in Hakîm b. Hizam'dan hadis işitmediğini zikretmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17984, T001257
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ أَبِى حُصَيْنٍ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِى ثَابِتٍ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ حَكِيمَ بْنَ حِزَامٍ يَشْتَرِى لَهُ أُضْحِيَّةً بِدِينَارٍ فَاشْتَرَى أُضْحِيَّةً فَأُرْبِحَ فِيهَا دِينَارًا فَاشْتَرَى أُخْرَى مَكَانَهَا. فَجَاءَ بِالأُضْحِيَّةِ وَالدِّينَارِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « ضَحِّ بِالشَّاةِ وَتَصَدَّقْ بِالدِّينَارِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَحَبِيبُ بْنُ أَبِى ثَابِتٍ لَمْ يَسْمَعْ عِنْدِى مِنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb (Muhammed b. Âla), ona Ebu Bekir b. Ebu Ayyaş, ona Ebu Husayn (Osman b. Asım), ona Habib b. Ebu Sabit, ona da Hakîm b. Hizam şöyle demiştir: Rasulullah (sav) kendisini bir dinarla kurban satın almaya gönderdi. Bir dinara satın aldığı kurbana (sattupında) bir dinar fazla verilince onu satıp onun yerine tekrar bir dinara başka bir kurban aldı. Sonra bir kurban ve bir dinarla Rasulullah'a (sav) geldi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Koyunu kurban olarak kes dinarı da sadaka olarak ver!”
Tirmizî dedi ki: Hakîm b. Hizam’ın hadisini sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Bence Habib b. Ebu Sabit, Hakîm b. Hızâm’dan hadis işitmemiştir.
Açıklama:
Aşağıdaki tarik munkatıdır. Tirmizî hadisin değerlendirmesinde Habib b. Ebu Sabit'in Hakîm b. Hizam'dan hadis işitmediğini zikretmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 34, 3/558
Senetler:
1. Hakîm b. Hizam el-Kuraşî (Hakîm b. Hizam b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay b. Kilab)
2. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
3. Ebu Hasîn Osman b. Asım el-Esedî (Osman b. Asım b. Husayn)
4. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kurban, kurban ve adak
Ticaret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14113, T002415
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ خَيْثَمَةَ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :« مَا مِنْكُمْ مِنْ رَجُلٍ إِلاَّ سَيُكَلِّمُهُ رَبُّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ تَرْجُمَانٌ فَيَنْظُرُ أَيْمَنَ مِنْهُ فَلاَ يَرَى شَيْئًا إِلاَّ شَيْئًا قَدَّمَهُ ثُمَّ يَنْظُرُ أَشْأَمَ مِنْهُ فَلاَ يَرَى شَيْئًا إِلاَّ شَيْئًا قَدَّمَهُ ثُمَّ يَنْظُرُ تِلْقَاءَ وَجْهِهِ فَتَسْتَقْبِلُهُ النَّارُ » . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « مَنِ اسْتَطَاعَ مِنْكُمْ أَنْ يَقِىَ وَجْهَهُ حَرَّ النَّارِ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ فَلْيَفْعَلْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . حَدَّثَنَا أَبُو السَّائِبِ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ يَوْمًا بِهَذَا الْحَدِيثِ عَنِ الأَعْمَشِ فَلَمَّا فَرَغَ وَكِيعٌ مِنْ هَذَا الْحَدِيثِ قَالَ :مَنْ كَانَ هَا هُنَا مِنْ أَهْلِ خُرَاسَانَ فَلْيَحْتَسِبْ فِى إِظْهَارِ هَذَا الْحَدِيثِ بِخُرَاسَانَ لأَنَّ الْجَهْمِيَّةَ يُنْكِرُونَ هَذَا . اسْمُ أَبِى السَّائِبِ سَلْمُ بْنُ جُنَادَةَ بْنِ سَلْمِ بْنِ خَالِدِ بْنِ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ الْكُوفِىُّ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Ebu Muâviye, ona el-A‘meş, ona Hayseme, ona da Adiy b. Hâtim’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde aranızda Rabbinin, kendisi ile Rabbi arasında herhangi bir tercüman bulunmaksızın konuşmayacağı hiçbir kimse kalmayacaktır. Kişi sağına bakacak önden (dünyadan) gönderdiği şeyden başkasını göremeyecek, sonra soluna bakacak yine (dünyada iken) önden gönderdiği şeyden başkasını göremeyecek. Sonra yüzünün istikametine bakacak bu sefer önüne ateş çıkacak.” Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Aranızdan yüzünü cehennem ateşinden yarım bir hurma tanesi ile koruyabilecek herkes bunu yapıversin” buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bize Ebu’s-Sâib, ona Vekî’, bir gün bu hadisi el-A‘meş’ten diye rivayet etti. Vekî’ bu hadisi rivayet edip bitirdikten sonra dedi ki: Burada Horasan ahalisinden bir kimse varsa bu hadisi Horasan’da açıklamanın ecrini Allah’tan beklesin, çünkü Cehmiye bunu inkâr ediyor. Ebu’s-Sâib’in adı ise Selm b. Cünâde b. Selm b. Hâlid b. Câbir b. Semura el-Kûfi’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 1, 4/611
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Hayseme b. Abdurrahman el-Cu'fî (Hayseme b. Abdurrahman b. Yezid b. Malik)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Allah İnancı, Kıyamet günü insanlarla konuşur
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kıyamet, ahvali
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14366, T002487
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ الْحَسَنِ الْمَرْوَزِىُّ بِمَكَّةَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ عَنْ أَنَسٍ قَالَ :لَمَّا قَدِمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ أَتَاهُ الْمُهَاجِرُونَ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ :مَا رَأَيْنَا قَوْمًا أَبْذَلَ مِنْ كَثِيرٍ وَلاَ أَحْسَنَ مُوَاسَاةً مِنْ قَلِيلٍ مِنْ قَوْمٍ نَزَلْنَا بَيْنَ أَظْهُرِهِمْ لَقَدْ كَفَوْنَا الْمُؤْنَةَ وَأَشْرَكُونَا فِى الْمَهْنَإِ حَتَّى خِفْنَا أَنْ يَذْهَبُوا بِالأَجْرِ كُلِّهِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم :« لاَ مَا دَعَوْتُمُ اللَّهَ لَهُمْ وَأَثْنَيْتُمْ عَلَيْهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ .
Tercemesi:
Bize Hüseyin b. Hasan el-Mervezî, ona (Muhammed b. İbrahim) b. Ebu Adî, ona Humeyd, ona da Enes (b. Malik) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde muhacirler onun yanına giderek, "Ey Allah'ın Rasulü!" dediler, "Aralarına misafir olduğumuz şu ensar kardeşlerimiz kadar [elindeki] çok malı daha cömert dağıtan, az malı da daha güzel paylaştıran bir topluluk görmedik. Onlar kendilerine verdiğimiz külfete katlandılar, bizi kendi gelirlerine ve rahatlarına ortak ettiler. Bize öyle iyi davrandılar ki, bütün sevapları ensar alıp götürecek diye endişe ettik" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Hayır, durum zannettiğiniz gibi değil. Onlar için Allah'a hayır duada bulunduğunuz ve yaptıkları iyiliklerden dolayı kendilerine teşekkür ettiğiniz sürece [size yapılan iyiliğin karşılığını vermiş olursunuz]."
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis, bu tarikten sahih-garibdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 44, 4/653
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
4. Hüseyin b. Hasan es-Sülemî (Hüseyin b. Hasan b. Harb)
Konular:
Dua, iyilik yapana dua edilmeli
Ensar, ensarın fazileti
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
KTB, İYİLİK, BİRR,
Seçki, 40 Hadis
Vefa, İyilik, iyiliği unutmamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17507, B005590
Hadis:
وَقَالَ هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ يَزِيدَ بْنِ جَابِرٍ حَدَّثَنَا عَطِيَّةُ بْنُ قَيْسٍ الْكِلاَبِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ غَنْمٍ الأَشْعَرِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو عَامِرٍ - أَوْ أَبُو مَالِكٍ - الأَشْعَرِىُّ وَاللَّهِ مَا كَذَبَنِى سَمِعَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لَيَكُونَنَّ مِنْ أُمَّتِى أَقْوَامٌ يَسْتَحِلُّونَ الْحِرَ وَالْحَرِيرَ وَالْخَمْرَ وَالْمَعَازِفَ ، وَلَيَنْزِلَنَّ أَقْوَامٌ إِلَى جَنْبِ عَلَمٍ يَرُوحُ عَلَيْهِمْ بِسَارِحَةٍ لَهُمْ ، يَأْتِيهِمْ - يَعْنِى الْفَقِيرَ - لِحَاجَةٍ فَيَقُولُوا ارْجِعْ إِلَيْنَا غَدًا . فَيُبَيِّتُهُمُ اللَّهُ وَيَضَعُ الْعَلَمَ ، وَيَمْسَخُ آخَرِينَ قِرَدَةً وَخَنَازِيرَ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammâr, ona Sadaka b. Halid, ona Abdurrahman b. Yezid b. Câbir, ona Atıyye b. Kays el-Kilâbî, ona Abdurrahman b. Ğanm el-Eş'arî şöyle dedi: Bana Ebu Amir -veya Ebu Malik el-Eş'arî - vallahi yalan söylemeksizin Rasûlullah (sav)'ı şöyle derken işittiğini bildirmiştir:
"Yemîn olsun ki, ümmetimden ileride birtakım kavimler ortaya çıkacaktır. Bunlar zinayı, ipek elbiseler giymeyi, şarâp içmeyi, çalgı âletleri çalıp eğlenmeyi halâl sayacaklar. Yine birtakım zümreler de yüksek bir dağın yanında (dağ mesirelerinde/yüksek yaylalarda) konaklayacaklar, onlara âit koyun sürüsü ile çoban sabahları yanlarına gelecek (akşamlan gidecek). Bunlara fakır bir kişi bir ihtiyaç için gelecek, onlar fakire: 'Haydi (bugün git), yarın gel!' diyecekler. Bunun üzerine Allah (yaslandıkları) o dağı geceleyin üzerlerine indirip bir kısmını helak edecek, (sağ kalan) öbürlerini de maymun ve domuz kılığına sokacaktır. (Bu durum) kıyamete kadar (böyle devam edip gidecektir)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eşribe 6, 2/426
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Eğlence, müzik
Fakir, Yoksul, Fakir ve yoksullar
İçki, haramlığı
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Mesh, maymun ve domuz suretine vd. tebdil
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58201, KK53/34
Hadis:
وَأَعْطَى قَلِيلًا وَأَكْدَى
Tercemesi:
Azıcık verip sonra vermemekte direneni?
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Necm 53/34, /
Senetler:
()
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
İnfak, Veren el olmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14248, M007207
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارِ بْنِ عُثْمَانَ - وَاللَّفْظُ لأَبِى غَسَّانَ وَابْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ مُطَرِّفِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ الْمُجَاشِعِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ذَاتَ يَوْمٍ فِى خُطْبَتِهِ « أَلاَ إِنَّ رَبِّى أَمَرَنِى أَنْ أُعَلِّمَكُمْ مَا جَهِلْتُمْ مِمَّا عَلَّمَنِى يَوْمِى هَذَا كُلُّ مَالٍ نَحَلْتُهُ عَبْدًا حَلاَلٌ وَإِنِّى خَلَقْتُ عِبَادِى حُنَفَاءَ كُلَّهُمْ وَإِنَّهُمْ أَتَتْهُمُ الشَّيَاطِينُ فَاجْتَالَتْهُمْ عَنْ دِينِهِمْ وَحَرَّمَتْ عَلَيْهِمْ مَا أَحْلَلْتُ لَهُمْ وَأَمَرَتْهُمْ أَنْ يُشْرِكُوا بِى مَا لَمْ أُنْزِلْ بِهِ سُلْطَانًا وَإِنَّ اللَّهَ نَظَرَ إِلَى أَهْلِ الأَرْضِ فَمَقَتَهُمْ عَرَبَهُمْ وَعَجَمَهُمْ إِلاَّ بَقَايَا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَقَالَ إِنَّمَا بَعَثْتُكَ لأَبْتَلِيَكَ وَأَبْتَلِىَ بِكَ وَأَنْزَلْتُ عَلَيْكَ كِتَابًا لاَ يَغْسِلُهُ الْمَاءُ تَقْرَؤُهُ نَائِمًا وَيَقْظَانَ وَإِنَّ اللَّهَ أَمَرَنِى أَنْ أُحَرِّقَ قُرَيْشًا فَقُلْتُ رَبِّ إِذًا يَثْلَغُوا رَأْسِى فَيَدَعُوهُ خُبْزَةً قَالَ اسْتَخْرِجْهُمْ كَمَا اسْتَخْرَجُوكَ وَاغْزُهُمْ نُغْزِكَ وَأَنْفِقْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ وَابْعَثْ جَيْشًا نَبْعَثْ خَمْسَةً مِثْلَهُ وَقَاتِلْ بِمَنْ أَطَاعَكَ مَنْ عَصَاكَ . قَالَ وَأَهْلُ الْجَنَّةِ ثَلاَثَةٌ ذُو سُلْطَانٍ مُقْسِطٌ مُتَصَدِّقٌ مُوَفَّقٌ وَرَجُلٌ رَحِيمٌ رَقِيقُ الْقَلْبِ لِكُلِّ ذِى قُرْبَى وَمُسْلِمٍ وَعَفِيفٌ مُتَعَفِّفٌ ذُو عِيَالٍ - قَالَ - وَأَهْلُ النَّارِ خَمْسَةٌ الضَّعِيفُ الَّذِى لاَ زَبْرَ لَهُ الَّذِينَ هُمْ فِيكُمْ تَبَعًا لاَ يَتْبَعُونَ أَهْلاً وَلاَ مَالاً وَالْخَائِنُ الَّذِى لاَ يَخْفَى لَهُ طَمَعٌ وَإِنْ دَقَّ إِلاَّ خَانَهُ وَرَجُلٌ لاَ يُصْبِحُ وَلاَ يُمْسِى إِلاَّ وَهُوَ يُخَادِعُكَ عَنْ أَهْلِكَ وَمَالِكَ » . وَذَكَرَ الْبُخْلَ أَوِ الْكَذِبَ « وَالشِّنْظِيرُ الْفَحَّاشُ » . وَلَمْ يَذْكُرْ أَبُو غَسَّانَ فِى حَدِيثِهِ « وَأَنْفِقْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ » .
Tercemesi:
Bana Ebu Ğassân (Malik b. Abdulvahid) el-Mismeî', Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr B. Osman -Bu hadisin metninin lafzı Ebu Ğassân'a ve İbn Müsennâya aittir.-, onlara Muaz b. Hişam, ona babası (Hişam b. Ebu Abdullah), ona Katade (b. Diame), ona Mutarrif b. Abdullah b. Şihhîr, ona da İyaz b. Himar el-Mücâşi'î, Rasulullah'ın (sav) bir gün hutbesinde şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Dikkat edin ki, Rabbim bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. (Buyurdu ki :)Bir kula verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini müslüman olarak yarattım. Ama onlara (insanlardan-cinlerden) şeytanlar gelerek kendilerini dinlerinden alıp götürdüler. Benim kendilerine helal kıldıklarımı, onlara haram ettiler. Benim hakkında delil indirmediğim bir şeyi, bana şerik koşmalarını emrettiler.
Şüphesiz ki, Allah yer halkına bakarak onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetmiştir. Yalnız ehl-i kitabtan bir takım kişler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye (peygamber olarak) gönderdim. Sana (sahifelere yazılı olan yıkanıp silinse de kalplerdekini) suyun (silinip) yıkamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i cayır cayır yakmamı emretti. Ben : Yâ Rabbi! O halde benim başımı yararlar, onu bir ekmek parçasına çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları çıkar. Onlara savaş aç ki, sana yardım edelim. İnfakta bulun, biz de sana lütuf ve keremde bulunalım! Sen bir ordu gönder. Biz onun beş mislini gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır :
1- Kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve bu isteğine muvaffak kılınan!
2- Her akrabaya ve Müslümana karşı ince kalpli, merhametli bir adam!
3- Bir de iffetli (haram olan şeylerden kaçınan), dilenmeyen (rızkı için Allah'a tevekkülden vazgeçmeyen), çoluk çocuk sahibi (olup kimseden yardım istemeyen), buyurdu.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Aklı (veya malı) olmayan kişidir. Böyleleri sizin aranızda size bağlı bulunurlar (haram işlemekten kaçınmazlar). Hiç bir aile ve mal edinmezler.
2- İsteğini yüze vurmayan hain, kapıyı çalsa (en ufak bir fırsatta) ona hıyanet eder.
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan adam, buyurdu.
4 Cimriliği yahut yalanı da zikretmiştir.
5- Bir de kötü huylu küfürbaz.
Ebu Ğassân kendi hadisinde: 'İnfak et, biz de sana infak edeceğiz...' cümlesini rivayet etmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7207, /1173
Senetler:
1. Iyaz b. Himar el-Mücaşi'i (Iyaz b. Himar b. Ebu Himar)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
KTB, CİHAD
KTB, YARATILIŞ
Şeytan, aldatıcılığı
Teşvik edilenler, İffetli olmak
Yaratılış, fıtrat üzere doğmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282704, M007207-2
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارِ بْنِ عُثْمَانَ - وَاللَّفْظُ لأَبِى غَسَّانَ وَابْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ مُطَرِّفِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ الْمُجَاشِعِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ذَاتَ يَوْمٍ فِى خُطْبَتِهِ « أَلاَ إِنَّ رَبِّى أَمَرَنِى أَنْ أُعَلِّمَكُمْ مَا جَهِلْتُمْ مِمَّا عَلَّمَنِى يَوْمِى هَذَا كُلُّ مَالٍ نَحَلْتُهُ عَبْدًا حَلاَلٌ وَإِنِّى خَلَقْتُ عِبَادِى حُنَفَاءَ كُلَّهُمْ وَإِنَّهُمْ أَتَتْهُمُ الشَّيَاطِينُ فَاجْتَالَتْهُمْ عَنْ دِينِهِمْ وَحَرَّمَتْ عَلَيْهِمْ مَا أَحْلَلْتُ لَهُمْ وَأَمَرَتْهُمْ أَنْ يُشْرِكُوا بِى مَا لَمْ أُنْزِلْ بِهِ سُلْطَانًا وَإِنَّ اللَّهَ نَظَرَ إِلَى أَهْلِ الأَرْضِ فَمَقَتَهُمْ عَرَبَهُمْ وَعَجَمَهُمْ إِلاَّ بَقَايَا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَقَالَ إِنَّمَا بَعَثْتُكَ لأَبْتَلِيَكَ وَأَبْتَلِىَ بِكَ وَأَنْزَلْتُ عَلَيْكَ كِتَابًا لاَ يَغْسِلُهُ الْمَاءُ تَقْرَؤُهُ نَائِمًا وَيَقْظَانَ وَإِنَّ اللَّهَ أَمَرَنِى أَنْ أُحَرِّقَ قُرَيْشًا فَقُلْتُ رَبِّ إِذًا يَثْلَغُوا رَأْسِى فَيَدَعُوهُ خُبْزَةً قَالَ اسْتَخْرِجْهُمْ كَمَا اسْتَخْرَجُوكَ وَاغْزُهُمْ نُغْزِكَ وَأَنْفِقْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ وَابْعَثْ جَيْشًا نَبْعَثْ خَمْسَةً مِثْلَهُ وَقَاتِلْ بِمَنْ أَطَاعَكَ مَنْ عَصَاكَ . قَالَ وَأَهْلُ الْجَنَّةِ ثَلاَثَةٌ ذُو سُلْطَانٍ مُقْسِطٌ مُتَصَدِّقٌ مُوَفَّقٌ وَرَجُلٌ رَحِيمٌ رَقِيقُ الْقَلْبِ لِكُلِّ ذِى قُرْبَى وَمُسْلِمٍ وَعَفِيفٌ مُتَعَفِّفٌ ذُو عِيَالٍ - قَالَ - وَأَهْلُ النَّارِ خَمْسَةٌ الضَّعِيفُ الَّذِى لاَ زَبْرَ لَهُ الَّذِينَ هُمْ فِيكُمْ تَبَعًا لاَ يَتْبَعُونَ أَهْلاً وَلاَ مَالاً وَالْخَائِنُ الَّذِى لاَ يَخْفَى لَهُ طَمَعٌ وَإِنْ دَقَّ إِلاَّ خَانَهُ وَرَجُلٌ لاَ يُصْبِحُ وَلاَ يُمْسِى إِلاَّ وَهُوَ يُخَادِعُكَ عَنْ أَهْلِكَ وَمَالِكَ » . وَذَكَرَ الْبُخْلَ أَوِ الْكَذِبَ « وَالشِّنْظِيرُ الْفَحَّاشُ » . وَلَمْ يَذْكُرْ أَبُو غَسَّانَ فِى حَدِيثِهِ « وَأَنْفِقْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ » .
Tercemesi:
Bana Ebu Ğassân (Malik b. Abdulvahid) el-Mismeî', Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr B. Osman -Bu hadisin metninin lafzı Ebu Ğassân'a ve İbn Müsennâya aittir.-, onlara Muaz b. Hişam, ona babası (Hişam b. Ebu Abdullah), ona Katade (b. Diame), ona Mutarrif b. Abdullah b. Şihhîr, ona da İyaz b. Himar el-Mücâşi'î, Rasulullah'ın (sav) bir gün hutbesinde şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Dikkat edin ki, Rabbim bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. (Buyurdu ki :)Bir kula verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini müslüman olarak yarattım. Ama onlara (insanlardan-cinlerden) şeytanlar gelerek kendilerini dinlerinden alıp götürdüler. Benim kendilerine helal kıldıklarımı, onlara haram ettiler. Benim hakkında delil indirmediğim bir şeyi, bana şerik koşmalarını emrettiler.
Şüphesiz ki, Allah yer halkına bakarak onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetmiştir. Yalnız ehl-i kitabtan bir takım kişler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye (peygamber olarak) gönderdim. Sana (sahifelere yazılı olan yıkanıp silinse de kalplerdekini) suyun (silinip) yıkamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i cayır cayır yakmamı emretti. Ben : Yâ Rabbi! O halde benim başımı yararlar, onu bir ekmek parçasına çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları çıkar. Onlara savaş aç ki, sana yardım edelim. İnfakta bulun, biz de sana lütuf ve keremde bulunalım! Sen bir ordu gönder. Biz onun beş mislini gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır :
1- Kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve bu isteğine muvaffak kılınan!
2- Her akrabaya ve Müslümana karşı ince kalpli, merhametli bir adam!
3- Bir de iffetli (haram olan şeylerden kaçınan), dilenmeyen (rızkı için Allah'a tevekkülden vazgeçmeyen), çoluk çocuk sahibi (olup kimseden yardım istemeyen), buyurdu.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Aklı (veya malı) olmayan kişidir. Böyleleri sizin aranızda size bağlı bulunurlar (haram işlemekten kaçınmazlar). Hiç bir aile ve mal edinmezler.
2- İsteğini yüze vurmayan hain, kapıyı çalsa (en ufak bir fırsatta) ona hıyanet eder.
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan adam, buyurdu.
4 Cimriliği yahut yalanı da zikretmiştir.
5- Bir de kötü huylu küfürbaz.
Ebu Ğassân kendi hadisinde: 'İnfak et, biz de sana infak edeceğiz...' cümlesini rivayet etmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7207, /1173
Senetler:
1. Iyaz b. Himar el-Mücaşi'i (Iyaz b. Himar b. Ebu Himar)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
KTB, CİHAD
KTB, YARATILIŞ
Şeytan, aldatıcılığı
Teşvik edilenler, İffetli olmak
Yaratılış, fıtrat üzere doğmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14332, T002470
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى مَيْسَرَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهُمْ ذَبَحُوا شَاةً فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَا بَقِىَ مِنْهَا ؟ » . قَالَتْ مَا بَقِىَ مِنْهَا إِلاَّ كَتِفُهَا . قَالَ : « بَقِىَ كُلُّهَا غَيْرَ كَتِفِهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو مَيْسَرَةَ هُوَ الْهَمْدَانِىُّ اسْمُهُ عَمْرُو بْنُ شُرَحْبِيلَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Süfyan, ona Ebu İshak, ona Ebu Meysere, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmektedir: Peygamberin hane halkı (hanımları) bir koyun kesmişlerdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Koyundan ne kadarı kaldı' diye sordu. Aişe dedi ki, 'Sadece kürek kemiği kaldı! Gerisini dağıttık' deyince Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Kürek kemiğinden başka hepsi bize sevap olarak kaldı.' Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle dedi: "Bu hadis sahihtir." Ebu Meysere el-Hemedanî'nin ismi Amr b. Şurahbil'dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 33, 4/644
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Meysere Amr b. Şurahbil el-Hemdani (Amr b. Şurahbil)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
İnfak, malın en iyisini vermek
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sadaka, tasadduk, açları doyurmak
Sevap, sevap
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46396, DM002809
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ قَالَ سَمِعْتُ سُوَيْدَ بْنَ الْحَارِثِ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« مَا يَسُرُّنِى أَنَّ جَبَلَ أُحُدٍ لِى ذَهَباً أَمُوتُ يَوْمَ أَمُوتُ عِنْدِى دِينَارٌ أَوْ نِصْفُ دِينَارٍ إِلاَّ لِغَرِيمٍ ».
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb (el-Vâhişî), ona Şu'be (b. Haccâc el-Atekî), ona Amr b. Mürre, ona Süveyd b. Hâris, ona da Ebu Zer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Altın olarak Uhud dağının benim olması, herhangi bir alacaklıya ayırdığım hariç olmak üzere öleceğim gün de yanımda [ondan] bir dinar veya yarım dinar bulunması beni mutlu etmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 53, 3/1820
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Süveyd b. Hâris el-Muradî (Süveyd b. Hâris)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber'in ölenin borcunu üstlenmesi
Dünya, Hz. Peygamber gözünde
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
İnanç, dünya ve ahiret dengesi
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Mal, mal - mülk hırsı
Mekan Tasavvuru, Uhud Dağı