216 Kayıt Bulundu.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (r.anhuma), ona da Ali (as) şöyle demiştir: Benim Bedir günündeki ganimet payımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de ganimetin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyumculuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla düğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı düşünmüştüm.
Bize İshâk b. Mansûr, ona Abdullah b. Bekir es-Sehmî, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) Zeyneb bt. Cahş ile evlendiği zaman insanlara düğün ziyafeti verip ekmek ve et yedirdi. Sonra zifaf gecesinin sabahında yapageldiği gibi, müminlerin annelerinin hücrelerine doğru çıkıp onlara selam veriyor, dua ediyor, onlar da kendisine selam veriyor ve dua ediyorlardı. Peygamber (sav), bu dolaşmadan kendi evine döndüğü zaman sohbete dalmış iki kişi gördü. Efendimiz (sav), onların [lafa daldıklarını] görünce tekrar evinden geriye döndü. Bu sırada o iki kişi de Rasulullah’ın (sav) kendi evinden çıktığını görünce derhal yerlerinden fırladılar. Bu iki kişinin çıkışlarını Ona (sav) ben mi haber verdim, yoksa başkası tarafından mı haber verildi bilmiyorum. Akabinde [Efendimiz (sav)] döndü ve eve girdi ve benimle kendisi arasına kapının perdesini sarkıtıp indirdi. Ve (bu sırada) Hicâb ayeti indirildi. Ve İbn Ebu Meryem şöyle dedi: Bize Yahya b. Eyyub, ona da Humeyd et-Tavîl, Enes’ten Rasul-i Ekrem’e (sav) dair şunları işittiğini haber verdi.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Affan b. Müslim, ona Hemmam, ona Katade, ona Hasan, ona Abdullah b. Osman Sekafî, ona da Sakîf (kabilesin)den (devamlı) iyilikle anılan, yani hayırlı işlerinden dolayı devamlı övülen tek gözlü bir adamdan rivayet olunduğuna göre; (ki, ravi Hasan Basrî bu adam hakkında şöyle diyor): Eğer onun ismi Züheyr b. Osman değilse, isminin ne olduğunu bilmiyorum. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Birinci gün düğün yemeği (vermek) bir görevdir. İkinci gün ise bir iyiliktir. Üçüncü gün (vermek ise) bir süm'a ve riyadır." [Katade dedi ki: Bir adam bana, Said b. el-Müseyyeb'in birinci günü (verilen bir düğün yemeğine) çağırılıp gittiğini, ikinci gün yine çağrılıp gittiğini, üçüncü gün de çağrıldığını (fakat) gitmediğini ve: (Bu yemeği üçüncü günde verenler) süm 'a ve riya sahibi kimselerdir, dediğini haber verdi.]
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit el-Bünânî ve Humeyd, onlara da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav), Abdurrahman b. Avf'ın (ra) üzerinde za'ferân izi görünce "bu nedir?" diye sordu. O da Ey Allah'ın Rasulü, bir kadınla evlendim cevabını verdi. "Ona ne kadar mehir verdin?" diye sorunca da bir nevat ağırlığında altın verdim dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber; "hiç değilse bir koyun ile de olsa düğünde ziyafet ver," buyurdu.
Açıklama: Nevât, beş dirhemlik bir ağırlık ölçüsüdür.