52 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Kureyb, ona Ebu Muaviye, ona A‘meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hüreyre şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) zamanında bir adam öldürüldü, katil maktulün velisine teslim edildi. Katil: 'Ey Allah'ın Rasulü onu öldürmek istememiştim' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), maktulün velisine şöyle buyurdu: 'Dikkat et! Şayet o, doğru söylüyorsa ve buna rağmen sen de onu öldürürsen cehenneme girersin!' Adam da katili serbest bıraktı. Katilin elleri arkadan bağlı idi, bunun üzerine bağlı bulunduğu kayışını sürükleyerek çıkıp gitti de bu adama bundan böyle 'kayışlı kimse' denildi." Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedi: "Bu hadis, hasen sahihtir. Nis'a, ip (urgan) demektir."
Açıklama: Nesâî'de rivayetin tarikinde Ebû Kureyb ile Ebu Muaviye arasında saduk olan yani hafızası dolayısı ile tenkide uğramış Ahmed b. Harb bulunmaktadır. Ayrıca A'meş'in Ebu Salih'den rivayetlerinde tedlis yapmakla tenkid edildiği bilinmektedir. ( Etyobî, Muhammed b. Ali, Zahiratu'l-Ukba fi Şerhil, Müctebâ, XXXV, 395)
Bize, Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde Allah katında isimlerin en zelili adı Meliku'l-emlâk olan adamın ismidir."
Bize, Süleyman b. Davud, ona Abdullah b. Vehb, ona Leys b. Sa'd, ona Cafer b. Rabî'a, ona Abdurraman b. Hürmüz A'rec, ona Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz (üzüm çubuğuna) el-kerm demesin. Çünkü (hakiki) el-kerm Müslüman kişidir, fakat siz (üzüm çubuklarına) üzüm bağları deyiniz."
Bize Haccâc, ona Şerîk, ona Câbir, ona Ebu Nasr veya Hayseme, ona da Enes'in şöyle dediğini nakletti: "Hz. Peygamber (sav) beni bakla toplarken (görünce) (bana) 'bakla' lakabı verdi."
Bize Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be, ona Câbir, ona Humeyd b. Hilâl, ona da Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini nakletti: "Hz. Peygamber ben bakla toplarken (görünce) beni 'bakla' diye lakaplandırdı."
Bize Yahya, ona Humeyd, o da Enes şöyle rivayet etti: Ebu Talha’nın Ebu Umeyr adında bir oğlu vardı. Hz. Peygamber (sav) onunla şakalaşırdı. Bir gün onu üzgün bir halde gördü ve şöyle buyurdu: "Ey Ebu Umeyr, küçük serçe (nuhayr) sana ne yaptı böyle?”.
Bize Hennad b. Serî, ona Vekî, ona Şu'be, ona da Ebu't-Teyyah'ın naklettiğine göre, Enes b. Malik şöyle demiştir: "Allah Rasulü (sav) bizimle hep iç içe olmuştur. O kadar ki, küçük kardeşime 'Ey Ebu Umeyr! Ne yaptı nuğayr (bülbülcük)?' derdi." [Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadisten çıkarılan fıkhî sonuç, Nebi'nin (sav) insanlarla şakalaştığı hususudur. Bu hadiste dikkat çeken bir diğer husus, Nebi'nin (sav) küçük bir çocuğu künye ile isimlendirmesidir. Nitekim ona: 'Ey Ebu Umeyr' demiştir. Yine bu hadisten, küçük çocuklara oynaması için kuş verilmesinde bir sakınca olmadığı anlaşılmaktadır. Zira Nebi (sav), 'Ey Ebu Umeyr! Ne yaptı nuğayr (bülbülcük)?' demiştir. Çünkü Ebu Umeyr'in kendisiyle oyun oynadığı minik bülbülü bir vardı. O ölmüştü. Küçük çocuk buna çok üzülmüştü. Rasulullah (sav): 'Ey Ebu Umeyr! Ne yaptı nuğayr (bülbülcük)?' diyerek onunla şakalaşmıştı.]