87 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. Abdullah, ona İsmail b. İbrahim b. Ukbe, ona Musa b. Ukbe, ona da İbn Şihâb şöyle dedi: Bana Urve b. ez-Zübeyr'in haber verdiğine göre, Misver b. Mahreme kendisine şöyle anlatmış: Âmir b. Lueyy kabilesinin yeminli dostu olan ve Rasulullah (sav) ile beraber Bedir'de hazır bulunan Amr b. Avf bana şöyle dedi: “Rasûlullah (sav.), Bahreyn’in cizyesini getirmek üzere Ebû Ubeyde b. el-Cerrah’ı oraya göndermişti. Hz. Peygamber (sav.), daha önce Bahreynlilerle bir cizye antlaşması yapmış ve el-Alâ’ b. el-Hadramî’yi onlara emîr tayin etmişti. Ebû Ubeyde, Bahreyn’den mallarla döndüğünde, Ensâr onun döndüğünü duymuş ve Hz. Peygamber’le (sav.) birlikte sabah namazına iştirak etmişlerdi. Hz. Peygamber (sav.) namazı tamamlayıp ayrılınca, onun önüne çıktılar. Rasûlullah (as.) onların bu halini görünce gülümsedi. Sonra "Zannediyorum, Ebû Ubeyde’nin (Bahreyn’den) geldiğini ve bir şeyler getirdiğini duydunuz" dedi. Onlar da; “Evet, ey Allah’ın Rasûlü” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav.) şöyle söyledi: "Öyle ise sevinin! Sizi sevindirecek olan şeyi de ümit edin! Allah’a yemin olsun ki, ben sizin için fakirlikten korkmuyorum; ama ben dünya nimetlerinin sizden önceliklerin önüne serildiği gibi sizin önünüze de serilmesinden ve onların bu dünyalıklar için birbirleriyle yarışa giriştikleri gibi, sizin de yarışa girmenizden ve onları meşgul ettiği gibi, sizi de meşgul etmesinden korkuyorum."
Açıklama: Bu hadîste Hz. Peygamber, dünya malına aşırı düşkünlük göstermenin ve ihtirasla çıkar peşinde koşmanın felaketine dikkat çekmiş, bunun insanlar arasında kıskançlık ve düşmanlıklara yol açabileceğini ve uzun vadede onların maddî ve manevî helâkine sebebiyet verebileceğini ifade buyurmuştur. Mal ihtirası aynı zamanda imab zaafiyetine de yol açar.
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Hafs b. Ömer, onlara Abdurrahman (b. Mehdî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Asım b. Ubeydullah, ona Ziyad b. Süveyb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) bana hasta ziyaretine geldi ve şöyle buyurdu: "Cebrail'in bana getirdiği bir rukyeyi (şifa mahiyetindeki duayı) sana okumayayım mı?" 'Babam-anam sana feda olsun; buyur oku , ey Allah'ın Rasulü,' dedim. O (sav) da üç defa şu duayı okudu: "Allah'ın ismiyle (şifaya kavuşman için) sana okurum. Allah, sendeki her hastalıktan, düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden sana şifa eylesin."
Bize İbrahim b. Münzir, ona Muhammed b. Fuleyh, ona babası (Fuleyh b. Süleyman), ona Abdurrahman b. Ebu Hamza, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cennete girecek ilk zümre, dolunay gibi parlak olacaktır. Ardından girecekler ise, gökteki en güzel, inci gibi parlak bir yıldız gibi olacaklar. Onların kalpleri, kin duymayan, haset etmeyen bir adamın kalbi olacak. Her birisi için, kemik ve etin arkasından baldırlarının iliği görülen, ahu gözlü dilberlerden iki eş vardır."
Bize Ebu Abdullah el-Hâfız, ona Ebu Bekir b. İshak imla yoluyla, ona Ebu Müsennâ ve Muahmmed b. İsa es-Seken ve Hişâm b. Ali, onlara Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî, ona Davut b. Kays, ona Amir b. Küreyz'in azadlısı Ebu Said, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Birbirinize haset etmeyiniz. Birbirinize buğz etmeyiniz. Birbirinizin aleyhinde fiyatları kızıştırmayınız. Birbirinize sırt çevirip, dargın durmayınız. Birbirinizin pazarlığı bitmiş alışverişini bozmayınız. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olunuz. Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yalnız bırakmaz. Onu küçük görmez. Üç defa kalbini göstererek takva işte buradadır. Bir kişiye kötülük olarak Müslüman kardeşini küçük görmesi yeter. Tüm Müslümanların canı, malı ve namusu Müslüman'a haramdır." [Bu hadisi Müslim Sahîh adlı eserinde el-Ka'nebî'den rivayet etmiştir.]