259 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvâhid, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kişinin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde veya iş yerinde (tek başına) kıldığı namazın sevabından yirmi beş kat daha fazladır. Çünkü o kimse güzelce abdest alıp yalnızca namaz kılmak amacıyla evinden çıkarsa mescide giderken attığı her bir adım sayesinde bir sevap kazanır ve bir günahı silinir. Namaza başladığında mescidden ayrılmadığı sürece melekler onun için 'Allahım bu kuluna yardımını lütfeyle, ona merhametinle muamele eyle.' diye dua ederler. Ayrıca sizden biriniz mescidde namaz kılmayı beklediği sürece namazdaymış gibi değerlendirilir."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Ebu İshak, ona Abdullah b. Ebu Basîr, ona da Übey b. Ka'b şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bir gün bizlere sabah namazını kıldırıp "falanca burada mı?" buyurdu. Onlar ise hayır dediler. (Ardından) Nebi (sav), "(peki) falanca burada mı?" buyurdu. Onlar (yine) hayır dediler. (Bunun üzerine) Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "(Yatsı ve sabah olmak üzere) bu iki namaz, münafıklara namazların en ağır gelenidir. Şayet sizler (bu iki namaz)daki (fazileti) bilseydiniz dizler(inizin) üzerinde sürünerek de olsa muhakkak (cemaatte) hazır bulunurdunuz. Şüphesiz ilk saf, meleklerin ilk safı gibidir. İlk safın faziletini bilseydiniz onun için yarışırdınız. Kişinin bir kişiyle (cemaat yapıp) namaz kılması tek başına namaz kılmasından daha hayırlıdır. (Yine) iki kişi ile (cemat yapıp) namaz kılması tek kişi ile namaz kılmasından daha hayırlıdır. (Cemaat) ne kadar fazla olursa Allah'a (o kadar) sevimli gelir."
Bize Müsedded, ona Ebu Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ya da iş yerinde kıldığı namazdan yirmi beş derece daha üstündür. Bu da güzelce abdest alarak namazdan başka bir niyet olmaksızın, sadece namaz kılmak için mescide geldiğinizden dolayıdır. O kişi, mescide girene dek attığı her adımla bir sevap kazanır ve bir günahı bağışlanır. Camiye girdiğinde, namaz onu orada alıkoyduğu sürece namazdaymış gibidir. Abdestini bozmadan ve kimseye eziyet etmeden namaz kıldığınız yerde oturduğunuz müddetçe Melekler de size hayır duada bulunurlar, Allah'ım! Ona merhamet eyle! Allah'ım, onun tövbesini kabul eyle! derler."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Muhammed b. Tahlâ, ona Muhsin b. Ali, ona Avf b. Haris, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Abdest alıp bu layıkıyla yapan, sonra (mescide) giden (ancak), insanları namazı kılmış olarak bulana Allah (cc), namazı kılıp (cemaate) hazır bulunanın sevabı gibi (sevap) bahşeder. Bu, (cemaatin) sevabından bir şey eksiltmez."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Said b. Ebu Meryem arasında inkita vardır.
Açıklama: Rivayet, İbn Hacer'e göre merfudur. Ayrıca, Kirmanî'nin ifade ettiği gibi rivayet, muallak değildir; önceki hadise atfolunmakla mevsuldür (Fethü'l-bari, Darü'l-Marife, II, 137).