259 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Abbad el-Ezdi, ona Veki', ona el-Mesudi, ona Ali b. Akmer, ona Ebu Ahves, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etmiştir: "(Ezanların) okundukları zaman şu beş vakit namaza devam edin. Zira onlar, hidayet sünnetlerindendir. Allah, Nebî'sine (sav) hidayet sünnetlerini vazetmiştir. Nifakı ayan beyan açık olan münafıklar dışında beş vakit namazdan geri duran birini görmedim Yine ben, bir adamın namaz safına kadar iki adamın arasında taşınarak götürüldüğünü gördüm. Hepinizin evlerinde mescid bulunmaktadır. Şayet namazları evlerinizde kılar ve mescitlerinizi terk ederseniz Nebi'nizin (sav) sünnetini terk etmiş olursunuz. Nebi'nizin (sav) sünnetini terk ederseniz de kafir olursunuz."
Açıklama: لَكَفَرْتُمْ ifadesiyle, hakiki anlamda küfre düşmeyi değil, böyle bir alışkanlığın ne kadar büyük bir hata olduğu kastedilmektedir. Diğer bir ifadeyle namazların camilerde ve cemaat ile kılınmasına özen gösterilmesi talep edilmektedir. Nitekim başka bir rivayette 'küfür' yerine 'dalalet' kelimesi kullanılmış ve rivayetin bu tarikinin sahih olduğu belirtilmiştir.
Bize Ebu Tevbe, ona Heysem b. Humeyd, ona Yahya b. Haris, ona Ebu Abdurrahman Kasım (b. Abdurrahman), ona da Ebu Ümâme, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Farz bir namaza gitmek üzere evinden abdestli olarak çıkanın sevabı hac(ca gitmek üzere) ihrama girmiş kimsenin sevabı gibidir. Kuşluk namazı için çıkıp kendisini sadece bu işe hasredenin sevabı da umre yapanın sevabı gibidir. Aralarında boş sözün bulunmadığı bir namazdan sonraki namaz, (faziletinden dolayı) illîyînde yazılmıştır."
Açıklama: '' يُنْصِبُهُ إِلاَّ إِيَّاهُ'' ifadesi tercümeye yansıtılırken mana dikkate alınarak görece 'esnek' davranılmıştır.
Bize Muhammed b. İsa, ona Ebu Muavive, ona Hilal b. Meymun, ona Ata b. Yezid, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cemaatle namaz, 25 namaza eşit sayılır. (Kişi) o namazı çayırda kılıp rükusunu ve secdeleri tam yaparsa bu, 50 namaza eşit sayılır." [Ebu Davud şöyle demiştir: Abdülvâhid b. Ziyad, rivayetinde, "kişinin çayırda kıldığı namaz cemaatle kıldığı namazdan daha faziletlidir" (tüdâ'af) ifadesini zikredip hadisi sevk etmiştir.]
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Süleyman el-Esved, ona Ebu Mütevekkil, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) tek başına namaz kılan bir adam gördü de 'bu adama, onunla beraber namaz kılmak suretiyle infakta bulunacak biri yok mu?' buyurdu."
Bize Humeyd b. Mes'ade, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arûbe, ona Ziyâd el-A'lem, ona Hasan, ona da Ebu Bekre şöyle rivayet etmiştir: Kendisi, Nebî (sav) rükûda iken mescide girmiş. (Ebu Bekre devam ediyor): (Hemen) saffın gerisinde rükûa vardım. Hz. Peygamber de (sav) "Allah, hırsını arttırsın (ancak, bunu bir daha) yapma," buyurdu.
Bize Ahmed b. Menî, ona Hüşeym, ona Ya'lâ b. Atâ, ona Câbir b. Yezid b. Esved el-Âmirî, ona da babası (Yezid b. Esved) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) haccında eşlik ettim, onunla birlikte Hayf mescidinde sabah namazını kıldım. Namazını bitirince bize doğru dönüverdi ve cemaatin arkasında onunla beraber namaz kılmayan iki adam gördü. Bunun üzerine, "o ikisini bana getirin" buyurdu. Onlar da, korkudan göğüsleri titrek bir halde huzuruna getirildiler. Hz. Peygamber (sav) "bizimle namaz kılmaktan sizi alıkoyan şey nedir" buyurdu. Onlar “yâ Rasulullah, bizler namazlarımızı evlerimizde kıldık” dediler. Hz. Peygamber (sav) "böyle yapmayın. Namazı evde kılıp ardından bir topluluğun cemaatine geldiğinizde onlarla birlikte tekrar namaz kılın. O, sizin için nafile sayılır" buyurdu. Ebu İsa der ki: Bu konuda Mihcen ed-Dîlî ve Yezid b. Âmir'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Yezid b. Esved hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bu, ilim ehlinden pek çok kimsenin görüşüdür ki Süfyân es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed ve İshak da bunu benimsemiş ve şöyle demişlerdir: Bir kişi tek başına namaz kılıp akabinde bir cemaate yetiştiğinde namazların hepsini onlarla beraber tekrar kılsın. Bir kişi akşam namazını tek başına kılıp bir cemaate yetiştiğinde ise onlarla beraber namazı tekrar kılsın ve o namaza bir rekat daha eklesin. Böylece tek başına kıldığı namaz farz, (cemaatle kıldığı namaz ise nafile) olmuş olur.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Sizden biri (namazı) beklediği sürece namazda (imiş gibi sayılır) ve melekler de, sizden biri mescitte kalıp hadeste bulunmadığı sürece "Allah'ım! Onu affet, Allahım! Ona merhamet et" diye dua ederler. Hadramevt (beldesinden) bir adam, "Ey Ebu Hüreyre, hades de nedir?" diye sordu. O (Ebu Hüreyre) ise, "Sesli ya da sessiz yellenmektir" diye cevap verdi. Bu konuda Ali, Ebu Saîd, Enes, Abdullah b. Mesud ve Sehl b. Sa'd'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Ebu Hüreyre'nin naklettiği hadis, hasen-sahih bir hadistir.
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona İbn Ebu Zi'b, ona Esved b. Alâ b. Câriye es-Sekafî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bir kişi evinden mescidine gitmek üzere çıktığında, attığı her adımın biri bir sevap olarak yazılır, diğer (adımı) ise bir günahı siler."
Bize Ziyad b. Eyyüb, ona Hüşeym, ona Ya'la b. Ata, ona da Cabir b. Yezid b. Esved el-Âmirî, ona da babası (Esved el-Âmirî) şöyle demiştir: Sabah namazını Hayf mescidinde, Rasulullah (sav) ile birlikte kıldım. Rasulullah (sav), namazını kılıp bitirince geride iki kişinin namaz kılmayıp beklediklerini fark etti ve "onları bana çağırın" buyurdu. Bunun üzerine onlar Rasulullah'ın (sav) yanına getirildiler, korkudan titriyorlardı. Rasulullah (sav) "bizimle beraber sizi namaz kılmaktan alıkoyan nedir?" diye sordu. Onlar “ey Allah'ın Rasulü, evlerimizde kılmıştık” dediler. Rasulullah (sav) "böyle yapmayın, evlerinizde kılıp sonra mescide geldiğinizde cemaatle birlikte tekrar kılın. İkinci kıldığınız namaz nafile olmuş olur" buyurdu.