171 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona el-Alâ' b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebû Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav); "Allah'ın günahları neyle sildiğini ve dereceleri ne ile yükselttiğini size bildireyim mi?" diye sormuştu. Yanındakiler, "- Buyur, ey Allah'ın Rasûlü" dediler. Şöyle buyurdu: "Tüm zorluklarına rağmen güzelce abdest almak, mescidlere giden adımları çoğaltmak, bir namazı kılınca sonraki namazın gelmesini beklemek. İşte sizin ribatınız (ibadet nöbetiniz) budur."
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ali b. Hamşâz el-Adl, ona Ubeyd b. Şerîk el-Bezzâr, ona Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys b. Sa’d, ona el-Hâris b. Yakub, ona Kays b. Râfi’ el-Kaysî, ona Abdurrahman b. Cübeyr, ona da Abdullah b. Amr’ın (ra) rivayet ettiğine göre; Kendisi Muâz b. Cebel’e uğramıştı. O sırada Muâz evinin kapısında oturuyor, eliyle işaret ediyor, sanki kendi kendine konuşuyor gibiydi. Abdullah ona, “- Bu ne hâl, ya Ebâ Abdurrahman? Kendi kendine konuşuyorsun” dedi. O da şunları söyledi: “Bana ne oluyor ki, Allah’ın düşmanı (nefsim), Rasûlullah’dan (sav) işitmiş olduğum bir sözden beni alakoymak istiyor. Bana, şimdi evinde bekleme zamanı değil, meclise çıksana, diye (vesvese) veriyor. Halbuki ben Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini işittim: “Kim Allah yolunda cihada giderse, Allah’ın garantisi altındadır. Kim evinde oturur, kimsenin kötülükle gıybetini yapmaz ise o da Allah’ın garantisi altındadır. Kim bir hastayı ziyaret ederse Allah’ın garantisi altındadır. Kim sabah veya akşam camiye giderse Allah’ın garantisi altındadır. Kim bir devlet başkanının yanına gidip onu desteklerse, o da Allah’ın garantisi altındadır.” Allah’ın düşmanı (nefsim) ise beni evimden çıkarıp meclise göndermek istiyor.
Bize Ebû Âmir Abdülmelik b. Amr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona da Ebü Saîd el-Hudrî'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Size, Allah'ın günahları sildiği ve sevapları arttırdığı amelin ne olduğunu söyleyeyim mi?" "- Buyur, ey Allah'ın rasûlü" dediler. "- Zor zamanlarda güzelce abdest almak, şu mescidlere giderken çokça adım atmak ve bir namazı kıldıktan sonra diğer namaz vaktini beklemektir. Sizden biri evinden abdestli olarak çıkar, Müslümanlarla beraber namaz kılar, sonra da bir yerde oturur ve diğer namaz vaktini beklerse, melekler onun için 'Allahım, onu bağışla! Allahım ona merhamet eyle' diye dua ederler. Namaza kalktığınızda safları düz tutun, onu tam yapın ve boşlukları doldurun! Ben sizi sırtımın da görürüm. İmamınız 'Allahü ekber' dediğinde siz de 'Allahü ekber' deyin. O rukûya gittiğinde siz de gidin. O 'Semiallahü limen hamideh' deyince siz de 'Allahümme, Rabbena leke'l-hamd' deyin. Şüphe yok ki erkekler için safların en hayırlısı ilk sıralardır, en hayırsızı (sevabı az olanı) da son sıralardır. Kadınlar için ise safların en hayırlı olanı son sıralar, en hayırsızı (sevabı az olanı) da ilk sıralardır. Ey kadınlart cemaati! Erkekler secdeye gittiğinde gözlerinizi kapatın ki gömleğin darlığından dolayı (önünüzdeki) erkeklerin avret mahallerini görmeyin!"
Açıklama: Bu isnad mutaba'atta hasendir.
Bize İshak b. Hâleveyh el-Vasitî, ona Ali b. Bahr, ona el-Velîd b. Müslim, ona Hafs b. Ğaylan, ona Mekhûl, ona da Ebu Umame, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Kim farz bir namazı cemaatle kılak için yola çıkarsa, o haccetmiş gibi sayılır; kim nafile bir namaz için yola çıkarsa o da tam bir umre yapmış gibi sayılır."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: بُعِثْتُ بِالْحَنِيفِيَّةِ السَّمْحَةِ