184 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Ali, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Ebu Abbas eş-Şâir, ona da Abdullah b. Amr (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Benim daima oruç tutup geceleyin namaz kıldığım Hz. Peygamber'e (sav) haber verilmişti. Hz. Peygamber ya bana birini göndermiş, ya da onunla ben karşılaşmıştım, bana; "- Senin her gün oruç tuttuğun, geceleri de uyumayıp namaz kıldığın bana haber verildi. Bazen oruç tut, ama bazen tutma! Geceleri de bir müddet kalkıp namaz kıl, ama aynı zamanda uykunu da al. Çünkü gözlerinin sende hakkı vardır. Nefsinin ve âilenin sende hakkı vardır" buyurdu. Ben ise, "- Ben bundan daha fazlasını yapabilirim" dedim. Hz. Peygamber (sav), "- O zaman Davud aleyhisselamın orucunu tut" buyurdu. "- Onun orucu nasıldı?" diye sorunca, "- O bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında da kaçmazdı" buyurmuş. "- Bunları bana kim verebilir, ey Allah'ın eçisi?" dedim. Râvilerden Atâ, "Sürekli oruç, ifadesini nasıl zikretti bilemiyorum" diyerek Hz. Peygamber'in (sav) iki kere "Sürekli oruç tutan (hiç) oruç tutmamıştır" buyurduğu bilgisini zikretmiştir.
Açıklama: Esasında ''Ya bana (birini) gönderdi ya da onunla ben karşılaştım'' ifadesindeki şüphe, İbn Hacer'e göre sahabî Abdullah'a değil, râvilerden birine aittir (İbn Hacer, Fethü'l-Bârî, IV, 225). Ancak tercümede, orijinal metne sadık kalınmıştır
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Üç kişi, Hz. Peygamber'in (sav) ibadeti hakkında sormak için O'nun (sav) hanımlarının evlerine geldiler. Kendilerine [Hz. Peygamber'in (sav) ibadeti] anlatılınca, (bu miktarı kendileri için) biraz azımsar gibi oldular ve 'biz neredeyiz, Hz. Peygamber (sav) nerede! Şüphesiz O'nun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmıştır' dediler. Onlardan biri, 'ben geceleri sürekli olarak namaz kılacağım' dedi. Diğeri, 'ben de sene boyunca oruç tutup oruçsuz (bir gün) geçirmeyeceğim'' dedi. Bir diğeri de, 'ben de kadınlardan uzak durup asla evlenmeyeceğim' dedi. [Derken] Rasulullah (sav) geldi ve "şu şu sözleri söyleyenler sizler misiniz? Allah şahittir ki ben, Allah'tan en çok korkanınız ve O'na karşı sizin en çok takva sahibi olanınızım. Ancak ben [bazen] oruç tutarım [bazen] de tutmam. [Geceleri] Hem namaz kılarım hem de uyurum. Kadınlarla da evlenirim. (Hal böyle iken) Kim benim sünnetimden yüz çevirirse o benden değildir" buyurdu.
Açıklama: Bu hadiste Hz. Peygamber'in (s.a) hayat tarzının müslüman birey için uyulması gereken örnek olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bu hususta hadiste farklı yola sapanlar hakkında da uyarı bulunmaktadır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Muğîre, ona Mücâhid, ona da Abdullah b. Amr (ra), Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Har aydan üç gün oruç tut." Abdullah, "Benim bundan fazlasına gücüm yeter" deyince, Hz. Peygamber (sav), "Öyleyse bir gün oruç tut, bir gün tutma!" buyurana kadar Abdullah, ısrara devam etti. Yine Rasûlullah (sav) ona, "Kur'ân'ı bir ayda hatmet!" buyurdu. Abdullah ise, "Ben daha çok hatim okuyabilirim" demişti. Neticede Hz. Peygamber (sav), "Üç günde bir hatmet!" buyurana kadar, Abdullah ısrara devam etti.
Bize Sa'd b. Hafs, ona Şeybân, ona Yahya, ona Muhammed b. Abdurrahman, ona Ebu Seleme, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) bana "Kur'ân'ı kaç (günde) hatmediyorsun?" diye sordu.
Bize İshak, ona Ubeydullah, ona Şeybân, ona Yahya, ona Zühre oğullarının azatlısı Muhammed b. Abdurrahman, ona Ebu Seleme -zannımca o Ebu Seleme'den işittim diyerek nakletmişti-, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) [bana] "Kur'ân'ı ayda bir hatmet." buyurdu. Ben, '[daha kısa zamanda hatmetmeye] gücümün yeteceğini düşünüyorum' deyince O (sav); "O zaman, yedi günde bir hatmet. Bundan fazlasını da yapma" buyurdu.
Bize Âdem, ona Şu'be, ona Habîb b. Ebu Sâbit, ona Ebu Abbas el-Mekkî -ki şâir idi ve hadis rivayetinde itham edilmemiştir-, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bana, 'Sen sürekli oruç tutuyor ve geceleyin sürekli namaz kılıyormuşsun' buyurdu. Ben de, 'Evet' dedim. Hz. Peygamber (sav), 'Böyle yaparsan gözünün feri gider ve vücudun zayıf düşer. Yıl boyu oruç tutan biri hiç oruç tutmamış demektir. Her ay üç gün oruç tutmak, bütün senenin orucu yerine geçer" buyurdu. Ben yine, 'Ben bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince Hz. Peygamber (sav), 'Öyleyse Davud aleyhisselamın orucunu tut. O bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında da kaçmazdı' buyurdu.
Bize İshak el-Vâsıtî, ona Hâlid, ona Hâlid, ona Ebu Kılâbe, ona da Ebu Melîh şöyle rivayet etmiştir: Babanla birlikte Abdullah b. Amr'ın huzuruna girdim. Bize şöyle bir rivayette bulundu: "Benim sürekli oruç tuttuğum Hz. Peygamber'e (sav) bahsedilmişti. Bir gün evime geldi, kedisine içi lifli deriden bir yastık sundum. Ama O ise yere oturdu. Yastık benimle onun arasında kalıverdi. Hz. Peygamber (sav); "- Her aydan üç gün oruç tutmak sana yetmiyor mu?" buyurdu. Ben, "- (Yetmiyor) ey Allah'ın rasûlü" dedim. "- Peki beş gün yetmiyor mu?" buyurdu. Ben yine, "- Ey Allah'ın rasûlü..." dedim. "- Öyleyse yedi gün" buyurdu. Ben yine, "- Ey Allah'ın rasûlü..." dedim. "- Peki dokuz gün olsun" buyurdu. "- Ey Allah'ın rasûlü..." deyince, "- On bir gün olsun, dedi, sonra şöyle devam etti: Davud aleyhisselamın orucundan fazla oruç olmaz. Onun orucu da senenin yarısını idi. Dolayısıyla sen bir gün oruç tut, bir gün tutma."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ca'fer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, ona da babası (Vehb b. Vehb) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Selmân ile Ebu Derdâ'yı kardeş yapmıştı. Bir gün Selman, Ebu Derdâ'yı ziyaret etti. Eve gidince, Ümmü Derdâ'nın yıpranmış eski elbiseler giydiğini gördü. Ona 'Bu halin nedir?' diye sordu. ÜmmübDerdâ, 'Kardeşin Ebu Derdâ'nın dünya ile alakası yok' diye cevap verdi. Ardından Ebu Derdâ da geldi, Selmân için yemek yaptı ve 'Sen ye, ben oruçluyum' dedi. Selmân 'Sen yemezsen ben de yemem!' deyince Ebu Derdâ yemekten yedi. Geceleyin Ebu Derdâ (namaz için) kalktı. Selmân ona, 'Yat, uyu!' dedi. Bunun üzerine biraz uyudu. Selmân da uyudu. Sonra tekrar kalkmak istedi. Selmân yine 'Uyu!' dedi. Gecenin sonuna doğru Selmân 'Haydi şimdi kalk' dedi. Birlikte namaz kıldılar. Selman, Ebu Derdâ'ya, 'Rabbinin sende hakkı vardır. Nefsinin sende hakkı vardır. Ailenin de sende hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver' dedi. Ebu Derdâ, Hz. Peygamber'e (sav) gelip bu durumu söyledi. Hz. Peygamber (sav) de 'Selmân doğru söylemiş' buyurdu. Hadisin isnadında ismi geçen Ebu Cuhayfe'nin adı Vehb es-Süvâî'dir. Ona Vehb el-Hayr da denilir.
Bize Nasr b. Ali el-Cahdemî, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona Âsım el-Ahvel, ona da Abdullah b. Sercis elMüzenî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güzel görünüş, teennî (ile hareket etmek) ve (tüm işlerde) orta yolu tutmak, nübevvetin yirmi dört cüzünden biridir." [Bu konuda İbn Abbas'tan da hadis nakledilmiştir. Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona da Abdullah b. Sercis, Nebî'den (sav) benzeri (nahve) bir hadis rivayet edip (senette) Âsım'ı zikretmemiştir. Sahih olan, Nasr b. Ali'nin (rivayet ettiği) hadistir.]
Bize Nasr b. Ali el-Cahdemî, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona Âsım el-Ahvel, ona da Abdullah b. Sercis, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güzel görünüş, teennî (ile hareket etmek) ve (tüm işlerde) orta yolu tutmak, nübüvvetin yirmi dört cüzünden biridir." [Bu konuda İbn Abbas'tan da hadis nakledilmiştir. Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona da Abdullah b. Sercis, Nebî'den (sav) muhteva bakımında benzeri bir hadis rivayet etmiş ancak (senette) Âsım'ı zikretmemiştir. Sahih olan, Nasr b. Ali'nin rivayet ettiği hadistir.]