Giriş

Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir,


    Öneri Formu
59336 KK91/9 Şems, 91, 9

Bana Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Pehlivan başkalarını güreşte yenen değildir. Asıl pehlivan, öfkelendiğinde kendine hakim olandır."


    Öneri Formu
38570 MU001647 Muvatta, Hüsnu'l-Hulk, 3


    Öneri Formu
5603 M005637 Müslim, Âdâb, 39


    Öneri Formu
23434 N005460 Nesai, İstiâze, 13


    Öneri Formu
47251 HM007628 İbn Hanbel, II, 269


    Öneri Formu
64519 HM017253 İbn Hanbel, IV, 124


    Öneri Formu
74654 HM023837 İbn Hanbel, V, 405


    Öneri Formu
188470 NM000192 Hakim, el-Müstedrek, I, 84 (1/57)

Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım (hangi bağlamda kullanıldığı tespit edilememiştir): أَرْسَلْنَاكَ

    Öneri Formu
53244 KK4/79 Nisa, 4, 79

Bana Ebu Ammâr b. Hüseyin b. Hüreys rivayet etti ve şöyle dedi: Bana Fadl b. Musa, Hüseyin’den, o Matar’dan rivayet etti. Matar şöyle dedi: Bana Katâde, Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şihhîr’den, o Benu Müşâci’in kardeşi İyâz b. Himâr’dan naklettiğine göre şöyle demiştir: Allah resulü (sav) aramızda bir gün kalkıp bize hitap etti ve şöyle dedi: "Şüphesiz Allah bana emretti ki..." Ardından Hişâm’ın Katâde’den naklettiği hadisi aktardı ve ona şu sözleri ilave etti: "Şüphesiz Allah bana sizin mütevazı olmanız gerektiğini vahyetti ta ki hiç kimse kimseye karşı kibirlenmesin ve hiç kimse kimseye zulmetmesin". Hadisinde şunları da söyledi: "Onlar (cehenneme girecek bir sınıf insan) sizin aranızda gölge gibi (öne çıkmadan) yaşayanlardır. Ne aile ararlar ne mal peşindedirler". Dedim ki: “Ey Ebu Abdullah bu olacak mı?” “Evet, ben onlara cahiliye döneminde erişmiştim. Adam mahallenin davarını güderdi. Kendisine ancak onların cariyeleri verilir, o da onunla birlikte olurdu” dedi.


    Öneri Formu
14253 M007210 Müslim, Cennet ve Sıfât'u Naîmihâ ve Ehlihâ, 64