200 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona Ya'lâ b. Ubeyd, ona da A'meş hadisi bu isnadla nakletti. Ancak orada (farklı olarak) şu ifadeler bulunmaktadır: Aişe (r.anha) onların niyetlerini anladı ve onlara kötü söz söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "yavaş ol ey Aişe! Şüphesiz Allah (cc) çirkin işi ve kötü sözü sevmez" buyurdu. (Ayrıca rivayetin sonuna) Şöyle bir ilavede bulundu: Bunun üzerine Allah (cc); "Sana geldiklerinde Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar." [(Mücadele, 58/8)] ayetini (sonuna kadar) indirdi'.
Açıklama: Hadiste geçen fuhş, söz olsun, fiil olsun her türlü kötülüğü kapsamaktadır. Tefehhuş ise bunları bilerek yapmak anlamına gelir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, XI, 100). Hadiste geçen diyalog dikkate alındığında Allah Resûlü'nün (sav) öncelikli amacı kötü sözden sakındırmak olsa da onun bu vesileyle muhatabını ve tüm mü'minleri her türlü kötülükten men ettiği anlaşılır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdula'lâ, ona Mamer, ona Zührî, ona Salim, ona İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Biriniz kardeşini kaldırıp da onunu yerine oturmasın." [İbn Ömer, birisi kendisine yer vermek için kalktığında oraya oturmazdı.]
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hakîm b. Hizâm'ın söylediğine göre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurmuştur: "Veren el alan elden üstündür. Öncelikle geçimini sağlamakla yükümlü olduğun kimselerle başlamalısın. Sadakanın en iyisi (ailenin) ihtiyaçları karşılandıktan sonra verilen sadakadır. Dilenmeyeni ve haram işlerden uzak durmak isteyeni Allah saygın ve onurlu kılar; başkalarına muhtaç olmamaya çalışanı Allah (kendi kendine yeter bir mali imkana) kavuşturur."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyân, ona A'meş ve Hasan b. Amr ve Fıtr, onlara Mücahid, ona da Abdullah b. Amr'ın söylediğine -(Süfyân, Ameş'in bu hadisi merfu olarak nakletmediğini bildirdi. Bu hadisi Hasan ve Fıtr merfu olarak nakletti.)- göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Akrabası ile ilişkisini karşılıklı sürdüren kimse gerçekten akrabalık ilişkisini sürdürmüş sayılmaz. Akrabalık ilişkisini gerçekten sürdüren kişi; akrabalık bağları kesildiği halde bu ilişkiyi sürdüren kimsedir."
Bize Mamer, ona Hallad b. Abdurrahman, ona da babası, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Size, bana en sevimli olanınızı haber vermeyeyim mi?" Onlar (sahabe) bir adamın ismini söyleyeceğini zannettiler. Evet, ya Rasulullah! dediler. "Sizin bana en sevimli olanınız insanlara en sevimli olanınızdır. Bana sizin en sevimsiz olanınızı haber vereyim mi?" buyurdu. Onlar (sahabe) bir adamın ismini söyleyeceğini zannettiler. Evet, ya Rasulullah! dediler. "Sizin bana en sevimsiz olanınız insanlara en sevimsiz olanınızdır." buyurdu.
Bize Abdürrezzak, ona Ma‘mer, ona da Harun b. Riâb'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Size bana en sevimli geleninizi ve bana en yakın olanınızı haber vermeyeyim mi?” Orada bulunanlar “Evet, ey Allah’ın rasulü” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Ahlakı en güzel olanlar, mümin kardeşleriyle iyi geçinenlerdir” buyurdu. Sonra “Size bana en sevimsiz geleninizi ve benden en uzak olanınızı haber vermeyeyim mi?” diye sordu. Orada bulunanlar “Evet, ey Allah’ın resulü!” dediler. “Gereksiz yere çok konuşanlar, konuşurken avurtlarını şişirenler ve konuşurken değirmen gibi çak çak edenler” buyurdu. Oradakiler “Ey Allah’ın resulü! Gereksiz yere konuşanları ve konuşurken avurtlarını şişirenleri anladık, ama bu konuşurken değirmen gibi çak çak edenler kimlerdir?” diye sordular. “Kibirlenenlerdir” buyurdu.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyân, ona A'meş ve Hasan b. Amr ve Fıtr, onlara Mücahid, ona da Abdullah b. Amr'ın söylediğine -(Süfyân, Ameş'in bu hadisi merfu olarak nakletmediğini bildirdi. Bu hadisi Hasan ve Fıtr merfu olarak nakletti.)- göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Akrabası ile ilişkisini karşılıklı sürdüren kimse gerçekten akrabalık ilişkisini sürdürmüş sayılmaz. Akrabalık ilişkisini gerçekten sürdüren kişi; akrabalık bağları kesildiği halde bu ilişkiyi sürdüren kimsedir."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyân, ona A'meş ve Hasan b. Amr ve Fıtr, onlara Mücahid, ona da Abdullah b. Amr'ın söylediğine -(Süfyân, Ameş'in bu hadisi merfu olarak nakletmediğini bildirdi. Bu hadisi Hasan ve Fıtr merfu olarak nakletti.)- göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Akrabası ile ilişkisini karşılıklı sürdüren kimse gerçekten akrabalık ilişkisini sürdürmüş sayılmaz. Akrabalık ilişkisini gerçekten sürdüren kişi; akrabalık bağları kesildiği halde bu ilişkiyi sürdüren kimsedir."
Bize Süfyan b. Vekî, ona Ahmed b. Beşir ve Ebu Üsâme, onlara Mis’ar, ona Ziyad b. İlâka, ona da amcası (Kutbe b. Malik) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah’ım, ahlâkın, amellerin ve arzuların kötülerinden sana sığınırım" [(Tirmizi) der ki: Bu hasen garib bir hadistir. Ziyad b. İlâka’nın amcası sahabeden Kutbe b. Mâlik’tir.]