Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. el-Alâi el-Hemedânî -lafız Yahya'ya aittir-, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Her kim dünyada bir müminin sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Her kim zor durumda kalmış bir kimseye kolaylık sağlarsa, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık sağlar. Her kim bir Müslümanın hatasını örterse, Allah da dünya ve ahirette onun hatasını örter. Kul kardeşinin yardımına koştuğu sürece, Allah da ona yardım eder. Her kim ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Bir topluluk Allah'ın evlerinden birinde toplanıp Kur'ân okur ve aralarında onu müzakere ederlerse onların üzerine sekînet (iç huzuru ve gönül rahatlığı) iner ve onları rahmet kaplar. Melekler onları kuşatır ve Allah onları nezdindekilere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, soyu onu hızlandıramaz."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
60, M006853
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ الْهَمْدَانِىُّ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - قَالَ يَحْيَى أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"مَنْ نَفَّسَ عَنْ مُؤْمِنٍ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ الدُّنْيَا نَفَّسَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ يَسَّرَ عَلَى مُعْسِرٍ يَسَّرَ اللَّهُ عَلَيْهِ فِى الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ فِى الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَاللَّهُ فِى عَوْنِ الْعَبْدِ مَا كَانَ الْعَبْدُ فِى عَوْنِ أَخِيهِ وَمَنْ سَلَكَ طَرِيقًا يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْمًا سَهَّلَ اللَّهُ لَهُ بِهِ طَرِيقًا إِلَى الْجَنَّةِ وَمَا اجْتَمَعَ قَوْمٌ فِى بَيْتٍ مِنْ بُيُوتِ اللَّهِ يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ وَيَتَدَارَسُونَهُ بَيْنَهُمْ إِلاَّ نَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ وَحَفَّتْهُمُ الْمَلاَئِكَةُ وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ وَمَنْ بَطَّأَ بِهِ عَمَلُهُ لَمْ يُسْرِعْ بِهِ نَسَبُهُ."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. el-Alâi el-Hemedânî -lafız Yahya'ya aittir-, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Her kim dünyada bir müminin sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Her kim zor durumda kalmış bir kimseye kolaylık sağlarsa, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık sağlar. Her kim bir Müslümanın hatasını örterse, Allah da dünya ve ahirette onun hatasını örter. Kul kardeşinin yardımına koştuğu sürece, Allah da ona yardım eder. Her kim ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Bir topluluk Allah'ın evlerinden birinde toplanıp Kur'ân okur ve aralarında onu müzakere ederlerse onların üzerine sekînet (iç huzuru ve gönül rahatlığı) iner ve onları rahmet kaplar. Melekler onları kuşatır ve Allah onları nezdindekilere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, soyu onu hızlandıramaz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zikir ve'd-dua ve't-tevbe ve'l-istiğfâr 6853, /1110
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
İbadethane, camilerde ilim halkaları oluşturmak ve müzakerelerde bulunmak
Kültür, Tecessüs, insanların ayıbını örtenin Allah ayıbını örter
Kültür, Yardım, insanlara yardımcı olanın yardımcısı Allah'tır
Kur'an, meclislerde okuyup müzakere etmek sekinet ve rahmete vesiledir
Seçki, Güzel ahlak
Ümmet, Allah kardeşinin sıkıntısını giderenin dünya ve ahirette sıkıntısını giderir
Yardımseverlik, yardımlaşma
60
M006853
Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 38
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ وَمُحَمَّدُ بْنُ مَحْبُوبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الضِّيَافَةُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ فَمَا سِوَى ذَلِكَ فَهُوَ صَدَقَةٌ."
Bize Musa b. İsmail ve Muhammed b. Mahbub, o ikisine Hammad, ona Asım, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla (olan misafirlik) ise (ev sahibi için misafire yapılan) bir sadakadır (iyiliktir, ikramdır)."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25678, D003749
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ وَمُحَمَّدُ بْنُ مَحْبُوبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الضِّيَافَةُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ فَمَا سِوَى ذَلِكَ فَهُوَ صَدَقَةٌ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail ve Muhammed b. Mahbub, o ikisine Hammad, ona Asım, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla (olan misafirlik) ise (ev sahibi için misafire yapılan) bir sadakadır (iyiliktir, ikramdır)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Et'ime 5, /863
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Mahbub el-Bünanî (Muhammed b. Mahbub)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
KTB, ADAB
Misafirlik, kalma müddeti
Seçki, Güzel ahlak
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ "لَيْسَ الشَّدِيدُ بِالصُّرَعَةِ إِنَّمَا الشَّدِيدُ الَّذِى يَمْلِكُ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَبِ".
Bana Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Pehlivan başkalarını güreşte yenen değildir. Asıl pehlivan, öfkelendiğinde kendine hakim olandır."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38570, MU001647
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ "لَيْسَ الشَّدِيدُ بِالصُّرَعَةِ إِنَّمَا الشَّدِيدُ الَّذِى يَمْلِكُ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَبِ".
Tercemesi:
Bana Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Pehlivan başkalarını güreşte yenen değildir. Asıl pehlivan, öfkelendiğinde kendine hakim olandır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Husnü'l-huluk 1647, 1/357
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Ahlak, güzel ahlak
Müslüman, Hoşgörü, müsamaha
Müslüman, vasıfları
Nefis, nefis terbiyesi
Öfke, öfke kontrolü
Seçki, Güzel ahlak
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ وَمُحَمَّدُ بْنُ مَحْبُوبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الضِّيَافَةُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ فَمَا سِوَى ذَلِكَ فَهُوَ صَدَقَةٌ."
Bize Musa b. İsmail ve Muhammed b. Mahbub, o ikisine Hammad, ona Asım, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla (olan misafirlik) ise (ev sahibi için misafire yapılan) bir sadakadır (iyiliktir, ikramdır)."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279814, D003749-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ وَمُحَمَّدُ بْنُ مَحْبُوبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الضِّيَافَةُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ فَمَا سِوَى ذَلِكَ فَهُوَ صَدَقَةٌ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail ve Muhammed b. Mahbub, o ikisine Hammad, ona Asım, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla (olan misafirlik) ise (ev sahibi için misafire yapılan) bir sadakadır (iyiliktir, ikramdır)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Et'ime 5, /863
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
KTB, ADAB
Misafirlik, kalma müddeti
Seçki, Güzel ahlak
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Hişam (Destevâî), ona babası (Hişam b. Ebu Abdullah Destevâî), ona Katade (b. Di'âme es-Sedusî), ona Zürâre b. Evfâ, ona da Sa'd b. Hişam şöyle rivayet etmiştir: Sa'd b. Hişam hanımını boşadı sonra arazisini satmak için Medine'ye gitti...(6148 nolu) hadisi mana ile rivayette bulundu.
[Sa'd b. Hişam b. Amir, Allah yolunda gazaya niyet ederek Medine'ye geldi ve Medine'de kendine ait bulunan bir arsayı satarak, bedeli ile silah ve at satın almak, böylece ölünceye kadar Bizanslılara karşı cihatta bulunmak istedi. Medine'ye gelince, Medinelilerden bazı kimselerle karşılaştı. Onlar kendisini bu işten nehy ettiler ve ona Nebi'nin (sav) hayatında altı kişilik bir cemaatin bunu yapmak istediğini fakat Hz. Peygamber'in (sav), onları bundan nehyettiğini ve kendilerine; "Benim şahsımda sizin için güzel bir örnek yok mudur?" buyurdu. Onlar, bunu söyleyince Sa'd evvelce boşadığı karısına ric'at etmiş ve ric'at ettiğine şahit de getirdi. Peşinden İbn Abbas'a (ra) gelerek, ona Rasulullah'ın (sav) vitir namazını sordu. İbn Abbas; sana Rasulullah'ın (sav) vitrini yeryüzünde en iyi bileni göstereyim mi? dedi. Sa'd; o kimdir? diye sordu. İbn Abbas; Aişe'dir. Hemen ona git de sor. Sonra gel de sana verdiği cevabı bana haber ver!, dedi. (Sa'd diyor ki): Bunun üzerine ben, Aişe'ye gitmek üzere yola çıktım ve Hakim b. Eflah'a vararak Aişe'ye beraber gitmek üzere, onu yanıma almak istedim. Hakim; ben ona yaklaşmam. Çünkü ben, onu şu iki fırka hakkında bir şey söylemekten nehyettim de o, buna razı olmayarak bildiğini işledi dedi. Ben, Hakim'e yeminle ısrar ettim. Bunun üzerine (Benimle) geldi. Beraberce Aişe'ye gittik. Ve yanına girmek için izin istedik. Aişe bize izin verdi. Yanına girdik. Hakim'i (görünce onu) tanıyarak sen, Hakim misin? dedi. Hakim; evet cevabını verdi. Aişe; yanındaki kimdir? dedi. Hakim; Sa'd b. Hişam'dır cevabını verdi. Aişe; hangi Hişam? dedi. Hakim; Amir'in oğlu dedi. Bunun üzerine Aişe, ona rahmet okudu ve hayırdır inşallah! dedi. (Ravi Katade: Hişam, Uhud harbinde yaralanmıştı demiştir.) (Sa'd diyor ki :) Ey Mü'minlerin annesi! Bana, Resulullah'ın (sav) ahlâkını anlat dedim. Aişe; sen, Kur'an okuyorsun değil mi? dedi. Evet okuyorum dedim. İşte Nebiyyullah'ın (sav) ahlâkı Kur'an'dı dedi. Bunun üzerine ben kalkmaya davrandım. Ve (bundan sonra) ölünceye kadar kimseye bir şey sormamaya niyet ettim. Sonra aklıma geldi de bana, Rasulullah'ın (sav) gece namazını anlat dedim. Aişe; sen Müzemmil sûresini okuyorsun değil mi? dedi. Evet okurum cevabını verdim. Aişe; işte Allah (ac) bu surenin başında gece namazını farz kıldı. Bunun üzerine Nebiyyullah (sav) ile ashabı bir sene gece namazına kalktılar. Allah, bu surenin sonunu on iki ay semada tuttu. Nihayet bu surenin sonunda tahfifi indirdi de artık gece namazı farzdan sonra kılınan bir nafile oldu dedi. Ben; ey Mü'minlerin annesi! Bana Rasulullah'ın (sav) vitrinden haber ver dedim. Aişe; biz, onun misvakını ve abdest suyunu hazırlardık. Allah da onu geceleyin ne zaman uyandırmak dilerse uyandırırdı. Bunu müteâkib misvak tutunur; abdest alır ve dokuz rekât namaz kılardı. Bu rekâtların yalnız sekizincisinde oturur da Allah'ı zikreder; ona hamd eyler ve duada bulunurdu. Sonra selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtı da kılardı. Sonra oturarak Allah'ı zikreder, ona hamd eyler ve duada bulunurdu. Sonra bize işittirecek derecede selâm verirdi. Selam verdikten sonra oturduğu yerden iki rekât namaz kılardı. İşte evladım bu namaz on bir rekâttır. Nebiyyullah (sav) yaşlanıp biraz kilo alınca vitri yedi rekât kılmaya başladı. Bu iki rekâtı yine eskiden kıldığı gibi kıldı. Böylece bu da dokuz rekât oldu yavrucuğum! Nebiyyullah (sav) bir namazı kıldı mı, artık ona devam etmeyi severdi. Şayet kendisine uyku veya bir ağrı galebe çalar da gece namazını kılamazsa (onun yerine) gündüz on iki rekât namaz kılardı Nebiyyullah'ın (sav) bütün Kur'an'ı bir gecede okuduğunu, bütün bir gece sabaha kadar namaz kıldığını ve Ramazandan başka tam bir ay oruç tuttuğunu bilmiyorum dedi. Bunun üzerine ben, İbn Abbas'a giderek Aişe'nin söylediklerini ona anlattım. İbn Abbas; Aişe doğru söylemiş! Onun yakınına gidebilsem yahut yanına girip çıkabilsem mutlaka onun yanma gider, bunları onun ağzından dinlerdim dedi. Ben; senin onun yanına girmediğini bilseydim, onun hadisini sana aktarmazdım dedim.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6149, M001740
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى عَنْ سَعْدِ بْنِ هِشَامٍ أَنَّهُ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ ثُمَّ انْطَلَقَ إِلَى الْمَدِينَةِ لِيَبِيعَ عَقَارَهُ. فَذَكَرَ نَحْوَهُ.
[أَنَّ سَعْدَ بْنَ هِشَامِ بْنِ عَامِرٍ أَرَادَ أَنْ يَغْزُوَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَقَدِمَ الْمَدِينَةَ فَأَرَادَ أَنْ يَبِيعَ عَقَارًا لَهُ بِهَا فَيَجْعَلَهُ فِى السِّلاَحِ وَالْكُرَاعِ وَيُجَاهِدَ الرُّومَ حَتَّى يَمُوتَ فَلَمَّا قَدِمَ الْمَدِينَةَ لَقِىَ أُنَاسًا مِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ فَنَهَوْهُ عَنْ ذَلِكَ وَأَخْبَرُوهُ أَنَّ رَهْطًا سِتَّةً أَرَادُوا ذَلِكَ فِى حَيَاةِ نَبِىِّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَنَهَاهُمْ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ "أَلَيْسَ لَكُمْ فِىَّ أُسْوَةٌ." فَلَمَّا حَدَّثُوهُ بِذَلِكَ رَاجَعَ امْرَأَتَهُ وَقَدْ كَانَ طَلَّقَهَا وَأَشْهَدَ عَلَى رَجْعَتِهَا فَأَتَى ابْنَ عَبَّاسٍ فَسَأَلَهُ عَنْ وِتْرِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَلاَ أَدُلُّكَ عَلَى أَعْلَمِ أَهْلِ الأَرْضِ بِوِتْرِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مَنْ قَالَ عَائِشَةُ. فَأْتِهَا فَاسْأَلْهَا ثُمَّ ائْتِنِى فَأَخْبِرْنِى بِرَدِّهَا عَلَيْكَ فَانْطَلَقْتُ إِلَيْهَا فَأَتَيْتُ عَلَى حَكِيمِ بْنِ أَفْلَحَ فَاسْتَلْحَقْتُهُ إِلَيْهَا فَقَالَ مَا أَنَا بِقَارِبِهَا لأَنِّى نَهَيْتُهَا أَنْ تَقُولَ فِى هَاتَيْنِ الشِّيعَتَيْنِ شَيْئًا فَأَبَتْ فِيهِمَا إِلاَّ مُضِيًّا. - قَالَ - فَأَقْسَمْتُ عَلَيْهِ فَجَاءَ فَانْطَلَقْنَا إِلَى عَائِشَةَ فَاسْتَأْذَنَّا عَلَيْهَا فَأَذِنَتْ لَنَا فَدَخَلْنَا عَلَيْهَا. فَقَالَتْ أَحَكِيمٌ فَعَرَفَتْهُ. فَقَالَ نَعَمْ. فَقَالَتْ مَنْ مَعَكَ قَالَ سَعْدُ بْنُ هِشَامٍ. قَالَتْ مَنْ هِشَامٌ قَالَ ابْنُ عَامِرٍ فَتَرَحَّمَتْ عَلَيْهِ وَقَالَتْ خَيْرًا - قَالَ قَتَادَةُ وَكَانَ أُصِيبَ يَوْمَ أُحُدٍ. فَقُلْتُ يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ أَنْبِئِينِى عَنْ خُلُقِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. قَالَتْ أَلَسْتَ تَقْرَأُ الْقُرْآنَ قُلْتُ بَلَى. قَالَتْ فَإِنَّ خُلُقَ نَبِىِّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ الْقُرْآنَ. - قَالَ - فَهَمَمْتُ أَنْ أَقُومَ وَلاَ أَسْأَلَ أَحَدًا عَنْ شَىْءٍ حَتَّى أَمُوتَ ثُمَّ بَدَا لِى فَقُلْتُ أَنْبِئِينِى عَنْ قِيَامِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَتْ أَلَسْتَ تَقْرَأُ "(يَا أَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ)" قُلْتُ بَلَى. قَالَتْ فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ افْتَرَضَ قِيَامَ اللَّيْلِ فِى أَوَّلِ هَذِهِ السُّورَةِ فَقَامَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَصْحَابُهُ حَوْلاً وَأَمْسَكَ اللَّهُ خَاتِمَتَهَا اثْنَىْ عَشَرَ شَهْرًا فِى السَّمَاءِ حَتَّى أَنْزَلَ اللَّهُ فِى آخِرِ هَذِهِ السُّورَةِ التَّخْفِيفَ فَصَارَ قِيَامُ اللَّيْلِ تَطَوُّعًا بَعْدَ فَرِيضَةٍ. - قَالَ - قُلْتُ يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ أَنْبِئِينِى عَنْ وِتْرِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَتْ كُنَّا نُعِدُّ لَهُ سِوَاكَهُ وَطَهُورَهُ فَيَبْعَثُهُ اللَّهُ مَا شَاءَ أَنْ يَبْعَثَهُ مِنَ اللَّيْلِ فَيَتَسَوَّكُ وَيَتَوَضَّأُ وَيُصَلِّى تِسْعَ رَكَعَاتٍ لاَ يَجْلِسُ فِيهَا إِلاَّ فِى الثَّامِنَةِ فَيَذْكُرُ اللَّهَ وَيَحْمَدُهُ وَيَدْعُوهُ ثُمَّ يَنْهَضُ وَلاَ يُسَلِّمُ ثُمَّ يَقُومُ فَيُصَلِّى التَّاسِعَةَ ثُمَّ يَقْعُدُ فَيَذْكُرُ اللَّهَ وَيَحْمَدُهُ وَيَدْعُوهُ ثُمَّ يُسَلِّمُ تَسْلِيمًا يُسْمِعُنَا ثُمَّ يُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ بَعْدَ مَا يُسَلِّمُ وَهُوَ قَاعِدٌ فَتِلْكَ إِحْدَى عَشْرَةَ رَكْعَةً يَا بُنَىَّ فَلَمَّا أَسَنَّ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَخَذَ اللَّحْمَ أَوْتَرَ بِسَبْعٍ وَصَنَعَ فِى الرَّكْعَتَيْنِ مِثْلَ صَنِيعِهِ الأَوَّلِ فَتِلْكَ تِسْعٌ يَا بُنَىَّ وَكَانَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا صَلَّى صَلاَةً أَحَبَّ أَنْ يُدَاوِمَ عَلَيْهَا وَكَانَ إِذَا غَلَبَهُ نَوْمٌ أَوْ وَجَعٌ عَنْ قِيَامِ اللَّيْلِ صَلَّى مِنَ النَّهَارِ ثِنْتَىْ عَشْرَةَ رَكْعَةً وَلاَ أَعْلَمُ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَرَأَ الْقُرْآنَ كُلَّهُ فِى لَيْلَةٍ وَلاَ صَلَّى لَيْلَةً إِلَى الصُّبْحِ وَلاَ صَامَ شَهْرًا كَامِلاً غَيْرَ رَمَضَانَ. - قَالَ - فَانْطَلَقْتُ إِلَى ابْنِ عَبَّاسِ فَحَدَّثْتُهُ بِحَدِيثِهَا فَقَالَ صَدَقَتْ لَوْ كُنْتُ أَقْرَبُهَا أَوْ أَدْخُلُ عَلَيْهَا لأَتَيْتُهَا حَتَّى تُشَافِهَنِى بِهِ. - قَالَ - قُلْتُ لَوْ عَلِمْتُ أَنَّكَ لاَ تَدْخُلُ عَلَيْهَا مَا حَدَّثْتُكَ حَدِيثَهَا.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Hişam (Destevâî), ona babası (Hişam b. Ebu Abdullah Destevâî), ona Katade (b. Di'âme es-Sedusî), ona Zürâre b. Evfâ, ona da Sa'd b. Hişam şöyle rivayet etmiştir: Sa'd b. Hişam hanımını boşadı sonra arazisini satmak için Medine'ye gitti...(6148 nolu) hadisi mana ile rivayette bulundu.
[Sa'd b. Hişam b. Amir, Allah yolunda gazaya niyet ederek Medine'ye geldi ve Medine'de kendine ait bulunan bir arsayı satarak, bedeli ile silah ve at satın almak, böylece ölünceye kadar Bizanslılara karşı cihatta bulunmak istedi. Medine'ye gelince, Medinelilerden bazı kimselerle karşılaştı. Onlar kendisini bu işten nehy ettiler ve ona Nebi'nin (sav) hayatında altı kişilik bir cemaatin bunu yapmak istediğini fakat Hz. Peygamber'in (sav), onları bundan nehyettiğini ve kendilerine; "Benim şahsımda sizin için güzel bir örnek yok mudur?" buyurdu. Onlar, bunu söyleyince Sa'd evvelce boşadığı karısına ric'at etmiş ve ric'at ettiğine şahit de getirdi. Peşinden İbn Abbas'a (ra) gelerek, ona Rasulullah'ın (sav) vitir namazını sordu. İbn Abbas; sana Rasulullah'ın (sav) vitrini yeryüzünde en iyi bileni göstereyim mi? dedi. Sa'd; o kimdir? diye sordu. İbn Abbas; Aişe'dir. Hemen ona git de sor. Sonra gel de sana verdiği cevabı bana haber ver!, dedi. (Sa'd diyor ki): Bunun üzerine ben, Aişe'ye gitmek üzere yola çıktım ve Hakim b. Eflah'a vararak Aişe'ye beraber gitmek üzere, onu yanıma almak istedim. Hakim; ben ona yaklaşmam. Çünkü ben, onu şu iki fırka hakkında bir şey söylemekten nehyettim de o, buna razı olmayarak bildiğini işledi dedi. Ben, Hakim'e yeminle ısrar ettim. Bunun üzerine (Benimle) geldi. Beraberce Aişe'ye gittik. Ve yanına girmek için izin istedik. Aişe bize izin verdi. Yanına girdik. Hakim'i (görünce onu) tanıyarak sen, Hakim misin? dedi. Hakim; evet cevabını verdi. Aişe; yanındaki kimdir? dedi. Hakim; Sa'd b. Hişam'dır cevabını verdi. Aişe; hangi Hişam? dedi. Hakim; Amir'in oğlu dedi. Bunun üzerine Aişe, ona rahmet okudu ve hayırdır inşallah! dedi. (Ravi Katade: Hişam, Uhud harbinde yaralanmıştı demiştir.) (Sa'd diyor ki :) Ey Mü'minlerin annesi! Bana, Resulullah'ın (sav) ahlâkını anlat dedim. Aişe; sen, Kur'an okuyorsun değil mi? dedi. Evet okuyorum dedim. İşte Nebiyyullah'ın (sav) ahlâkı Kur'an'dı dedi. Bunun üzerine ben kalkmaya davrandım. Ve (bundan sonra) ölünceye kadar kimseye bir şey sormamaya niyet ettim. Sonra aklıma geldi de bana, Rasulullah'ın (sav) gece namazını anlat dedim. Aişe; sen Müzemmil sûresini okuyorsun değil mi? dedi. Evet okurum cevabını verdim. Aişe; işte Allah (ac) bu surenin başında gece namazını farz kıldı. Bunun üzerine Nebiyyullah (sav) ile ashabı bir sene gece namazına kalktılar. Allah, bu surenin sonunu on iki ay semada tuttu. Nihayet bu surenin sonunda tahfifi indirdi de artık gece namazı farzdan sonra kılınan bir nafile oldu dedi. Ben; ey Mü'minlerin annesi! Bana Rasulullah'ın (sav) vitrinden haber ver dedim. Aişe; biz, onun misvakını ve abdest suyunu hazırlardık. Allah da onu geceleyin ne zaman uyandırmak dilerse uyandırırdı. Bunu müteâkib misvak tutunur; abdest alır ve dokuz rekât namaz kılardı. Bu rekâtların yalnız sekizincisinde oturur da Allah'ı zikreder; ona hamd eyler ve duada bulunurdu. Sonra selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtı da kılardı. Sonra oturarak Allah'ı zikreder, ona hamd eyler ve duada bulunurdu. Sonra bize işittirecek derecede selâm verirdi. Selam verdikten sonra oturduğu yerden iki rekât namaz kılardı. İşte evladım bu namaz on bir rekâttır. Nebiyyullah (sav) yaşlanıp biraz kilo alınca vitri yedi rekât kılmaya başladı. Bu iki rekâtı yine eskiden kıldığı gibi kıldı. Böylece bu da dokuz rekât oldu yavrucuğum! Nebiyyullah (sav) bir namazı kıldı mı, artık ona devam etmeyi severdi. Şayet kendisine uyku veya bir ağrı galebe çalar da gece namazını kılamazsa (onun yerine) gündüz on iki rekât namaz kılardı Nebiyyullah'ın (sav) bütün Kur'an'ı bir gecede okuduğunu, bütün bir gece sabaha kadar namaz kıldığını ve Ramazandan başka tam bir ay oruç tuttuğunu bilmiyorum dedi. Bunun üzerine ben, İbn Abbas'a giderek Aişe'nin söylediklerini ona anlattım. İbn Abbas; Aişe doğru söylemiş! Onun yakınına gidebilsem yahut yanına girip çıkabilsem mutlaka onun yanma gider, bunları onun ağzından dinlerdim dedi. Ben; senin onun yanına girmediğini bilseydim, onun hadisini sana aktarmazdım dedim.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1740, /293
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Sa'd b. Hişam el-Ensari (Sa'd b. Hişam b. Amir)
3. Ebu Hâcib Zürâre b. Evfâ el-Haraşî (Zürare b. Evfa)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Abdest, abdest alırken misvak kullanmak
Ahlak, Hz. Peygamber'in ahlakı
İtaat, Allah'a ve Rasûlüne itaat
Namaz, gece namazı ve kılınışı
Namaz, misvak kullanmak
Savaş, ve Barış
Seçki, Güzel ahlak
Vitir Namazı, Vitir namazı
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymun, ona İbn Mehdî, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr), ona da Nevvas b. Sem'ân el-Ensarî şöyle demiştir:
"Rasulullah'a (sav) iyilik ve günahı sordum. Bana şöyle cevap verdi: İyilik, güzel ahlaklı olmak demektir. Günah ise, kalbinin yatışmadığı ve başkalarının haberdar olmasından hoşlanmadığın şeydir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8101, M006516
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمِ بْنِ مَيْمُونٍ حَدَّثَنَا ابْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّوَّاسِ بْنِ سَمْعَانَ الأَنْصَارِىِّ قَالَ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْبِرِّ وَالإِثْمِ فَقَالَ: "الْبِرُّ حُسْنُ الْخُلُقِ وَالإِثْمُ مَا حَاكَ فِى صَدْرِكَ وَكَرِهْتَ أَنْ يَطَّلِعَ عَلَيْهِ النَّاسُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymun, ona İbn Mehdî, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr), ona da Nevvas b. Sem'ân el-Ensarî şöyle demiştir:
"Rasulullah'a (sav) iyilik ve günahı sordum. Bana şöyle cevap verdi: İyilik, güzel ahlaklı olmak demektir. Günah ise, kalbinin yatışmadığı ve başkalarının haberdar olmasından hoşlanmadığın şeydir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6516, /1061
Senetler:
1. Nevvas b. Sem'ân el-Kilâbî (Nevvas b. Sim'an b. Halid b. Abdullah b. Amr)
2. Ebu Abdurrahman Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî (Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik b. Âmir)
3. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Cübeyr el-Hadrami (Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik)
4. Ebu Hamza Muaviye b. Salih el-Hadramî (Muaviye b. Salih b. Hudeyr b. Said)
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
Konular:
KTB, ADAB
KTB, GÜNAH
MÜSLÜMANLARIN BİRBİRLERİNE KARŞI ÖDEVLERİ
Seçki, Güzel ahlak
Sevap, sevap
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ قَيْسٍ - قَاصِّ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ - عَنْ أَبِى صِرْمَةَ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ أَنَّهُ قَالَ حِينَ حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ كُنْتُ كَتَمْتُ عَنْكُمْ شَيْئًا سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "لَوْلاَ أَنَّكُمْ تُذْنِبُونَ لَخَلَقَ اللَّهُ خَلْقًا يُذْنِبُونَ يَغْفِرُ لَهُمْ."
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys Ömer b. Abdülaziz, ona Muhammed b. Kays, ona Ömer, ona Ebu Sırma, ona da Ebu Eyyüb vefatı anında şunu söylemiştir.
"Size Rasulullah'tan (sav) dinlediğim bir şeyi söylemeyi gizlemiştim. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim:
"Siz günah işlemeseniz, Allah başka bir topluluk yaratır, bu topluluk günah işler (sonra tevbe eder), Allah da onların (tevbesini kabul edip) bağışlardı."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13214, M006963
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ قَيْسٍ - قَاصِّ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ - عَنْ أَبِى صِرْمَةَ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ أَنَّهُ قَالَ حِينَ حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ كُنْتُ كَتَمْتُ عَنْكُمْ شَيْئًا سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "لَوْلاَ أَنَّكُمْ تُذْنِبُونَ لَخَلَقَ اللَّهُ خَلْقًا يُذْنِبُونَ يَغْفِرُ لَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys Ömer b. Abdülaziz, ona Muhammed b. Kays, ona Ömer, ona Ebu Sırma, ona da Ebu Eyyüb vefatı anında şunu söylemiştir.
"Size Rasulullah'tan (sav) dinlediğim bir şeyi söylemeyi gizlemiştim. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim:
"Siz günah işlemeseniz, Allah başka bir topluluk yaratır, bu topluluk günah işler (sonra tevbe eder), Allah da onların (tevbesini kabul edip) bağışlardı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6963, /1127
Senetler:
1. Halid b. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Ebu Eyyüb)
2. Ebu Sırme Malik b. Ebu Kays el-Mazini (Kays b. Malik b. Enes)
3. Muhammed b. Kays el-Kâs (Muhammed b. Kays)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, GÜNAH
Seçki, Güzel ahlak
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ وَالْمُؤْمِنُ مَنْ أَمِنَهُ النَّاسُ عَلَى دِمَائِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَيُرْوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ سُئِلَ أَىُّ الْمُسْلِمِينَ أَفْضَلُ ؟ قَالَ « مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ » . وَفِي البَابِ عَنْ جَابِر وَ أَبو مُوسَى وَ عَبْدُ الله بْنِ عَمْرٍو.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona el-Ka'ka b. Hakîm, ona Ebu Salih ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda (şerrinden) emin oldukları kimsedir."
Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, hasen-sahihtir. Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah'ın Rasulü, müslümanların en faziletlisi hangisidir?" diye soruldu. "Müslümanların, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende oldukları kişidir." buyurdu.
Bu konuda Câbir, Ebu Musa ve Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15241, T002627
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ وَالْمُؤْمِنُ مَنْ أَمِنَهُ النَّاسُ عَلَى دِمَائِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَيُرْوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ سُئِلَ أَىُّ الْمُسْلِمِينَ أَفْضَلُ ؟ قَالَ « مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ » . وَفِي البَابِ عَنْ جَابِر وَ أَبو مُوسَى وَ عَبْدُ الله بْنِ عَمْرٍو.
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona el-Ka'ka b. Hakîm, ona Ebu Salih ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda (şerrinden) emin oldukları kimsedir."
Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, hasen-sahihtir. Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah'ın Rasulü, müslümanların en faziletlisi hangisidir?" diye soruldu. "Müslümanların, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende oldukları kişidir." buyurdu.
Bu konuda Câbir, Ebu Musa ve Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 12, 5/17
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ka'ka' b. Hakîm el-Kinanî (Ka'ka' b. Hakîm)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
DOĞRULUK VE YALANCILIK
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Müslüman, vasıfları
Seçki, Güzel ahlak
Bize Zeyd b. el-Hubâb, ona Muaviye b. Sâlih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî'yi, ona da babası (Cübeyr b. Nüfeyr)şöyle rivayet etmiştir:
Nevvâs b. Sem'ân el-Ensârî, Rasulullah'a (sav) iyilik ve günah (kötülük) hakkında sordu. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu:
"İyilik, güzel ahlaktır. Günah (kötülük) ise gönlüne huzursuzluk düşüren ve insanların bilmelerini istemediğin şeydir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
66084, HM017783
Hadis:
حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ الْحَضْرَمِيَّ يَذْكُرُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ النَّوَّاسِ بْنِ سَمْعَانَ الْأَنْصَارِيِّ أَنَّهُ سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ الْبِرِّ وَالْإِثْمِ فَقَالَ الْبِرُّ حُسْنُ الْخُلُقِ وَالْإِثْمُ مَا حَاكَ فِي نَفْسِكَ وَكَرِهْتَ أَنْ يَطَّلِعَ النَّاسُ عَلَيْهِ
Tercemesi:
Bize Zeyd b. el-Hubâb, ona Muaviye b. Sâlih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî'yi, ona da babası (Cübeyr b. Nüfeyr)şöyle rivayet etmiştir:
Nevvâs b. Sem'ân el-Ensârî, Rasulullah'a (sav) iyilik ve günah (kötülük) hakkında sordu. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu:
"İyilik, güzel ahlaktır. Günah (kötülük) ise gönlüne huzursuzluk düşüren ve insanların bilmelerini istemediğin şeydir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Nevvas b. Sem'ân el-Kilâbî 17783, 6/59
Senetler:
()
Konular:
KTB, GÜNAH
KTB, İYİLİK, BİRR,
Seçki, Güzel ahlak
حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ الشَّاعِرِ حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ اللَّيْثِىُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ - يَعْنِى ابْنَ سَعْدٍ - حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"يَدْخُلُ الْجَنَّةَ أَقْوَامٌ أَفْئِدَتُهُمْ مِثْلُ أَفْئِدَةِ الطَّيْرِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14123, M007162
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ الشَّاعِرِ حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ اللَّيْثِىُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ - يَعْنِى ابْنَ سَعْدٍ - حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"يَدْخُلُ الْجَنَّةَ أَقْوَامٌ أَفْئِدَتُهُمْ مِثْلُ أَفْئِدَةِ الطَّيْرِ."
Tercemesi:
Bize Haccac b. Şair, ona Ebu Nadr Haşim b. Kâsım eI-Leysî, ona İbrahim (yani İbn Sa'd), ona babası, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Cennete kalpleri kuş kalbi gibi olan birtakım kavimler girecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7162, /1166
Senetler:
()
Konular:
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Seçki, Güzel ahlak