1027 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdula’lâ, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Hammâd b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes bu hadisin bir benzerini bize aktarmışlardır. İbn Ebu Ömer, ona Sûfyân, ona İbn Münkedir, ona da Câbir şöyle demiştir: Yahudiler şöyle de derlerdi: “Kişi karısının ön deliğine arkadan yaklaşıp cinsel ilişkide bulunursa ve bir çocuğu olursa o çocuk şaşı olur.” derledi. Bunun üzerine "Kadınlarınız sizin için nesil yetiştiren tarlalarınızdır. Bu yüzden tarlanıza nasıl isterseniz öylece varın" (Bakara 223) ayeti indirildi. Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân b. Ebu Huseym, ona İbn Sâbit, ona da Hafsa bt. Abdurrahman, ona da Ümmü Seleme (r.anha) rivâyet ettiğine göre Rasulullah (sav), "Kadınlarınız, tarlalarınızdır; tarlalarınıza dilediğiniz şekilde varın" (Bakara, 223) ayeti hakkında "Yani tek yoldan dilediğiniz şekilde" buyurmuştur. Tirmizî der ki: Bu hadis hasendir. İbn Huseym: Abdullah b. Osman’dır. İbn Sâbıt: Abdurrahman b. Abdullah b. Sabit el Cumahî, Mekkelidir. Hafsa: Ebu Bekir es-Sıddık’ın oğlu Abdurrahman’ın kızıdır. “سِمَامٍ وَاحِدٍ” şeklinde sin harfi ile de rivayet edilmiştir. (mana aynıdır)
Bize Abd b. Humeyd, ona Hasan b. Musa, ona Yakub b. Abdullah el-Eş'arî, ona Cafer b. Ebu Muğîre, ona Saîd b. Cübeyr, ona İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Ömer, Rasulullah'a (sav) gelerek “Mahvoldum” dedi. Rasulullah (sav) de "seni mahveden nedir?" Buyurdu. Ömer “Bu gece bineğime ters bindim (hanımımı yüzü koyun yatırarak ilişkide bulundum)” dedi. Peygamber (sav), ona bir karşılık vermedi. Râvi der ki: Ardından "kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın" (Bakara, 223) ayeti nazil oldu ve Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "ister önden yaklaş ister öne arkadan yaklaş, ancak dübür deliğinden ve hayız halinden sakın." Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Yakub b. Abdullah el Eş’arî, Yakub el Kummî’dir.
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyân, ona İbn Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, "eşine arkasından yaklaşarak (ön taraftan) ilişki kuran kimsenin çocuğu şaşı gözlü olur" demişlerdi. Bunun üzerine "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın" ayeti inmiştir.
Bize İsmail, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Ebu Talha Medine'de Ensâr arasında en fazla hurmalığa sahip olan kimseydi. Malları içinde en çok sevdiği, mescidin karşısında bulunan "Beyruhâ" (isimli bahçe) idi. Rasulullah (sav) da Beyruhâ'ya girer ve içindeki güzel sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" (Alu İmrân, 92) ayeti indirilince, Ebu Talha kalktı ve "ey Allah'ın Rasulü, Allah "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" buyuruyor. Mallarımın bana en sevimli olanı Beyruhâ'dır. Orası artık Allah için sadakadır. Ben bu sadakanın hayrını ve Allah katında bunun ahiret azığı olmasını umarım. Ey Allah'ın Rasulü, bu bahçemi Allah'ın Sana gösterdiği uygun bir yere sarf et" dedi. Allah Rasulü (sav) de "ne güzel, ne kadar hoş! Beyruhâ sahibine kazanç getiren bir maldır, Beyruhâ kazanç getiren bir maldır. Ben senin dediğini işittim. Ben bu bahçeyi hısımların arasında bölüştürmeni ve onlara vermeni uygun görüyorum" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha "Ben de böyle yaparım ey Allah'ın Rasulü" dedi ve ardından o bahçeyi akraba ve hısımlarına pay etti. Abdullah b. Yusuf ve Ravh b. Ubâde "ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ" şeklinde ifade etmişler, Yahya b. Yahya ise "ben Mâlik'in huzurunda "مَالٌ رَايِحٌ" şeklinde okudum" demiştir.
Bize İsmail, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Ebu Talha Medine'de Ensâr arasında en fazla hurmalığa sahip olan kimseydi. Malları içinde en çok sevdiği, mescidin karşısında bulunan "Beyruhâ" (isimli bahçe) idi. Rasulullah (sav) da Beyruhâ'ya girer ve içindeki güzel sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" (Alu İmrân, 92) ayeti indirilince, Ebu Talha kalktı ve "ey Allah'ın Rasulü, Allah "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" buyuruyor. Mallarımın bana en sevimli olanı Beyruhâ'dır. Orası artık Allah için sadakadır. Ben bu sadakanın hayrını ve Allah katında bunun ahiret azığı olmasını umarım. Ey Allah'ın Rasulü, bu bahçemi Allah'ın Sana gösterdiği uygun bir yere sarf et" dedi. Allah Rasulü (sav) de "ne güzel, ne kadar hoş! Beyruhâ sahibine kazanç getiren bir maldır, Beyruhâ kazanç getiren bir maldır. Ben senin dediğini işittim. Ben bu bahçeyi hısımların arasında bölüştürmeni ve onlara vermeni uygun görüyorum" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha "Ben de böyle yaparım ey Allah'ın Rasulü" dedi ve ardından o bahçeyi akraba ve hısımlarına pay etti. Abdullah b. Yusuf ve Ravh b. Ubâde "ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ" şeklinde ifade etmişler, Yahya b. Yahya ise "ben Mâlik'in huzurunda "مَالٌ رَايِحٌ" şeklinde okudum" demiştir.
Bize İsmail, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Ebu Talha Medine'de Ensâr arasında en fazla hurmalığa sahip olan kimseydi. Malları içinde en çok sevdiği, mescidin karşısında bulunan "Beyruhâ" (isimli bahçe) idi. Rasulullah (sav) da Beyruhâ'ya girer ve içindeki güzel sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" (Alu İmrân, 92) ayeti indirilince, Ebu Talha kalktı ve "ey Allah'ın Rasulü, Allah "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" buyuruyor. Mallarımın bana en sevimli olanı Beyruhâ'dır. Orası artık Allah için sadakadır. Ben bu sadakanın hayrını ve Allah katında bunun ahiret azığı olmasını umarım. Ey Allah'ın Rasulü, bu bahçemi Allah'ın Sana gösterdiği uygun bir yere sarf et" dedi. Allah Rasulü (sav) de "ne güzel, ne kadar hoş! Beyruhâ sahibine kazanç getiren bir maldır, Beyruhâ kazanç getiren bir maldır. Ben senin dediğini işittim. Ben bu bahçeyi hısımların arasında bölüştürmeni ve onlara vermeni uygun görüyorum" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha "Ben de böyle yaparım ey Allah'ın Rasulü" dedi ve ardından o bahçeyi akraba ve hısımlarına pay etti. Abdullah b. Yusuf ve Ravh b. Ubâde "ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ" şeklinde ifade etmişler, Yahya b. Yahya ise "ben Mâlik'in huzurunda "مَالٌ رَايِحٌ" şeklinde okudum" demiştir.