58 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ, ona Kardeşi İsa b. Abdurrahman, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ebu Eyyub’un naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Biriniz hapşırdığı zaman Elhamdü lillâhi alâ külli hâl/Her halim için Allah'a (cc) hamd olsun” desin. Onun duasına karşılık verecek olan da “Yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın” desin. Hapşıran da buna mukabil “Yehdîkümüllahu ve yüslihu bâleküm/Allah (cc) sizi hidayetten ayırmasın ve halinizi ıslah eylesin” desin. Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ hadisin bir benzerini aynı isnadla nakletti. Tirmizi dedi ki: Şu'be bu hadisi bu şekilde, yani İbn Ebu Leyla’dan, o Eyyub’den, o da Rasulullah’tan (sav) nakletmiştir. İbn Ebu Leyla bazen karıştırdığı için bu hadisi kâh "Eyyub'den, o da Rasulullah'tan" diyerek kâh "Ali'den, o da Rasulullah'tan (sav)" diyerek naklederdi. (Tirmizi dedi ki:) Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Yahyâ es-Sekafî el-Mervezî, onlara Yahya b. Said el-Kattân, ona İbn Ebu Leylâ, ona kardeşi İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ali, Rasulullah’tan (sav) bu hadisin bir benzerini nakletmiştir.
Açıklama: İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî - Daifü'l-hadis olmakla tenkid edilmektedir.
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ, ona kardeşi İsa b. Abdurrahman, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ebu Eyyub'un naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz hapşırdığı zaman 'Elhamdü lillâhi alâ külli hâl/Her halim için Allah'a (cc) hamd olsun' desin. Onun duasına karşılık verecek olan da 'Yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın' desin. Hapşıran da buna mukabil 'Yehdîkümüllahu ve yuslihu bâleküm/Allah (cc) sizi hidayetten ayırmasın ve halinizi ıslah eylesin' desin. Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ hadisin bir benzerini aynı isnadla nakletti. (Tirmizî) dedi ki: Şu'be bu hadisi, İbn Ebû Leyla'dan, o Ebu Eyyub'den, o da Rasulullah'tan (sav) bu şekilde nakletmiştir. İbn Ebu Leyla bazen hadisi karıştırır, kâh (Ebu Eyyub'den, o da Rasulullah'tan (sav) diyerek, kâh (Ali'den, o da Rasulullah'tan (sav) diyerek rivayet ederdi. (Tirmizi dedi ki:) Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Yahyâ es-Sekafî el-Mervezî, onlara Yahya b. Said el-Kattân, ona İbn Ebu Leylâ, ona kardeşi İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ali (ra) Rasulullah'tan (sav) hadisin bir benzerini nakletmiştir.
Açıklama: İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî - Daifü'l-hadis olmakla tenkid edilmektedir.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Abdullah b. İdris, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hazim, ona Cerir b. Abdullah el-Beceli Şöyle demiştir: Müslüman olduğumdan beri Rasulullah (sav) ne zaman yanına girmek istersem izin vermiştir. Beni ne zaman görse mutlaka bana tebessüm etmiştir. O'na atın üzerinde sabit duramadığımdan şikâyet ettim, eliyle göğsüme vurdu ve şöyle buyurdu: "Ey Allah'ım, onu sabit tut ve onu insanları doğru yola ileten, kendisi de doğru yolda olan bir kişi eyle!"
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona Hakîm b. Deylem, ona Ebu Bürde b. Ebu Musa’nın naklettiğine göre Ebu Musa şöyle demiştir: Yahudiler, Rasulullah (sav) kendilerine “Yerhamukallah/Allah sana rahmet etsin” desin diye onun yanında ikide bir aksırır gibi yaparlardı. Fakat Hz. Peygamber onlara “Yehdîkumullahu ve yuslihu bâleküm/Allah size hidayet versin ve halinizi ıslah eylesin” buyururlardı. Aynı konuda Hz. Ali, Ebu Eyyüb, Salim b. Ubeyd, Abdullah b. Cafer ve Ebu Hureyre’den de hadis nakledilmiştir. (Tirmizî) dedi ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Bize Malik b. İsmail, ona Abdülaziz b. Ebu Seleme, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz aksırdığında 'Elhamdülillah (Allah'a hamd olsun)' desin. Mümin kardeşi veya arkadaşı ona 'yerhamükallah (Allah sana merhamet etsin)' desin. Kendisine 'yerhamükallah' denildiğinde o kimse de 'yehdîkümüllahu ve yüslihu bâleküm (Allah sizlere hidayet eylesin ve halinizi ıslah eylesin)' diye dua etsin."
Bize Ali b. Muhammed 231 yılında, ona Veki 195 yılında, ona A‘meş’in meclisinde Süfyan, ona Halid döneminde Amr b. Mürre el-Cümelî, ona Abdullah b. Hâris el-Müktib, ona Talk b. Kays el-Hanefî, ona İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etti: Nebî (sav) şöyle dua ederdi: "Rabbim! Bana yardım et ve aleyhimde (düşmanıma) yardım etme. Yardımını benden esirgeme ve aleyhimde (düşmanımı) destekleme. Tuzağını (bela/ istidrac) düşmanıma ulaştır, bana değil. Beni hayırlı işlere yönelt ve hayır yolunda ilerlemeyi bana kolaylaştır. Bana zulüm ve haksızlık edene karşı bana yardım et. Ey Rabbim! Beni sana çok şükreden, çok zikreden (anan), senden çok korkan, sana çok itaat eden, sana çokça boyun eğip tevazu gösteren, sana çok yalvarıp yakaran ve tevbe ile sana yönelen biri eyle. Ey Rabbim! Benim tövbemi kabul eyle, günahımı gider, duamı kabul et, kalbimi hidayet üzerine daim kıl, dilimi doğrulukla hakkı söylemekten ayırma, delilimi sabit kıl ve kalbimi her türlü kinden arındır." Ebu Hasan et-Tanâfisî dedi ki: Ben, Vekî'e: Bu duayı vitir namazının kunutunda okuyabilir miyim? dedim O: Evet, dedi.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللهم تَقَبَّلْ تَوْبَتِى وَاغْسِلْ حَوْبَتِى