38 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. Abdullah, ona Malik, ona da Zeyd b. Eslem, ona da babası (Eslem) şöyle demiştir: Ben Ömer b. Hattâb'ın (ra) beraber çarşıya çıktım. Yolda genç bir kadın Ömer’e yetişip “Ey Müminlerin Emiri! Eşim şehit oldu, Geride küçük çocuklar bıraktı. Allah’a yemin ederim ki onlar henüz bir koyun paçasını bile pişirecek yaşta değiller. Ne tarlaları var ne de hayvanları. Onların açlıktan öleceğinden korkuyorum. Ben, Hudeybiye’de Peygamber (sav) ile birlikte bulunan Gıfâr kabilesinden Hufâf b. İmâ el-Gıfârî’nin kızıyım” dedi. Bunun üzerine Ömer yoluna devam etmeyip o kadının yanında durdu. Sonra kadına hitaben “Kureyş'e yakın bir nesebe merhaba” dedi. Ardından evde bağlı duran, güçlü bir deveye yöneldi. O devenin üzerine iki çuval dolusu yiyecek, ayrıca nafaka ve giyecek yükledi. Deveye dizginini vererek kadına uzattı ve “bu yükü rızık edin, bu tükenmeden Allah sizlere hayır verecektir” dedi. Orada bulunan bir adam “ey Müminlerin Emiri, bu kadına çok verdin” dedi. Ömer de “Anan seni kaybetsin (yani seni doğurmamış olsaydı keşke)! Vallahi ben bu kadının babasıyla ve kardeşiyle birlikte bir kaleyi kuşattığımızı, o kaleyi fethettiklerini ve sonra bizim onların ganimetinden hissemizi aldığımızı hatırlıyorum!” dedi.
Bize Haramî b. Hafs, ona Abdulvâhid, ona Umâra, ona Ebu Zür’a b. Amr b. Cerîr, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah, kendi yolunda cihada çıkan kimseye ‘Onu evinden çıkaran şey yalnız bana iman ve elçilerimi tasdik ise, nail olacağı ecir ve ganimetle (sağ salim yurduna) geri getireceğim veya cennete koyacağım' diye taahhütte bulunmuştur. Ümmetime meşakkat verecek olmasaydım, hiçbir cihad müfrezesinin arkasından geri kalmazdım. Yemin olsun ki Allah yolunda öldürülüp diriltilmek, ondan sonra öldürülüp diriltilmek, ondan sonra da öldürülmek isterdim!"
Bize Hasan b. Ali, ona Abdüssamed b. Abdülvâris, ona İkrime b. Ammâr, ona Ebu Zümeyl Simâk el-Hanefî, ona İbn Abbas, ona da Ömer b. Hattâb şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Yâ Rasulullah! Falan kimse şehit düştü' denildiğinde, 'Asla! Ben onu ganimet malından aşırdığı bir elbiseyle cehennemde gördüm' dedi. Sonra da 'Ey Ali! Kalk da insanlara üç kere 'Gerçek şu ki, cennete sadece müminler girecektir' diye seslen' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih-garîb olduğunu söylemiştir.]
Bize Muhammed b. Sehl b. Asker el-Bağdâdî, ona Kasım b. Kesîr el-Mısrî, ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Sehl b. Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona babası (Ebu Ümâme Es'ad b. Sehl) ona da dedesi (Sehl b. Huneyf el-Ensârî), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim kalben samimi bir şekilde Allah'tan (cc) şehit olmayı isterse, Allah (cc) onu yatağında ölse bile şehitler mertebesine ulaştırır." [Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Sehl b. Huneyf rivayeti hasen-garib bir hadistir. Zira bu hadisi sadece Abdurrahman b. Şurayh rivayetiyle biliyoruz. Bu hadisi Abdullah b. Salih, Abdurrahman b. Şurayh'tan rivayet etmiştir. Abdurrahman b. Şurayh'in künyesi Ebu Şurayh'tır ve İskenderiyelidir. Bu konuda Muaz b. Cebel'den de rivayet mevcuttur.]
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan (es-Sevrî), ona A'meş (Süleyman b. Mihran), ona da Ebu Vâil (Şakik b. Seleme), Ebu Musa'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip 'Kabilesi için savaşan mı, cesareti için savaşan mı yoksa gösteriş için savaşan kimse mi Allah yolundadır?' diye sorduğunda, Rasulullah (sav) 'Allah'ın davasının en yüce olması için savaşan kimse ancak Allah yolunda savaşmıştır' buyurdu."
Bize Harmele b. Yahya el-Mısrî ve Ahmed b. İsa el-Mısrî, onlara Abdullah b. Vehb, ona Ebu Şurayh Abdurrahman b. Şurayh, ona Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona babası (Es'ad b. Sehl), ona da dedesi (Sehl b. Huneyf), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim samimi bir şekilde Allah'tan (cc) şehit olmayı isterse, yatağında ölse bile Allah onu şehitler mertebesine ulaştırır."
Bize Müsedded, ona Yahya b. Said (el-Kattân), ona Yahya b. Said el-Ensârî, ona Ebu Salih, ona da Ebu Huryere (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ümmetime zorluk verecek olmasam, hiçbir seriyyeden geri kalmazdım. Ancak ne (seriyye için) bir binek ne de onları bindireceğim kimseyi bulmam mümkün değildir. Benim ardımda kalmaları (bana katılmamaları) da bana ağır gelir. Gerçekten Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip ardından öldürülmeyi, ardından tekrar diriltilmeyi çok isterim."
Bize Hibbân, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Sümâme b. Abdullah b. Enes, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Enes'in dayısı Haram b. Milhân, Bi'ru Maûne savaşında mızrakla yaralandığında, bedeninden fışkıran kana ellerini bulayıp yüzüne ve başına sürmüş, sonra da 'Kâbe'nin Rabbine yemin ederim ki, ben kazandım' demiştir."