حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا الأسود بن شيبان قال حدثنا خالد بن شمير قال حدثني بشير بن نهيك قال أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال : ما اسمك قال زحم قال بل أنت بشير فبينما أنا أماشي النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا بن الخصاصية ما أصبحت تنقم على الله أصبحت تماشي رسول الله صلى الله عليه وسلم قلت بأبي أنت وأمي ما أنقم على الله شيئا كل خير قد أصبت فأتى على قبور المشركين فقال لقد سبق هؤلاء خيرا كثيرا ثم أتى على قبور المسلمين فقال لقد أدرك هؤلاء خيرا كثيرا فإذا رجل عليه سبتيتان يمشي بين القبور فقال يا صاحب السبتيتين ألق سبتيتك فخلع نعليه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165522, EM000829
Hadis:
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا الأسود بن شيبان قال حدثنا خالد بن شمير قال حدثني بشير بن نهيك قال أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال : ما اسمك قال زحم قال بل أنت بشير فبينما أنا أماشي النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا بن الخصاصية ما أصبحت تنقم على الله أصبحت تماشي رسول الله صلى الله عليه وسلم قلت بأبي أنت وأمي ما أنقم على الله شيئا كل خير قد أصبت فأتى على قبور المشركين فقال لقد سبق هؤلاء خيرا كثيرا ثم أتى على قبور المسلمين فقال لقد أدرك هؤلاء خيرا كثيرا فإذا رجل عليه سبتيتان يمشي بين القبور فقال يا صاحب السبتيتين ألق سبتيتك فخلع نعليه
Tercemesi:
— Beşîr ibni Nehik anlattığına göre şöyle demiştir:
— Peygamber (SalUülahü Aleyhi ve Sillem) gelip şöyle buyurdu: — İsmin nedir?» Beşîr :
— Zahirn, dedi. Peygamber:
— Hayır, sen Beşir'sin!» buyurdu.
— Ben Peygamber (Salfollahü Aleyhi ve Selîem) 1e beraber yürüdüğüm sırada şöyle buyurdu:
«— Ey Hâsaşıyye oğlu! Allah'a razı olmuyor musun? Allah'ın Resulü He beraber yürüyorsun.» Dedim ki:
— Annem ve babam sana feda olsun; ben Allah'a hiç bir şeyle nza göstermemezlik etmiyorum; her hayırlı şeye (Allah tarafından) kavuş* tum. Sonra (Peygamber) Müşriklerin kabirlerine gelip, şöyle buyurdu:
— Şunlar, çok büyük hayırdan mahrum olmuşlardır.» Sonra Müslümanların kabirlerine gelip, şöyle buyurdu: «— Şunlar, çok büyük hayra kavuştular.» Bir de (sahtiyan) ayakkabı giyinmiş olan bir adam mezarlar arasında yürüyordu; Peygamber ona:
«— Ey sahtiyan ayakkabılar sahibi! Ayakkabılarını bırak,» dedi. O da ayakkabılarını çıkardı.[379]
Bu hadîs-i şerifi rivayet eden B e ş î r 'in eski adı «2 a h i m» olup büyük annesi «H a s a s ı y y e» lâkabını taşıyordu. Bunun oğlu olarak künyelendiğinden Peygamber (SalUtllahü Aleyhi ve SeUem) ona nispet ederek B e ş î r 'e hitap etmiştir. Z â h i m , sıkışmak ve sıkıştırmak manalarından gelen bir isim olduğundan, böyle bir isimle isimlenmeyi Hz. Peygamber uygun görmeyip, ona müjdeleyici manasına gelen cBeşir» ismini vermişti. Aynı hadîs-i şerif 775 sayıda geçmiştir. Daha geniş bilgi için oraya bakılsın.[380]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 829, /655
Senetler:
1. İbn Hasâsiyye Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî (Beşîr b. Zeyd b. Ma'bed b. Dabbâb)
2. Beşir b. Nehîk es-Sedûsî (Beşir b. Nehîk)
3. Halid b. Sümeyr es-Sedusi (Halid b. Sümeyr)
4. Ebu Şeyban Esved b. Şeyban es-Sedûsi (Esved b. Şeyban)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Kabir, ziyareti
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن منصور سمعت أبا عثمان مولى المغيرة بن شعبة يقول سمعت أبا هريرة يقول : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم الصادق المصدوق أبا القاسم صلى الله عليه وسلم يقول لا تنزع الرحمة إلا من شقى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164380, EM000374
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن منصور سمعت أبا عثمان مولى المغيرة بن شعبة يقول سمعت أبا هريرة يقول : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم الصادق المصدوق أبا القاسم صلى الله عليه وسلم يقول لا تنزع الرحمة إلا من شقى
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'nin şöyle dediği işiülmiştir:
— Doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik edilen Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Se!lem)'in şöyle buyurduğunu işittim:
«— Rahmet, ancak şakî'den çıkarılır (alınır).»[735]
Şekavet sahibi kimselerden, zalimlerden şefkat ve merhamet duygulan sıyrılıp çıktığı gibi, bu hallerinin cezası olarak da Allah Tealâ onlara gerek dünyada, gerekse âhirette merhamet etmez. Cezalarını çekerler. Çünkü Allah, acıyıp merhamet edenlere rahmetini indirir.[736]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 374, /309
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
İnsan, Bedbaht kimseler
İnsan, en şerlisi
İnsan, insanların karakter farklılığı yaratılıştandır
Merhamet, hayvanlara
Merhamet, insanlara
حدثنا عارم قال حدثنا سعيد بن زيد عن سنان قال حدثنا أنس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يدخل علينا أهل البيت فدخل يوما فدعا لنا فقالت أم سليم خويدمك ألا تدعو له قال اللهم أكثر ماله وولده وأطل حياته واغفر له فدعا لي بثلاث فدفنت مائة وثلاثة وان ثمرتي لتطعم في السنة مرتين وطالت حياتي حتى استحييت من الناس وأرجو المغفرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164928, EM000653
Hadis:
حدثنا عارم قال حدثنا سعيد بن زيد عن سنان قال حدثنا أنس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يدخل علينا أهل البيت فدخل يوما فدعا لنا فقالت أم سليم خويدمك ألا تدعو له قال اللهم أكثر ماله وولده وأطل حياته واغفر له فدعا لي بثلاث فدفنت مائة وثلاثة وان ثمرتي لتطعم في السنة مرتين وطالت حياتي حتى استحييت من الناس وأرجو المغفرة
Tercemesi:
— Enes (ibni Malik) bize anlatıp demiştir ki, Peygamber (Sallaiiahü Aleyhi ve Sellem) yanımıza —Ehl-i Beyte— gelirlerdi. Bir gün gelip bize dua etti. (Annem) Uramü Süleym (beni kasdederek) dedi ki; bu küçük hizmetçin, ona dua eder misin? Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«— Allah'ım! Malını ve çocuğunu çoğalt, ömrünü uzat ve onu mağfiret et.»
Hz. Peygamber bana üç şeyle dua etti: öyle ki, evlad ve torunlarım çoğalıp (veba sonucu) onlardan yüz üç kişi gömdüm. Meyvalarım da senede iki defa mahsul veriyordu. Hayatım da o kadar uzadı ki, insanlardan utanmaya başladım. Artık âhiret için de, mağfiret umuyorum, (Böylece Hz. Peygamberin, hakkımdaki üç talebi gerçekleşmiş olacaktır.).[27]
149. hadîs münasebetiyle birinci ciltte, ümmü S ü I e y m 'İn hal tercemesİne doir bilgi verilmişti. Hz. En es ibni Malik'in annesi olup, bu künyesi İle şöhret bulmuştur. Ismİ üzerinde ihtilâf vardır.
Hadîs-i şeriften anlıyoruz ki, mal ve evlâd çokluğu İle uzun ömür istemekte bir beis yoktur. Hayırlı ve bereketli olmak şartı ile mal, evlâd çokluğu ve uzun ömür hem insanın şahsı hakkında, hem de cemiyet için faydalıdır. Sonunda mağfiret dileği de, bu bereketin husulünü İstemekten ibaret olup, ebedî saadete kavuşmanın yolu bulunuyor.
Rivayet edildiğine göre E n e s (Radiyallahu anh) şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana üç şeyi dua etti. Bunların İkisine dünyada kavuştum. Üçüncüsüne de âhirette kavuşacağımı umuyorum. Yâni dünyada mal ve evlât çokluğu ile uzun ömre kavuştum. Allah'ın mağfiretine de âhirette kavuşacağımı umuyorum. Yine rivayet edildiğine göre, E n e s 'in gümüş yüzüğünden başka sahip olduğu altın ve gümüşü' yoktu. Zenginliği malından ve malının bereketinden ileri geliyordu. Yaşının da yüz yedi seneye ulaştığı İfade edilmektedir.[28]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 653, /511
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, mucizeleri
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا سفيان عن بن جدعان قال سمعت أنس بن مالك يقول : كان أبو طلحة يجثو بين يدي رسول الله صلى الله عليه وسلم وينثر كنانته ويقول وجهي لوجهك الوقاء ونفسي لنفسك الفداء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165084, EM000802
Hadis:
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا سفيان عن بن جدعان قال سمعت أنس بن مالك يقول : كان أبو طلحة يجثو بين يدي رسول الله صلى الله عليه وسلم وينثر كنانته ويقول وجهي لوجهك الوقاء ونفسي لنفسك الفداء
Tercemesi:
— Enes ibni Malik’in şöyle dediği işitilmiştir:
«Ebû Talha, Resululah (sallalalhu aleyhi ve selem)’in önünde diz çökerdi ve torbasını atarak şöyle derdi:
Yüzüm yüzüne siperdir, canım da canına fedadır.[325]
Ebu Talha ensardan olup adı, Zeyddir.Ok atıcılığı ile şöhret oklarına aşını kaldırdıkça, Ebû yükselmiş "ve onu korumuş ve : Bağrım, bağrının T a I h a göğüs önündedir, deMistiyAkabe bîatında ve Uhud savaşı ile ondan sonraki savaşlarda bulunrrtu^tu. Huneyn savaşında:
«Kim bir kâfir öldürürse, onun eşyası öldürene aittir.» Diye Peygamberin emri olunca, o gün Ebû Ta I ha yirmi kişi öldürerek eşyalarını almıştı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun hakkında :
Ordu içinde Ebû Talhtı'nın sesi, yüz kişiden daha hayırlıdır.» Buyurmuştur. Kendisinden 92 hadîs-i şerif rivayet edilmiştir. Hz. Pey-ga m berin fedaisi olduğunu fiil ve sözleriyle ispatlamış, cesur ve fedakâr bİrkah romandı. Bu hasletine binaen : Yüzüm yüzüne siperdir, canım da ^ canına fedadır, diye bir beyt de söylemiştir. Bu ifadelerini Peygamber huzurunda yaptıkları cihetle, onun bu hareketi tasvib gördüğünden söylenmesi nd^\ beis yoktur.
EbûVfalha, Hz. Osman'ın hilâfetinin sonlarına doğru hicretin 31-34- yıllaVt arasında bir rivayette Medine'de, diğer bir rivayete göre de ihtiyarlığına nağmen çıktığı bir savaş yolculuğunda denizde yetmiş yaşında olduğu halde vçfat etmiştir. Gemide altı gün kaldıktan sonra rasgelinen bir adaya naklederek gömüldü. Bu altı gün içinde cenazesinin hiç değişmediği ve bir koku\ıkarmadığı da rivayet edilmektedir.[326]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 802, /634
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Müslüman, peygamber sevgisi
حدثنا عبد الله بن أبي بكر ومسلم نحوه قالا حدثنا الأسود بن شيبان عن أبي نوفل بن أبي عقرب : أن أباه سأل النبي صلى الله عليه وسلم عن الصوم فقال صم يوما من كل شهر قلت بأبي أنت وأمي زدني قال زدني زدني صم يومين من كل شهر قلت بأبي أنت وأمي زدني فإني أجدني قويا فقال إني أجدني قويا إني أجدني قويا فأفحم حتى ظننت أنه لن يزيدني ثم قال صم ثلاثا من كل شهر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165010, EM000731
Hadis:
حدثنا عبد الله بن أبي بكر ومسلم نحوه قالا حدثنا الأسود بن شيبان عن أبي نوفل بن أبي عقرب : أن أباه سأل النبي صلى الله عليه وسلم عن الصوم فقال صم يوما من كل شهر قلت بأبي أنت وأمي زدني قال زدني زدني صم يومين من كل شهر قلت بأبي أنت وأمي زدني فإني أجدني قويا فقال إني أجدني قويا إني أجدني قويا فأفحم حتى ظننت أنه لن يزيدني ثم قال صم ثلاثا من كل شهر
Tercemesi:
— Ebû Nevfel'den rivayet edildiğine göre,babası Ebû Akreb Peygamber (SoltallaHti Aleyhi ve Sellcm) 'e oruçtan sordu. Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu:
— Her aydan bir gün oruç tut.» Ben dedim ki:
— Anam-babam sana feda olsun; bana ilâve et. Peygamber:
«— Bana ilâve et, bana ilâve et! Her aydan iki gün oruç tut.» dedi. Ben dedim ki:
— Anam - babam sana feda olsun; bana ilâve et, çünkü ben, kendimi kuvvetli buluyorum. Bunun üzerine Peygamber buyurdu:
«— Ben kendimi kuvvetli buluyorum, ben kendimi kuvvetli buluyorum!» Sonra sükût etti. Ben de zannettim ki, artık bana ilâve etmiye-cek. Sonra şöyle buyurdu:
«— Her aydan üç gün oruç tut.»[183]
Aslen Mekke'I i olup, sonra Basra'ya yerleşen Ebû Akreb, ashabı kİramdandır. Her aydan bir gön oruç tutmayı azımsadığından, bu davranışını Hz. Peygamber hoş görmeyerek âdeta onu ayıplar mahiyette, söylediği sözü tekrarlamıştı. Çünkü bir sorunun cevabı alındığı zaman, aynı şey üzerinde iki veya üç defa durmak edebe münasib düşmez. Hz. Peygamber, Ebû Akreb'in hem isteğini yerine getirdiler, hem de ona tariz yolu ile ihtarda bulunmuş oldular.
Her aydan üç gönü oruç tutmak böylece sünnet olan bir ibadettir. Bu İbadet her ayın onüç, ondört ve onbeşİncî günlerini oruç tutmakla yerine getirilir. Ayın başından, sonundan ve ortasından birer gün tutarak da eda edilir. Oruçlarda kamerî aylara itibar edilir ve haram günlerde oruç tutulmaz. Ramazan bayram günü, şevval ayının birinci günü olduğu halde, bugün oruç tutu I mayı p ertesi gün tutulur. Sünnet olarak tutulan oruçların fazileti büyüktür. Şevval ayından altı gün oruç tutmak ayrıca bir sünnet olup, bunun faziletine dair hadîsler vardır.[184]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 731, /576
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Oruç, Nafile Oruç, ayda üç gün oruç tutmak
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن سعد بن إبراهيم قال حدثني عبد الله بن شداد قال سمعت عليا رضي الله عنه يقول : ما رأيت النبي صلى الله عليه وسلم يفدي رجلا بعد سعد سمعته يقول ارم فداك أبي وأمي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165497, EM000804
Hadis:
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن سعد بن إبراهيم قال حدثني عبد الله بن شداد قال سمعت عليا رضي الله عنه يقول : ما رأيت النبي صلى الله عليه وسلم يفدي رجلا بعد سعد سمعته يقول ارم فداك أبي وأمي
Tercemesi:
— Hazreti Ali (Radiyaltahu arth)'tn şöyle dediği işitilmiştir: Peygamber (SaUaİlahü Aleyhi ve SeHemyin, Sa'd'dan sonra hiç bir adama fidye verdiğini görmedim. Onun şöyle dediğini işittim:
— (Düşmana okunu) at, anam ve babam sana feda olsun.»[329]
Uhud savaşı devam ederken düşman saflarından bîr kişi, sürekli ok atışları ile müslüâmanlan baskı altında tutuyordu. Buna karşı ok atınalt üzere hazırlanan Sa'd İbni Ebİ Vakkas hazretlerine:
«— At! Anam - babam sana feda olsun.-
Diye Peygamber buyurmuştu. Sa'd'in attığı ok, adama tam isabet ederek onu yere yuvarladı. Bu manzaradan Peygamber hoşlanarak güldö. Hadîsin tamamını Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir.
«Anam ve babam sana feda olsun.» sözü, gerçekten yerine getirilecek bir iş olmadığı halde, bunun söylen meşindeki hikmet, birbirine karşı beslenen sevginin kuvvetlenmesini temindir, kardeşlik bağlarını sağlamtaşhrmakıtr.[330]
805— Büreyde'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi vtSeltem) Mescid'e çıktı; Ebû Musa (Abdullah ibni Kays El-Eş'arî) de Kur'an okuyordu. Peygamber (benim için):
«Bu kim » diye sordu. Ben Büreyde'yim, şana feda olmuşum, dedim. Peygamber (Ebû Musa'yı işaret ederek):
«Buna, Peygamber Davud'un güzel seslerinden bir ses verilmiştir.» buyurdu.[331]
Bu hadîs-i şerif, «anam, babam sana feda olsun» sözünün cevazı münasebetiyle getirilmiş olduğu halde, burada anam ve babam lâfzı geçmemektedir. Yalnız şahsın feda edilişi zikredilmekle arada bir münasebet kurulmuştur. Diğer taraftan Ebû Musa El-Eş'arî diye künyesi ile şöhret bulan Abdullah ibnİ Kays'ın sesinin güzel olduğuna ve dolo yısiyle Kur'an'ı güzel seda ve ahenkle, kıraat usullerine riayet ederek oke manın İyİ bir iş olduğuna işaret vardır. Ebû Musa El- Eş'arî 'nin hal tercemesi hakkında 1. ciltte 118 sayılı hadîs münasebetiyle gerekli bilgi verilmişti. Bitgi edinmek için adı geçen hadîsin açıklamasına bakılsın.[332]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 804, /636
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
حدثنا معاذ بن فضالة عن هشام عن حماد عن زيد بن وهب عن أبي ذر قال : انطلق النبي صلى الله عليه وسلم نحو البقيع وانطلقت أتلوه فالتفت فرآني فقال يا أبا ذر فقلت لبيك يا رسول الله وسعديك وأنا فداؤك فقال إن المكثرين هم المقلون يوم القيامة إلا من قال هكذا وهكذا في حق قلت الله ورسوله أعلم فقال هكذا ثلاثا ثم عرض لنا أحد فقال يا أبا ذر فقلت لبيك رسول الله وسعديك وأنا فداؤك قال ما يسرني أن أحدا لآل محمد ذهبا فيمسي عندهم دينار أو قال مثقال ثم عرض لنا واد فاستنتل فظننت أن له حاجة فجلست على شفير وأبطأ على قال فخشيت عليه ثم سمعته كأنه يناجي رجلا ثم خرج إلي وحده فقلت يا رسول الله من الرجل الذي كنت تناجي فقال أو سمعته قلت نعم قال فإنه جبريل أتاني فبشرني أنه من مات من أمتي لا يشرك بالله شيئا دخل الجنة قلت وإن زنى وإن سرق قال نعم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165085, EM000803
Hadis:
حدثنا معاذ بن فضالة عن هشام عن حماد عن زيد بن وهب عن أبي ذر قال : انطلق النبي صلى الله عليه وسلم نحو البقيع وانطلقت أتلوه فالتفت فرآني فقال يا أبا ذر فقلت لبيك يا رسول الله وسعديك وأنا فداؤك فقال إن المكثرين هم المقلون يوم القيامة إلا من قال هكذا وهكذا في حق قلت الله ورسوله أعلم فقال هكذا ثلاثا ثم عرض لنا أحد فقال يا أبا ذر فقلت لبيك رسول الله وسعديك وأنا فداؤك قال ما يسرني أن أحدا لآل محمد ذهبا فيمسي عندهم دينار أو قال مثقال ثم عرض لنا واد فاستنتل فظننت أن له حاجة فجلست على شفير وأبطأ على قال فخشيت عليه ثم سمعته كأنه يناجي رجلا ثم خرج إلي وحده فقلت يا رسول الله من الرجل الذي كنت تناجي فقال أو سمعته قلت نعم قال فإنه جبريل أتاني فبشرني أنه من مات من أمتي لا يشرك بالله شيئا دخل الجنة قلت وإن زنى وإن سرق قال نعم
Tercemesi:
— Ebû Zer'den rivayet edildiğine göre, şöyle anlatmıştır: «Peygamber (Sallallahü A leyhi ve Sellem) (Medine'de bir semt olan ve halen de bir kabristan olarak korunan) Bakî tarafına gitti. Ben de gittim onu takip ediyordum. Bir de dönüp hemen beni görünce, şöyle buyurdu: — Ey Ebû Zer!» Ben de:
—Emrindeyim daima, ey Allah'ın Resulü, hizmetindeyim daima ve ben sana fedayım. Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu:
«— Mal çoğaltanlar, kıyamet günü (sevab) azaltanlardır; ancak hak yolunda, şunn şu kadar, buna bu kadar deyip harcayanlar müstesnadır.» Ben dedim ki:
— Allah ve Resulü en iyi bilendir. Peygamber (eli ile işaret ederek söylediği) :
«Şuna şu kadar» sözünü üç defa söyledi. Sonra karşımıza Uhud Dağı (SalUülahü Aleyhi ve Seltemftikuıca Peygamber : «— Ey Ebû Zer!» dedi. Ben de:
— Emrindeyim daima, ey Allah'ın Resulü, hizmetindeyim daima ve ben sana fedayım, dedim. Peygamber şöyle buyurdu:
-— Uhud Dağı, Muhammed ailesi için altın olup da onların yanında bir gece — yahut dedi ki, bir miskal — kalması, beni sevindirmez.» Sonra Önümüze bir vadi geldi de, Peygamber ileri geçip açıldı. Onun bir haceti olduğunu sanmıştım. Ben bir kenarda oturdum. Bana dönmesi gecikti. (Ebû Zer dedi ki, Peygambere bir şey ölür diye bu gecikmeden korktum.) Sonra sanki bir adamla konuşuyormuş gibi, fısıltısını işittim. Sonra yalnız başına bana geldi. Ben:
— Ey Allah'ın Resulü, o fısıldaştığm adam kimdi? diye sordum. Bana dedi ki:
«— Sen onu işittin mi?»
— Evet, dedim. Peygamber:
— O, Cibril'di. Bana geldi de, ümmetimden Allah'a hiç bir şeyi ortak fcoşmaksızın ölen kimsenin Cennete gireceği müjdesini bana verdi.» buyurdu. Ben dedim ki, zina ederse ve hırsızlık yaparsa da ma (cennete girecek)? Peygamber:
«— Evet!» buyurdu.[327]
Bu hadîs-i şerîf «canım sana feda olsun» demenin cevazına bir delil olarak bu bölümde yer almış olmakla, bize şu gerçekleri de ifade etmektedir:
1— Mal biriktirmenin ve istifçilik etmenin kıyamet günü büyük zarara ve sevab azlığına sebep olacağı muhakkaktır. Dinimiz çalışmayı ve kazanmayı emrediyor, hayır yollarına yatırım yapmak için. Yoksa ihtiyaçtan fazla mal biriktirip stop yapmak için değil. Bu tutum da insanları asla tembelliğe sevk etmez. Zira çatışıp da fazla kazandığı malı hayır yollarına harcayan kimse âhİrette çok büyük manevî menfaatlere kavuşacağına inanmıştır. Böylece asıl kârlı olan kendisi olmuştur. Böyle bir kazancı elde edebilmek için insanın çok çalışması icab eder. Onun için Peygamber (Sallaüahü Aleyhi ve Sellem) :
— Uhud dağı kadar ailemin altını bulunsa ve bundan bir altın evimde gecelese, buna sevinmem.»
Ancak Hz. Peygamberin hoşuna gidecek ve onu sevindirecek olar. tarafı, böyle bîr hazinenin ihtiyaçlılara ve hayır yollarına harcanmış olmasıdır. Gaye, maddî ve manevî güçle meşru olan lüzumlu yerlere yatırım yaparak Allah'ın emanet ettiği dine hizmet etmektir.
2— Allah'a ortak koşmak, ona eş ve yardımcı edinmek günahı en büyük bir günahtır ve imansızlıktır. İmandan mahrum olan da ebedî olarak Cehennemde kalır. Böyte imansızlığa sebep teşkil etmeyecek şekilde diğer günahları İşlemek, hele zina ve hırsızlık gibi suçları işlemek iman çerçevesi içinde en büyük günahlardandır. Fakat bunların haram olduğuna inanarak bunları işleyen kimse günahkâr olur, dinden çıkmış olmaz. Bunun için mümin vasfını taşır. Müminler de büyük günah işleseler bile, Cennet'e gireceklerdir. Allah dilediği mücrimlere dilediği kadar azap edecek, sonra da onları Cennet'e koyacaktır. Dilediği bir kısım günahkârları da bağışlayarak azab çektirmeden Cennet'e koyacaktır. Netice itibariyle mü'minlerm hepsi Cennete girmiş olacaklardır.[328]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 803, /635
Senetler:
()
Konular:
Borç, Hz. Peygamber borç konusunda çok hassas idi
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Müslüman, peygamber sevgisi
Sahabe, Hz. Peygambere soruları, teyit etmek için
Şirk, şirk koşmak
حدثنا علي بن الحسن قال أخبرنا الحسين قال حدثنا عبد الله بن بريدة عن أبيه : خرج النبي صلى الله عليه وسلم إلى المسجد وأبو موسى يقرأ فقال من هذا فقلت أنا بريدة جعلت فداك قال قد أعطي هذا مزمارا من مزامير آل داود
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165498, EM000805
Hadis:
حدثنا علي بن الحسن قال أخبرنا الحسين قال حدثنا عبد الله بن بريدة عن أبيه : خرج النبي صلى الله عليه وسلم إلى المسجد وأبو موسى يقرأ فقال من هذا فقلت أنا بريدة جعلت فداك قال قد أعطي هذا مزمارا من مزامير آل داود
Tercemesi:
Büreyde'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi vtSeltem) Mescid'e çıktı; Ebû Musa (Abdullah ibni Kays El-Eş'arî) de Kur'an okuyordu. Peygamber (benim için):
«Bu kim » diye sordu. Ben Büreyde'yim, şana feda olmuşum, dedim. Peygamber (Ebû Musa'yı işaret ederek):
«Buna, Peygamber Davud'un güzel seslerinden bir ses verilmiştir.» buyurdu.[331]
Bu hadîs-i şerif, «anam, babam sana feda olsun» sözünün cevazı münasebetiyle getirilmiş olduğu halde, burada anam ve babam lâfzı geçmemektedir. Yalnız şahsın feda edilişi zikredilmekle arada bir münasebet kurulmuştur. Diğer taraftan Ebû Musa El-Eş'arî diye künyesi ile şöhret bulan Abdullah ibnİ Kays'ın sesinin güzel olduğuna ve dolo yısiyle Kur'an'ı güzel seda ve ahenkle, kıraat usullerine riayet ederek oke manın İyİ bir iş olduğuna işaret vardır. Ebû Musa El- Eş'arî 'nin hal tercemesi hakkında 1. ciltte 118 sayılı hadîs münasebetiyle gerekli bilgi verilmişti. Bitgi edinmek için adı geçen hadîsin açıklamasına bakılsın.[332]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 805, /637
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Kur'ân, güzel/ doğru okumak