Kibriya, benim ridâm; azamet ise, benim izârımdır.
Açıklama: Kibriya ve azamet, her ikisi de ululuk, yücelik manalarına gelmektedir. Rida (vücudun üst tarafına), izar (vücudun alt tarafına) giyilen elbisedir. Allah Teala'nın teşbih ile giysiler üzerinden verdiği mesaj dikkat çekicidir. Esasında giysiler yoluyla insanlar arasında üstünlük, kibir gibi durumların olmayacağını, yüceliğin esas sahibi kendisi olduğunu bildiren bir teşbihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287034, ŞKMŞ1465
Hadis:
الْكِبْرِيَاءُ رِدَائِي وَالْعَظَمَةُ إِزَارِي
Tercemesi:
Kibriya, benim ridâm; azamet ise, benim izârımdır.
Açıklama:
Kibriya ve azamet, her ikisi de ululuk, yücelik manalarına gelmektedir. Rida (vücudun üst tarafına), izar (vücudun alt tarafına) giyilen elbisedir. Allah Teala'nın teşbih ile giysiler üzerinden verdiği mesaj dikkat çekicidir. Esasında giysiler yoluyla insanlar arasında üstünlük, kibir gibi durumların olmayacağını, yüceliğin esas sahibi kendisi olduğunu bildiren bir teşbihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kudâî, Müsnedü'ş-Şihâb, Hadisler , 2/332
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Öneri Formu
Hadis Id, No:
52963, KK1/3
Hadis:
الرَّحْمـنِ الرَّحِيمِ
Tercemesi:
O, rahmândır ve rahîmdir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Fatiha 1/3, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Allah İnancı, rahmetinden umut kesilmez
Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak olan sensin. Allah asla sözünden dönmez.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53016, KK3/9
Hadis:
رَبَّنَا إِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَ
Tercemesi:
Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak olan sensin. Allah asla sözünden dönmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Âl-i Imrân 3/9, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Allah İnancı, kıyamet günü hükümranlığı
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Bize İsâm b. Hâlid rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Harîz b. Osman, Sa’d b. Mersed er-Rahabî’den rivayet etti. Sa’d b. Mersed şöyle dedi: Abdurrahman b. Havşeb’den, onun da Sevbân b. Şehr el-Eş‘arî’den rivayet ettiğini işittim: Abdülmelik ile birlikte Deyrü’l-Merran’da tahtında otururken Küreyb b. Ebrehe’den şunları duydum: Abdülmelik kibirden bahsetti. Küreyb bunun üzerine şöyle dedi: Ebu Reyhâne’yi şöyle derken işittim: Rasullah’ın (sav) şu söylediğini duydum:
"Kibir asla cennete giremez." Oradaki birisi şöyle dedi: 'Ey Allah’ın resulü! Kırbacımın kayışı ve terliğimin tokasının güzel olması hoşuma gider.' Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bu kibir değildir. Yüce Allah güzeldir ve güzeli sever. Kibir hak yoldan şaşmak ve başkalarını hor görmektir.
Bu hadisteki 'hablân' kelimesiyle 'kırbaç bağı kastedilmektedir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
64848, HM017339
Hadis:
حَدَّثَنَا عِصَامُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا حَرِيزُ بْنُ عُثْمَانَ عَنْ سَعْدِ بْنِ مَرْثَدٍ الرَّحَبِيِّ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ حَوْشَبٍ يُحَدِّثُ عَنْ ثَوْبَانَ بْنِ شَهْرٍ الْأَشْعَرِيِّ قَالَ سَمِعْتُ كُرَيْبَ بْنَ أَبْرَهَةَ وَهُوَ جَالِسٌ مَعَ عَبْدِ الْمَلِكِ عَلَى سَرِيرِهِ بِدَيْرِ الْمُرَّانِ وَذَكَرَ الْكِبْرَ فَقَالَ كُرَيْبٌ سَمِعْتُ أَبَا رَيْحَانَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ:
" لَا يَدْخُلُ شَيْءٌ مِنْ الْكِبْرِ الْجَنَّةَ فَقَالَ قَائِلٌ يَا نَبِيَّ اللَّهِ إِنِّي أُحِبُّ أَنْ أَتَجَمَّلَ بِحَبْلَانِ سَوْطِي وَشِسْعِ نَعْلِي فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ ذَلِكَ لَيْسَ بِالْكِبْرِ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ جَمِيلٌ يُحِبُّ الْجَمَالَ إِنَّمَا الْكِبْرُ مَنْ سَفِهَ الْحَقَّ وَغَمَصَ النَّاسَ بِعَيْنَيْهِ يَعْنِي بِالْحَبْلَانِ سَيْرَ السَّوْطِ وَشِسْعَ النَّعْلِ"
Tercemesi:
Bize İsâm b. Hâlid rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Harîz b. Osman, Sa’d b. Mersed er-Rahabî’den rivayet etti. Sa’d b. Mersed şöyle dedi: Abdurrahman b. Havşeb’den, onun da Sevbân b. Şehr el-Eş‘arî’den rivayet ettiğini işittim: Abdülmelik ile birlikte Deyrü’l-Merran’da tahtında otururken Küreyb b. Ebrehe’den şunları duydum: Abdülmelik kibirden bahsetti. Küreyb bunun üzerine şöyle dedi: Ebu Reyhâne’yi şöyle derken işittim: Rasullah’ın (sav) şu söylediğini duydum:
"Kibir asla cennete giremez." Oradaki birisi şöyle dedi: 'Ey Allah’ın resulü! Kırbacımın kayışı ve terliğimin tokasının güzel olması hoşuma gider.' Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bu kibir değildir. Yüce Allah güzeldir ve güzeli sever. Kibir hak yoldan şaşmak ve başkalarını hor görmektir.
Bu hadisteki 'hablân' kelimesiyle 'kırbaç bağı kastedilmektedir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Reyhâne 17339, 5/859
Senetler:
1. Ebu Reyhâne Şem'ûn b. Zeyd el-Ezdî (Şemûn b. Zeyd b. Hanâfe)
2. Ebu Raşid Küreyb b. Ebrehe el-Esbahi (Küreyb b. Ebrehe Esbahi)
3. Sevban b. Şehr el-Eşari (Sevban b. Şehr)
4. Abdurrahman b. Havşeb en-Nadri (Abdurrahman b. Havşeb)
5. Said b. Mersed er-Rahabî (Said b. Mersed)
6. Harîz b. Osman er-Rahabi (Harîz b. Osman b. Cebr b. Ahmed b. Es'ad)
7. Ebu İshak İsam b. Halid el-Hadramî (İsam b. Halid)
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Allah İnancı, Cemil, Tayyib, Kerim
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, uzaklaştıran bazı davranışlar
Kibir, Kibir ve gurur
Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî imlâ yoluyla, ona Ebû Saîd Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd el-Basrî hicrî 340 yılında Mekke’de Mescid-i Haram’da, ona el-Abbas b. Abdullah et-Terkufî, ona Ebû Müshir Abdul’a’lâ b. Müshir, ona Saîd b. Abdülaziz, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Zerr el-Ğifârî (ra), ona da Rasûlullah (sav) Cenâb-ı Hakk’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Ben zulmü kendime haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Dolayısıyla birbirinize zulmetmeyin!
Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hatâ edersiniz, ben de bütün günahları bağışlarım; ve aldırmam. Dolayısıylal benden mağfiret isteyin ki, sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Benim doyurduklarım dışında hepiniz açsınız; benden rızık isteyin ki, size rızık vereyim.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız; benden sizi giydirmemi isteyin ki, giyecek vereyim.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en müttakî olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümde hiçbir şeyi ziyadeleştirmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en günahkâr olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümden hiçbir şeyi eksiltmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, bir meydanda toplanıp benden istekte bulunsanız ve ben de herkese istediği her şeyi tek tek versem, bu, benim mülkümden ancak bir iğnenin denize batırılıp (çıkarıldığı) zaman o denizde meydana getirdiği eksiklik kadar bir noksanlık doğurur.
Ey kullarım! Şu sizin amellerinizi ben sizin için saklıyorum, dolayısıyla kim hayır bulursa, Allah’a hamd etsin! Hayırdan başka bir şeyle karşılaşan da, kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın!"
[Bunu Müslimes-Sahîh’de Ebû Bekir b. İshak es-Sağânî vasıtasıyla Ebû Müshir’den rivâyet etmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148438, BS011614
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ الأَصْبَهَانِىُّ إِمْلاَءً حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ : أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ زِيَادٍ الْبَصْرِىُّ بِمَكَّةَ فِى الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ سَنَةَ أَرْبَعِينَ وَثَلاَثِمِائَةٍ حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ التَّرْقُفِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُسْهِرٍ : عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ مُسْهِرٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىِّ عَنْ أَبِى ذَرٍّ الْغِفَارِىِّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَنِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَنَّهُ قَالَ :
" إِنِّى حَرَّمْتُ الظُّلْمَ عَلَى نَفْسِى وَجَعَلْتُهُ بَيْنَكُمْ مُحَرَّمًا فَلاَ تَظَالَمُوا يَا عِبَادِى إِنَّكُمُ الَّذِينَ تُخْطِئُونَ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَأَنَا الَّذِى أَغْفِرُ الذُّنُوبَ وَلاَ أُبَالِى فَاسْتَغْفِرُونِى أَغْفِرْ لَكُمْ يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ جَائِعٌ إِلاَّ مَنْ أَطْعَمْتُ فَاسْتَطْعِمُونِى أُطْعِمْكُمْ يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ عَارٍ إِلاَّ مَنْ كَسَوْتُهُ فَاسْتَكْسُونِى أَكْسُكُمْ يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ كَانُوا عَلَى أَتْقَى قَلْبِ رَجُلٍ مِنْكُمْ لَمْ يَزِدْ ذَلِكَ فِى مُلْكِى شَيْئًا يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ كَانُوا عَلَى أَفْجَرِ قَلْبِ رَجُلٍ مِنْكُمْ لَمْ يَنْقُصْ ذَلِكَ مِنْ مُلْكِى شَيْئًا يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ اجْتَمَعُوا فِى صَعِيدٍ وَاحِدٍ فَسَأَلُونِى ثُمَّ أَعْطَيْتُ كُلَّ إِنْسَانٍ مِنْهُمْ مَا سَأَلَ لَمْ يَنْقُصْ ذَلِكَ مِنْ مُلْكِى شَيْئًا إِلاَّ كَمَا يَنْقُصُ الْبَحْرُ يُغْمَسَ فِيهِ الْمِخْيَطُ غَمْسَةً وَاحِدَةً يَا عِبَادِى إِنَّمَا هِىَ أَعْمَالُكُمْ أَحْفَظُهَا عَلَيْكُمْ فَمَنْ وَجَدَ خَيْرًا فَلْيَحْمَدِ اللَّهَ وَمَنْ وَجَدَ غَيْرَ ذَلِكَ فَلاَ يَلُومَنَّ إِلاَّ نَفْسَهُ ".
[ رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ إِسْحَاقَ الصَّغَانِىِّ عَنْ أَبِى مُسْهِرٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî imlâ yoluyla, ona Ebû Saîd Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd el-Basrî hicrî 340 yılında Mekke’de Mescid-i Haram’da, ona el-Abbas b. Abdullah et-Terkufî, ona Ebû Müshir Abdul’a’lâ b. Müshir, ona Saîd b. Abdülaziz, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Zerr el-Ğifârî (ra), ona da Rasûlullah (sav) Cenâb-ı Hakk’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Ben zulmü kendime haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Dolayısıyla birbirinize zulmetmeyin!
Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hatâ edersiniz, ben de bütün günahları bağışlarım; ve aldırmam. Dolayısıylal benden mağfiret isteyin ki, sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Benim doyurduklarım dışında hepiniz açsınız; benden rızık isteyin ki, size rızık vereyim.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız; benden sizi giydirmemi isteyin ki, giyecek vereyim.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en müttakî olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümde hiçbir şeyi ziyadeleştirmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en günahkâr olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümden hiçbir şeyi eksiltmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, bir meydanda toplanıp benden istekte bulunsanız ve ben de herkese istediği her şeyi tek tek versem, bu, benim mülkümden ancak bir iğnenin denize batırılıp (çıkarıldığı) zaman o denizde meydana getirdiği eksiklik kadar bir noksanlık doğurur.
Ey kullarım! Şu sizin amellerinizi ben sizin için saklıyorum, dolayısıyla kim hayır bulursa, Allah’a hamd etsin! Hayırdan başka bir şeyle karşılaşan da, kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın!"
[Bunu Müslimes-Sahîh’de Ebû Bekir b. İshak es-Sağânî vasıtasıyla Ebû Müshir’den rivâyet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11614, 12/39
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
3. Rabi'a b. Yezid el-İyadî (Rabi'a b. Yezid el-İyadî)
4. Said b. Abdülaziz et-Tennuhi (Said b. Abdülaziz b. Ebu Yahya)
5. Ebu Müshir Abdula'la b. Müshir el-Ğassani (Abdula'la b. Müshir b. Abdula'la)
6. Abbas b. Abdullah et-Terkufî (Abbas b. Abdullah b. Ezdaz)
7. Ebu Saîd Ahmed b. Muhammed el-Anezî (Ahmed b. Muhammed b. Ziyad b. Bişr)
8. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Esbehânî (Abdullah b. Yusuf b. Ahmed b. Bâmûye)
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Haklar, haklara saygı
Kader, kader-amel ilişkisi
Teşvik edilenler, Zulme mani olmak
Tevbe, istiğfar, bağışlanma dilemek
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا أبو همام محمد بن الزبرقان قال حدثنا يونس بن عبيد عن الحسن عن الأسود بن سريع قلت : يا رسول الله إني مدحت ربي عز وجل بمحامد قال أما إن ربك يحب الحمد ولم يزده على ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165553, EM000859
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا أبو همام محمد بن الزبرقان قال حدثنا يونس بن عبيد عن الحسن عن الأسود بن سريع قلت : يا رسول الله إني مدحت ربي عز وجل بمحامد قال أما إن ربك يحب الحمد ولم يزده على ذلك
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Hemmam Muhammed b. ez-Zibrikân, ona Yunus b. Ubeyd, ona Hasan, ona Esved b. Serî nakletti. Ben, "Ey Allah'ın Rasulü! Ben İzzet ve Celal sahibi olan Rabbim'i bir takım övgülerle methettim." dedim. Allah Rasulü de "İyi bil ki, gerçekten, Rabbin övülmeyi sever." buyurdu ve bu sözüne başka bir şey eklemedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 859, /670
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Hitabet, Şiir ve şairler
عبد الرزاق عن معمر عن الاعمش عن المنهال بن عمرو عن سعيد بن جبير قال : سألت ابن عباس عن قوله : (وكان عرشه على الماء) قلت : على أي شئ كان الماء قبل أن يخلق شئ ؟ قال : على متن الريح ، قال ابن جريج : قال سعيد بن جبير : فقال ابن عباس : فكان يصعد إلى السماء بخار كبخار الانهار ، فاستصبر ، فعاد صبيرا فذلك قوله : (ثم استوى إلى السماء وهي دخان) قال ابن جريج : قال عمرو وعطاء : فبعث الله رياحا ، فصفقت الماء ، فأبرزت في موضع البيت عن خشفة كأنها القبة ، فهذا البيت منها ، فلذلك هي أم القرى .
قال ابن جريج : قال عطاء : ثم وتدها الله بالجبال كيلا تكفا قال : وكان أول جبل أبو قبيس.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
78605, MA009089
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن الاعمش عن المنهال بن عمرو عن سعيد بن جبير قال : سألت ابن عباس عن قوله : (وكان عرشه على الماء) قلت : على أي شئ كان الماء قبل أن يخلق شئ ؟ قال : على متن الريح ، قال ابن جريج : قال سعيد بن جبير : فقال ابن عباس : فكان يصعد إلى السماء بخار كبخار الانهار ، فاستصبر ، فعاد صبيرا فذلك قوله : (ثم استوى إلى السماء وهي دخان) قال ابن جريج : قال عمرو وعطاء : فبعث الله رياحا ، فصفقت الماء ، فأبرزت في موضع البيت عن خشفة كأنها القبة ، فهذا البيت منها ، فلذلك هي أم القرى .
قال ابن جريج : قال عطاء : ثم وتدها الله بالجبال كيلا تكفا قال : وكان أول جبل أبو قبيس.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Menâsik 9089, 5/90
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Kur'an, Ayet Yorumu
عبد الرازق عن معمر عن أيوب عن عكرمة أن عليا قتل قوما كفروا بعد إسلامهم ، وأحرقهم بالنار ، فبلغ ذلك ابن عباس فقال : لو كنت لقتلتهم ، ولم أحرقهم ، لان رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : من بدل - أو قال : من رجع عن - دينه فاقتلوه ، ولا تعذبوا بعذاب الله ، يعني النار ، قال : فبلغ قول ابن عباس عليا فقال : ويح ابن عباس .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
79600, MA009413
Hadis:
عبد الرازق عن معمر عن أيوب عن عكرمة أن عليا قتل قوما كفروا بعد إسلامهم ، وأحرقهم بالنار ، فبلغ ذلك ابن عباس فقال : لو كنت لقتلتهم ، ولم أحرقهم ، لان رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : من بدل - أو قال : من رجع عن - دينه فاقتلوه ، ولا تعذبوا بعذاب الله ، يعني النار ، قال : فبلغ قول ابن عباس عليا فقال : ويح ابن عباس .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Cihâd 9413, 5/213
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Savaş, Savaş durumu, hainleri ateşle yakmak meselesi
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن أبي إسحاق عن أبي تميمة التيمي قال : جاء أعرابي النبي صلى الله عليه وسلم فقال : أيا تدعو ؟ فقال : أدعوك إلى الذي إذا يبست أرضك وأجدبت دعوته فأنبت لك ، وأدعوك إلى الذي إذا نزل بك الضر دعوته فكشف عنك ، وأدعوك إلى الذي إذا أضللت ضالة وأنت بأرض فلاة دعوته فرد عليك ضالتك ، قال : فبم تأمرني ؟ قال : لا تسب أحدا ، ولا تحقرن شيئا من المعروف ، وإذا كلمك أخاك فكلمه ووجهك منبسط إليه ، وإذا استسقاك من دلوك فاصبب له ، وإذا اتزرت فليكن إزارك إلى نصف الساق ، إلى الكعبين ، وإياك وإسبال الازار ، فإن إبال الازار من المخيلة ، وإن الله لا يحب المخيلة .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
87961, MA019982
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن أبي إسحاق عن أبي تميمة التيمي قال : جاء أعرابي النبي صلى الله عليه وسلم فقال : أيا تدعو ؟ فقال : أدعوك إلى الذي إذا يبست أرضك وأجدبت دعوته فأنبت لك ، وأدعوك إلى الذي إذا نزل بك الضر دعوته فكشف عنك ، وأدعوك إلى الذي إذا أضللت ضالة وأنت بأرض فلاة دعوته فرد عليك ضالتك ، قال : فبم تأمرني ؟ قال : لا تسب أحدا ، ولا تحقرن شيئا من المعروف ، وإذا كلمك أخاك فكلمه ووجهك منبسط إليه ، وإذا استسقاك من دلوك فاصبب له ، وإذا اتزرت فليكن إزارك إلى نصف الساق ، إلى الكعبين ، وإياك وإسبال الازار ، فإن إبال الازار من المخيلة ، وإن الله لا يحب المخيلة .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 19982, 11/82
Senetler:
1. Ebu Temime Tarif b. Mücalid el-Hüceymî (Tarif b. Mücalid)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Doğal kaynaklar, Su, ortak kullanımı
İyilik, iyiliği küçümsememek
Kibir, elbiseyi yerde sürüyerek
Müslüman, Güleryüzlü