حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن سهيل بن أبي صالح عن أبيه عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إذا سمعت الرجل يقول هلك الناس فهو أهلكهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165038, EM000759
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن سهيل بن أبي صالح عن أبيه عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إذا سمعت الرجل يقول هلك الناس فهو أهلكهم
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (SallallahU Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
— Adamın: İnsanlar helak oldu, dediğini işittiğin zaman, (bilmiş ol ki) o, onların en ziyade helak olanıdır.»[239]
Bütün insanları helake düşmüş görmek, bir bakıma kendinin iyi yolda olmasıyle gururlanmak ve kibirlenmek manasını ifade eder. Diğer taraftan Allah Tealâ Hazretlerinin geniş merhametini ve merhametin şümulünü inkâr olur. Aynı zamanda Allah'ın rahmetinden ümit kesmek gibi çok tehlikeli netice doğurur. Bu itibarla insan önce kendi kusur ve ayıplarını görüp düzeltmeye çalışmalı, başkalarını kendinden üstün görmelidir. Maddî bakımdan ihtiyaç göstermemek, manevî bakımdan muhtaç durumda olmak selâmet yoludur.
Bir insan başta kendini Allah katında günahkâr kabul ederek ve iyi olmaya teşvik niyyetini de taşıyarak : «İnsanlar helak oldu» derse, bunda bir beis olmadığı ifade edilmektedir.[240]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 759, /605
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Lanet, Lanetlemek,
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا معاذ بن هشام قال حدثني أبي عن قتادة عن عبد الله بن بريدة عن أبيه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : لا تقولوا للمنافق سيد فإنه إن يك سيدكم فقد أسخطتم ربكم عز وجل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165039, EM000760
Hadis:
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا معاذ بن هشام قال حدثني أبي عن قتادة عن عبد الله بن بريدة عن أبيه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : لا تقولوا للمنافق سيد فإنه إن يك سيدكم فقد أسخطتم ربكم عز وجل
Tercemesi:
— Abdullah, babası Büreyde'den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir : Resûlüllah (Sallaİlahü. Aleyhi ve Sellem):
«— MUnafıka, seyyid = (efendi) demeyiniz; çünkü o, sizin efendiniz olursa, aziz ve cetil olan BaTabınm gadaplandırmış olursunuz.» buyurdu.[241]
Efendilik ve seyyİdlik iyi ve yüksek vasıfları kendinde toplayan kimseye mahsus isimlerdir. Münafık kimse, gerçek imandan mahrum olan büyük noksanlıkla nitelenendir. Münafık olana bu iyi ismi vermek, kelimeyi kullanıldığı yerin başkasında kullanmaktır. Münafık buna lâyık değildir. Bir kimseye de lâyık olmadığı bîr vasıfla hitap etmek, Allah'ın rızasına uygun düşmez. Üstelik bir münafık efendi olarak kabul edildiği takdirde, ona efendi diyenler, onun arkadaşları olurlar; çünkü onu başlarına geçirip efendi etmişlerdir. Şayet kalbden inanarak değil de, sırf sözde bir hitab olarak söylenirse, o zaman yalancı olurlar; çünkü inanmadıkları ve bildikleri şeyin hilafını ifade etmişlerdir. Hangi halde düşünülürse düşünülsün, münafık oland üstünlük ifade eden sözlerle hitap etmek Allah'ın rızasına aykırıdır; onun gadabını gerektirir. Allah'ın bir kimseye gadap etmesi de onun helakine kâfidir.[242]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 760, /605
Senetler:
1. Ebu Abdullah Büreyde b. Husayb el-Eslemî (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)
2. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
6. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Allah İnancı, kızması / gazabı/ buğzetmesi ve sebepleri
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Münafık, Hz. Peygamber'in münafıklarla ilişkileri
Münafık, Nifak / Münafık
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثني بن أبى حازم عن العلاء عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يقل أحدكم عبدي أمتى كلكم عبيد الله وكل نسائكم إماء الله وليقل غلامي جاريتى وفتاى وفتاتى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164021, EM000209
Hadis:
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثني بن أبى حازم عن العلاء عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يقل أحدكم عبدي أمتى كلكم عبيد الله وكل نسائكم إماء الله وليقل غلامي جاريتى وفتاى وفتاتى
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'den (Radiyallakû anh) rivayet edildiğine' göre, Peygamber (SaîUıllahü Aleyhi ve Selîem) şöyle dedi:
«Sizden hiç biriniz, kölem = kulum, demesin. Hepiniz Allah'ın erkek kullarısınız ve sizin bütün kadınlarınız da Allah'ın dişi kullarıdır. İnsan : Oğlum, cariyem, delikanlım ve genç kızım desin.»[417]
Gerçek kulluk, ubudiyyet Allah Tealâ'ya yapılır. Herkes Allah'ın kulu olmakla ve bunu itiraf etmekle yaratanına tazim etmiş, onu yüceltmiş olur. Yaratıklardan hiç bir varlık bu tazime hak kazanamıyacağından bu büyüklüğü ima edecek bir ifade kullanmamalıdır.: Bunun için Peygamber Efendimiz, köleye : kölem ve kulum manâlarına gelecek kelimeleri kullanmamayı emretmektedir. Bu kelimeleri kullanmakta tekebbür var, böyüklenme var. Halbuki Müslüman büyüklük taslamaz, mütevâzi olur, kibar otur.[418]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 209, /196
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Kölelik
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا سفيان قال قال عمرو عن بن عباس : لا يقولن أحدكم لشيء لا يعلمه الله يعلمه والله يعلم غير ذلك فيعلم الله ما لا يعلم فذاك عند الله عظيم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165043, EM000764
Hadis:
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا سفيان قال قال عمرو عن بن عباس : لا يقولن أحدكم لشيء لا يعلمه الله يعلمه والله يعلم غير ذلك فيعلم الله ما لا يعلم فذاك عند الله عظيم
Tercemesi:
Ibni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Sizden biriniz, bilmediği bir şey için, Allah o şeyin gayrini bildiği halde: Allah onu bilir, (şöyledir) demesin. Böyle yaparsa, sanki bilmediği bir şeyi, Allah'a öğretmeye kalkmış gibi olur ki, bu Allah katmda büyük bir suçtur.[249]
Bilhassa cehaletin yayıldığı ve manevî sorumluluğun idrak edilmediği zamanlarda insanların çoğuna bilmedikleri şeyler sorulduğu zaman, kibirlerinden ve hafifliklerinden dolayı nefislerine mağlûp olarak «bilmiyorum» demezler. Bilmedikleri mesele hakkında : «Allah bilir, bu mesele böyledir» diyerek cevap verirler. Halbuki Allah'ın ilminde gerçek bu değildir. Böylece Allah'a yalan isnad ederler. Allah'a yalan isnad etmekten büyük suç olur mu?
İnsan şek ve şüpheden ârî olarak yakînen bildiği meseleler hakkında : «Bu iş Allah bilir şöyledir» söyleyebilir. Bunda bir mahzur yoktur.
O halde insan bilmediği bir şey için çekinmeden «bilmiyorum» demeli, onur etmemeli, kibir taslamamalıdır, manevî sorumluluktan korkmalıdır. Aksi halde insanın dinden çıkması gibi tehlikeli haller olur. Ancak kesin olarak bilinen işler hakkında «Allah bilir, böyledir» denebilir. Bunda bir sakınca yoktur.[250]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 764, /608
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Yalan, yalancılık
حدثنا مطر بن الفضل قال حدثنا حجاج قال بن جريج سمعت مغيثا يزعم أن بن عمر سأله عن مولاه فقال الله وفلان قال بن عمر : لا تقل كذلك لا تجعل مع الله أحدا ولكن قل فلان بعد الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165061, EM000782
Hadis:
حدثنا مطر بن الفضل قال حدثنا حجاج قال بن جريج سمعت مغيثا يزعم أن بن عمر سأله عن مولاه فقال الله وفلان قال بن عمر : لا تقل كذلك لا تجعل مع الله أحدا ولكن قل فلان بعد الله
Tercemesi:
İbni Cüreyc demiştir ki, Muğîs'den işittim; o zannediyordu ki, Ibni Ömer, kendisine azadlısından sormuş. Muğîs de : — Allah ve falanca (bilir) dedi. Ibni Ömer:
— Böyle söyleme, Allah ile hiç kimseyi birlik yapma; ancak Allah'-dan başka falan (bilir) söyle, dedi.[285]
Her şeyi yaratan ve her şeyi mahiyeti üzere eksiksiz bilen Allah Teafâ olduğundan, bir işte, insanlardan veya yaratıklardan birini ona ortakmış gibi bİrliktç göstermek tevhid inancına aykırıdır. Bu beraberlik gerçek manada ifade edilmese bile edebe aykırıdır. Yüce Allah her işte yalnız basınadır, beraberlik ve ortaklıktan münezzehtir. Gerçekten bu işi Allah bilir, ondan sonra falanca bilir, şeklinde konuşmakta ise bir sakınca yoktur. Hem akideyi koruma, hem de edebe riayet bakımından böyle hareket etmelidir.[286]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 782, /623
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سفيان عن الأجلح عن يزيد بن الأصم عن بن عباس قال رجل للنبي صلى الله عليه وسلم : ما شاء الله وشئت قال جعلت لله ندا ما شاء الله وحده
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165062, EM000783
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سفيان عن الأجلح عن يزيد بن الأصم عن بن عباس قال رجل للنبي صلى الله عليه وسلم : ما شاء الله وشئت قال جعلت لله ندا ما شاء الله وحده
Tercemesi:
— Ibni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, bir adam Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Sellemfe :
— Allah dilerse, sen de dilersen (olur), dedi.
Peygamber şöyle buyurdu:
«— Allah'a eş koştum; Allah yalnız başına diler.»[287]
Burada do Allah'ın dilemesine hiç bir kimseyi ortak koşmamak için onun dilemesiyle beraber başkasının dilemesini ortak koşmamayı Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selltm) bize tavsiye buyurmaktadır. Zira Allah'ın dilediği her şey, başkasının dilemesi olmaksızın meydana gelir. Bir şeyin olması için sadece «Ol» emri kâfidir. Başkasının dilemesine ihtiyaçtan beridir. Bunun için Allah'ın dilemesine başkasının dilemesini iştirak ettirmek şirk olur. Bu manaya ve inanca düşmemek İçin söylenen söze dikkat etmelidir. Kul esbaba mübaşereti itibariyle böyle lâfız kullanılabİlİrse de, yine terk edilmesi evlâdır.[288]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 783, /623
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن سماك عن علقمة بن وائل عن أبيه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يقولن أحدكم الكرم وقولوا الحبلة يعني العنب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165075, EM000795
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن سماك عن علقمة بن وائل عن أبيه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يقولن أحدكم الكرم وقولوا الحبلة يعني العنب
Tercemesi:
— Alkame, babası Vail'den rivayet ettiğine göre, Peygamber (Saîlalhhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«— Asla sizden biriniz (üzüme) kerm demesin. Siz, habele yani üzüm deyiniz.»[311]
Bu hususta yeterli bilgiyi özet olarak Kamus tercemesİnden alalım ;«Kerm =r^f» kâfin fethi ve rânın sükûnu ile yaş üzüme denir; ineb = manasına... Hadîste : kerm demeyiniz; çünkü kerm = kerim müslim plan adamdır.»
Buyurulmuştur. Bilinmelidir ki, üzüme kerm söylenmesi, şırasından elde edilen şarap, iyilik ve cömertlik hasletine götürücü ve hareket ettirici olduğuna mebnidir. Asılda kât" ve râ'nın fetheleriyle « r .5" = Kerem» diye isifrı verilmişti. Daha sonra hafifletilerek râ sakin kılındı (ve Kerm = öldü.)
Kaldı kİ keremi hakikî, hazreti kerim, Vehhab Celle şanuhu sıfatıdır. Sonra mü'min ve müslim sıfatıdır. Peygamber (Saltatlakii Aleyhi ve Sellem) Hazretlerinin üzüme Kerm ismini vermekten yasaklamaları hakikate mahmul olmayıp belki şu hususa işarettir: Kerem maddesinden alınan isimle, bu üzüm nev'ini isimlendirmek uygun değildir. Doğrusu müslüman ve mü'min kısmı buna lâyıktır. Hele üzümden haram olan şarap elde edilmesinden ötürü ona bu güzel ismi vermek hiç de uygun değildir. Bunun için Habele ve Zere Cin gibi isimlen «kerm» yerine üzümde kullanınız.[312]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 795, /631
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
حدثنا قتيبة قال حدثنا جرير عن الأعمش عن حبيب بن صهبان الأسدي : رأيت عمارا صلى المكتوبة ثم قال لرجل إلى جنبه يا هناه ثم قام
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165079, EM000798
Hadis:
حدثنا قتيبة قال حدثنا جرير عن الأعمش عن حبيب بن صهبان الأسدي : رأيت عمارا صلى المكتوبة ثم قال لرجل إلى جنبه يا هناه ثم قام
Tercemesi:
Hubeyb ibni Sehbân El-Esedî'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir :
«Farz namazını kılmakta olan Ammar'ı gördüm. Sonra yanındaki bir adama:
Ya henah = Ey adam! dedi, sonra kalktı (gitti).»[317]
Arapça bir çağırma tâbiri olarak kadınlara «ya hentah» ve erkeklere «ya henah» diye hitap edilir. Biz Türkçe karşılık olarak «ey kadıncağız» ve «ey adam» ifadelerini uygun bulduk. Bunlar erkek ve kadınlara ait birer ünlem ve çağırma tâbirleridir ki, edebe aykırı sözler değillerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 798, /633
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني عبد العزيز بن أبي سلمة عن بن أبي صعصعة عن أبيه : أن أبا سعيد الخدري قال له يا بني
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165501, EM000808
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني عبد العزيز بن أبي سلمة عن بن أبي صعصعة عن أبيه : أن أبا سعيد الخدري قال له يا بني
Tercemesi:
Ebû Sa'saVdan rivayet edildiğine göre, Ebû Saîd El-Hudrî, kendisine «Yavrucuğum!» demiştir.[337]
Bu bölümle ilgili diğer hadîslere bakılsın. Ashab-ı kiramdan olan Ebû Saîd El-Hudrî hakkında birinci cild, 510 sayılı hadîs münasebetiyle gerekli bilgi verilmiştir.[338]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 808, /638
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Sosyal Hayat, mü'min-müşrik ilşkisi
حدثنا محمد بن يوسف قال حدثنا سفيان عن هشام عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يقولن أحدكم خبثت نفسي ولكن ليقل لقست نفسي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165502, EM000809
Hadis:
حدثنا محمد بن يوسف قال حدثنا سفيان عن هشام عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يقولن أحدكم خبثت نفسي ولكن ليقل لقست نفسي
Tercemesi:
— Hz. Aişe'den — (Radiyallahü anha) —, o da Peygamber (SallaltahU Aleyhi ve Sellem) den rivayet ettiğine göre, Peygamber şöyle buyurdu:
«Sizden hiç biriniz: Nefsim habisleşti, demesin; fakat nefsim daraldı, desin.»[339]
Habaset ve habislik, Şeytanın sıfatlarındandır. Şeytan için bilinen bu sıfatın insanlarda kullanılması doğru değildir Çünkü habaset, çirkinlik, pislik ve murdarlık gibi manalar taşır. Mu'minİ bu gibi fena vasıflardan arındırmak gerekir. Nefse tariz edilmek istendiği zaman, daralmak ve sıkılmak manalarına gelen sözler kullanılmalıdır. Arapçada «Lekısat nefsi — Nefsim daraldı,» diye söylemelidir. Bu da bir edeb ifadesidir.[340]
810— Ebû Ümame, babası Sehl ibni Huneyfden rivayet ettiğine göre, Peygamber (Saltaîlahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Sizden hiç biriniz, nefsim habisleşti demesin asla; nefsim sıkıldı, desin.» (Ravi Muhammed ibnu'1-alâ demiştir ki, bunu Ukayl de isnad etmiştir.)[341]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 809, /639
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan