123 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Peygamber Efendimiz burada bize konuşma ve hitab edebini öğretiyor. Mevkî ve durum bakımından en aşağı seviyede olan köle ile efendi arasındaki hitab edebî, temel ölçü olarak ele alınırsa, bunlar dışındaki konuşma ve karşılıklı hitapların daha büyük önem ve ciddiyet kazanacağı şüphe götürmez bir gerçektir. Dinimiz bize nezaket ve tevazuu, hoş ve tatlı söz söylemeyi emrediyor. Azamet ve ululuk Allah Tealâ ya mahsustur. Yetiştirici ve terbiye edip kemale erdirici manâsını taşıyan Rab ismi, Allah Tealâ'nm isimlerinden olduğu cihetle, köle veya hizmetçinin efendisine Rabbım, diye hitap etmesi caiz olmaz. Uygun düşen, efendim diye çağırmasıdır. Efendisi de hizmetçi veya kölesine, kulum veya kölem diye hitap etmiyecek, delikanlım, kızım ve oğlum diyecektir. Çünkü Allah'ın yarattığı bütün insanlar, onun kulla- ndır. Kul, kula büyüklük taslıyarak, kibirlenerek kulum diyemez. Kibirlenmez ve büyüklenmek haramdır. İşte bu ölçü dairesinde hareket ederek her kademedeki insanların karşılıklı olarak birbirlerine hitapları nezaket ve itidal kıvamını açmamalıdır. Büyüklenme haram olduğu gibi, büsbütün küçülüp başkasına kul olmak da haramdır. Saltanat ve İzzet Allah'a mahsustur. Allah dan başkasına kulluk edilmez. Şahsa hitap şekli ile, işçim, memurum, hizmetçim, aylıkçım, kiracım, hammalım denmesi edebe aykırıdır, örfe göre en kibar kelimeleri kullanarak ne muhatap rencide edilmeli, ne de hitap eden büyüklük tas-lamalıdır. Aşağı rütbe ve mevkide bulunan şahıs âaf üstüne haddinden fazla tazim ifade edecek Mevlâm, velİyyi nimetim gibi sözler kullanmamalıdır, Amma insanın yüzüne karşı hitap şekli ile değil de, onun gıyabında başkasına hizmetçim şöyle yaptı, işçim böyle dedi gibi ifadelerde bir beis yoktur.
Açıklama: Büyüklük ve ululuk manâsına gelen «Seyyid» kelimesi ile kendisine hitapta bulunulmasını Peygamber Efendimiz istememişlerdir. Çünkü hakikatte ululuk Allah Tealâya mahsustur. Hz. Peygamber edebe ve tevazua riayet buyurmuşlardır ve diğer kavimlerde âdet halinde kullanılan dünyevî iltifatların terk edilmesini İstemişlerdir. Mecaz olarak seyyİd lâfzının insanlar arasında kullanılmasında bir mahzur yoksa da evlâ değildir. Peygamber Efendimizin; «Ben, Âdem evlâdlarimn seyyidiyim.» (Bunda övünme yoktur.) buyurması, manevî rütbe olan Peygamberlik rüt-besmİ beyandan ibarettir. Yoksa, bu şekilde kendilerine hitab edilmesini istemeleri demek değildir. Fakat bize düşen, gıyablarında hürmet ve tazim lâfızlarım kullanmaktır. Ashab-ı kiram umumiyetle : Ya Nebiyye'llah, Ya Resûİallah, diye kendilerine hitab ederlerdi.